February 15, 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

February 15, 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mubarriri : İĞLÜRKEN... 5 Celâl Nuri * İktibas,nakll, tercüme hakları mahfuzdur meflüç İ bir zaman mukaddem Mısır baş - Yazması, okuması olmıyan Müşirler | vekili mühim bir hastalığa uğra - Geçen devir büyüklerinin, ri - calinin hepsi boş adamlardı; hep» si mürtekipli gibi bir mütaleada bulunmak büyük haksızlıktır. Ik - tidar da, namus da fena zamanlar da bile kendini gösterir. En müte- affin bataklıklarda, ne soğuk ve pis engereklerin arasında lâtif ve zarif, rengârenk nebatlar, hoş ve ince çiçekler bulunmaz mı? Bir insan namuslu, lâkin fikri namussuz olabilir. Kezalik na - muslu devrin kötü ricali, namus - suz devrin doğru ricali olmak da kabildir. İlim; cehil; ahlâk, ahlâksızlık; iktidar, ( beceriksizlik... Bunlar Abdülhamit devrinde karmaka « rışık gidiyordu. Hasan Fehmi paşa, Raif paşa, Abdürrahman paşa daha nice ni- ce mühirm-adamların, vücutlarile iftihar edilecek-vezirlerin karşı - sında, belki aileleri efradı tada - drmızdan incinir diye ( isimlerini yazımaktan memnu olduğumuz ke pazs vezirler, maskara © vezirler cahil vezirler tabur taburdu. İktidarda ıttırat yoktu. Mese - lâ: Bir vilâyette gerçekten uslu, akıllı, kanun bilir, tedbirli bir va- li görüyorsunuz. Bir müddet son- ra bu zat oradan ayrılmış. O vi- lâyete tekrar gidiyorsunuz. Bu s€- fer gördüğünüz kim? Yeri dağ ba şı olmak dâzmmgelen biri! Cim karnında bir nokta. Evvelki vali kanundan bir santimetre ileri ve- ya göri bitmemek için takatin: sarfediyor. Bir müfettiş evrakın: bassa içinde kendisini en hafif bir hatayla lekeliyecek bir pusla bile bulunmaz. Yeni vali ise örfi hü - kümet ediyor. Horan dağlarında mı, Arnavutluğun Oo Molisiasında mı, kimbilir nerede büyümüş. Sır- tındaki redingotundan, ayağında: ki kaloç potinden, toparlak saka- lından, rütbe ve nişanlarmdan başka ricalden olduğunu andıra - cak bir alâmeti yok. Tek bir defa ağzın; açmasın. dan dahâ hoşsohbet. Gerçek! kaldırımcı dedim. Ab- dülhamidin efendilik zamanmda bir bekçisi varmış. Bu adam kal dırımcılıktan bekçiliğe terfi edil miş, Gel zaman, git zaman efendi padişah olwaz mı? Bir köpek gi- bi saşlık, bi: bekçi veya çoban kö- peği gibi inzıbat işini bilir bu zat Müşir olmuştu. Müşir, fran - sızcası Mareşal! Anlıyorum. Sadakat gösterene mükâfat vermek doğrudur. Lâkin sadakat gösterdi diye çoban kö -İda maarif nezaretine peğine rütbe verilebilir mi? Bel - ki bir çoban köpeği bir adamın hayatını kurtarabilir. Fakat bu hizmet, onun devlet mertebele rinden en yükseğine varmasını i - cap eltirmez. Iddia ediyorlar ki sultan Aziz horoz döğüştürmekten çok hazze - dermiş. Hatta bir kere kahraman- ca döğüşen bir horozuna Azizi - kinci rütbeden bir mecidi nişanı bile ihda buyurmuş. Abdülhamit devrinde (1877 « 1908) acaba hangi devlette bir kelime okuması, yazması olmı - yan, belki pek namuslu, pek iyi bir adam olan bir O kaldırımcıya, Kaldırımcı on -| it İmistandan ve Habeşistandan ge - len dostlarıma sordum. Vaktile, o- ralarda bile rütbeler, bilhassa as - ker rütbeleri bu derece kepaze 6€- dilmiş değildi. ». Süphanallah! Ayni vilâyette | bülcüm sürmüş iki zatı yaklaştıra- cağım. Allah aşkma isimlerini benden sormayınız. Biri, halâ gölgesi karşımdadır, çirkin yüzlü, lâkin son derece sem- patik bir zattır. Bir kömürcünün i oğludur. Kendi kendine yetişmiş - | tir. Zati sâyi ile en büyük makam: | ları ihraz etmiştir. MMüstakimdir. Müdekkiktir. Sonradan alafranga- ya da intisap etmisti. Keskin bir zekâ. Öteki, hâlâ hayaleti huzurum- dadır, sevimli yüzlü, lâkin nihayet mertebede antipatik, aksi. Mem- leketinde kişizadeymiş. Elli dir - mış, bü yüzden istirahata çekil - mek mecburiyetinde kalmıştı. Sıt- kı Paşa, oldukça iyileşmiş olmak KAHİRE, 5 (Hususi) — zl İa beraber, sol kolu mefluç bir ! halde kalmıştır. Fakat başvekilin | fikri faaliyeti, hiç bir. bozukluğa uğramamıştır. Onun için, bir kaç hafta sonra tekrar iş başma geç - mesi beklenmektedir. Mısır başve- kili, uhdesinde bulunan nezaret -| lerin bir kaçını bırakmak ve yalnız en mühim işlerle meşgul olmak vaziyetindedir. Sıtkı Paşanm iş başından u * zaklaşması ve nazır arkadaşları - nın, memleket siyasetini idare ve parlâmentosu ile meşgul olmak | hususunda mühim bir liyakati ha- Tar tahkik ederler, ve, mesela, yılda üç bin lira irat getiren bütün bir mahalleyi üç bin kuruşa vakıf- hem okuması, on dirhem yazması | tan satm alırlardı. var. Nutku hiç yok. Tesadüf ve ce- bir ve şiddeti sayesinde pek bü » v» Eski devirde doğrular mr daha | yük yerler işgal etmiştir. Müsta *| ziyadeydi, iğriler mi? Tahmin bu: bir şey değildi. Mütemadiyen zul- mederdi ve zulümden hoşlanırdı. Vaz'ında, tavrmda, hayatında giz- İli, açık hiçbir inceliği yoktu. De- rebeyler zamanmda olsaydı efen- disinin idam hükümlerini kendi ellerile infaz ederdi. Ricalde ıttırat yoktu, dedim. Ayni memuriyetlerde bulunanlar asla âyni seviyede değildiler. Çe lebi adamlar ve hödükler; mek tepliler ve kara cahiller; yufka yürekiiler ve merzebanlar; mes lekten yetişenler ve lüpçüler... Bunun içindir ki, bir müddet, bir vilâyetimiz bir mamureyi an- dırırdı. Vali yolları yapıyor. Mek- tepler açmış. Hapishanede san'at- lar uyandarılmış, asayiş yerinde. Münasebetsiz memurlara okorku çökmüş... Bir müddet sonra (o vilâyet bir dikenlik haline gelm!ş. Vali yol - ihmal ediyor. Her yerde yol - suzluk. Mektepler sönük. Hapis - haneler kumarhane. Eşkiya ka - sabalara kadar geliyor. Mürtekip. ler dansediyor... Merkez daireleri de öyle. Mü nif paşa gibi ince, dirayetli, oku - muştur bir maarif nazırından son- ra: — Ah! Şu mektepler olmasaydı maarif meclisi âzasına her ay iki maaş verirdim; diyecek kadar du- man: üstünde bir cahil.. Demek ki o parlak Münif pa - şanın da, o yobaz diğer paşanın gelmeleri hep bir tesadüfmüş. Barı dairelerde patenteli hay «| Fehim paşa, Hasan paşa ve saire. dutlar her müracaat edene: — Davranma! Diyorlardı. Frenk mezhebin - den Selim Melhame pasa, kor ha birçok Melhame bey ve efen - diler bilhassa eşkiyalık etmek için bu makamları elde etmişlerdi. Bir de bunlara mukabil rüşve- te değil, padişahın ihsanma bile tenezzül etmiyen nezih adamları düşününüz. Ayni devirde her iki makule mevcuttu. Bir takımı asla rüşvet almaz- lardı, fakat ihsan dilenirlerdi. Pa bir bekçiye mareşellrk rütbesi tev| dişah da bunları kollamaz değil- çih olunmuştur? Bu ciheti Efga -İdi. Ne kadar mahlül varsa bun - *İ kunmıyan bir de Nuri paşa gibi deşleri Necip Melhame paşa, da vi kimdi. Lâkin bir kütükten başlca | yurduğunuz bir cevabı vereceğim: — Doğrular, namuslular. Dev- let salnamesini açtım. İşte erkânı sayıyorum. Önümdeki (bildiğim devrin salnamesidir. Bu insanla - rın çoğunu uzaktan veya yakm - dan tanıyorum. oTanımadıkları - mın da şöhretleri kim olduklarını tayine kâfidir. Evet! efendim, o devirde bile irtikâp, irtişa, bir is- ticna teşkil ediyordu. Meselâ da - hiliye nazırı, serasker, dübedüz iğri adamlarsa diğerleri müsta - kimdi ve şüpheli olanlar, vükelâ meclisinde, bir, ikiyi geçmiyordu. Eğer bütün erkân hursız olsay: dı, neuzübillâh, insanlar biribiri - ne geçeceklerdi... Mahkemeler! Evet... Filân ti- caret mahkemesi reisi irtikâp bu- yuruyor; filân temyiz bakimi pek cabildir; filân müddeiumuml! za - limdir... Lâkin diğerleri için söz yoktur. Aksi takdirde çarşı, pa - zar dururdu. Curnalerlık da öyle. Curnalları tasnif eden birinden duydum. Yıldızda ele geçen evrakın altla rında tekerrür eden imzaların sa- hipleri birkaç yüzü çok geçmiyor- mus. Düşününüz: Hafiyelerin mik tarı daha çok olsaydı, bunlarm ra- porlarını tetkik için adliye kadar, dahiliye kadar bir hafiye nezareti ihdas etmek lâzemgelirdi. Halbu- ki Abdülhamitle bendegânmdan iki, üç zat her gün takdim edilen raporları okuyup intaç etmiye ye- tişirlermiş, ( Zalimler, zebaniler, cellâtlar: / Evet! Kabasnka!l (Mehmet paşa. Bunlar (Haccacı Zalim) gibi ic- rayı ahkâm ediyorlardı. Bunlara mukabil sarayda karmcaya do - adamlar mevcuttu ve (bunların miktarı az değildi. sw. Lâkin, bilmiş olunuz ki bi” damla ekşi bir kap sütü bozmuya kâfidir. Berrak su ile dolu bir havuza atılan bir damla siriknin işindeki bütün kırmızı obalıkları zehirlemiye yetişir. Bir tek sivrisi: nek bütün gece bir insanı muaz- zep eder; ve, o bir tek sivrisineğe bir pehlivan, bir kahraman gale be çalamaz. . Celâl Nuri Mısır başvekili kaldı iz olmamaları yüzünden umumi vaziyette mühim bir nefret hisso - lunmaktadır. Şayet Sıtkı Paşa ça- lşamamak mecburiyetinde kala - cak olursa, hükümet fırkası, müt - hiş bir sarsmtıya uğrıyacaktır. Çünkü hükümet fırkası, Sıtkı Paşanın derecesinde kuvvetli bir halef bulamamaktadır. Hükümet fırkası vaziyeti kur - tarmak ve büsbütün düşmemek i- Mısır başvekili çin Vefit fırkasmın mutedil er - kânı ile anlaşmayı ve onlara da istinat etmeyi düşünmüştü. Fakat Vefit fırkası içinde mutedilleri temsil eden, ve Mısır fellâhlarının üzerinde çok kuvvetli ve nüfuzu bulunan Berekât paşanın geçen - lerde vefatı, bu imkânı da kaldır- mıştır. Onam “için: bay: günlerdeneilei. metin vaziyeti son derece müte -| zelzildir. Yeni çıkn Nasıl düştü ? Meşhur tarihçi Emil Zud- vig'in bir tiyatrosu Tercüme Haydar Rifat B. in Her kitapçıda 75 kuruşa Sadri Etem in köçük hikâyeleri iki cilt halinde çıktı Bacayı indir, Bacayı kaldır! Silindir şapka giyen köylü! Tevri veri; Valet idsrehanes Yeni icra ve iflâs kanunu şerhi 1ci dik Murharrileri Kayseri meb'usu Sait Azmi, Tokat meb'usu Nazım izzet çıkmıştır. Tevzi yeri: Muallim Ahmet Halit kitaphanesi Istanbul 4 üncü icrâ memurluğundan Bir alacağının temini için heciz edilen bu kerre de satışını karar verilen 00 adet benliğim benliktir. Namındaki roman 18 2.033 tarihine tesaduf eden Cumar- tesi günü saat 10 dan 12 ye kadar An- kara caddesinde Sndi bey kütüphanesi önünde açik artırma suretile sevlacaktır. "Talip olsnlann msheliinde memuruna Müracaatları 4932-1080 numaralı dosya ie ilân olunur. 6675) SAKİ ve PATAŞO Ba akşamdan itibaren OPERA Sinemasında | Seyircileri iki saat mütemadiyei kahkahaları gark edecek olan yeni se böyük komedilerinde görüneceklerdir. BORSA 4 Şubat y 1933 Huzut 20 * Frans 1 Şila Av. 1 Sterun ! eş 1 Döler ! 20 Lir (sie, | ! Zel 20 1. Belçika HiT g Ps 20 Drahmi o 3850 | 30 Diner 20 isviçre o Rİ 4 çemen 20 Lava 0—-İ| tüm * I heran 8,— * Kuron Çek (22.— © Çek fiatları Parle 1208 |; Prağa < Lardra 78028 | Vivans NevsYork o 04705 | Madri Nilino 919—İ Berliş Brliksel 43784 | Varşova Arisa 816850 | Peşe Cenevte o 24350) Bükreş Solya 6556 | Belgrat Asterdam O t.tsa? | Meskovr i Esham “ iğ 1s Manken TL Tere Mu İY anadolu w—İ çe are İN rey 435 | Gas iley Jİ İİ Sir. Hayriye 15. | Şark bev İğ Tramvay 230 | alya İm İ U. Sigoru 24.— | Şark m cez roman 1625 | Teltion i - © istikrazlar Tahviller hu Ist, dahi 95.80 f Etekirik Sark Hiyaflan © 1.10 | Trameay ' 0.Muvahhide, 6450 ! Tünel Gümrükler SSK | Rıhüm Saydi mahı 435 | Anndole 1075 | Anadole W Bağdat RG <A. Mümesi'i 20 Şevval 21 Şevval Gim dojuşu 6 6, Gün iauyı rm '”. Sabak ramızı 604 rü Öğle namazı 118 12 İkindi saman .. "4, Aksam siman oOşYA? Var, Yas mamanı 19,13 Imsak Sr w Yılın geçen günleri © 46 kalan 30 HAVA — Yeşilköy askeri rasat İ kezinden verilen malömsta göre, İ hava tamamen kapalı ve kismen 7 İ olacaktır. Rüzgâr garp ile şimal arı İ mutedil kuvvette etecöktir. Kar $ ihöenali vardır. i Dünkü sıcaklık en fazla 6 2 derece, hava tazyik 77İ nakıs metrede idi. Radyo: ISTANBUL — 18 den 18,45 İ kadar Hamiyet Hanım, 2080 dan © İ kadar Mahmure Hanım, 20,55 den 2 kadar Hafız Sadettin Ber, 21 9930 « kadar orkestra, ajans ve haberleti saat ayarı, Darülbedayl Şehir Temsilleri : İSTANBUL EZ İ Nakili: Bedia İ 1. Galip Hanım | 1 ny Zabitan gecesi Komedi 4 perde

Bu sayıdan diğer sayfalar: