17 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

17 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İN EŞ — 4 — VAKIT 17 Temmuz 1932. Gazimiz Yalovada Dedeağaç muallim i | İst tarahı 1 inci sayfada! yatile Yalovaya hareket etmiş- İerdir. Derincede Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hz. leriile üçüncü kolordu kumandanı Şükrü Naili paşa, istanbul Valisi Muhiddin Bey evvellki gün saat 18 de Dolmabahçe önünden kalkan Ertuğrul yatile Ya'ovaya gitmiş- lerdi. Bu heyete Yalovada, bir baf- tadan o beri bulunan, ODa- biliye vekli Şükrü Kaya ve dahiliye vikâ'eti hususi kalem müdürü Ekrem Beylerle Seyri. Sefain umum müdürü Sadullah Bey iltihak etmiş, Ertuğrul yalı | am m —— müstakil budutlar içinde yaşa- mak istiyen Türkiyenin idea'ine kavuştuğunu anlatıyordu. Müstakil vatan teşekhil et- mişti, Bu müstakil vatan Lozan sulhü muahedesile tectt edecekti. İşte tam ku esnada, 1922 Teş- rinievvelinin nihayeti günlerinde İstanbul bükümeti büyük bir küstablıkta bu'undu. Lozan sulh konferansına devlet hamına işti- rak etmek istedi. Saltanatın bütün istik'âl barbi müddetince neler yaptığı, nasıl hareket ettiği mağlöp edilen düşman kuvvetlerle nasıl anlaş- malar temin etliği meydanda idi. Artik bir daha ona devlet mu- kadderatı teri o unamazdı. Bu fili hadiseler yanında Büyük Mil- let Meclisinin teşekkülündenberi geçen müzakere safhaları bilhas- Ba birinci teşkilâtı esasiye kanu nunun hazırlanması esnasında Büyük Mustafa Kemalin temsil ettiği “Demokrat, cereyan Mec Jisteki cenah zümeelerinin arzu- ları gibi yalnız muharebe ile meşgul olacak muvakkat bir bü- kümet değildi. Türkiye demokrasisi sulh için mücadele ederken dahili ve ha- rici siyasetini ve harbın heyeca- nınr muasır demokrasinin bir ahlâk umdesinden alıyordu. Bu prensibi şöyle anlatmak müm- kündür: Hariçte müsavi hakk millet, dahilde müsavi haklı va- tandaş vücuda getirinceye kadar dövüşmek! Inönünde ölenler, Sakaryada lananlar, orta Anadoludan ir kartal sürüsü gibi dağların “ tepelerini aşarak Ege kıyılarına inerken gözleri deniz yollarında kalan yayla çocukları muasır de- mokrasinin, muasır ahlâkın ta- .bakkuku için ö'en kabramarlardı. Müsavi insanlar mefküresi bu kadar canlandıktan, yolunda bin- lerce seve, seve can veren genci “bulduktan sonra elbette tahak- kukta gecikmiyecikti. Halbuki “müsavi millet,, mü- savi insan idealine karşı Türk uosurlarına silâh çeken iki kur- vet vardı. Birinci plânda müs- etmlikeci devletler, ikinci plânda sultani Birinci plânda müstemli- keci mağlüp edilince, ikinci plân- daki sultanın ortadan kaldırılma- sı zaten fili bir surette teessüs etmiş olan millet hakimiyetini bir defa daha teyitten başka birşey değildi Türk milleti cemiyet hayatında tekâmül merhalelerini olgun bir şekilde aşa, aşa millet hakimiyeti serhaddine gelmiş ve orada ken- di kudretini Sultanların kudreti yerine ikame etmişlir. Bir Teşrinisani 1922 bize, be- şeri mücadeleler içinde muasır ahlâkın muzaffer olduğu, prensi- bin üstünleştiği, tahakkuk et- gece saat yirmi üç buçuğa doğ- ru Yalovadan Derinceye hareket etmiştir. Yalovada hafkın sevinci Gazi Hazretlerinin teşrif ede- cekleri haberi: Yalovaya kalıba- hk bir balk kitlesini daha bir gün evvelinden cezbetmişti. Ya- lovanın bütün otelleri iskeleden başlıyarak kaplıcalardaki otellere varıncaya kadar dolmuş, her otel hıncabınç denilebilecek bir hale gel mişti. Kaphealarda Taşhanda, Büyük alelde, “Çınar altında boş bir yatak kalmamış, son kalan boş yerleri de akşam geç vakit Bur- sadan gelen bir ingiliz seyyah kafilesi, işgal etmişti. Okadar ki seyr sefainin. cuma günkü son postasile güce saal 23 te gelen yolcuların gece sokakta kalma- ları ibtimali bile baş göstermişti. Yalova kaymakamı Şefik Bey tahacüm eden halka yer temin edilmesi için büyük bir faaliyet gösteriyordu. Yalova iskelesinde Bütün bu halle dün sabah er kenden büyük reisimizi karşıla- mak iç'n hazırlıklara başlamış, bir kısrı kaplıcalarda kalmış, diger mühim bir kısmı da Yalova iske- lesine * inmişti. Yalova iskelesi civarı, bütün dükkânlar ve binalar bayraklarla dunatılmış, köylüler de İstanbuldan gelen karsılayıcı , kitlesine iltihak etmişlerdi, Yalova büyük bir bayram yeri manzara- sını gösteriyordu. Sevgili reisini biran evvel gör- mek istiyen herkes Bususi trenin Derinceye muvasalatile Ertuğrul yatınmn Yalovaya varışı saatleri hakkında tahminler yürütüyor, bütün gözler ufukta Gazi haz- retlerini getirecek yalı araştım- yordu. , Saat on bire doğru denizde bir duman belirdi. Herkes bütün dikkatini gözlerine vererek ge- len gemiyi seçmiye çalıştı. Fa- kat gelem, Seyrisefainin Yalova sabah postasıydı. Bu seferi ya- paw Maltepe vapuru saat onbir- de iskeleye yanaşarak birgün evvelden gelen halkın miktarını bir kat daba çoğaltan büyük bir kalabalığı Yalovaya boşalttı. Yalova postasile gelenler Bu vapurla gelenler arasında Ali Fetbi, Istanbul meb'usu Alâ- ettin Cemil ve Müderris Yusuf Ziya Beyler de bulunuyorlardı. Bu zevat ve bir gün evvelinden Yalovaya gelen Istanbul gazete- leri mümüssileri sahilde bulunan bir bahçede bekliyorlardı. Saat on ikide ikinci defa olarak ufukta abir gemi dumeni daha görüldü. Yine gözler du- mann göründüğü istikamete çev- rildi ve herkes bütün dikkatile gelen gemiyi seçmiye çalıştı. Beyaz renkli olmasından dolayı gelen va; Ertuğrul yatına Çüniüdeime “yak goktiu. Fakat vapur birazdaha yaklaşınca yine aldanıl, anlaşıldı. Gelme ilini fırkası Üsküdar şubesi tarafından tertip edilen gezintiye iştirak edenlerin bulun- dukları Şikeli Hayriyenin 71 nu- maralı vapuruydu. Bu sırada Yalova kaymakamı Şefik Bey bekliyen zevata haberverdi : Ertuğrul yatı iki saat evvel Derincedeü hareket etmiş. 7İ numaralı vapur Yalova is- kelesine yanaşmıştı, Fakat gezin- tiye iştirak eden halkın arzusu ve ısrarı üzerine dışarıya hiç bir yalca çıkarmadan tekrar hareket ederek Ertuğrul yatın: karşıla- mıya gitti. Garbi Trakyalı gazeteciler Saat 13 30 da iskeleye yanaşan bir motörden, salı ogününberi Istanbulda bulunan Garbi Trak- yalı gazeteciler ve gelen Garbi Trakyalı seyyah esine riya- pa set eden mektebi müdürü M. Gardikas çıktılar. Garbi Trakyah meslek- | daşlarımız sabahleyin 8,20 vapur runu kâçırmışlar, bunun üzeride kiraladıkları bir motörle Yalova- ya hareket etmişlerdi. Meslek- daşlarımızın dün pek talii olma- dıkları anlaşılıyordu. Filhakika tesadüfen, kapıtanı Yalovaya hiç gitmemiş bir motö- re binmişler ve Yalova yerine bir sant uzakta başka bir köye gitmişler, oradan köylülerin ta- rifi üzerine tekrar geriye döne- rek Ya'ovaya gelmişlerdi. Yunan gazetecileri Ya'ovaya vardıkları vakmt Gazi Hazretleri- nin teşrifleri yaklaşmıştı, Halle * ten bazısında bulunan dürbinler ufku tarassut ediyorlardı. Saat on dörde yirmi kalmıştı, ilk müj- i deyi Müderris Yusuf Ziya Bey verdi ; Ertuğrul getiyor Bütün gözler © istikamete çevrildi. Filhakika ufukta gittil- çe büyüyen beyâz bir nokta vardı. Biraz sonra gelen gemi- nin, yüksek direklerinden, Estuğ- | rul yatı olduğu anlaşıldı. Yat yanında 7İ numaralı vapur oldu- | ğu halde ilerliyerek millet çiftli. ği istikametine geldi ve orada durdu. Yatın çaldığı düdük üze- rine iskelede bekliyen Ankara ve Sakarya motörleri oraya ha- reket ettiler. Reisi cümbur Haz- retlerinin millet çiftliğine çıka- cakları anlaşılıyordu. Karşılamıya gelen zevat otomobillerle iftliğe hareket ettiler. Gazi Hazretleri ve kendilerile birlikte Ankaradan gelen fırka umumi kâtibi Recep, Gaziantep meb'usu Kı'ınç Ali, Nuri, Bolu meb'usu Cevat Abbas, Sinop meb'usu Recep, Zübtü, -Bozoyuk meb'usu" Salih beylerle kendile- rini Derincede karşılayan Büyük Millet meclisi Reisi Kâzm Paşa Hz. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Vali Mubittin beyler üçüncü kol ordu kumandanı Şükrü Naili paşa Sakarya motoriç Erluğruldan karaya çıkmışlardı. Reisicümhur hazretleri millet çiftliğinin sahilde Bulunan tera- sında bir müddet isfirahat ettiler. Bu esnada gazete fotugrafcı- ları Büyük Reisimizin müteaddit pozlardan fotoğraflarını çekiyor- lar ve bu kiymetli intibaları tesbit etmiye çalışıyorlardı. Çok beşuş (bulunan Gazi hazretleri bu sırada yanlarındaki zevatla lâtife ediyorlardı. Bu arada Nuri Bey için de: “ — Nuri Bey kendine çeki- düzen veriyor.,, Dediler. Reisicümhur Hazretleri Millet çiftliğinde bir müddet daha din- |! lendiktemn sonra saat on beşe | doğru Sakarya motorile kablıca- lar yolunda bulunan Baltacı çifi- | : liğine hareket ettiler. Büyük Reisin iMifatları e iş Büyük Reisimiz burada mo- tordan çıktıktan sonra çifliğe doğru ilerlerken kendilerini hörmetle selâmlıyan halka: “ — Nasılsınız, Beyler.,, Diye iltifat ettiler, Salonda bir müddet oturduktan sonra çiftliğin müştemilâtmı gezdiler ve saat on beş buçuğa doğru olowobille kaplıcalara hareket ettiler ve köşklerine çekildiler, Derincede Reisicümhur Hz. nin bulundu'- ları tren evvelki akşam 19,30da Ankaradan bareket etmiş dün sabah 8,30 da Derinceye varmış- tır. Gazi” Hz.ni burada Mili müdafaa vekili Zekâi Beyle Iz- mitte bulunan ve oradan Derin- ceye geçen Milli Müdafaa vekâ. leti müsteşarı Sedat Pş., kolor- du kumandanı Naci Pş. karşıla- mışlar, Ertuğrul yatı saat 10 da Yalovaya hareket etmiştir. — silk e GObi çöllerinde Türkçeye çeviren ÖMER RIZA —32 — Yazın SVEN HEDİ GOR ÇÖLLERİNDE 63 4 gutlar arasında üç sene kalarak bir eser yazmişte. is Turgutlar on sekizinci asrın ortalarında mühim bir &© idiler, Prenslerinin adı Usiba idi. Bu sırada Ruslar koraşul! harp halinde bulunduklarından Turgutlar da on'ara yardı. mişler, fakat bu yüzden büyük zararlara uğradıkları için» tabfiyetinden çıkarak başka otlaklar bulmağa karar vet | Usibanm Çinde ikamet eden bir akrabası onun karagâhın# lerek İli arazisini fethetmesini tavsiye etmişti. Usiba bu Turgutları alıp götürmek istediğinden Vole garbında yaşıyan Turgutları da çağırimış, fakat kışın nebif madığından bunlar nehri geçememişler, Usiba da 160;000 adi İa hareket ederek İliye doğru ilerlemişti. Bir aralık Ruslar kibine uğrıyan Usiba onların elinden kurtulmuş, fakat dahâ ra kazaklarm taarruzile karşılaşmış ve yolunu değiştirerek ; gerin şimali garbisindeki Buluta doğru ilerlemiş, Bulutlu! tecavüzüne uğramış, Buhıtlular onların çadırlarını rd Ga arabalarını ellerinden almışlar, Usiba ile arkadaşları da yani çöle sığınmışlerdi. Gebide on gün dolaşan Usiba ile | daşları bir damla su veya ot bulamadıklarndan atlarımd öküzlerinin kanımı içmeğe mecbur olmuşlar. Bu macera den kabilenin yarısı ile bütün hayvanları helâke uğramı Usiba ile kabilesi yedi aylık yürüyüşten sonra İli hud na vardı (160) bin kişilik kabileden ancak (70) bin kişi kal &: İli valisi Ceneral Şukuti Turgutların geldiklerini anlayif hududunu müdafaa için askerler ve Turgutların ne nedi anlamak için elçiler göndermiş, Usiba Rus memleketinde mak istemediklerinden Lâmalar memleketine geldiklerini a) mıştı, Çinliler Turgullulara yapacakları muameleyi bir türlü) rarlaştıramamıslardı. Bazıları onların kabul edilmeleri, da kovulmaları lehinde idiler. Fakat imparator Çien Lung oni büsnü suretle karşılamağı istemiş ve reislerini (Tehol) e dil ederek Usibaya (Han) unvanını, kardeşine prens unvanını miş ve Turgutların reislerine de yüksek unvanlar tevcih etmi Bunun üzerine kabileye yeni otlaklar tayin olundu. bivi Karaşehir, biri Tarbagatay sarkımda, biri İli ve Urumçi i sında, biri de Kuljanın sarkındadır. Bundan başka im Turçutlara 140,000 at, öküz, koyun ve sonra tekrar 120,000 Mİ vam, sonra çay, hububat, pamuk, elbise, çadır ve saire de verfİ ti. Çin muharrirleri dahx sonra Turgutların nasıl Etsin | kenarını geldiklerini anlalıyorlar. Bu tafsilâttan Turgutların! esırdanberi Etsin gölde yaşadıklarr anlaşılmaktadır. Bunlar, ? bo Norun bir asırdanberi bütün bütün kuramadığını bize tef hepsi doğrudan doğrüya imparatora tâbidiler, ww; Cümhurit I9İ1.de ilâm ie bu alâka kesilmiş ve Etsin gide. yaşıyan gutlar Kansu vilâyetinin hükmüne girmişlerdi. Bununla berab ——64 GOBİ ÇÖLLERİNDE Tarsutlar Prensi Pekin hükümeti ile doğrudan doğruya da tef edebiliyer. Turgutlar, yukarıda mevzuu bahsettiğimiz dör vidi başka Kobaonun cenubu garbisinde ve cenubunda da ya: tadırlari 5 WE Çöl bataklıkarı vi Kum fırtınaları Sekiz Teşrinisani günü, seyabatimizin ikinei mühim maki başlıyorduk. Seyahatimizin ilk günü bir tecrübeden farksız. Mi: dımız, develerin rahat rahat hareket edip etmiyeceklerini a" maktı, a “ervanımızın büyük bir kısmı yola koyulmuştu. Nehir karaırzda kalmış, orman nihayet bulmuş ve biz ellinci konaği kurmüştek. ; Yeniden yola çıktığımız icin hepimiz neşeli idik. i Erteşi gün çıplak ve arızalı yollardan ilerledik. Moruin le vardık. 18,4 metre genişliğinde olan yatağından geçerek kenarlorımdaki ormanlarda konakladık. Benim iksmetgâhim Mongol yurdu idi. Artık yaza, güzel, unutulmaz yaza veda yor ve Asyanın en müthiş kışlarından birile karşılaşıyordul rada Turgulların yurtları var ve bu yurtlarda yirmi aile y Jantsang namında bir Turguttan bu havaliye Toroy nildiğini anladık, Ru havalide kurt, tilki, yabani kedi ve var. Zaten Turgudun kendisi de avcılıkla meşgul oluyor v€ ladığı hayvau'--n derilerini Çinlilere satıyor. Bu Turgut Dokior Hodun cenup yolunu tutarak (Hami) ye gittiğini sö Bizive de cenup yplunu tutmamızı istedi. Biz deonu di Fakat onu dinlemekle felâkete uğradık, 11 Teşrini sani gecesi hararet tahtessıfır 14.2 ye Ortalık sakindi, kamer yurdumun bacasından gümüş şunların piyordu. Gecenin soğukluğuna rağmen gündüzün harara€t kessıfir 10 dereceye çıkıyordu. 24 ve küsur kilometre giti” sonra Tsahsçra Holosun'da yani (sarı sazların hududunda) nwkladık. Arazi çıplak ve sert olduğundan otomobil ile imkân var, Mongolistanm bu havalisi, hiç bir kimseye ait miş gibidir. Çünkü burası Mongolistan cümhuriyetine ait Göçebelerden bir kimse yok. Sonra Çinlilerin bir tek izine düf olunnüyer, Ötede beride metrük afyon sahaları var» ku havali. si, .h tilkiler bulunuyor. Burası yabani cennetidir. Fakat Turgutlar ilâhların bışmına uğramamak vaha? karmnmalanş Hldiimmieaslar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: