27 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

27 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sıhhat Ve Güzellik Tedbir Felan Kadınlar, Kış Sporu Yaparken.. Her taraf karla örtülü... Tam kış sporları mevsimindeyiz. Kış | #porlarıyle uğraşmak, henüz biz - de Avrupada olduğu gibi benim « senmiş değil, Bu sahada hararetli faaliyet gösterilmiyor. Bilhassa kadmlar, kış sporları ile pek mah dut nispette meşgul oluyorlar, Fakat, ne de olsa, karlı havada eğlenti kabilinden spor hareketle- ri yapılıyor. Hiç değilse kar topu oynanıyor, karlar arasında dolaşır hıyor, kafile kafile açık yerlere sıkılıyor. Dolayısıyle, kış sporla - rma karşı büsbütün lâkayt davra» nılıyor, denilemez! Kış sporu yapan kadınlar, bu €snada, güzelliklerine zarar getir memek için bazı tedbirlere riaye ti gözetmelidirler. Kış sporu ya - parken, güzelliğe zarar ne suretle İ gelebilir?. Başlıca derinin bozul ması suretiyle. Mütemadi hareket ler sırasında, soğuk havanın şid- | detle çarpışı, deride çatlaklar hı» sule gelmesine sebep olduktan başka, tenin kızarmasında, yü - zün parlaklığınm ve taze görünü. şünün azalmasında da rol oynar. Buna karşı almacak başlıca tedbir, krem sürmektir, Krem, s0- ğuk havainm şiddetle çarpışan şı, sürüldüğü yeri muhafaza | €der. Bu tarzda korunuş, meselâ Yüzün tamamiyle örtülmesi sure- tiyle alınan tedbirden daha emin, daha kat'idir, Esasen yüzün ta- mamiyle örtülmesinin deriyi yu » Muşatıp, soğuk hava temasından sabuk ve ziyade müteessir olmak İ gibi menfi bir netice husule geti- Teceğini evvelce bu sayıfalarda anlatmıştık. Yüzün tamamile ör « tülmesi, daima mümkün olmıyaca | ğına göre, bu menfi neticenin hu- sule gelmesinden kaçınmak da ay nı nispette güç ve hatta imkânsız» dır, Herhangi bir şekilde olursa ol- sun, kış sporu yapacak bir kadın, sabahleyin kalkar kalkmaz, yüzü. ne krem sürmeyi ihmal etmemeli- cinsten kolonya suyu ile yüzünü yıkıyaark gidermek, mesamelerin rahatça temiz hava almalarına im kân vermek, lâzımdır. Kulakların da krem vasıtasiyle korunması, faydalıdır, Kremi, kulak memele rinden başlıyarak, yukarıya doğ- ru sürmelidir. Ellerde çatlaklar hâsıl olmasınm da krem sürmekle önüne geçilir. Krem sürdükten sonra, elleri biribirine sürterek İyice uğuşturmalıdır. Dudakların şiddetli soğuk çar Pişma karşı korunması için de, renksiz yağlı karmenden istifade etmelidir. İyi cinsten olarak seçi - len böyle bir karmen, dudakların Şatlamasına mâni olur. Kış sporu Yaparken de, dudakların, kıpkır « mızı görünmesinden ziyade, 80 - ğuğun menfi tesirine uğramama « w mühimdir. Kış sporları sahasında faaliye- te seçerken, bu sporlardan hangi Doyçlender, Her 'Yerde Benimsenecek Mi? yy yy yy yy yaş yy Bugünün Bahsi 1934 Senesinin Dansı Hediye “uyg Yılbaşı Gecesi, Bütün Almanya Bu Dansa Ayak Uyduracak.. 1933 senesinden ayrılış “ve 1934 senesile buluşuş anmda ne » ler yapılacak?. Hayatımızdan bir senenin daha eksildiğini giden se- nenin son gece yarısında düşüne rek üzülen, umumiyetle yok gibi- dir. Hemen herkes; umumi ve hu- susi toplantılarda o anı tes'it e- der! Burada uzun boylu bunun fel sefesini yapacak değiliz. O anda neler yapılacak?... Bunu da aşağı yukarı herkes bilir. Uzun uzadıya | izaha hacet yok. Tabii, danset- siyle meşgul olunacaksa, ona uy - gun olarak giyinmeli, hem meş» gul olunan spor esnasında vücu- dun soğuktan müteessir olmama sını, hem hareket esnasında srkın- tr çekilmemesini düşünmelidir. Üstelik, meşgul olunan tarzdaki spora ait elibse ile bu sahada gö- rünmek, modaya uygun, şık giyin meyi elbette tercih edecek olan kadının, hoşuna gidecek bir ci- hettir, Kış sporlarının geçici ateşine kapılarak, ihtiyati tedbirleri göz önünde tutmadan, alabildiğine ha ” ! reket etmek, hesapsız, gelişigüzel dir. Bu kremi spordan sontra iyi | davranmak, sıhhati kolayca mü- j him rahatsızlıkların tehdidi altm da bırakır. Tedbirli hareket edil mezse, sonra mühim rahatsızlıkla» rın tehdidi altımda kıvranmak, birçok üzücü ve ezici külfete kat- landırır. Halbuki, yunkrda işaret edilen tedbirlerin alınması, kül « fetli bir iş değil,... bilâkis, pek ko- laydır!, Viyanadaki tanmmış bir gü zellik enstitüsü mütehassısların - dan Madam Helene Peslin tavsi « yelerinden istifade ederek neşret- tiğimiz bu notlar, sade kış sporu yapan kadınlar için değil, hatta kışın sokağa çrkan bütün kadın. lar için istifade edilebilecek ihti- yati tedbir esasları mahiyetinde» dr. Şunu da ilâve edelim, ki Ma- dam Helene Pesl, yüzde yüz faydalı olduğu mülâha zasındadır. Bu husustaki kanaati- ni, açıkça ortaya koymuştur! tavsiyelerinin | yy gn pg mek de bu tes'it merasiminin bir icabı! Almanyadan akseden haberle re göre, bu vesileden orada or- taya çıkan Doyçlender dansının geniş bir sahada propagandası ya- pılmak üzere de istifade edilecek- miş. Evvelce de bu sayıfada bah settiğimiz gibi, Almanlar dört ka- dım, dört erkek “sekiz kişinin el ele vererek birlikte oynadıkları bu dansı, mahalli ve hatta milli bir dans olarak ortaya attılar. Topluluk ifade etmesi itibarile de cemiyet hayatın eğlence kısmın. görüyorlar. Ve yalnız Almanyada değil, bütün dünyada benimsen- mesini, beynelmilelleşen danslar arasına girmesini istiyor, bunun için çalışıyorlar, Mast My Magyar Ugg Tam kış ortasmda bulunma İ mıza rağmen, Avrupada, bilhassa Pariste önümüzdeki ilkbahar mev simi modasıyle meşgul olunuyor. Kürkü, kürklü mantoları bir tara- fa bırakarak, ilkbaharda giyile- cek elbiselerin hangi kumaşlar - dan, ne renkte, ne biçim yapılma» sı muvafık olacağına dair fikirler ortaya atılıyor. Bunları şöyle bir gözden geçi- | rince, geçen gibi, önümüzdeki ilkbahar için de ipekli kumaşların ileri sürüldüğü- nü görüyoruz. Tutması temenni ve tutacağı tahmin edilen renk, yeşildir. Koyu yeşil, açık yeşil... hulâsa muhtelif farklar gösteren yeşil... Temenni ve tahmine göre, önümüzdeki ilkbaharda yalnız a açlar ve çayırlar değil, kadınlar da yeşillenecek!... fif tertip istihza ile mevzuu bah - Bu temenni ve tahminleri, ha- seden bir Avrupa gazetesindeki yazıda şöyle deniliyor: “Yeşil renk, ta eski devirler denberi ümidin rengidir. Acaba İ da samimiyet arttırıcı mahiyette | likbaharın Modası Kıştan Düşünülüyor ilkbaharda olduğu | “Doyçlender” Dansı Doyçlender dansı, 1934 senesi» nin en moda dansı olacak mı? Bu, şimdiden kat'iyetle kestirilemez. ! Fakat, yılbaşı gecesi Almanyada- ki toplantılarda kadrilden mülk hem olan bu dansın tempolarıma ayak uydurulmasının başka mem- leketlerde de akisler bırakacağı, Almanyada kuvvetle tahmin edi- liyor. Geçen sayıfada, Almanların dünya moda merkezi sayılan Pa- risin ehemmiyetini azaltarak Ber- İ lini dünya moda merkezi yapmak için nasıl uğraştıklarına işaret etmiştik. O sahada şimdi hayli muvaffakıyet elde etmiş bulun- malarına göre, bu sahada da mu vaffak olmaları, büsbütün ihti - mal haricinde dğildir. Bakalım,... 1934 yaklaştı.. Göreceğiz.! Mg Hye Hyyggs Ayyy moda mütehassısları, ne ümit e » | diyorlar?... Iktısadi buhran dola | yısıyle, dünya kadınlarının eskisi larmı görerek ,içleri gibi modaya ayak uyduramadık - larını görerek, içleri sızlıyan mes | da mütehassısları, dünyanın yeni- den refaha kavuşması için yeşil rengin gözönüne konulmasını, bir uğur, bir tılsım mı sayıyorlar?, i Yeşil renk, onların kazançlarının eskisi gibi artmasına mı yol açı cak?, kimbilir... belki evet, belki | hayır!,, Gelen haberlere göre, moda olması temenni ve tahmin edilen İ yeşil renk, dümdüz kalmıyacak- tır, Pembe, kırmızı, mavi, beyaz, gümüşü, eflâtun.. Bütün bu renkler, yeşil zemin üzerinde yer tutacaktır! Bir bakıma, elbi- seler, palet üzerindeki boyalarm hemen hepsine bulanmış gibi ola- | cak... Buna “tam bahar manzara» sarı, | 8... bu manzaranın elbiseler üze- rinde aksi. Yaprak da var, çiçek de!,, diyen moda mütehassısları, çoktur. Hr işe Yarıyacak | Şeylerden Seçilmeli Hediye vermek, hediye almak meysimindeyiz. Bu hususta tama“ mile hiristiyanlar için bir vesile teşkil eden Noeli bir tarafa bıraka lım. Yılbaşı ve arkasından da Şe- ker Bayramı geliyor. Hediye vermek, hediye almak... “birisine hediye vermek isterken, kendinize nasıl bir hediye verilme sinin daha çok hoşunuza gidece- ğini düşününüz. Ve hediye verir» ken, bunu seçmek hususunda ken- di temayülünüzü göz önünde tuta rak hareket ediniz., Hediye bahsi ne tahsis ettiği bir yazıya bu satır larla başlıyan bir Avrupa gazetesi, bahse şöyle devam ediyor: “Gerçi buna itiraz edenler ve hediye verenin, kendisinin ne tür lü bir hediyeden hoşlanacağını dü şünecek yerde, hediyeyi vereceği kimsenin temayülünü gözetmesi yakışık alacağını ileri sürenler bus lunacaktır. Bu yoldaki itiraz, bir bakıma da doğrudur. Fakat, eski refah zamanlarındaki vaziyette mevzuu bahsolabilecek bir doğru" luk?... , Şimdi hediye bahsinde hususi ve şahsi temayüller mevzuu bah » is değildir. Hatta, kadın — erkek farkı bile mevzuu bahis Odeğil... Şimdi hediye veren, bunu seçer » ken ne düşünüyorsa, hediye alan da, aldığı hediyeyi evirip çevirir » ken, ayni şeyi düşünüyor. Hediye edilen şeyin bir işe yaramasını.... Tuvalet meraklısı kadınlar bile, a- şağı yukarı böyle... Bir kadın, ken disinie fevkalâde pahalı bir şişe lâ vanta verilecek yerde, alelâde bir | cıgara iskemlesi verilmesini tercih ediyor. Çünkü, cıgara iskemlesi, süslü, püslü şişe içindeki lâvanta gibi uçup gitmiyor. Odanın bir kö şesine konulup üstüne tabla, kib * rit v. s, nin konulmasına yarıyor!,, | Yazıda, bundan sonra mobilye te ferruatından olan eşyanın hediye İ bahsinde mühim bir mevki. tuttu / ğu anlatılıyor, Bu arada bir çift | pırlanta küpe yerine bir çift kol * İ tuk hediye etmenin, daha üstün sevinç uyandıracağı kaydediliyor. * Garpte vaziyet bu noktadan ve şu tarzda gözden geçiriliyor. Bu hususta bizde ne düşünülüyor? v Şimdiye kadarki vaziyeti gözö» nünde tutarsak, biz, hediye bahsin de henüz eski zamanlardaki gibi | davranıyoruz. Eskiden düğünler « de getirilen hediyelerin başmda ta kım takım altın yahut gümüş zarf | lı kahve fincanları gelirdi. Şimdi de bunlarm yerini, biçimleri itiba rile daha modern olarilar tuttu, Fa i kat, fayda noktasından ayni yazi" yet! İ Bununla beraber, meselâ Şeker Bayramında, eksidenberi olduğu gibi şimdi de faydalı şey hediye e- İ diliyor. Hem de fazla masraflı ol- ! mak külfeti yok.... Bayramın adı - na uygun olarak, kutu kutu şeker! Hediye bahsini tatlıya bağlamak l için, bu kadarı kâfi!

Bu sayıdan diğer sayfalar: