31 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

31 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dener KEM e AL ota gelmemeleri için nefes nefese m & - /JAKIT 31 Mayıs 1933 re Define Adasi ELMAS ARAYICILAR -9. O zaman mahküm müthiş bir fe:yat kopararak diz çöktü, ve iti- rafatta bulunacağını söyledi. Ve orada, hâkimlerin karşısında, ha - yatımda hiç duymadığım ve el'ân hatırladıkça tüylerim ürperen bir sesle, hâkimleri heyecandan titre - ten ve nefeslerini daraltan hikâ - yesini anlattı. Nakleden : fa. çıktan taş parçaları ayıklanıyor ve bu suretle gittikçe yabancı mad «| deler atılıyor. Muamele, yarım saatten fazla sürdü, şimdi nehir çamur gibi bir suyla akıyordu. Bir taraftan da i- ki sepet içine kıymetli balçık top - lanmıştı.. Amele sepetleri, geniş bir ma - Kuyunun dibinde, kazmasına | sanın kenarına getirdiler. Üstüne #ert bir cisim ilişmişti. İllemanın| içinden onu eliyle almış, pırıltı - smdan gözleri kamaşarak gayri ihtiyari, arkadaşma: — Ratak, demişti, bak ne bul - dum... Arkadaşı dönmüş, ve elini uzat- mıştı. Amele pek tabii bir hare - ketle elması vermemişti. Fakat ö- teki almak istemişti. Düşün bir ke- re vaziyeti... Otuz metre derin bir kuyuda, küçücük bir yerde, sırt - ları çamurlu bir duvara dayalı, iki adam, elleriyle kazmalarının sap-| larını sıkarak, ve başkaları duyup konuşarak kıymeili taşı almak i - çin hırlaşıyorlardı. Evvelâ, Ratak kazmasmı kal - dırmı ve vurmuştu. Yalnız yanlış hesaplamıştı . Kazmayı kaldırdığı Oo zaman tv#ha vurmuş bu suretle darbe ötekini ancak hafifçe yaralamıştı. O zaman amele, düşmanmın saç - larından tutmuş, başımı yere eğ - miş ve küçük fakat sert bir vuruş- 15, kafasını bir hindistan cevizi gi- bi kırıvermişti. Sonra kıymetli ta- şı peştemalımın arasma saklamış, galerinin duvarlarmı tutan tahta - ları sökmüş, bir kaç kazma vurun ca, toprağı da çökertmiş.. Tdhi hikâyesinin burasma ge - lince durdu, saatine baktı ve : — İlemayı yıkama zamani gel- di, dedi, görmek istemez misiniz? Ellerini çırptı. Kuyunun çıkıyı - gı durdu, kuyudan yavaş yavaş a- mele çıkmağa başladılar, Bir taraftan amelenin bir kıs - Ji taşımağa bile başlamışlar - & Nehrin kenarına götürerek bü- yök, tahta kutulara koymuşlardı. İçlerinden birisi nehir ilâhma, talileri açık olsun diye pirinç ada- ğını veriyordu. İllemayı yikayacak olanlar, nehrin ortasına ( ilerlemişlerdi... Dört kişiydiler, Elmas illemanm yıkanması da altın yıkanması gibi oluyor. Önce illete yıkarıyor, toprak ve kireç- ler ay#lıyor. Sonra geri kalan bal- erene saa rene 40 sener EO AAA TERME Galatasaray — Fenerbahçe 1 inci takım- İsri saat İT Hakem Kemal Halim B. Şadiye kadar klüp mrahhaslarna bira- ilan Hakem intihp hakkı bugünden itiba fen geri alpumaştır. Bundan serra yapdan müsabakaların hakemlerin heyetimiz intihap ve İlân edecektir. Heyetimiz, müsabakaları ire İçin İntihdp ettiği haketilere ayuncula- va KU en küğük hareketlerinin Kkavaldi wnamiyonin en ağır cezalarile tecziye etime- İri husüsunn tebliğ ve pioa eylemiştir. Muhterem halkımızdan, gerek hakemlerin ve erek oyuncuların asabinr tahrikedeçek her bang bir hareket yapmamalarını bu suretle hiöreket edenler bulunüran vazifedar olan restai makamlara ihbar etmelerini rlen ede- rilen Boks teşvik müsabakaları İstanbul Güreş ve Boks Heyetinden: 3 —g — 19v3 Cuma günlü Vefa — Kum kapı İdman Yurdumuzda Boks toşvik müsa- bakaları yapılacaktır. Müsehakayn ancak mmtaknaen riseecel Boksörler iştirak edehi- Heceğinden müsabakaya kireceklerin isim ve babalarının isimlerile mıntaka sicil No. arr Mi muhtevi listesinin o tanzimie (o kulüplerin müsabakadan evvel beyetimize vermeleri lâ- ımdır. Tartı 14 teni5 « kadar devam ede- gin b eğ 1m he eş döktüler, Toni masanın başına geçti, eline aldığı bir kerpetenle taşları toplıyarak muayene etti. Bazılarını havaya tutuyor, bakı, yor, eliyle tartıyor, sonra sikletleri ne ve renklerine göre tasnif edi -' yordu. Böylece masanm üzerinde | sekiz on muhtelif renkli gruplar! dizilmiş oldu sonra bana döndü : — Gel, dedi, şimdiden küçük bir ders vereyim sana.. Gidip yanına oturdum. —Bak, şu beyaz taşlar, su safi - ridir. Kıymetli bir şey değil.. Kü - çucük bir kusurları oldu mu beş para etmezler. Şu iki taşa baka - Im. Bunlardan birisi (o safirdir. Hangisi bil ?.. Taşları aldrm. Nohut tanesi ka- dar vardılar. Gözlerimin hizasma kaldırıp baktım. İnsan biraz dik - kat etse tanıyabilecekti galiba amma... Toni: — Dikkat ediniz, dedi, ikisi de kıymetli taştır. Fakat birisi beş, ö- teki yüz rupye değer. Hem ille - manın içinde, kıymetsiz taş dur - maz. İşi tesadüfe bırakarak birisini gösterdim. * — İyi seçtiniz amma, ne diye onu gösterdiğinizi s#öyliyebilir mi- siniz?. — Heyeti parlaklık... Diye bir maval atmak amma, sözümü kesti: — Aptal... Hep böylesiniz Kendisine bakmakla bir şey anla- umumiyesinde bir istedim 'şılmaz, asıl gölgesine bak... m bir köşeve yığılmış olan ille > İki taşı yanyana koymuştu: — Safir, dedi, mavimtrak bir i gölge verir, ötekisi ise vermez. Dikkatle baktım. -—- Hiç bir şey görmiyorum.. Toni güldü, kendine (mahsus darbı mesellerden birisini söyle - di: — Kobra yılanın © yavrusu, yabani kediyle tavşan Yyav- rusunun arasındaki farkı bilmez . Fakat yabani kedisi onu parçalı - yacaktır. Dikkatle bak bir kere.. Bana uzattığı bir taşa baktım . Önce bir şey göremiyordum. Sim siyah bir şey.. (o Yalnız bir ucunda yaldızlıymış gibi bir şey parlıyor . — Bu bir yakut değil mi? Kahkahalarla güldü: — Yakut mu?. Dedi, eğer yakut olsaydı on binlerce rupye ederdi . Halbuki bu taş ancak yüz rupye eder. O da meraklısına düşerse. Buna turmale derler. (Devamı var) Halkevinde Halk evi umumi idare heyeti dün toplanmış, yeni sene bütçesi, ve programı etrafımda görüşmüş - tür. Yeni programda fakir talebe- ye yardım işi daha ziyade geniş tu tulacaktır, Bundan başka darülfü- nun meydanındaki evvelce tamir | edilmiş olan binada evkaf tarafın- | dan tesis edilecek talebe yurdu -| nun açılma masrafına da kısmen | liği seçiminde Hafız Ağa oğlu Hay iştirak edilmesi düşünülmektedir. i Kamlı köyündeki güzel bina Güzel bir köy mıntaka mektebi olabilir Havza, (Hususi Muhabirimiz - den) — Havzadanon kilometre kadar gidersiniz. (Kamlı) köyüne gelirsiniz. Kamlı köyünü sakın gamlı köyü sanmayınız. Çünkü bu köyde hiç gamlı adama rast gel - mezsiniz, Bu köy çok ama pek çok eski bir tarihe maliktir, Selçukiler zamanında (Kınıkboyv'a men- sup olanlar bu köyü teşkil etmiştir. temeldir ki Türklerin kök natüriz- mine tâbi oldukları zamanki iş a - damlarma verilen (Kam) isminin devamıdır. Kamlı köyü yemyeşil ve güzel bir derenin kenarındadır. Kamlı köyünden bahsedişim, köyün ke - narında üç katlı kâgir ve orta hal- li Amerikan kollejlerine benzer bir bina iskeletinin oturtulmuş olma - sındandır. Üç kat üzerine tama - men modern bir plâna göre yapı!- mış olan binaya 15 bin liraya ka - dar masraf edilmiştir. Bu masraf ne hususi bütçeden, ne de umumi müvazeneden yapıl- mıştır. Bu masrafı yapan sadece bir adamdır. Kamlı köy halkından ve Havzanın çalışkan fabrika sa - hiplerinden Bayram Efendidir, Bayram Efendi milli mücadele- de Türk davasının en hararetli bir taraftarı olmuş ve bütün kudretile davanın muvaffak olması için ça» lışmıştır. Bayram Efendi Kamlıda- ki mektebi inşa ettirirken bu mek- tebin bir sanayi ve ziraat kolleji olmasını istemişti, Bayram Efendi binanın inşaatı- na devam ederken ölüverdi. Bu - nun üzerine iş yarım kaldı. Vazi - yet şimdi bu haldedir. Maarif Ve- kâleti bu seneden itibaren köy mın köyündeki mektep eğer Maarif | Vekâleti tarafından kuilanılabile - i cek bir hale konursa, Kamlının et- | i rafında onar, yirmişer, otuzar da - kikalık köyler sıralanmıştır. Vekâ- iletin tasavvur ettiği gayeye daha i muvafık olacaktır. Havza kaymakamı Abdülkadir Bey ve köyler halkı Maarif Vekâ « leti ile el ele vererek mektebi kul- lanışlı bir hale koymıya çalışmak- tadırlar, Bayram Efendinin kardeşi na - dir minyatürleri, el yazıları ile ya- zılmış çok kıymetli eserleri ihtiva eden bir kütüphanenin sahibi olan Mustafa Efendi de bu mektebin meydana çıkması için bir hayli fe- dakârlıklarda bulunmuştur. Haki- | katen çok büyük emellerle hazır - larmış, temeli atılmış olan bu bi - nanın faydalı bir hale girmesi şa- yanı arzudur. . 4 Balıkesirde belediye meclisi Balikesir, (Vakıt) — Belediye meclisi toplanarak bütçeyi 103050 | liraya indirerek kabul etmiştir. Yeni bütçede doktor, kabile, daktilo, tanzifat memuru, çıkarıl - mıştır. i Kayseri Belediye reisi Kayseride yapılan belediye reis- rullah Bey kazanmıştır. Kam kelimesi de çok kuvvetle muh | taka mektepleri açacaktır. Kamlı | olmuş, hem maddi, e o Memleket Haberleri © di lk e LL Hizanda yatı mektebi | ihtiyacı ş Türk, milliyetini, dilini mektep sayesinde Hizan, (Hususi) — Hizan hal ; kının son günlerde tek, fakat mü: | him bir dileği var: Mektep, bir yatı mektebi.. Hizanda yalnız bir mektep var- dır. Civarında Oçum ve Hakif nahiyelerinde yoktur. Her üc na hiyede mecburi tahsil çağında ik bin dokuz yüz küsür çocuk yardır ki bunlardan yalnız 32 danesi mektepten istifade etmektedir. Halk fakirdir, cahalet içinde mektepten © uzaklaşmış gibidir. Halkı kurtaracak ancak ve yalnız mekteptir. Hizan mektebi bu se: | ne garpten gelen yeni çalışkan uz: vile faaliyete geçerek evvelemirde mktepten kürtçeyi koğmuştur. Mek tepte açılan üç millet mektebi ders. hanesinde, merasimlerde, hususi | içtimalarda zuhur eden her fırsat- ta bu hususa ehemmiyet vererek halka milliyetini tanıtmağa ve öz | lisanı olan Türkçeyi sevdirmeğe, | konuşturmağa devamlı olarak ça - | lışmış ve muvaffak ta olmuştur. Düne kadar hiç Türkçe konuş - mıyan halkımızın mühim bir kis - mı bugün hususi hayatlarında bile Türkçe konuşmakta, mektep tara- fından tertip edilip duvarlara ası: lan ““Türklerülu' ?ö ünlü bir mil: ettir. “Sen'de TPürksün*;;; “Türk genci; Türklüğünü bil, sev ve ça- 1ış!.,, “ Yurtdaş Türkçe konuş! ,, Gibi halka Türklüğünü bildiren ve Türkçe konuşmağa tesvik eden yazılar, her an için göz önünde durmakta, halkımızın daima istek- le okuduğğu bir (Amentü) olmak: tadır. Bilhassa çocuklar kürtçe sözlere cevap bile vermemektedir- ler. Mektebin bu sene vücude getir- diği ufak bir müze var. Buradaki ders aletleri sınıfça yapılmıştır. İçlerinde iki danesi var ki: Mek- tepten ziyade halkın ihtiyaçlarına kâfi cevap teşkil etmiş, muhitimi- zin memnuniyet ve şükran duygu- larını mektep üzerine toplamıştir.. Köylerin derhal birleşerek yaptır- mak işine giriştikleri bu vasıtalar- dan birisi, halkın dörtte üçü zayi olan pirinçlerini kurtaracak su ile döner üç gözlü bri (Dink) dir. Gerçi bugünkü fenni vasıtalara karşı (Dink) de iptidai bir vasıta ise de bizimkine nisbeten çok mü- tekâmil bir vasıtadır ve pirinç mabsulünü zıyadan tamamen de - ğilse bile kısmen kurtaracaktır. İkincisi ise çakmak taşlr (dü - gen) dir. Beş altı çift hayvanın çiğnemesile samanını ezerek lif haline getirmesi suretile ve bir günlük işin en az üç günde yapıl» masile neticelenen bir harman & meliyesini bir çift öküzle bir gün de yapmak ve güzel saman almak sizin için değilse bile bizim için küçük görünmiyecek bir mesele - dir. Haddi zatinde pek basit gö- rünen her iki vasıta da memleketi» mizde mühim bir terakki eseri sa- yılır. Demek ki vazifesinin yalnız A. B. öğretmek olmadığını bilen mek- tep bu sene halka iki yüzlü rehber manevi Ke Gi içi “dilerini ve gerek çocukla İ bu mıntakayi kurtarmasını w iddetlidir öğrendi hayatlarında ehemmiyetli bir leme bareketi yaptırmıştır. gör? yer Mektebin bu iyiliklerini ve zevkini tadan halk, gerek mekte oldukları uçurumda" taracak, mülli hayata, milli | sahip kılacak, milli lisanlarıf” ri stecek olan birinci ve : #p olduğu kanaatine val Xir hallerinin buna mani | nu düşünerek dileklerini bir ifade ile mahalli hüküme”.” zü önünesermiştir. pak Daima halkı düşünen v€ çin çalışan hükümetimizi" çalışmalarını, insanı dat ; yaşayış tarzlarını evvelce , ğım halkımizın fakir halleri bakima muhtaç olan m susiyetini İutufla göz önün” iy TUZ. ogs” Muğlada kış! | Yağışlı hava deva” | edip duruyor MUĞLA, 29 (A.A.) LERİ hâlâ kışı andırmaktadır. gündür yağışlı bir hava rüyor. Geçen gündenberi şiddetli yağmurlar yağıyor” ha karşı Muğlayı kuşatan pek çok yıldırım düşmüştü” tün ekimi bittiği, içini bir zararı yoktur. Yalnız g” hastalık yapmasından krs” a ini Adanada asılsız birle ir Adanada mahalleler âuvarlı bahçe eli mail adında birisinin K © maymun doğurduğu şayis” ve bu yalan şehrin her her taraf o kadar yi, 8 yılmıştır. Bu yalan bir 2, üçe Pİ dırılmış budaklandırılM ya doğan bu maymunu” ğında da kundura öke€*' yormuş! Ve bu maymun Ki ğar doğmaz etrafına başladığından ellerinde” zi larından bağlanmasına yet hasıl olmuş. 4 Türk sözü mubarriri b Nb tahkikat yapmış ve vi yen aslı olmadığın”, çe et önden evvel doğduğu” : dünde gayri tabiilikler gün yer ğunun görüldüğünü: ÜS çeneni! dıktan sonra öldüğüNÜ tir, i al mart, nisan ayları memleketlere 2119 aa koyun ve kuzu | 8 924 kümes hai gübre ihraç seli Edirned gideli Edirnede yağan lardan şehir mz baştan başa sel Bir gün yağmur İstanbul ot: Edi 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: