1 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

1 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa 4 Sair Ahmet Haşimle-başbaşa bir saat “Karagöüzün mezarını arıyorlarmış; ölmedi ki mezarı olsun, ölen Hacivattır” Kadıköyünün Babariye cadde- sinden geçerken arabacı birden bire arkasına dönerek: — Beyefendi, biz (Belvü ote- M) diye anyoruz, sakın Belvü apartımanı olmasın. Çünkü bu- rada bu isimde bir apartıman var. Şurada yaklaşıyoruz. dster- seniz bir kerre de oraya baka- lım.,, Yarım saatleriberi bu arabacı ile beraber Modanın her tarafı- ni dolaşıyoruz. Bu semtte kaç tane otel ve pansiyon varsa hep- sini birer birer gezerek: Ahmet Haşım bey burada mı?,, Diye soruyoruz. Fakat hepsin- den adeta bir nakarat şeklinde aym cevabı alıyoruz: — Hayır! #kametgâhını bana sağlik weren arkadaş (Modada (Belvü oteli) dediği o zaman bu isimdeki otelin Kalamışta oldu- ğunu söytemiştim. Fakat arkada- şım hayır Modadada var diye israr ettiği için mot defterime o yolda işaret etmiştim. Halbuki Modaya gelipte bu isimde bir ötel olmadığını anlayınca kaç tane otel ve pansiyon varsa birer | birer dolaşmıya karar verdim. Nihayet bunların hiç birinde Ha- | Haşimin ———€X”llil/Ö- > --- - - ——-- şim isminde bir kimse olmadığı- na kanaat getirmiştim. işte ara- bacının bir kerrede (Belvü) apar- tımanına bakalım dediği zaman artik o aradığımızı O bulmaktön ümidi keserek dünüp gidiyordum. Arabacının sözü birden bire yeni bir Ümit uyandırdı, Bana sağlik veren arkadaşımın (apar- tıman) yerine yanlışıkla (otel) demiş olması ibtimali çok kuv- vetli idi, Onun için arabacıya : — İbtimalki buradadır. Her- halde bir kere de oraya baka- | hm.,, Dedim. Filhakika arabacının zekâsı pek iyi tahmin etmiş. Haşim bu *partımanın birinci katında imiş. Hem de iyi bir tesadüf eseri olarak bu sırada yanmda doktor Kemal Cenap Bey de varmış. Yanına girdikten sonra Moda- da kendisini nasıl aradığımı, ni- hayet nasıl bulduğumu anlattik- tan sonra Yakuptan bahsettim: — Ben seni artık iyileşmiş diye biliyordum. Fakat geçen gün Ahmet Rasimin cenazesin- den sonra Büylik Adaya Yaku- ba gitmiştim. Senin tekrar has- talandığın (“orada (öğrendim. ovun için merak ettim geldim.,, Dedim. Her wakitki tatlı ifa- bile, aşiret, site, ümmet dilleri- | evel kabul edilmiş kelimelerdi. bin medwu demek değildir. | Çünkü cemiyetler tekâmül eder- ken birçok fideler verirler. Bu surl'e müstehaseleşmiş mefbum- ların kelimeleri lügatlerden de çıkar. Şimdi biz, Türk dilini | ümmet devrinin müstehaselerin- den ve garp emperyalist kültürün- den temizlemeğe (o çalışıyoruz. Çünki Klan aşiret, site devrinin kelimeri daha evveliden süz- geçten geçmiştir. . 4 * Ümmet mantik yıkıldığı için Ümmetin mefbumlarını ifade eden kelimeler bize soğuk geliyor, Ümmet devrinde ıstılahları Şark din enternasyonalinden, onun dili olan Arapçadan, Acemceden alınıyordu. Ümmet devri, bize yabancı ıstılahlar, terkipler, ve balta yığın, yiğın kelimeler ve gt&merle gelmişti. Ba terkipler millet hududundan sürüldü çıka- rıldı. Kelimelere gelince, “Üm- met,in kelimeleri bizde ya Klandan, yahut El devrinden kalma mefhumlarla ya ifade olu- nur. Yahut olunmaz. Ifade olunduğuna göre ümme- tin müstehaselerinden kurtulmuş oluruz. Ifade edilmediğine göre yenisi bulununcaya kadar yaşar. Istılahları Şrk din enternasyona- inin dili olan Arapçadan almıya lüzum yoktur, Osmanlı devri meşrutiyet de dabil olmak üzere bir mefbuma #fade vermek isterken daima Ümmet (kültürüne (müracaat ederdi. Saus-Marini tahtelbahir, aeroplanı tayyare diye adlandır- inıştı. Niçin? Çünkü o, ümmet tamiasına bağlı idi. Din ve bi- lâfet kayıtları dilde bir nevi ümmet hâkimiyetini ifade etme- liydi. Halbuki bu zamanda bir alet olarak kısmaktan kıskaç, kay- maktan kayık, uçmaktan uçurt- ma kullanılıyordu. Çünkü bunlar | aba evel ümmet devrinden Netekim #mmet devri kayığı kendisine benzetmek için isim uydurmuştur. Mület devrinde bir millet yeni | bir mefbuma kelime verirken bu kelimeyi ya dilin öz kaide lerine göre yapar. Yabut dile kolay gelen yabancı şekillerden alır. Herhalde dilimize ve gırt- lağımıza uymıyan (tahtelbâhir)i muhafaza edemeyiz. Millet devrinin temiz dili ya- şıyan o Kelimelerden mürekkep olması ve modern mefhumları ifade etmesidir. Yalnız yaşıyan kelimeler der- ken, henüz ümmet kültürünü yaşıyan yahut emperyalist kül- türün manevi müstemlekesi olan- ları dışarıda bırakıyorum. Çün- kü bunlar bir milletin kültürüne i örnek olamazlar, Ne ümmetin ne de emperya- list 'kültürün manevi müstem- likeleri olanlar bize bir millet dilinden babsedemiyecekleri gibi bize yalnız klan, yalnız site, yal- nız cemaat kültüründen bahse- denler de millet hayatını bilmi- yorlar demektir. Türk kabileleri içinde yegâne müstakil millet hakkını alanlar dövüşmesini bi- len, ve istiklâlin ne olduğunu anlıyan yani millet olmanın ta- dını tatmış olan Türkiye Türkle- ridir. Millet mefhumlarıum en canlı şekillerile en üstün bir tarzda ancak onlarda görebili- yoruz. O halde Türk dilinin temizliği içim Baykal gölüne kadar gitmi- ye İizam yok. Akdeniz kıyıların- da dövüşen istiklâlci, ve hilâfeti kaldıran modern Türk milletinin şuuru bu temizliğin ölçösüdür. Temizlik için en iyi çare en eskisinden en yenisine kadar Türk dilindeki bötün kelimeleri toplıyan bir lügat, Türk diline uygun bir gramer vücuda ge- tirmektir. Sadri Eter desile biraz maziden babsetti. Kemal Cenap beye dönerek (Vakıt) a karşı iltifat etti: — Ben (Vakıt)ı her gazete den fazla severim. Bir kere Asım eski kalem arkadaşımdır. Onun- la umumi barp senelerinde yan yana bir dairede beraber çalış- tık. Sonra (Vakıt) edebiyata en çok yer veren bir gazetedir. Se- nin haberin yok. Ben İlhamiye söz verdim. Ahdettim ki iyi olunca (Vakıt) e muntazaman ya- zı yazacağım, Hatta daba şimdiden yazaca- ğım mevzuların birkaçım hazır- ladım. Bizim memleket bayatmın hemen her safhasında öteden beri bir Karagözcülük ve Fla- civatlık war. oOKaragöz Halis Türk tipidir. Hacivat dilleri ve dilekleri karma karışık insanla- rın tipi, Bu kerata Karagözden dayak yiye yiye geberdi gitti. Kararagöze gelince onun mezarını arıyorlarmış. Nafile aramasınlar: Karagöz ölmedi ki mezarı olsun. Artık edebiyatımızda dâ Haci- vadı kaldıracağız, Karagöz tipini yaşatacağız.,, diyordu. Yazı için kendisini kat'iyen sıkmaması 4â- zım olduğunu söylemekle beraber teşekkür ettim. Bundan sonra Yat kulübü seyahatini hikâye etti: — Yakubun hastalığını haber aldım. Çok merak ettim. Bilirsin, i Yâkubu ben ne kadar severim. O benim hayalımdır. Onun bas- talığını duyunce kendi hastalığı- mı unuttum. Yataktan kalktım. Artik ölümü bile göze aldım. Vapur var mı, yok mı, onu da | düşünemüyordum. Bereket versin varmış. Ada iskelesinden Yat kulübe kadar araba ile çıkabildim. Fakat ku- löbe vardıktan sonra yukarıya çıkamadım. Yakup da hasta. O da yukarıdan aşağıya inemi- yordu. Vaziyeti anlırorsun değil mi? Nihayet Yakubun odasının altına gittim. O da penceresine geldi. Romeo ile Jüliyet gibi birbirimize baktık. O yukarda, ben aşağıda uzaktan uzağa baki- şarak konuştuk. O gün Yakubun yüzünü biraz fazla zayıflamış, biraz fazla sararmış gördüm. Bilirsin ya: Yakubun sevimli, toplu bir siması vardır. Biraz zayıflarsa derbal belli olur...,, Diyor, bana: — Sen vasıl gördün, öyle de- ilmi?,, Diye kendi müşahedmi #oru- yordu. Bu arada yine Kmal Ce- nap Beye döndü: — Doktor, bu sene yaz gün- leri ber ikimiz için de mahvol- du, mevsimden biç istifade ede- medik...,, Dedi, Kemal Cenap Bey te- selli etti : — Evet öyle. Fakat merak etme artık iyisin. iyileşeceksin yüzüne bakınca hemen hafif bir nezle geçirmiş gibisin. Yüzünde pekaz bir tegayyur var, artık ge- lecek seneyi inşaallahiyi geçiririz. Zavallı Haşim hakikaten bu sene büyük ıstırap geçirdi. Fa- / kat neşesi gene yerinde idi. “““w ve edebiyattan ne AŞKTA GALiP JEAN MURAT KATE de NAGY TAKVIM— Cumertesi Pazar 1 Tevvel 2 T.evvel Cema.ewvvel 1 “Cema.ahir)/|. &i4 az.9 041 1200 013 IR Lr 1200 15,06 1748 19,01 #4 Gün doğuşu On "hatayı Sabah naman 5 102 HAVA — dün sesk azami 28, asgari 20 denece olarak tesbit edilmiştir. Bugün TÜr- gür poyrüzdan esectk, hava yarı bulutlu yar açık olacaktır . Bugün 1STANBUL— 14 ten 18 e katar Di Ku sultayı, 18 den AVA ider orismmten, 1950 dan 20,30 a kadar tambur! Hafik Bey ve ar- “kuflaşları tarafımdan, 7130 dan 2 6 keder Mihal Hanım, İmei Hanım, 71 “en 72 ye ka- dar orkestra, . Evlenme merasimi | Ordu'müfettişi birinci ferik Fah- rettin paşa Hz. nip kızı Hf. le doktor Faruk beyin evlenmeleri mera- simi evvelki gece Dolmabahçe sarayında yapilmış, Reisicümhur Hz. de merasimde bulunmak su- retile yeni evlileri taltif buyur- muşlardır. Merasimde birçok davetliler, ordu erkâm, Cevat, Yakup Şev- ! ki, Nâzım paşalar bulunmuşlar- dır. Irtihal Merhum Ferik Hasan Faik Paşa kerimesi ve esbak piyade reisi merhum Mehmet Ferit Paş harmi Nevber Hanım Ef. müplelâ olduğu hastalıktan re- bayap olamıyarak dün örtibali danbeka eylemiştir. “Cenazesi bugün on bir buçukta Ortaköy- de taş merdivendeki konakla- rından kaldırılarak Yahya Efen- dideki aile makberesine defne- dilecektir. Allah rabmet eylesin. TTe şrin'evvel 193? istanbul Belediyesi: Darülbedayi Temsilleri: mz İSTANBUL BELEDİYESİ ie ii ml saat 21,30 da Yedi köyün Zeynebi | | | m Istanbul Tramvay Şirketinin tahvilât hamillerine ILAN Tahvilât üzerinde yazılı me- tindeki (Dördüncü fıkra) şartlara tevfikan, tedavülde kalan tekmil tahvi'ât bedellerinin 1 nisan 1933 ten itibaren ve aşağıda yösteril- diği veçhile tediyesine Meclisi idarece (karar verilmiş ok duğu Istanbul Tramvay Şirketi- tin tahvilât bamillerine bildirilir. Mezkür metne tevfikan mev- zuu bahis takvilât 1 nisan 1983 ten Yazan: Haüpımann Nakleden: Seniha Bedri H. Halk Gecesi itibaren faiz getirmiyecek ve bedelleri tediye edilmek için 1 nisan 1933 te vadeleri hulü-” letmemiş olan bütün kuponlar! bâmil olacaktır. Aks takdirde noksan kuponlar bedeli tediye olunacak meblâğdan tenzil edi- lecektir, Vadesi hulül etmiş kuponların beş sene zarfında müruru zama- na tabi olarak hükümsüz kaldığı bu münasebetle hatırlatılır. Pundan maada tehvilat hamil- leri arzu ederlerse İ nisan 1933 vadesini beklemeden | teşrini- evvel 1932 den itibaren o tabvil- lerini tediyeye ibraz edebi'me- lerine Meclisi idare karar ver- miştir. Eu iakdirde tahvilât be- deli ile beraber son kuponun tediye tarihi olan 1 teşriniewvel 1932 den itibaren tahvillerin tediyeye ibraz gününe kadar işliyen faizler dahi kendilerine tediye olunacaktır. Tahvilât tediye edilmek üzere şirketin Beyoğlunda, Tünel mey- danında, Metro banında kâin merkezi idaresine veya Galatada Osmanlı Bankasına ve yahut Galatada Selânik Bankasma ib- rez olunmalıdır. sanımşsann mağaza EEE EKER Bulgaristanda üç amele meb'usu tevkif edildi Sofya, 30 (Hususi) — Sofya | meb'uslarından Boris Kristef ve belediye intihabında amele fırka | Sınm ekseriyeti kazanması üzeri - ne hükümet bu fırkaya karşı uya” nık davranmak lüzumunu hisset - miştir. Bu sabah amele meb'usla - rından Asen Beyaciyefin evinde | polis taharriyat yapmıştır. Tahar- riyattan sonra da meb'us Boyaci yef tevkif edilerek hapishaneye sevkedilmiştir. Zabıta taharriyat neticesinde ne gibi vesaik buldu - ğu hakkında hiçbir şey söyleme mektedir. Bundan başka gene amele Sara Erman SEKERLE, canh ifadelerle bahsediyordu. Edebiyatımızın bu güzide sima- #rm bu halde bıraktım ve ken- disine şifalar temenni ederek ayrıldım. Mehmet Asım Ahmet Haşim Bey gidiyor Şair ve muharrir Ahmet Ha- şim Beyin tedavi için Frankforta gideceği haber alınmıştır. AL. Hayımof da tevkif edilmişler dir. Üç meb'usun tevkifi amele meb usları arasında büyük bir heyecan uyandırmıştır. Amele fırkası mec“ liş grubu toplanarak amele meb * uslarma karşı yapılan bu muame* leyi meclis reisi ve adliye nazır! nezıinde protesto etmiye (karsi vermiştir, Bir kablo koptu Vaymar, 30 (A. A.) — Tram bach, taş ocaklarmı istasyona r8P teden 7 kilometre uzunluğund! bir kablo birden bire kopmuştur” Kablo üzerinde kaymakta ols” * 108 yüklü vagon 40 metrelik bi irtifadan düşerek derince topraği gömülmüştür, Kaza mahallinin etrafında bi” çok seyyahlarla amele bulund “ ğu halde insanca hiçbir zayist a mamıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: