17 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

17 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LEERERERLAKL ANAR EŞE. ke. ZER & al sa? nas ir * nu“ . 4 al - > PERES BEZE, VAKIT Sayıfa: 7 Pariste genç bir ressamımız Eserleri ve Sam'at bir istikbal vadediyor telâkkisi ile güzel Be&i beyin teşhir ettiği minyetürveri eserlerden biri Geçen gün, memleketin en meşhur ressamı ile görüştüm. Bu €n meşhur ressamın Çallı İbra - him Bey olduğunu söylemiye bil- mem hacet var mı?, Güzel san'at- lar akademisinin son vaziyetin - den, müdürünün istifasından ko- nuştuk, her tesadüfümüzde yap - tığımız gibi, resme karşı mevcut olan lâkaydiden bahsettik. Çallı ibrahim Bey: — Ben, dedi, bu lâkaydiyi ikçe daha büyük bir azimle ça" şıyorum ve istikbalden hiç de hevmit değilim. Bakınız, size, Pa riste bulunan talebelerim”'-n biri- sinin eserlerini ve mektubunu göstereyim. Çallı İbrahim Beyden bu mek tubu ve eserleri, okuyup gördük - ten sonra, neşretmek üzere mü - saade rica ettim, Kabul etti. Bed- ri Rahmi Bey imzasını taşıyan mektuptan bazı parçaları yazıyo- ruz. Bu parçalar, başlıbaşına, bi- zim de söylemek istediğimiz şey- leri, en açık şekilde ve daha çok canlı olarak söylüyor. BEDRİ RAHMİ BEYİN MEKTUBU Pariste hemen bemen Otamamile deği sen sun'at telâklilerimi «ize anlatmak isti- Yorum. Fransaya geldiğim zaman başımda (Gremer) U (Hofman) hı bir resim havası esiyordu. Mecimuaların İçinde banu en çok onlar cesaret ve heyecan vermişlerdi. Burada primitifleri ve bagünün en kabadayı rs samlarile onların arasındaki kuvvetli alâ - Daha sonra “Maalesef İstanbulda tanıyıp #6 vemediğim,, şark minyatürlerine karşı içim- de delicesine bir sevçi, bir ihtirastır uyam- dı. Gün oldu ki hocam, mevcudiyetine ih - tümml veremiyecoğim bir Türk sanatkârın “amam, atlı minyatürünü ((Matisi) leri “Pikamı,, ları değişmez oldum. Bu resim “Armenak Bey Saksıyan,, imzalı bir ma - kaleyi sünlüyordu. Resmin makaleyi yazan a- dnmm koleksiyonunda olmasına içim yan - dr. Pikasonun icat ettiğine iman ettiğim “ieinteplat,, yi ve yalnız Matisin başının ve odasının duvarlarını süslediğini sandığım or- | daha Şok ar şey almıştım. kayı gördükten sonra iş tamamile o değişti. | İ dönmsekle bir tutmamı, odamm güneşsiz ve yatürlerde fazlasiin bulunca dünyaları keş - fetmiş kadar sevindim. Böylelidie hocam günlerimi Diatise, Pi - kasıya, minyatürlere peşkeş (o Çekerken, bir gün aklıma “Yavuzlu, Göleemalli, Gülnikal- M,, bir komporlayon yapmak geldi. Ba re #imde bir zaman için “Matisse, ve “Picasso, ları bir.tarafa bırakıp yalnız gürp (peimitif- Bedri beyin bir başka eseri tedim... Beni böyle bir-resim yapmıyı sov - keden en büyük Amil de: Yavuzun direkleri altındandır altından. Şarkım oldu. Ve bütün çalışma müddeti zarfında ba yarkı bana tempo tutayordu, Bir aralık hocam, içimde bütün halk şarkı. larımız boyamak için bir heves uyandı. Bu heves beni otrafımdan ayıracak ve bir mo- sa başına esir eğecek raddeye gelince kork tam. Çünkü bocam etrafımdan, tabinttan Şimdilik bu heves İlerde bir zamana be- rakarak gene tahinta dönmiye daha doğru- su gene bir akademiye devama başlamıya karar verdim. Tabiata dönmeyi akademiye Parisin çok yağmurlu, soğuk bir memleket olmasına hamledin, Bu mektubun sonunda, inan « mak istemediğim fakat yalan ol - duğunu da zannetmediğim bir ha beri, büyük bir teessürle gördüm. Onu da aynen yazıyorum: İki üç uy kadar oluyor, kocum, vekleti dg» « Zekâidede için ihtifal Şark musikisinin en ileri gelen üstatlarmdan rahmetli Zekâi De - denin hatırasını anmak için yarm saat on beşte Eyüp Gençler mah- feli salonunda bir toplanlı yapı - lacaktır. Burada Zekâi Dedenin tercümeihali, hayatı, (hatıratı ve şark musikisine olan (hizmetleri anlatılacak, sonra sarn'atkârın ba- zı eserleri çalmıp söylenilecektir. Giriftzen Acım Bey Geçenlerde kaybettiğimiz mu - siki üstadı Musa Süreyya Beyin babası Giriftzen Asım Bey, şark musikisinin tanınmış, sevilmiş, bu musikiye mühim hizmeti olan bir siması idi. Hayatının son yıllarını Amasyada geçiren, ora muhitinde otuz sene canlı bir musiki hayat ve hareketi yaşatan Asım Bey bun dan beş Yıl evvel Amasyadan İs- tanbula gelmiş, burada ölmüştü. Amasya gençliği, orada uzun müddet musiki hocalığı etmiş © - lan Asım Beyi unutmamış ve ge- çenlerde merhumun ölümünün be- şinci yıl dönümü münasebetile A- masya Türk musiki evinde bir ih- tifal yapmıştır. Bu toplulukta Gi- riftzen Asım Beyin hayatı, san'a- ta hizmeti hakkında bir hitabe söylenilmiş, besteleri. çalınmıştır Alaturka musiki sanatkârları Alaturka omusikinin güzide san'atkârları, aralarında toplana - rak bir musiki hareketi uyandır - mıya karar vermişlerdir. İstanbu- lun alaturka musiki çalınıp söyle- nilen bellibaşlı eğlence yerlerinde- ki samn'atkârlarla Safiye ve Eftal - ya Hanrmlar da bu aradadır. O - tuz beş kişilik bir heyet 29 mart çarşamba günü akşamı Glorya si- neması salonunda şark musikisi - nin en güzel parçalarını çalıp söy- liyeceklerdir. du: “Vekâletin resim tahsiline ihtiyacı yok İm Bedri Rahmi Bey, resimlerini yukarıya koyduğumuz eserlerini, Pariste, ressam Nurullah Cemal ve Hale Asaf Hanımla beraber “Jeune Europe,, galerisinde teş - hir etmiştir. Şimdiye kadar ken- di şahsi vasıtalarile resim tahsil eden bu gencin, vekâletten yaptı- ğı bir talebe, bu suretle cevap ve- rilmiş olmasmın ihtimalini, emi - nim başta Reşit Galip Bey oldu- ğu halde, hiçbir münevver kabul etmek istemez. Maarif vekilimi - zin nazarı dikkatini celbederim. fa, Bir “ölü,, nün yıl dönümü Bu pazar, pek genç yaşta kaybettiğimiz müstakil ressam ve o heykeltraşlarımızdan Mu- hiddin Sebatinin veremden ve ba- kımsızlıktan, lâkaydiden ölüşünün acı dönüm yılıdır. O gün (Alay köşkünde ahbapları toplanacak celileye hükümet talebesi olmam için bir is- antayonu, yah ve beyaz hekeler, ml - | da gazmuştm. Cevap gayet kaca ya ok. | ve onu ânacaklar, Evvelâ kadın, sonra feminist! Ingiltere ve Amerikada yeni çıkan eserler İngiliz © şairlerinin Obaşbuğu (meliküşşüarası) Meyisfild son günlerde; şu bir kaç sene zarfın « da yazıp ve bir çoğunu münevver dinleyiciler toplantısmda oku - muş olduğu nesirlerini 294 sayfa- Irk bir kitap halinde bastırdı. Ki - tabın ilk ve belki de en uzun par- çası, bir müddet evvel ayrıca da çıkmış olan “Helenin alınması, isimli bir hasbühaldir. Bütün nesirlerinde (şair ruhu- nu daima billörlandıran Meyis - fild şiirde olduğu kadar nesirde de kuvvetli bir eda ve tam bir İn- giliz görüşü ile hâdiseleri ataştı- rıyor, ve kaleminin ucundan sü - zülen kelimeleri iyice bir düzen verdikten sonra hüküm inbiğin - den geçiriyor. Bir İngilizin Ame - rikayı nasıl gördüğünü anlamak istersek, gene bu kitapta bulunan Niyagara şelâlesini ve şairin Ka - liforniya ihtisaslarını anlatan Ni- yagara şelâlesinden mektubunu - okumak yeter. ... İspanyanın filosof (o diplomatı Senor Ortega “Kitlelerin isyanı, isimli eserinin yanma yeni bir â- bide daha dikti. “Bugünkü tez,,. Okunması mevzuunun vefasızlı - ğmdan dolayı güç, ve tabiatile an İaşılması da o nispette zor olan bu kitabında İspanya (diplomatı, ta içten gelen bir samimiyetİs bugün: kü yaşayışı, hayatı entelektüel bir noktadan tetkik etmek ve iktısa - di, siyasi buhranlar içinde çırpı - nan dünyada, okuyucunun bütün alâka ve sevgisini “İnsan,, mefhu- muna çekmiye savaşıyor. ... Amerikalı romancı Sinkler Lö- vis Ann Vickers isimli ve bütün romanlarındaki kadın kahraman larından en mükemmelini çizdiği 562 sayıfalık son kitabını, iki aydan beridir matbuat dünyası - na atmış bulunuyor. Bütün Amerika münekkitleri, yazıcının bu eserini — istisnasız diyebileceğim — gayet kuvvetli, buluyor, ve kitabın ismini taşı - dığı (Kadın) Ann'ın adeta ara - mızda büyüyen, değişen, olgunla - şan, ve her insan oğlu gibi bütün hakikatleri ergeç O anlıyan hakiki bir tip olduğunu kabul ediyorlar. Bu romanında, Sinkler mevzu- unu Amerikan (hayatının büyük bir kısmından seçmiştir. Kitabın ruhu, kolecden çıkmış bir genç kızın, dünya tezgâhında kendisinin de bezi olması ve bü - tün bir ümitle bu uğurda çalışmak isteyip de kadmlığının hissi ve fi- ziki ihtiyaçlarile, cemiyet ferdi sı- fatile ülkülü arzularının bir düze- ne konulmasından dolayı bocala- ması, bir kelimeyle “Kadının hu - susi meseleleri, dir. Muharrir bize Ann'ı Ocemiyet çalışıcısı sıfatile gösterirken gö - zümüzün önüne kadınlık hareket- lerini, içtimai müesseseleri, hapis - (Alay köşkünde) ne acı teselli. haneyi, reform savaşmalarını se- Meşhur Amerikan edibi Sinclaır Lewis riyor, ve kendisine vergi olan en- gin ve ince nükteli üslübile Ame- rikan cemiyet hayatının garip kö şelerini, riyalı, iddiacı insanları » nı, züppelerini didikliyor. Feministlerin hoşuna gitmi » yecek olan bu kitap bütün bu at- macalığına rağmen kadınların bugünkü cemiyet hayatında işe a- tılmaları aleyhinde ve erkeklerle bir sırada yürümeleri aleyhinde değildir. Sinkler Ann Vickersi ile “İş,, in bir kadın için daha esaslı bir ihtiyaçtan üstün olamıyacağı- nı, ruhi hislerin büyük bir rol oy» nadığını ve (Kadın) m ilkönce kadın sonra feminist olduğunu id dia ediyor. Ibrahim Hoyi İtalyanın ve dünyanm en bü - yük dehalarından biri olan Dante- nin Ravennadaki abidesinin etra- fında bir Dante mıntakası vücu « da getirmek için çalışılıyordu. 1 « talyanın eski abidelerini ve güzel san'at eserlerini muhafaza heyeti, bu meseleyi uzun uzadıya tetkik etmiş, Sinyor Musolini de bu pro- je lehinde olduğunu ( söyliyerek bu mıntakayı vücuda getirmek i » çin devletin yardımını vadetmiş » ti. Projenin hedefi, Dantenin me » zarını, etrafındaki muhitten ayıra- rak onun etrafında bir sükün mın» takası vücuda getirmektir. Bu mıntakadan hiçbir nakil vasıtası geçmiyecek, gürültü çı « karan hiçbir şeyin sükünu bozma» sma müsaade olunmıyacak, etraf taki evler yıkılarak muntaka ge - nişletilecek, hatta civarda bulunan ve eskiden kilise olarak kullanılır- ken hali hazırda kız mektebi 6 « lan mektep tahliye (edilecektir. Bundan başka Dante caddesinde büyük bir kemer inşa olunacak ve bu kemer şairin merkadine methal olacaktır. “Garibaldi,, nin Dante caddesindeki abidesi, başka bir (Lütfen sayıfayı çeviriniz) A. ARA A

Bu sayıdan diğer sayfalar: