26 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

26 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KAN. “ / / / y IŞARETLER | Bulgarlar Edirnede ne aradılar? | 21 sene evvel bugün, gazeteler $u haberi verdiler: | “ — Edirne Bulgarların eline) düştü. İ Edirne ile Bulgar, kuşla devenin biribirine yakmlığı kadar yakın | seyler değildir. Edirne (nerede, | Bulgar vatanı nerede? Gerçi Edirneden bağırsanız se- #inizi Sofyadan dinlerler. Amma bu ses Bulgar tarihinin tanıdığı fakat bugün tamamen yabancı bir sestir. Edirne Türk kükürünün Trak- Yada bir kalesidir. Bunu ne sene - İer, ne siyasi hırslar, ne delice © meller, ne çılgın hülyalr insanların düşünceleri bir millet topluluğun- | dan ayıramaz. İ # » 1912 yılında bir gün Balkanlar kaynadı. Çünkü Balkanlarda bü - Yük politika fırtmaları dolaşıyor, | küçük devletler, devletlerin hu - dutlar arasma sıkışmış bir sürü ve | *li bombalı insanları Atlas kıyıla- | tında bankalar çek kestikçe kımıl- | danıyorlar. Bir taraftan seferberlik tram - Petleri çalıyor. Bir taraftan bom - lar patlıyor. Atlas sahilinde sa- Yılan sterlin kadar gülle yere yu - Yarlanıyordu. 1912 de Balkanlarda kopan kı- Yamet karagözünün ipleri Avru - Puanın garbinde, Avrupanın orta -| *mdaki adamların elinde idi. Bu amet oyununun profesyonel ak- | törleri hâlâ hepimiz için malâm - r, Bir kaç diplomat ve bir kaç yüz zine komiteci! Kıyamet oyununun kanlı per - hangi ellerde, hangi yollardan ge- | $erek Edirne kalesinin kapılarını #orladığını hatırlatmak istiyorum. 21 sene evvel Bulgar davasm - uzak, başkalarının elinde bi- Yer tabanca gibi kullanılan ve an dağlarında türeyen acâip Mahlöklar güzel Edirneye çullan - Alar, 33 # Edirne akmı, tarihin anlattığı! acialardan biridir. Fakat Balkan- m başından geçen acıklı gün- arasında Edirneye yapılan hü - Sümlar, Edirnede akan insan ka- M milletler arasında yeni kinler ğuracak bir boğutmanın tohum. olmamalıdır. Yirmi altı Martı hatırlarken Türk - Bulgar dostlu- u,» Balkanlar o komşuluğunu kuvvetlendirecek sebepleri yeni - hatırlatmak istiyorum. İ Balkanlarda emperyalist dilek- | arkasmdan koşmıyan insan | İulukları icin anlaşma yolları Mantıktan, hakikatten, tarihin çiz ği talihten başka bir şey olamaz. d İ, mantık dostluğun ilk şartı - Üstünden 21 sene aşan 26 Mart, sızlığın, milli menfaatler etra- tad, mantıksızlığın şahesetidir. Küirneni baştan aşağı ılrk insan 2 ile boyayarak batan bir güneş İhe koyan insanların bu işleri Klip, eseri değildi. Bulgar tarihi - Nin, Bulgar kültürünün hangi da- KOİ Bulgarları Türk Edirneye sü- er? Arada sırada hâlâ Edirne | ng alinin peşinden koşan yazıla- Yalniz şekilleri Bulgarca ola- N > komşumuzun hakiki a 'aatini farkedemiyen bir tas e macera adamla- gülünç olmaktan başka kıy - ik Ve Ni yan hareketleridir. timiz buzün asıl Bulgarlığı i | tebliğ edilmiştir. bişi bitirilmek üzeredir. İm “Ha Patrikane Cemaat namına dava açamaz Sürp Agop mezarlığı ve belediye ile Ermeniler Sürpagop mezarlığı yüzünden belediye ile Ermeni patrikhanesi arasındaki dava hakkında temyiz mahkemesi, patrikhanenin Oce - maat namına dava ikame edemi- yeceğine karar vermişti. Bu ka - rardün Ermeni patrikhanesine Türkçeden başka dillerdeki ilân yüzünden dava Galatada Rıhtım caddesinde 17 numarada bulunan Yatiş isim - li vapur acentesi geçenlerde Yu - nanistana bir seyahat tertip etmi - ye karar vermiş, bunun için muh - telif vasrtalarla reklâm yapmıştı. Fakat müessese duvar ve el ilân - larını, 1926 tarihli ve iktisadi mü - esseselerin * Türkçe kullanılması hakkımdaki kanun hükümleri hi- lâfına olarak o Türkçeden başka diller ve bilhassa rumca olarak bastırmıştır. Bunun üzerine İstanbul Tica - ret müdürlüğü bu (müesseseyi müddei umumiliğe vermiştir. Elektrik cereyanı Erenköyü ile Suadiyede tesisat yapılıyor İ Erenköyüne elekirik cereyanı verilmesi” için elektrik şirketi ta - rafmdan yapılan kablo döşenme Elektrik tesisatı elektrik şirekti tarafından da evlerde tesisat yapılmaktadır. Nisanm on beşine kadar Erenköy ile Suadiyeye elektrik cereyanı verilebileceği ümit edilmektedir. Elektrik şirketile belediye ara- sındaki mukaveleye göre, şirket 933 senesi nihayetine kadar Bos tancıya da elektrik vermek mec - buriyetindedir. Belediye, elekt - rik şirketine bir tezkere yazmış, Erenköyde yapılmakta olan kab - lo döşenme işinin durdurulmıya - rak Bostancıya kadar temdidini ve bu işin sene sonuna bırakıl - mamasını bildirmiştir. Şirket malzemesini tamamlı - yabilirse inşant durdurulmıyarak kablo Bostancıya kadar uzatıla - caktır. Bu takdirde bu yaz Bos - lancı ve civarına da cereyan veri - lebilecektir. Gidenler Bilecik meb'usu Hayrettin Bey dün Bandırmadan Balıkesire git - miştir. temsil edenlerin de bu maceraları tıpkı bizim gibi gördüğüdür. # > # 26 Martın yıldönümünü anar- ken Balkanlarda akılsızlığın ve millet davalarını başkalarının ta- bancası gibi kullanmanın budala - | İrklarını anlatmak istedik. Türk Bulgar dostluğunu isti - | yen her akıllı adam da bu buda- lalıklardan uzaklaşıldığı derece - de menfaatleri biribirinin zıd- dı olmıyan milletlerin sevgi bağlarile biribirlerine bağlanacak- larma kanidir. o Dün böyle oldu- E Hüsnü öldürüldü Üç katil dün akşam yakayı ele verdiler Fenerde Mollâaşki mahallesin de bir cinayet olmuş, Hüsnü is minde birisi öldürülmüştür. maralı evde Hatice isminde bir | kadınla erkek kardeşi Hüsnü ©- İ turmaktadır. Haticenin tanıdık» larmdan Şücaattin, Eyüp, Ömer isminde üç kişi evvelki gece Ha- | koyulmuşlardır. Gece saat on iki İye doğru kafalar dumanlandığı bir sırada Haticenin kardesi Hüs- nü eve gelmiş, kapıyı çalmıştır. Eğlentiyi yapan üç arkadaş evvelâ kapıyı aşmamışlardır. Fakat bi- raz sonra içlerinden Şücaattin o - turduğu yerden kalkmış, aşağıya inerek kapıyı açmıştır. Hüsnü, kapı açılınca derhal Şücaatti - nin üzerine atılarak: — Bu evde ne arıyorsun? Diye sormuş ve aralarında kavga çık - mıştır. "Gürültüye Eyüp ile Ömer de inmişler ve Hüsnüyü ortaları - na alarak iyice dövmiye başlamış- lardır. Dayak atmakla hırslarını alamıyan üç arkadaş bıçaklarını çekerek Hüsnüyü muhtelif yerle - rinden yaralamışlar ve kanlar i çinde yere serdikten sonra evden dışarı fırlayıp kaçmışlardır. Hatice bu hal karşısında feryat etmiş, yetişen polisler yaralıyı Balât Müsevi: hastanesine kaldır » mışlardır. Hüsnüye müdavat yapılmış ise İde yarım saat sonra ölmüştür. Ka- tller dün akşam üzeri Kasımpaşa da saklandıkları bir evde yaka- lanmışlardır. Cinayet tahkikatı- na nöbetçi müddeiumumi ile zabı- ta vazivet etmiştir. Küfelerle ekmek taşımak Küfelerle ekmek taşınmasının ancak kışla ve hastahane gibi sıh- hi müesseselere münhasır olup bu- nun haricinde her hangi bir yer « den diğer bir yere ekmek taşın - masınm yasak olduğu iki kere şu - be müdürlüklerine bildirilmişti. Bu yasak emrine rağmen Samat - ya, Yedikule, Aksaray, Fatih; E - yüp taraflarında hâlâ eski şekilde, pis küfelerle taşmdığı görülmüş ve artık bu hâle nihayet verilmesi tekrar bildirilmiştir. VAKIT Gündelik, Siyast Garete İstanbul Ankara Caddesi, VAKIT yurdu Telefon Numaraları Yazı işleri telefonu: 44379 idare teletonu Hân Ücretleri: Kermi iünlarm bir satırı 10 Kuruş icart illisinren bir satırı 125 Karuş ların bir santim! 25 Kuruş Küçük iMânlar: Bir defası 30 fsi delen 50 Uç defam h5 &ört defası 15 ve on defa 100 kuruştur. Üç aylık Hân verenlerin bir detas riocca- Btndir. Dört satın geçen Mlânların fazla satırları bay kuruştan hasap adilir. ğu gibi yarın da böyle olacaktır. Sadri Etem Mollâaşki mahallesinde 12 nu» | ticenin evine gitmişler, eğlentiye | Hüsnü Bey İnhisarlar müdürü Ankaraya gitti Istifa eden muavinin yerine kim geçecek? İnhisarlar umum müdürü Hüs- nü Bey inhisarlar vekâletinin da veti üzerine Ankaraya gitmiştir. Geçenlerde istifa eden inhisar umum müdür muavinlerinden A: sım Beyin yerine gene muavinler- den Münir Hüsrev Beyin getirile- ceği, onun yerine de inhisarlar teftiş heyeti reisi ve sabık İstan- bul polis müdürü Hüsnü Beyin ta- yin edileceği (o söylenilmektedir. Bu takdirde Hüsnü Beyin yerine — Teftiş heyeti reisliğine — inhi- sarlar memurin müdürü Abdül- kadir Bey tayin edilecektir. İG dMMDEİ iş başında yakalandı Çakmaçılarda Valde hanında Saidin odasında 16 kişi kumar oy- narken yakalanmışlardır. Kumar masası üzerinde 344 lira ile bir kaç deste iskambil kâğıdı bulun- muştur. Ali, Hasan, Raşit, Sait, Mehmet, Celâl, Abbas, Settar, Kasım, Kerim, Bayram, Akay, Cafer, Bilâl, Abbas, Emrullah ismini taşıyan kumarbazlar tevkif edilmişlerdir. Seyit, Antalya -Mersin postası Seyrisefainin Antalya - Mersin postası, İstanbuldan ayrılış günü - nü değiştirmektedir. Şimdiye ka - dar bu postanın vapurları Çarşam- baları yola çıkıyordu. 7 Nisandan başlıyarak, Cuma günleri ayrıla - cak, İstanbula 17 inci gün döne - cektir. aitim Pahalı ecza Ecza kazancında teamül yüzde on beş Sultanahmet birinci ceza mah kemesi pahalı ecza sattıklarından dolayı üç eczacı hakkındaki da - vayı görürken ecza fiatlarına mukabil kazancın ne kadar ol- duğunu Ticaret Odasından ecza * cılar cemiyetinden sormıya karar vermiştir. Eczacılar cemiyeti reisi Hasan Bey bu hususta demiştir ki: — O ecza depolarının ve ecza - cılarm mütekabil kazançları va - sati yüzde on beştir. 26 Mart 1918 — Paristen bildirildiğine göre AL man topçuları sabahleyin saat yedi - den itibaren Parisi bombardıman et- meğe başlamışlardır. Mermiler şehrin yanına düşmektedir Fransız memuri ni askeriyesi (“Verdun) daki sicil & haliye mümkin mertebe sür'atle şe- I hirden gitmelerini tavsiye etmişlerdir. i Bombardıman Pariste dehşet uyan - | dırmıştır. — Mesken kiraları hakkındak; ka- İ nün lâyihasının meclisten çıkmıyaca ğına fakat bu baptaki ihtiyacın hikü - mete verilecek sölâkiyeti mahsusa da- hilinde temin olunacağına hükmedil - mektedir, | SOHBETLER . Belediyeden şikâyet 6 Şubat 1926 da Muhiddin Bey, İstanbul şehremaneti makamma oturdu. 7 Şubat 1926 da kendisine sor duk: — Neler yapmak fikrindesiniz? Cevap verdi: — Esaslı bir fikir söylemeder evvel, vaziyeti tetkik edeceğim. Bu söz, iş bilen, tecrübeli, dü - şünceli bir insan süzüydü. Şuurlu bir âmirin, iş başma geçer geçmez ilk işi şehrin vaziyetini, belediye » nin bütçesini, o zamana kadar ya- pılmış olan işleri tetkiktir. Muhiddin Bey dediğini yaptı. Şehrin vaziyetini tetkik etti: Ber- bat, Kavaklardan Yeşilköye, Pen- dikten Edirnekapısına kadar ha - rap bir belde gördü. Bütçeyi getirtti: Borç gırtlakta, İstanbulda, göze görünür hemen hemen hiç bir şey yapılmamıştı. Buna mukabil, şehremanetinin milyonlara baliğ olan borcu vardı. Neler yapıldı? diye sordü: Sa- rih cevap alamadı. İş namına meydanda, şehrt elli milyon lira gibi büyük bir yük al - tına sokan kanalizasyonu ortaya ağ Muhiddin Bey ne yapacaktı? Kavaklardan Yeşilköye, Pendik - ten Edirne kapısına kadar uzanan İstanbulu imar edecekti, Milyonlara baliğ olan borçlar" ödiyecekti. Dile kolay değil mi? Bu, ne yazık, ki yalnız dile de- gil, bazı akıllara da kolay geliyor. Zaman zaman, belediyeden şi - kâyet etmek, bizde moda hükmü - ne girdi. Burnumuz kanasa, kaba- hati Muhiddin Beyde buluyoruz. Son günlerde de, bazı köşe muhar- riri arkadaşlar, mevzusuz kaldık- ça belediyeye hücüm ediyorlar. Yapılana itiraz, yapılacağa itiraz, yapılmıyacağa itiraz... Bu mute- rizlerin başında, Burhan Cahit Beyle, Felek Burhanettin Bey var. Bu yazıları okurken, insan, ye- İ di senedenberi, Muhiddin Beyin, | İstanbul şehrine uzaktan seyirci kaldığına zahip olur. Bir ecnebi, bazı kimselerin, şehir işlerinden nasıl bahsettiklerini işitse, bu köşe mubharirlerinin yazılarını okusa, İstanbulda bir belediye olduğuna inanmaz. Halbuki, bu şikâyetlerin hep- si haklı mıdır? Zannetmiyoruz. Şehirde, şikâyet edilecek muhak - kak bir çok şeyler vardır. Fakat, bazı meslektaşların yazdıkları gi « bi, belediyeyi hemen hemen yok - muş suretinde göstermek ya hak - sızlıktır, yahut ta... mevzusuzluk. Muhiddin Bey, istenilen ilk şe- yi yedi senede yapamazdı. İstan - bulu, imar edemezdi. Fakat ikin- ciyi yaptı, Şehremanetinin milyon lara baliğ olan borçlarını ödedi. Her tarafta kredisi kesilen, mali itibarı kalmıyan şehremanetinin yerine, borçsuz ve borcuna sadık, kredisi yüksek, mali itibarı var o- lan bir İstanbul belediyesi koydu. Yedi sene içinde, belediye rei- simizin gördüğü işleri şöyle bir dü- şünürsek, belediyeden şikâyete biç te hakkımız olmadığı meyda na çıkar, Biz, hatırımıza gelenleri saya * İrem: 1 — Fatih - Edirnekapı tam vay caddesi istimlâk edildi, caddı açıldı ve bunun gibi daha da cad deler meydana getirildi. (Devamı 5 inci sayıtada Selâmi İzzet

Bu sayıdan diğer sayfalar: