4 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

4 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a Sl y pe SOHBETLER amaaa & Derlenen sözler Türk Dili Tetkik Cemiyetini ” eden İsmet paşa hazretleri, etin o günkü müzakeresine * ettikten sonra, Hâkimiyeti € refikimizin muharrirle - n bir arkadaşa beyanatta bu- lardır, Muhterem Başvekilimiz diyor- £ tada hiç olmazsa bir uzunca ya - Tene dil bakımından yeni arzulara üslüpla yazmağa çalışırlarsa #adımiz çak kazanmış olur. İsmet paşa hazretlerinin bu Zisri ayni isabettir. Yapılmak - “lan bir dilin yayılmasında en ük yardımlardan birini de, Bizde, henüz şimdilik en çok R gazetelerdir. Cemiyetin, i gündüzlü çalışmasına, ga“ erin büyük yardımı dokuna - süphesizdir. Ancak, bizim gibi küçük mu - irler için, bu yardımı yapmak rken, bir güçlük meydana çı - or. Acaba, yazımızda kllana- nız sözler, T.D.T. C. tara - n kabuledilecek mi? Acaba ğrmız tabirler yerinde idir? Meselâ şöyle bir cümle alalım: *Biz burün Türk DM araştırma kurul MA buyruğu altıma girmiş olan dizl iş- İyi © LALE, kA RA İİ AR i. — ğeğği Se mili « Acemiyetin ismi Türk Dili Tet- Cemiyetidir. Bu cemiyetten eden bir muharririn “Türk vi araştırma kurultusu,, deme- doğru olur mu? Sunu bir misal olarak. aldık. i kullanmakta tereddüde dü - “*n daha bir çok kelimeler var, “Cemiyet bir an evvel bu tered- il izale etmelidir. mn, İsmet paşa hazretleri K diyorlar ki: 1 Bir taraftan sözlerin hepsinin ast, sıralarının ve manaları » kat'i olarak tespit olunması takip rsun, diğer taraftan Cemiye- * İsterse proje veya taslak şeklin- , Bist . Bize mümkün olduğu kadar Neşriyat yapmasından kazanırız.,, İh Cemiyetin, herhalde derlenen ? söz içinde, ayırdığı, be - ediği, kabule niyetlendiği vardır. Bu sözler » muhterem Başveki- in buyurdukları gibi * pro- Yeya taslak halinde - gazete- * mecmualara, tanınmış mu - çı fve şairlere dağıtılsa, bu , Tin bir an evvel yayılma sa- genişlemiş olur fikrinde - Bu suretle yapılacak neşriya » üyetin çalışmasına yapa - * Yardım pek büyük olur. Her n evvel kelimenin yayılma Yardım eder ve yayılan sö- tatp tutmadığı, halk tara» n benimsenip benimsenme - : anlaşılır, ve beğenilip te, ya- yakışık almadığı görülen M yerine, başka bir söz konu- Mesel “ece,, “verim,, “saygı,, Sak, “özenmek,, “bezenmek,, A» “savaş,, gibi sözlerin dilimi iğini ve artrk yerleşitiğini at yardımı ile anlıyoruz. Bu halk diline sokan sırf ga- değildir, fakat bu sözlerin X diline yerleştiği gazete ya « iş, an pek iyi meydana çık- “adır, çöleğimiz sudur: T.D.T. Cc. karar verdiği veya ni- | Gazetelerin büyük muharrirleri, | (kak, ki muharrirler yapar - | gi Darüşşafaka mez cemiyeti için toplantı i Nizamname madde madde tetkik olundu, tabii biraz da münakaşa yapıldı Darüşşafaka mezunları arasın- da sıkı ve samimi bir tesanüt te - min etmek maksadile bir mezun - | bislerin daveti üzerine dün Zal - kevinde büyük bir toplantı yapıl « mıştır. Bu toplantıda yüksek mevki - lerde bulunan Darüşşafakanın es - ki mezunları ile genç mezunların dan mürekkep büyük bir kalaba - lık vardı. Müteşebbisler namına Fethi Se- izai B. arkadaşların davet kabul &- ! derek gelmelerinden dolayı teşek- İ kür etmiş ve kongreyi idare için reis ve kâtip intihabını istemiştir. Bunun üzerine Darüşşafaka li - sesinin ilk sene mezunlarından o » İlup yegâne sağ kalan ve telefon şirketi komiseri bulunan Fuat B. reisliğe ve genç mezunlardan Muhterem B. de kâtipliğe seçil - İ miştir, Şirketi hayriye memureyn mü - dürü ve Darüşşafakanın eski me - İzunlarından İzzet B. söz alarak 25 senedenberi cemiyet işlerinde uğ - raştığını ve şimdiye kadar üç defa Darüşşafaka mezunları cemiyeti! teşkil edildiğini, her nedense mu» | vaffak olunamadığını söylemiş ve dördüncü defa olarak (cemiyet kurmak istiyen omüteşebbisler* muvaffakiyet temenni etmiştir. İzzet Beyden sonra bir zat genc, ihtiyar toplanmış olan arkadaşları tanımadığını söylemiş ve herkesin | kendisini takdim etmesini teklif İ etmiştir. Bunun üzerine her me - zun (Ben Darüşşafakanın ... sene- si mezunu ....) diyerek kendisini tanıtmıştır. Takdim işi de bitince müteşeb- bisler namına FethiSezai B. tekrar söz almış ve yeni cemiyet için bir nizamname yapıldığını söylemiş - tir. Darülfünun Hukuk © fakültesi müderrislerinden Vehbi Bey (obu nizamnamenin tekrar encümene havale edilmesini, iyiden iyiye tet- kikten sonra umumi heyette ka - bul edilerek idare heyetinin seçil « mesini istemiştir. Bu teklif üzerine bir çok hâtip- ler söz alarak ikinci bir (o içtiman lüzum kalmadan derhal nizamna- menin tetkik edilmesini müdafaa etmişlerdir. e Nihayet İzzet Bey tekrar söz almış ve; — Münakaşayı bırakalım. İş yapalım. Tesanüdün ve samimiye- tin esaslarmı bulalım. Cesaretle- nerek fedakârlık yapalım. İnsan-! lar fiilyatile ölçülür. o Elimizde- ki nizamname çok iyidir. e Fakat İ kabiliyeti tatbikiyesini kim temin edecektir. demiş ve işe ufaktan başlana -İ rak büyük mikyasta çalışılması, | bunun için de kendisinin ihtiyar yetinde olduğu sözlerin bir kaçı" nı bizlere bildirsin. Birtek öz Türkçe sözü ne kadar zaman ev- | vel kullanırsak o kadar kazanı - | b i Selâmi İzzet lar cemiyeti teşkil için müteşeb -| unları | olduğunu, fakat genç arkadaşlarını ant içmesi lâzım geldiğini söyle -| İ miştir. Fen fakültesinden Dürrü Bey, gençlerin bu hususta ant iç» İtiklerini söylemiş ve (Enver Bey namında diğer genç bir mezun da: “ — Darüşşafakaya geldiğim 2a- man ne anam, ne de babam vardı. | Oradan topladığım irfan hamule-! si ile ve mektebin sırtıma giyirdi- ği bir kat elbise ile hayata atıldım. Bugün bir mütehassısun. Fakat hayatımı ve irfanımı kazandıran i mektebime medyunum, Her tür- lü fedakârlık yapabilirim. Bütün arkadaşlar da böyle düşünüyor - !lar.,, demiştir. Müzakere kâfi görülmüş ve ni- İzamnamenin madde madde tetki- kine başlanmıştır. Nizamname e- sas itibarile kabul edildiğinden derhal faaliyete © geçilmesine ve hükümetten müsaade almmasına karar verilerek içtimaa nihayet ve: rilmiştir. İdarey heyetine de şu zevat | seçilmişlerdir: Telefon şirketi komiseri Fuat, Şirketi Hayriye memurin müdürü Mehmet İzzet, Darüşşafaka mü - dürü Kâmi, müderris Mehmet E- min, Darüşşafaka musllimlerin - den Şükrü, Şehremini nahiye mü- dürü Hüsnü, Dürrü, Fethi Sezai, “Muhterem Vefa Beyler, teftiş he- yetine de varidat müdürü Âmir ve | avukat Hasan Beyler seçilmişler- | dir. Kitapçılar gittiler İbrahim Hilmi, Sühulet kütüp- hanesi sahbi Semih Lütfü, Ahmet Halit Kütüphanesi, Tefeyyüz, Ka- naat, Resimli Ay matbaası Türk Limited şirketi sahipleri dün ve - kâletle mektep kitapları hakkında temasta bulunmak üzrere Anka - raya gitmişlerdir. VAKIT Gündelik, Siyasi Gazete Istanbul Ankara Caddesi, VAKTT yurdu İ Teleton Numaraları | Yazı işleri telefonu: 24379 İdare telefonu ! seçeceklerdir. Velgrat adresi: Istanbul — VAKII Dosta kutusu No. 48 Abone bedelleri : Türkiye a. 1409 Kr. 7 . » m. — 200 Kr. 3450 W. ww . Senel 6 aylık 3 aylık v aylık ilân ücretleri : Resmi ilanların bir satırı 10 Kuriş Ticar? ilânlarn bir satır: o 128 Kuruş Ticari Mânlarm bir santim! 25 Kuruş —— «üçük Ilânlar: Bir detam 30 iki defom 50 üç defam 63 dört defası 75 ve on defansı 100 kuruştur. Uç aylık ilân verenlerin bir defası mocca- nendir. Dört satırı geçen Üânların fazia satırla beş kuruştan banap edilir Liselerde Edebiyat ve fen şubelerini hangi sınıfta ayırmalı? Maarifte yapılacak islahat için maarif vekâletinde teşekkül eden mütehassıslardan mürekkep altı komisyon mütemadiyen çalışmak tadır. Bu komisyonlar liseler, mu- allim mektepleri, Darülfünun ve diğer mekteplerin vaziyetlerile meşgul olmaktadır. Maarif vekâ - leti lise edebiyat muallimlerine birer tamimle müracaat ederek islahat hakkında fikirlerini sor - muştur, Galatasaray lisesi müs - tesna diğer liselerin tahsil müd- deti 11 senedir. İclerinden yalnız Galatasaray 12 senedir. Bizdeki liselerin son sınıfının edebiyat ve fen şubeleri vardır. Lise- İerin onuncu sınıfını bitirip on bi- rinci smıfına geçen gençler bu iki şubeden birini (o seçerek sene sonuna kadar o şubede çalışmak- tadır. Edebiyat ve fen şubeleri ta- lebesi ismini alan bu son sınıf ta- lebeleri mezun olurken bütün li- se umumi malâmatından imtihan vererek mektebi bitirirler. Fakat son sınıfın edebiyat şubesinde 0- kunan derslerin ekserisini edebi- yat kitapları teşkil eder, Fen kıs- mında ise Fen kitaplarile meşgul olunur. ç Maarif vekâletinin lise edebi- yat muallimlerine gönderdiği ta- mimde denilmektedir ki: “Liselerin Fen ve Edebiyat şu- beleri hangi sınıftan itibaren ay- rılmalıdır?,, Fikirlerini ve dileklerini yazan edebiyat muallimlerinin cevapları mütehassıs komisyonlarında tet- kik edilecektir. Edebiyat mual - limlerinin coğu Galatasaray lise- sinde tedrisatım öğlene kadar ol » masmı ve öğleden sonra serbest mesai ile iştigal edilmesini iste- mişlerdir. Bursalisesi mezunları Istanbulda bulunan Bursa lise- si mezunları dün toplanarak Bur- sa lisesi mezunları cemiyetini teş- kil için hazırlanmış olan nizamna- menin tetkikina devam etmişler - dir. Mezunlar gelecek hafta nizam- nameyi bitirerek (idare heyetini Man o —— Millet mektepleri Adana, 2 (A.A) — Millet mek teplerinde imtihanlara başlan - | mıştır, 1715 Yal evelki VAKIT | 4 Mart 1917 — Şehrimizdeki muallimlerin içti- malarından ikincisi Martın sekizinci | Cuma yünü saat ikid8 Darülfünun | konferans salonunda aktedilecektir. — Volt ajansının Berlinden bil - dirdiğine göre Rusya ile muahedei sulhiye dün saat beşte imza edilmiş- tir. — Matbuat cemiyeti tarafından her sene kongreden sonra verilmesi bir usul olarak kabul edilen senelik ziyafet dün gece Perapalar otelinde verilmiştir. Ziyafet ve onu takip eden suvare çok muhteşem ve parlak olmuştur. Sermayedarlık A. H. Beye Alâeti'n Cemil Beyin cevabı İstanbul meb'usu Alâattin Ce - mil Beyden aldığımız mektubu aynen koyuyoruz: Gazetenizin 21 Şubat tarihli nüshasında bana ait bir yazı var dır, Beş altı gün sonra haberdar olduğum bu yazı Liman Şirketi tarafından neşredilen (Koopera - İ tif) mecmuasmda intişar eden bir takım sözlerden biraz da şahsi o- lan kısımlarını almış olmakla be - raber yalnız bu mecmuanın takip ettiği siyaset hakkmda “VA - KIT) in muhterem okuyucularmı hakikati hale vakıf etmeği ayrıca bir vazife telâkki ediyorum: i Kooperatifçilik hakkında her- kes istediği gibi ve yahut bir züm- renin fikirlerini yaymakta kanun dairesinde hareket etmekte şüp - hesiz serbesitir. Memleketimizde fikir hürriyeti akılâba muhalif ol- mıyarak kayıtsiz ve şartsız mev » cuttur. Fakat, Cümhuriyet Halk fırkası hükümetinin idare ettiği Iktısat Vekâletine merbut bir dev- let şirketi memurlarının, daha doğrusu müdürünün çıkardığı: bir mecmuada: Sermayecilik, es - naf, tüccar, bankalar aleyhine bir mücadele vasıtası olarak koopera tiflerin sınıf kavgasına tavsit edil- mesi kabul edilemez. Fırkamızın gerek kocperatifçi - lik ve devletcilik hakkındaki mad:- deleri çok sarihtir. İnkılâp ve koo- peratifçilik perdesi arkasma ge - çerek inkıtâbın düşünmediği şey leri ona atfetmek açık bir sahte - kârlık olur. “A. H.,, B. yani enun fikirleri» ni kabul ettiğini ilân eden Ahme* Hamdi Bey çıkardığı kooperatit mecmuasında sermaye aleyhinde. tüccar aleyhinde mütemadi neşri- yat yapılıyor. Gazetenizde şahsi kısımları neş- redilen kooperatif mecmuası yazi- İ sında aynen şu sözler de vardır: “Türkiye gibi yarı müstemleke - ler (hiç bir zaman) dış mübade - lelerinde kârlı olamıyacakların - İdan sermayedarlığa geçemedikleri müddetçe de kooperatifçiliğe ge - çemezler.,, 4 Yazıda kooperatiflerin garpta i sermayedarlar yüzünden zuhur et- İtiğine ve kooperatiflerin sırf ser - i mayedarla mücadele etmek için doğduğuna dair izahat vardır. Bu mütalea uydurmadır. 4 | Kooperatiflerin ne gibi sebep- ilerden neş'et ettiğini Hamdi Be » i yin okumak istemediği garp ki « İ tapları tetkik etmişlerdir. Koope - ratiflerin doğmasına sermayenin İ mi, ırkın mı, dinin mi, ve tahsil ve İ terbiye seviyesinin mi âmil oldu - ğunu uzun uzadıya âlimler araş - tırmışlardır. Her halde sermayeci- liğin Hamdi beyin anlattığı gibi bir rolü yoktur. i Olsaydı sermayecilikte en ileri giden Amerikada kooperatiflerin en çok olması lâzım gelirdi. Hal - buki, Amerika kooperatiflerde çok fakirdir. : Hamdi Beye göre, Türkiye ser- mayedarlığa geçemez: “Ne kadar uğraşırsak uğraşalım Avrupa ban- kaları gibi bankalar, ticarethane « Türk kooperatifçilik cemiyeti hatibi umumisi ve Istanbul meb'usu Alâettin Cemil (Devam: 5 inci sayıfamızda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: