28 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

28 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i ; v Tıbbi İlel Kemik hastalığı son senelerin verdiği tecrübelere göre ziya ve havası az fakirane hayatm hüküm İ sürdüğü yerlerde ve bir de hali vakti yerinde fakat korkusundan ziya ve hava aldıramıyan annele - © rin çocuklarında görülür. Bu s0 - i nuncu maatteessüf şehrimizde çok tur. Tecrübelerimiz gayri kâfi gü - neş ziyası, ve bir de muayyen gr dalarım noksan verilmesidir. Her hastalıkta olduğu gibi ra- şitizmde de bu iki âmili marazi- den başka şahsın bünyevi hususi- © yeti vardır. i —6 — VAKIT 28 Haziran 1933 Müsahabeler ” Çocuklarda kemik has- talığı ve birçok sebepleri © Iki mühim âmilden başka, bünyenin | ehemmiyetli rolü ve irsiyet Burada anne tarafınm irsiyeti - | nin 2 — 3 batına kadar gittiği - ni görüyoruz. Yani annesi kemik * hastalığı geçirmişse çocuğu da W müstait oluyor Bu sebepten böyle * bir irsiyeti hâmil olan çocuklarda İ vakti zamaniyle tedafit * yapmak şarttır. Ormanlık ve güneşten, mahrum ” arazide ve az güneş gören vadiler £ deki çocuklarda kemik hastalığı - nın fazla görülmesi burada ziya - | © nm mühim bir rolü olduğunu gös- terir. Ziyanın kemik hastalığına tesiri hi şu suretle sabit olmuş ise de gıda- nin da bu hususta büyük rolü var- dır. Çünkü nakâfi gıda verilip zi - ya ile tedavi edilenlerde şifa he - men azdır. Halbuki nakâfi gıda a- larak raşitizm olanlara kâfi dere- cede gıda verdiğimiz zaman raşi- W tizmin şifa bulunduğu da görmek- teyiz. tedavi | Şu tecrübelerimiz de bize göste- | yı düzeltmek lâzımdır. Çünkü son senelerin tecrübeleri gıdaların de- runundaki vitaminlerin büyük ro- Tü olduğunu meydana koymuştur. Ü “Nitekim eskiden beri kemik hasta Jığma balık yağı verilmesi deru - nundaki vitaminlerin şifa hassa - 3 larımdandır. İ Hulâsa halihazırdaki telâkkiye İ # “nazaran yekdiğerinden ayrı ve ta- mamen müstakil olan bu iki âmil de yani ziya ve vitaminin bazan beraber ve bazan da başlı başına raşitizmin husulünde âmil olduk - “İarını itiraf etmek lâzımdır. Son zamanlarda ortaya atılan bir sual noksanii ziya nazariyesi ile nok - sanii vitamin nazariyesini yekdi - gerine bağlıyan bir köprü hizme - tini gördü. Raşitizmden koruyan * veya onu iyi eden anasıfı ihtiva et mediği sabit mevaddı gıdaiyenin | şedit ültra viyole şuaatma maruz| bırakıldıktan sonra ne suretle bu kahiliyeti iktisap ettikleri sualine cevap aradılar. Bu müellifler had- 'di zatinde raşitizme karşı müessir olmıyan mevaddı gıdaiyenin ültra viyole şuaatına maruz bırakıldık - tan sonra fevkalâde müessir bir hassa kazandıklarını hayretle gör- düler. Muhtelif nevi mevaddı gıdaiye - nin bu vasıta ile müessir bir kabili- yet iktisap edebildiğ anlaşıldı. Hay 'vani ve nebati, züyut. haşele, süt, kaymak, tereyağı yeşl salata, ni - şanstalar, meyvalar. yağlar, hay - vani ve insani cilt ve adale parça- riyor ki yalnız ziya ile değil gıda- | terakkisine yardım ettikleri mu - Yazan : Dr. Ali Şükrü ları bu cümledendir. Tesir kabili « yeti göstermiyenler ise jelâtin, gli- serin, parafin, madeni zuyut, klo - rofil, saf şeker, peksimet, saf yağ, su ve emlehadan ibarettir. tecrübelere öre aktife (kabiliyeti | iktisap edebilen bilcümle mevat kollestrini ihtiva etmekte ve diğer- elrinin bundan mahrmu olduğu an | laşılmaktadır. Bu mesele süratle terakki ve inkişaf etmiş ve ültra viyole şuar ile kemik hastalığına karşı müessir bir kabiliyet kaza - nan maddenin ergosterin olduğu tahakkuk etmiştir. İşte bu ergos - terimin ültraviyole şuana maruz bırakılmasından da gayet az mik tarı bile raşitizmiyi vikaye ve onu | işfa etmek kabiliyetini haiz olan ve | halen kimyevi terkibi malüm olmt- yan anliraşitik (D) vitamı hâsıl ol muştur. Haddi zatinde yekdiğerin- den tamamen ayrı ve uzak olan! noksanı ziya ile fena tagaddi na-| zariyeleri bu suretle halledilmiş o- luyor. Vücudü doğrudan doğruya şifalandırmakla ve yahut şifalan - dırılmış gıdaları yedirilmenin yer bulacağı kuvvetli bir ihtimalle ka- bul edilebilir. Cildin Yağlarını doğrudan doğruya şifalandırıp bun ları ziya ile tahmil ettikten sonra kana karıştırmak yahut hariçten şifalandırılmış ergosterin tarzında yedirilmek arasında büyük bir fark yoktur. Çocuk kemik hastalı- ğı husulünde noksanı ziya ve (D) vitamini kifayetsizliğinin mühim âmiller olduğu kabul edilmekle be raber usulsüz ve fena tagaddi ve bakımın, entanat ve diğer içtimai mazarratların kemik hastalığının hakkaktır. Bundan başka ağır derecede te- şevvüşatı gidaiyenin kemik hasta- lığının teşekkülünde az çokrolü olduğu görülüyor. Bu hastalıklar | çocukları boylarmın büyümesini | durduruyor, Yukarıda sayılan avamilin kemik hastalığının tahassülünde, icrayı tesir etikleri mutlak olmakla bera- ber hastalığın inkişafı da ayni a - yamilin devamı ile husule gelir. Kemik hastalığının artmasında ! tufeylâtı em'anın da (sulucanlar, ve kurtlar) rolü vardır. Şiddetli! kemik hastalığına tutulmuş çocuk ların tedaviye karşı taannüt eden- lerin içinde sulucanlı olanları gör- düm ve bunların sulucanları düşü- rülünce tedavi daha çabuk oldu. Kemik hastalığının o tedavisi: Halihazırda kemik hastalığının kabili tedavi olduğunu ehemmi - yetle iddia ettirecek derecede esas | İ lr usullerin vazı kabil olmuştur . Zamanında yapılacak kemik hastalığına karşı tedaviler sayesin- de ağır marazi tezahürattan has - tayı tamamen vikaye etmek müm kündür. Bununla beraber söylendiği gibi raşitizmi bir kaç hafta zarfında iyi | etmek imkânsızdır. Bu tedavi ile çocuğun neş'esi gelir (harekâta başlarsa da muhtelif aza üzerin - de bu kadar derin tahavvülâtı be - deni ve ruhi tegayyürat yaptığı bit tecrübe O sabit olan bu hastalığın tamamen izalesi bir oçok aylara e fi ihemleket Haberleri o yı, A Zonguldak Bu kadar azılısı doğrusu Kömür istihsal ve ihracatı Zonguldakta 932 senesindeki kömür istihsalâtı bir buçuk milyon tonu bulmuştur. Halbuki 929 sene- sinden evvel, Zonguldak kömür is tihsalâtı 750 bin tonu geçmemişti. İstihsalin iki isli arttığı görül - mektedir. İstihsalin genişlemesin - de iki sebep vardır: Bir tarafiaa memleket dahilindeki sarfiyat art- mıştır. Himayekâr gümrük tarife - lerinin yüzünden, dahili pazarda yalnız Türk kömürünü satılması, sarfiyatın artmasında birinci dere- cede âmil olmuştur. Şimendifer hatlarının ve fabrikaların çoğal - ması da, kömür sarfiyatını arttır « mıştır, Zonguldak kömürleri, dahili pi- yasada geniş bir mevki temin etti- ği gibi, dışarıya da ihracatını art- tırmıştır. Ereğli şirketi, Akdeniz piyasasında yeni mahreçler bul - muştur. İskenderiye, Suriye, Malta adalarında bazı müesseseler Türk kömürü kullanmağı tercih etmişler dir. Son zamanlarda Peşte belediye- si de Zonguldak kömürlerini kul - lanmağa karar vermiştir, Bunun İ- çin yapılna tecrübeler müsbet neti celre vermiştir. Bu tecrübeler üze- rine Zonguldakta 90 bin ton kö - mür alınmıştır. Ezinede Muhafız gücü bisikletçileri nasıl karşılandı ? EZİNE, 27 (Hususi) — Muha - fız gücü bisikletçileri geldiler, Ku- mandan, kaza kaymakamı, Halk fırkası ve belediye reisi sporcular; zabitler, bisikletçiler, süvariler to rafından 10 kilometreden karşı » landılar. Yarın istirahat edeceklerdir Şe - reflerine ziyafetler ve müsamere verilecek, ayni merasimle teşyi « dileceklerdir, Cemal mütevakkıftır. Ve bu da ancak raşitizm âmille- rinin hastalarımıza tesallutta de - vam etmemesi şartile mümkündür, Her halde kemik hastalığı geçir- miş olan bir süt çocuğu veya kü - çük çocuğun daima ve kemali dik- katla tahaffüzde bulundurulması lâzım geldiğini, çünkü kemik has- talığına müsait olan bu çocukla - rın ekseriya hastalığın yeniden ve daha büyük bir şiddetle savletine maruz veya meyyal olduklarını bi- lerek dikkat ve ihtiyat altında bu- | landurmak lâzımdır . Bu tayakkuzü çocuğun neşvü ne- masınm batileştiği zamana kadar yani dört yaşına kadar devam et- tirmek icabedere. Bu devrin ilerisinde çocuklarda vaktiyle geçirdikleri kemik hasta - lığımın biçimsiz izleri bulunur ki bunları ilk yaşlarındaki kemik has- talığı tedavisine tatbik edilen u - sullerle tedavi ederek şifalandır - mak mümkündür. Kemik hastalığını tedavi için üç yolumuz vardır. 1— Hükmi tedavi, 2 — Gidai ve devai tedavi, 3 — Sıhhi ve muvafık bir tarzı İ .. .. GİRESUN, (Hususi) — Şehri- mizin Bulancak nahiyesinin Süme köyünde feci bir cinayet olmuştur. Vak'a şu suretle cereyan etmiştir . Arif oğullarmdan Âşık Ali oğ- lu Yusuf ikinci defa evlenmek is- ter, bunun üzerine (o karısı Feride kocasını mahkemeye şikâyet eder; köyüne dönerken yolunu bekliyen kalın sopa ile dövmeğe başlar . Feridenin feryadını işiten kız kardeşi İsmi H. vak'a omahalline yetişir . Yusuf bu defa imdada gelen bal. dızını dövmeğe başlar, kadınların kir gelerek kadınları kurtarmağa çalışır. Yusuf buna muğber olarak silâ- hmı çeker, Bekire ateş ederek ye- re serer, Silâh sesini işiden Beki - rin kardşei Fabri vak'a mahalline gelince o da azgın katilin bir kur- şuniyle yrkılır, silâh sesleri üzeri - i kocası Yusuf kadıncağızı elindeki | feryadı üzerine köyün bekçisi Be- | az bulunur! Ikinci defa evlenemediği için kızdı, üç kişiyi öldürdü, iki kişiyi yaraladı ne bekçinin üçüncü kardeşi Hasan merak ile koşup gelirken katil bir kurşunla onu da yere serer. Manzaranın fecaati karşımda canlarını kurtarmağa çalışan Fe - ride ve İsmi kadınlar kaçmağa başlarlar. Etrafında canlı bir adam bırakmamağa azmeden katil, ar * kalarından kosarak baldızmı bir kurşunla cansız bırakır bu sırada eve girmeğe muvaffak olan, fakat kapıyı kapayamıyan Feride de bir yara alır. Vak'ayı müteakip katil kaçmış * i sa de bir müfreze ile takibe çıkan vilâyet jandarma kumandanı Ma“ cit Bey tarafından kısa bir müddet zarfında yakalanmış ve adliyeye teslim edilmiştir. Yaralılardan Fahri vak'adan y8 rım saat sonra ölmüştür, oBekirin kardeşi Hasan bu vak'adan ağır yara ile kurtulan yegâne adamdır. Hastahanede yatıyor. Sinop Halkevindeki aile ge cesi Di Sinop Halkevi, kardeş müesse-| çalışan Sinop Halkevi, son günler | seler içinde en çalışkan ve canlı| de de gene bu maksatla güzel bir evinin çalışkan, kıymetli, güzide reisi Macit Bey de bu faaliyeti tan- zim eden, yaşatan ve devam etti - ren mühim bir unsurdur . Sinop Halkevinde geçenlerde Mete piyesinin omuvaffakıyetle temsil edildiğini yazmıştık; yukarı daki resim o temsile ait bir intibaı tesbit etmektedir . Öcdenberi toplu yaşama ve top- lantı yollarını muhitinde yapmağa i hayat teminine matuf umumi te - davidir, 1 — Hükmi tedavi: Kemik hastalığının en iyi tedavi | vasıtası gerek o güneşle ve gerek sun'i vasıta ile gelen ziya şuaıdır. | Bu şuam içerisinde müessir olanı ültraviyole şuaıdır, Bunlarm izale- si ile ziyanın müesseriyeti zail o - lur, Raşitizm de ziya tedavisi ilk ev velâ Huldschinsky meydana koy » muştur. Bu zat çivalı kuras lâmba- dan elektrikziyası geçirerek ültra - viyole şuanın elde etmiş ve bunun- olanlarından biridir. Sinop Halke- | aile gecesi tertip etmiştir. Halkevi vinin muhtelif kollarındaki, gay -| nin bütün azası, memur ve halktan retli gençler, müesseseye bu çanlı- | pek çok kimseler, ailelerile birlikte lığı temin ettikleri gibi Sinop halk- | bu toplantıda bulunmuşlar, vali Abdülhak Bey de refikasile birlik” te gelmiştir, Fırka ve Halkevi reisi Macit B-, küçük, fakat değerli bir hasbıhal yaparak toplantının maksadını anlatmış, bu temiz ve kibar eğlen - menin bundan sonrakilere bir baş” langıç olacağını söylemiştir. Toplantı geç vakte kadar sür * müş, eğlenceli, canlı bir gece ge “ girilmiştir. z ..snssuueeesasaasaenanuru la kemik hastalıklarını tedavi et * miştir, Bu suretle yalnız kemiklerin iyi olduğunu değil, kanda husule g€“ len tegayyüratın da bertaraf oldu” ğunu görmüşlür. Tabii güneşin ziyasmda da ültr* i vardır. Fakat bu ültraviyole ziyar kısmen güneşin tayfi tarafınd3” kismen şehrin havasının yele ve rutubetli olması, fabrikaları” dumanları tozları ve hatta hava rafından massedilerek kuvveti lr. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: