28 Ocak 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

28 Ocak 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii ii ? Resim .. debi yat 3 Benerci Kendini Niçin öldürdü? Yazan: Nazım Hikmet Ressam: Fikret Mualli Basan: Sühulet Kütüpenesi Nazrm Hikmetin bir kitabı wkar çikmaz, türlü türlü hadiseler olur. Bu! sefer de öyle oldu, ve Nazımın kita! bma ilk taşs—Somadevanın Benerciye attığı ilk taş gibi — en yakın dostu olarak tanıdığımız Vi — Nü atlı, Vâ — Nü ya nazaran Nazım Hik- met, artık 1992 senesinde eskileşmiş yenilikler yapmakta devam ediyor - muş. Belki de doğrudur. Zira, Nazım Hikmet 1932 senesine nazaran yeni da bugün yaşıyan, iyi veya kötü, ken ileri giderek istikbali haber vermiye| başlamıştır. (Roy Dranat'ın ölümü) buna bir misaldir. e ae Roy Dranat kimdir? (Benerci) de- ki bötün şahsiyetler gibi Roy Dranat' ım bugün yaşıyan, İyi veya kötü, ken disine bir isim yapmış olan bir şahsi yeti remzeder. Roy Dranat ismi de Hindistanm birbirine zıt ili © başında bulunan Roy ile ; Zndra » nat Tagar'un isimlerinin — üpkı Vâ- lâ Nrettin'in, VA — Nu oluşu gibi — imtizacmdan yapılmıştır. Şimdi Nazım Hikmetin ağzından Roy Dranat'ın ölümünü beraber oku- yalım: eyant Girdim ki içeriye iki eli yanına gelmiş yatıyor otel odasının dört topuzlu karyolasında, Ölü. Omuzlarına kedar çarşafla örlülü. gözleri açık... Çarşafın altında ayakları: acayip bir hayvanın dinliyen ku-| Jakları. Gözleri bakıyor ayakları arasından dolaba. Dolabın aynasında görüyorum: başını değil, yüzünü değil, kaşını değil, kapakları açık, içi örtülü gözlerini yalnız ölü gözlerini Gözleri bakıyor dolaba. Ehramda bir kapı açar gibi açtım dolabı, Alt katta bir kutu ver: kutuda ölünün hiç giymediği siyah kunduralar, Ülülü elbiselerle dolu orta kat: asılmış dolabın içine sıra sıra elsiz ve başsız Roy Dranal. Bir şişe permanganat yakalık, mendil, çorap. Bir kitap: çok eski günlerde beraber okuyup satırlarının altını beraber çizdiğimiz bir kavga kitabı. Kapadım dolabı . Onun, dolaba bakan gözlerini kapa- dum. Artık satılacak bir yürek! kiralık bir kafa bile yek, Roy Dranat hoşça kal mesele yok, YORGAN GİTTİ, KAVGA BİTTİ. **. Gelelim Benerci'ye. Bu delikanlıyı, kitabı acınca odasında bir inciliz Misi i bi bazı muayyen bir devreden sonra Marinetti ve Bundan evvel yazmış olduğum bir yazıda, Marinetti'nin tercümeihalini ve fütürizm cereyanının bir (Iis) ol duğunu söylemiştim. Bugün, Marinetti'nin vermiş oldu- ğu konferansların ve kendisile dost bir evde geçirdiğim gürültülü hir ak şamın bende bıraktığı intibaları söy. liyeceğim. Önce Marinetti'nin şahsiyetini söy liyeyim. Marinetti, şiirlerini okuduğu zaman şiirleri ve kendisi derhal yük selen, münakaşa ettiği vakit fikir o- yunları içinde mütemadiyen dola - şan, kaybetti, zamanlar vermesini bilen, kaazadığı zamanlar almıyan, a teşli, inkârlara rağmen inandırıcı, şahsiyetini kabul ettiren, döğüşken, hodbin bir şair, münekkit ve propa *i gandacıdır. Marinettinin — kendisinin de biz. zat söylediği gibi — tesadüfen başı na geçtiği ve ancak bir emprezaryo gibi bütün dünyaya takdim ettiği fü türizm cereyanı dünyadaki san'at ve edebiyat (avant « garde) çilarının he; yeti umumiyesini içine almış olan bir cereyandır. Bundan yirmi bir sene ke dar evvel ilk tezahürünü yapmıs 0 - lan bü cereyan, her uğradığı 17 merkezlerinde ve memleketlerinde, o- radaki ihtilâlei cereyanlarla birleşes! rek hususi bir şekil almıştır. Fransas da kübizm ile mezcolmuş, Almanya »| da Ekspresizmüs, İngiltere vortizm, ve daha başka memleketlerde meselâ İspanya ve bilhassa Rusyada büsbü- tün başka cereyanlara tahavyül et - miştir. i Bugün bir fütürizm var mıdır? Vardır. Fakat biz onu, doğrulu »! ğu cereyanların menbainı aradığımız zaman görüyor, buluyoruz. Fütürizm, Marinettinin dediği gi - icat edilen makinelerden doğan bir gok yeni hisleri ifade için yenj yeni kelimeler bulmak, maziyj ve maziyi ih ya etmiye uğraşan zekâyı inkâr et - mektir. Maziyi inkâr etmek deyince, akla katiyyen eski hislerin de yıkıl-. ması demek gelmemelidir. Bilâkis! (His) olan her şey fütüristdir ve füs türizm bir taraftan da dinamizm de. mek olduğu için bu hisleri en dina »; mik ve yeni teşbihlerle söylemek an laşılmalıdır. ... Marinetti'nin (fütürizm) i, kat'iy-i yen muayen kaideleri olmıyan ve © - sas olarak bir tek düstura irca edile bilecek mahiyette bir cereyandır. Bu düsturu bizzat cereyanın ismiyle — Yani (istikbalcilik — anlatmak ka - bildir. Meselâ bügünün fütürizmi, mili * sini beklerken buluyoruz. Mis geliyor! ve (sen; beklettim mi) diye soruyor;| sonra: Kadın | yakaladı genç adamı elinde genç adam yakaladı kadını belinden bir yumrukta kırdı camı oturdular pencerenin içine. Bir Hintli gençle Mis gibi hir İn- i giliz misinin, gökleri tırmalıyan bir apartmanın çıplak tavan arasmda bir) teşmeleri, bu birbirini ölüme yakın bir) ihtirasla dişliyerek seven, kanları, renkleri, mefküreleri zıt iki meveudi-| yetien elbette bir krvılerm çıkacaktı. ve bu kıvılcım, hintlinin yumruğile kırılan camlarm (kırıkları halinde Heraklit'in nehrini ateşledi. Tabi bu hissi (Ampir) bir sâlonda sevgilisinin dizleri dibinde göz yaşla- nı döken; i yukarda söylediğim (acele yazılmış Fütürizm yetperverdir. Fakat Marinetti, siya - sette fütürizmin fütürizmin gayesinin Mitat Be siyasi sınıfı imhaya matuf olduğunu! söylemektedir: — Siyasi sınıf, sulh (devresinde, harbin canlı bir suretle devamını te minden başka bir şeye yaramaz, di. yor. (Fütürizm) edebiyatta, resimde, heykelde, mimari'de siyasette olduğu gibi içtimaiyatta da vardır. Hatta, Marinetti yakın veya uzak bir istik- bal yani (fütür) de bunun kimyada ve insanların bedeni teşekküllerinde bile olacağını söylüyor: — Hava hayatı, tayarecilik ve ye - mek meselesi bunları temin edecek - tir. Diyor, ve onunla Konuşurken o ka dar ileri gidiliyor ki, o kadar fütü. rist olunuyor ki, kendisini cerh için ittifak etmiş olan kimseler bile niha- yet bizzat Marinettiyi: — Sen maziperesisin, asıl fütürist biziz, Diye itham ediyorlar. Hakikutte tekimülün, asrımn en seri vasıta » sından daha fazla, hiç olmazsa onun i kadar süratli bir seyir ile gitmesini istiyen, çok hassas fakat ayni Za » manda çok realist bir san'atkârdır. Ve esasen tam san'atkâr devrinin İ- lersine geçen, €ski bağlarla kendini bağlı addetmiyen kabiliyetli insan değil midir? Size şair Marinetti'nin küçük bir parçasını tercüme ediyorum: Müteakiben Müteakiben Yokluk mavi İrade Kırmızı Temenniler penbe Sıkıntı kül rengi Yani Ust Yan Fakat Fakat Bununla beraber Karanlıklar Mülhiş bir sulkast Hazırlıyor ZİRA çok kırmız esasen görünüşe nazaran ÇOK SIYAH Marinetti Bu şiiri, Marinetti taktisiz olarak! yazmıştır. Esasen fütürist şiirler dar, ha ziyade semai olduğu için bunlar inşad edilir, siz de, böyle yaparsanız, tadabilirsiniz. FİKRET ADİL — — “.- Beni sevmezsen İntihar ede - rim!,, diyen Faust anlıyamaz. “ir (Benerci kendini niçin öldürdü) bu günkü şekliyle, mütefekkirlerin ve| halkın da anlıyabileceği bir devrin dastanıdır. Nazım Hikmet, biraz ace Je yazılmış hissini veren bu kitabiyle| eski bir tarzı yenileştirmiş, yeknasak- lığı okunmasına sekle veren roman! okunur bir hale getirmiştir. Yuluz hissi) bu tarzın Nazım tarafından he nüz (Tam) laştırılmış bir biçime sw kulmamış olmasındadır. Araştırma devresinden sonra elbet bir de (Bul“ ma) devresi gelecektir. “. 116 sayfalık bu kitabın iç resimle», ri, metinle birbirne bağlı güzel kro - kilerdir, fa, . Kıymetli bir sam'at- kâr kazadık Ihap Hulisiden sonra memleketimiz, Avrupada hakiki reklamcılığı tahsil etmiş bir genç daha kazandı: Mitat! Bundan beş sene evvel, Parise Mitat Bey resim tabsili için gönderilen gençler arasnda bulunan Mitat orada dört uzun sene muhtelif san'at mekteplerinde didindik- ten ve çalıştıktan sonra, olgun- laşmış bir ehliyetle aramıza dünmüş bulunuyor. Mitatın, uzun uzadıya tercü- mei halinden bahsedecek deği- liz. Ve onun san'atının inceliği hakkında söz söylemektense, kuvvetli renk ve çizgilerinin yaşattığı — eserlerinden — birinin resmini koyuyoruz. Resmi gören okuyucuların, bunları gördükten sonra, (renkli basılamadığı balde, hâlâ mu- hafaza ettiği güzellikler ) hak- kında edinecekleri kanaat, bizim söyleyeceklerimizden çok daha beliğ olacaktır. Mitat, reklâmcılık san'atının bususiyetlerine tamamile vâıkf Mitat Beyin eseri : İstanbul y muvaffakiyetli reklâm r€ simlerile nazarıdikkati celbetmektedi bir gençtir. O, birreklâmda de edilecek fikrin ne olduğ ve ne olması lâzımgeldiğini laylıkla söylemenin yolunu bütün bumahiyette yapılmış lerinde, daha resme ilk bal onların ne maksatla yapılmış duğunu insan kolaylıkla anlar. Mitatın, Paristen döndükt sonra güzel san'atlar akad. sinde “Ardekoratif,, muallimliği” ne tayin edileceğini işitmiştik Bu, Güzel san'atlar akademi içinbir kazanç olacaktı. B kendisini bir kız san'at mekt” binde boca olarak görüyorU” Bununla beraber Mitatın. mef” lekete, ne kadar faydalı bir geti olduğunu, yetiştireceği tale le anlıyacağımız zaman çok bele” değildir. a Cemal Reşit beyin eserlefi Pariste çalınacak Cemal Reşit bey Paris musdi mahafili tarafından davet edi miştir. Pariste Cemal Reşit beyi eserleri bir kaç konserde / caktır. Birinci konser 12 musiki muallim mektebi salo”” da verilecektir. Bu konserde G mal Raşit beyin estantane ismi” de milli bir havası çalınacak” Ikinci konser 14 şubat pol günü Şanzelize tiyatrosmt ii lecektir.Bu konserde Cemal beyin hazırladığı karagöz isi” de bir eser çalınacaktır. Üçüncü konser Pleyel o nunda verilecektir. Bu konseri de zeybek havası, Bartin ba Aydın bavası, yürük çalınacaktır. Cemal Reşit konserlerde bu'unmak üzer€ kaç güne kadar Parise gidi

Bu sayıdan diğer sayfalar: