31 Ağustos 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

31 Ağustos 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k 7 — VAKIT 31 Ağustos T935mmm Mi i mücadelede bir tayyareci hatırası : Kırık Kanatlar il a ie ni LR hk Güzel Afyon Karahisarı düş. Ri r işgal etmiş hepimiz esir ol- gı tak. Düşmanlar bize akıl ve “Sar, ve bizi güzel yurdumuzdan ik istiyorlardı. Her gün ka- dan, havadan düşman bombaları Öeynimizi parçalamak için çlışıyor Sesıyordu.. Kara, kap kara günlerdi. İşte bi, lerden birinde idi. Birden. * gökler oğuldamağa, ufuklar limeğa Başldı. Sönük gözle : re semayı seryediyor, bu harika beyran gürültülerin ne oldu - u öğrenmek istiyordum. Evet gördüm. İşte iki Türk tay- Giyim Sönen gözler parlıyor, Mibimizde sarsılmıyan ümit şulesi İl, İiyordu.. Demek dünya gözü! İ AY yıldızı bir kere daha görmek 228 esip olacaktı. Y ahraman tayyarecilerimiz Af- ON üzerinde bir kaç dönüş yap- yan karşısına pis düşman tay - Meri çıktı. Aşağıdan alçak| tn topları gürlemeğe başladı. İlanına çinde sema bir harp mey» İyor. mdü., Şarapnallar pat - İş ; Mermiler iniyor, tayyareler » Yor, çıkıyor, yükseliyor, alçalı- | bütün Afyon Karahisar m gözleri semada, bu harbi Yrediyor, gözleriyle ay yıldızlı Şe kartallarını takip ediyorlar « © Tayyardcilerimiz korkmuyor, Yaa n tayyarelerini birer birer gelmiyen işkenceler yapı »| i lırlarsa hava içinde de dalgalar et- İ rafa dağılır. iyor ve yerlere yuvarlıyorlar. Yi Artık bütün halk sokaklarda.. giy tayyarecilerimiz, kahrol - ' Tunanlılar.... Sesi Afyon Ka- kara ufkunda akisler yapıyor ve kayaya çarparak bir kere da- Sürliyordu. ol Aşasın tayyarecilerimiz., Kabr Sn Yunanlılar. rm saatlik mücadeleden son- ürk kartalları muzaffer bir u- *ia yükselirken uzaktan iki tay- Tür daha gözüktü. Bunların da Müge, Avare olduğuna şüphe ken » Biz oh... Diye çırpınır- gelen tayyarenin alçak düş Viz tayyaresi olduğunu anlayınca ey, N iz karardı. Çünkü ge- Ray ürk tayyaresi değil bir düş- yy tâyyaresi idi.. Fakat Türk baj Arecisi kimden korkar?... Der- T, “S düşman üzerine saldırdılar. d arenin birini, onun arkasın» dç, Pirini daha yuvarlarken alçak big N tayyarecisinin üçüncüsü *nbire bizim tayyarenin üstüne ! Ve tayyaremize saldırdı.. Bir Ai. a, bir duman, arkasından kı- tal, ir alev çıktı.. Tayyaremiz ya- 1, rtal gibi aşağıya süzülmeğe Mladı,. üzlerimizin önünde olan bu tireğ dize karşısında nasıl yüre» bay inip hepimizin ölmediğine 4 hayret ederim... Güneş lâzım !.. Küçük Ali birkaç gündür | basta idi. Yumurcak onu ziyare Bir kaç dakika sonra,mukaddes ve muazzez şehit tayyarecilerimiz | şehire iki saatlik mesafede bulun- du... O gün Afyon Karahisar için bir matem günü oldu.. Yedi yaşından yetmiş yaşına kadar her kes, düş- man istilâsma bakmadan, düşman süngülerine, yumruklarına aldır « madan bu iki muazzez şehit tay- yareci Bahattin ve Cemil Beyleri hıçkırıklar arasında (o mezarına koydular... Işığı daha evvel görürüz ? Hele top atilrken.. (Bayram! günlerinde İstanbul taraflarında o- turanlar çok iyi hatırlar. Selimiyede toplar atılırken ev » velâ dumanını görürüz sonra sesini işidiriz. Acaba ses neye bu kadar geç kalıyor?. Bunu âlimler şöyle anlatıyorlar: —Bu kürenin etrafında hava vardır, Hava tıpkı su gibidir. Dal- gaları olur.. Berrak bir su üzerine bir taş at- tığınız zaman dalgalar nasıl etrafa yavaş yavaş bir halka gibi dağı - Fakat bu dalgaları yapanlar ses. lerdir. Evet sesimizdir. Birisine söz söyliyeceğimiz zaman sesinizi çı » kartırsınız. Bu ses dalga dalga karşımızdakinin kulağına gider . İşte denize attığımız taştan ha- sıl olan dalgalar nasıl uzaklaştık ça dağılır, nihayet kaybolursa se » simizin dalgaları da uzaklaştıkça kaybolur. İşitilmiyecek hale gelir. Bu ses dalgaları saniyede 200 kilometre giderler, Yani gene ba - ğırırsak bizim sesimiz (o saniyede 200 kilometre gider. te gitti. Bir de ne görsün. Küçük Ali evde oturmuş resim yapıyoordu. Evet.. Mektepte bir tek çizgi çizmek istemiyen Ali resim yapıyor. Hemen atıldı: — Kolay gelsin Ali,. Hem bas- tasın.. Hem de çalışıyorsun.. Bu da ne. — Resim.. — Neresi yahu sen resim bi- lirmisin.. — Bilmem ama mecbur olün- ca yaparım. Evvelki gün dokto- ra gittim. Doktor her gon güneş banyosu yap dedi, dün güneş banyosu yaptım. İyi geldi. Bu gün bava bozuk.. Banyo yapma” sam olmıyacak. Güneş resmi ya- pıyorum ki,. Biraz güneş göreyim diye.. Ne yapalım nurum... Pul parasında iktisat Annesi küçük Aliye bir mektup ayrıcada 6 kuruş pul parası ver- di. Bu mektuba pulu yapıştır, kutuya at dedi. Küçük Ali gitti. Gelince annesine: — Anneciğim.. Dedi. Lütfen şu 6 kuruşunuzu alınız. — Pul alıp mektuba yapıştır- madınmı? P — Baktım.. kimse yoktu. Mek tubu hemen posta kutusuna at- tım kaçtım. Fenamı anne pul pârasıni iktisat etmiş oluruz. de ses gibi gider.. Amma saniye « de 300 bin kilometre sür'atla,. İ Yani burada yakacağımız bir| lâmba derhal 300 bin kilometre yoldan gözükür. Bu kadar yerden ışik görünmez dersiniz. O da baş «| ka... Bunu bizim gözlerimizle gö - remeyiz, fakat dürbünle görürüz. İşte ses saniyede 200 kilometre gitiği için 300 bin kilometre giden aşıktan sonra gelir. Bu sebepten evvelâ ışığı görür sonra sesini işi « Halbuki ışık böyle değildir. Işık DARA RR Rİ RE KR RK Yazısız Hikâye : diriz. 30 Ağustos zafer bayramı... nü size anlatmak ne kadar zordur. Çünkü siz, hür bir memlekette, hür bir millet evlâdı olarak dün - yaya geldiniz... Pis düşman çiz» melerini, iğrenç düşman ayakları - nı görmediniz... Ağızları leş ko- kan düşman neferlerinin seslerini işitmedinir., Onların acısını babalarınız an neleriniz, büyüklerini duydu. Yü- rekleri sızlıya sizlıya, göz yaşları» nı içine akıta akıta bu acılara ta- hammül etti, Türk semasının üezrine kara bir bulut gibi çöken bu istilâ önünde her kes ümitsiz kaldı. Kanlı göz. leri ile kurtuluş yolunu göremedi.. Fakat, bu kara günde, Türkün en büyük adamı, sarı zafer kartalı birdenbire Türkün ümitsiz dünya- sında yükselen bir güneş gibi par- ladı. Türk milletine zafer ve kur- tuluş yolunu gösterdi.. Dört sene düşmanla çarpıştı. Anadoluyu ya rısına kadar alan düşmanları ni» hayet denize dökmeğe ahtetti, Bir gün arkadaşları ile düşündü ve 26 ağustosat harp eden ordunun başına geçti.. Baş kumandanlık mubarebesini yapmağa başladı. İki ve tayyare gün içinde pis düşmanları Dumlu | pınarda boğuverdi.. Düşmanların | baş kumandanı olan ceneral Triko e 30 Ağusto i Zafer ve Tayyare # Bayramınız kutlu pisi esir aldı.. Ve 30 ağustosta Bugünün büyüklüğü - | Türk bayrağı zafere kavuştu. Ve 9 eylülde İzmirden bütün düşmanı denize döktü. İşte 30 ağustostan itibaren her gün, düşman eline geçen bir mem. leketimiz kurtuldu ve Türk milleti hür yurduna kavuştu. İstiklâlini kazandı.. İN Bize bu büyük zaferi kazandı- ran büyük başın (Gazi Mustafa Kemal) olduğunu söylemeğe bile haçet yok.. O olmasa idi şimdi | biz ve siz, pis düşmanların bayra- i ğı altında yaşıyacaktık.. Fakat: Korkma; sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tü- ten en son ocak... O benim milletimin yıldızıdır par. Iıyacak., O benimdir, o benim milletimindir Ancak, Hizmetçi kız Hanım — Kız sen ortalığı hiç süpürmiyorsun. Nedir bu evin balı... Hele şu kanepelere bak.. Bir senelik toz var.. Hizmetçi kız — öyle ise be- nine dife azarlıyorsunuz banım- cığım. Madem ki bir senelik toz varmış.. Ben sizin evinize geleli daba iki ay bile olmadı. 150 okuyucumuza hediye Bu haftaki bilmecemiz becelerden cümle teşkilidir : Du — kur — ni —li —lâ — tik —is — nin—let-i— mil —rk— tü— ri — fe — za —bi — har — dan — man — ku — baş —tos— gus—a—tluz—o. Doğru balledenler içinde 150 okuyucumuza mubtelif oyun- caklar, şeker, bisküvi, kartpostal hediye edeceğiz. Hal - varakalarmın şazıları okunaklı olsun. İsimlerinizi iyi yazmız. Zarfın üstüne “Vakıt çocuk sayfasi muharrirliğine,, diye yazmayı unulmayınız. emmuz bilmecesinde kazananlar hediyelerini e 1 Dikkat perşembe günü öğleden sonra idarehanemiz- den almalıdırlar. Bilmece müsabakası Bizim bilmediğimiz istediğiniz şekilde, istediğiniz tarzda bilmece yapıp bize gönderenlere ayrıca bir bediye vereceğiz. Isimleri ile res mlerini gazeteye basacağız. Bir bilmece bulunuz

Bu sayıdan diğer sayfalar: