7 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

7 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

«ği pi —— 5—VAKIT 7 MART 1934 mesi Hi K Asansörün önünde karı koca karşılaştı'ar. Mes'ut Bey sordu: — Şimdi mi geliyorsun? Atıef tyrgoubnir Atifet, yorgun bir yüzle: — Çok dolaştım, dedi. “Ruayal Arkansas,, tabvillerinin O fiatını öğrenmek için bankaya da gittim. — Hangi bankaya? — Beynelmilel alım satım ban- kasma. — Orada ne yaptın? — Orada, 7 numaralı kişenin memurunu unutmıyacağım, Kirpi gibi bir adam.. Terbiyesiz mi ter- biyesiz.. Kişenin camına vurdum; — Affedersiniz.. Burnunu uzattı: — Biraz bekle, acelen ne? Ve yalnız bana duyuracak ka | dar yavaş sesle söylendi: | — Yaşı yirmi beş, suratı da maskara gibi boyalı oldu mu,| hela kafa tutabiliriz sanıyor- — Bunu söyledi ha! — Suratı boyalı dedi, maskara | dedi. Az kalsm bayılacaktım. | Kendimi tuttum, bekledim. Ben bekledikçe kirpi aldırış etmiyor: | du. Nihayet cevap verdi Ruayal | Arkansas tahvilleri Cenevre bor. sasında kayıtlıymış. — Âlâ. Kaç para imiş. — Bilmem.. Bunu unuttum, #ormadım. — Ziyanı yok, yarın ben gider sorarım, Memur seni sinirlendir- miş. Neden müdiriyete şikâyet et- medin?. , er miydi? gün Mes'ut Bey 7 numa- önündeydi. » İğ evvel, genç, güzel bir kadın gelmişti. Kirpile dik dik bakışıyorlardı. Nihayet kadın hay kırdı: — Acele işim olmasaydı. ben sana gösterirdim, müdiriyete şi- küyet ederdim. Amma yazacağım. Ve hiddetli - hiddetli yürüdü, Mes'ut Bey düşündü: “Bu ne biçim memur! Dün karımı tahkir etti, bugün de bu kadını. Şikâyet edeceğim., Mes'ut girdi. — Vay Mes'ut.. — Sen misin Şefik? On senedir görüşmemişlerdi. Hayat onları ayırmıştı. Bugün Ru- ayal Arkansas tahvilleri birleşti- riyordu. N Mes'ut dedi ki: — 7 numaralı kişede tuhaf bir memur var. Kirpi gibi bir herif! Biraz evvel bir kadın... — Kadın güzeldi değil mi? © — Enfesti. — Malüm. Ve arkadaşmın şaşmasını rünce anlattı: — O memura genç karısı iha- net etti, kaçtı. O gün bugündür genç, güzel kadma tahammül e- demez. Yalnız erkeklerle, ihtiyar- larla ve çirkinlerle fevkalâde ter- biyeli ve naziktir. Genç, güzel ka- dın gördü mü lânet oluyor. De- dikleri gibi, kirpi.. Fakat çalış kan vazifu,inas bir memurdur, -- Özle ise yerini değiştir, halkla tema» etmiyecek bir iş ver. Şefi, güldür ! — Bunu yapamam. Anlata-| yun. Ö güzel sadm we oldu? — Acele işi varmış, gitti, Yok- Bey, müdiriyet odasına gö- ü bd aYe Selâmi İzzet m sa oda şikâyet için sana müracaat edecekti. — Tamam... Bana müracaat e- decekti. Bir çoğu bana mürücaat &der. Kirpiye kızanlar, soluğu benim odamda alırlar. Evvelâ on- lara hak veririm. Sonra memuru- mun başma gelenleri anlatırım. Bankanm da menfaatini korumam lâzım: — O adamcağızı affediniz,'de- rım, Hanım veya madam sakinleşir, Ellerini tutarım. Fekat hanim €- lân biraz sinirlidir. Sinirli kadın | kı larla mesele daha çobuk halledi- lir. Ondan sonra.. Ondan. sonra... Hanrmefendi veya madam cenap- ları tamamile sükün bulup gider. Ve Şefik ilâve etti: — Benim de bir mazeretim var. Buraya gelen kadmlar dul, ser| g best kadınlardır. Maamafih dün | T bir tane geldi.. Amma'ne halde geldi. Şu koltukta, senin oturdu- ğun yerde oturdu. Ne o? Ne olu: | y' yorsun? Mes'ut yerinden kalktı: — Hiç. Hiç.. Biraz tereddüt etti, sonra sor“ du: — Sarışım mıydı, esmer mi? Şefik parmağmı dudaklarma götürdü: — Bu sırdır, söyliyemem. Şimdi kirpiyi neden başka bir işe ver- mediğimi anladın ya. ” Mes'ut anladı. Ya o dün gelen kadn karısı ise... Yok canım, çıl- dırıyordu galiba!.. Hayır, Atıfet- ten şüphelenemezdi.' : Şüphelenemezdi de, neden eve gidince banyoda olan karısınm yanma girdi? gi — A... Erken geldin bugün.. Mes'ut sordu: — Neden dün seni tahkir eden din? Dikkatle karısına bakıyordu. Karısı başını çevirdi.. Yere dü- şen dudak boyasını almak için mi çevirmişti? Atıfet tıpkı dünkü gi- bi cevap verdi: — Değer mi? Neden kızardı? Hayır. Aynaya akseden güneş, yanağına vurmuş- tu. Atıfet Mes'udu öptü. Mes'ut İ- çinden kızdı: “Neden beni öpü- yor?.. Neden onu bankaya gön- derdim? Eskiden ne mes'uttum. İçimde hiç bir şüphe yoktu...,, Artık mes'ut olamıyacağımı an- hyordu. Şüphe, tahammül edilmez bir şüphe sadetine engel olacaktı! “V.E. 5. Spor yapıyor ,, balosu Alman mektebinin eski talebe- lerinin cemiyeti olan (V. E, 5.) ce- miyetinin (V. E. $. spor yapıyor) ismi altmda hazımlıdığı maskeli ve kostümlü balo, yarın gece Be: | yoğlunda “Totonya,, salonlarında verilecektir. Bu balonun senenin en eğlen: celi balolarından birisi olmasmı temin yolunda, bir aydanberi ça- lışılıyordu. Balo için bir çok sür- priz hazırlanmıştır. — aankaağmsmmz Boks Leicester, 6 (A.A.) — Boksör Larry Gaui, boksör Guhruig'i ye- dinci ravuntta bayıltarak yenmiş- tir. Kendi Işini Kendin Gör Adanada Gençler iki büyük şairi .. ı posası oaradılar Adeifia enin Ad m lrcını bir 5 # zm mi takim aşa gi istiklâlini beyit age ver tarsin etmiş oluyor z yük © insaniyetin Kefal fikirlerinin ğe Pabse sil kaydi altnda sülhki, |. bez nisbetinde faal çE om hazır bulundurmaktaı 0d” Bi iklal ve inkılâp gibi ig mama Ty yı? dışımda tahakkukuna çal yi biz bir taraftan kendi mevcu “ürk imizi teyit ve takviyesine di- ri zraftan bütün dünyanm sulh ler hizmet ediyoruz. rkiyenin bu çalışması bizden sulh için çalışan devletle i galiyetinden hiç bir veçhile sayılmaz İuih için çalışıyoruz iya Gök | EE gâkis bütün bunlarla beraber dıtâ bunların hepsinden üstün yanimiyetle sulh eserini takvi- Namiri$in çalışıyoruz. dır. vekilimizin getirdi” Onlar, hayal8ü. Tüfak, hakika- te, hakikatten daha çok yakın, mi; r lar -mda tutuş» | gil zl MEMLEK Soma yolunda soygunculuk oldu | Somada bir kaç gün evvel bir | soygunculuk hâdisesi olmuştur. | Somaya gitmekte olan Manisa | lı kömür tüccarı Reşit efendi, istas | yon civarında silâhlı ve (maskeli | iki şeririn taarruzuna © uğramış. | soyguncular Reşit efendinin 250 | lira parasını alarak savuşmuşlar- dır. Bu hâdiseden bir gün sonra | da aynı mahalde ikinci bir (ovaka | daha olmuş, bu sefer de Kırka: | ğaçta hayvan satarak Somaya dö- nen Balyalı Hasan efendi taarruza uğramıştır. Bu mücadele esnasın- Büyük anasını öldüren adam İzmirin Kemalpaşa O kazasma bağlı Sarılar köyünde feci bir ci- nayet işletnmiştir. 23 yaşlarında Ömer oğluların- dan Ali oğlu Hasan, anlaşılamı- yan bir sebepten kalm bir sopa ile büyük annesi Ümmü hanımın ü- zerine hücum etmiş ve zavallı ka- drmın kafa tasını parçılıyarak ö- lümüne sebep olmuştur. Katil yalnız bununla kalmamış, cinayetinden sonra evi ateşliye- rek yakmak istemiştir. Hasanın Türk milletinin, Türk vatanının, | şuurunda noksanlık olduğu zan Türk gençliğinin yükselmesi, şe- nedilmektedir. Katil yakalanmış- ref kazanması için uzun devirler | tır, haykırdılar. Yollar gösterdiler. Osmanlı istipdadı altnda uyuş- muş, Türklük hislerini, yurt sever- lik hislerini kamçıladılar, Ouyan- dırdılar!, Malatyada bir mahkümiyet Malatyada dört ay evvel Aşağı- bağlar köyünde yolcuların önünü kesip paralarını alan ve yel cula Vatan ve millet menfaatini, he- | dan birisini yiralıyan Ahmet oğlu yecanını, san'atten ustün tuttular, | Hüseyin yapılan muhakemesi ne- San'ati, ilmi ve vatan ve milletin | ticesinde yedi sene hapse mahküm yükselmesi için vasıta yaptılar. olmuş, fakat yaşı o küçük olduğu Türk milletinin yaratıcılığına, | için cezası beş seneye indirilmiş- daima yaratan bir olduğuna inandılar. ( İnanışlarını herkeste, millette ve gençlikte bir din haline, bir iman haline getir- kudrete sahip | tir. Bir köyü bir kurt sürüsü bastırdı meğe çalıştılar. Bugünkü toplantı | o Gerede kazasının bir saat gar- onların muvaffak olduklarını gös- | binde bulunan ( Ayırcık köyü bir termiyor mu?.,, Gök Alp Dedi ve gençleri Zi ve Namık Kemal için “İaygularını anlatmağa davet etti. Kız lisesi son sınıf talebesinden | dırmış, Semire hanım, Namık ( Kemalin hayatı hakkında £ çok güzel bir müsahabe yaptı. Ciddi bir tetkik mahsulü olduğuna hiç şüphe olmı- | yan bu müsahabe temiz bir ifade ile anlatıldığı için zevkle dinlen- di. Müsahabesini şu cümlelerle bi- tirdi: Vatan olsa ne rütbe bi perva Gene bünyadı Zülmü biz yıkarız.. Merkezi hâke atsalar da bizi, Kürsi arzı patlatır çıkarız. Diyen Namık Kemal, şimdi Bo- layir sırtlarından yalnız Marma- ranın mavi sularına, köpüren dal galarına değil, ebedi bir şerefe ve milletin ebediyyen devam edecek şükranina bakıyor. Rus harbinde vatanm uğradığı felâkete karşı: Vatanın bağrına düşman daygdı hançerini, Yök imiş kurtaracak bahti kara maderini.. Diyen şaire bugün ilk mısramı muhafaza etmek şartiyle: İ Vatanm bağrma düşman dayadı hariçerini Var imiş kurtaracak bahtı kara kurt sürüsünün hücumuna uğra - mıştır. Kardan yiyecek bulamı- yarık köye inen kurt sürüsü Say- manpaşa oğlu Sadığın evine sal- onbeş tavuk ve iki kaz parçalamışlardır. Civardan - yeti- şen köy avcuları hayvanlardan bir kısmını öldürmüşler, geride ka- lanlar da kaçmıştır , ———— yor; diyerek kürsünün arkasında bir Türk bayrağına. asılmış olan Büyük Gazinin o resmini gösterdi ve alkışlar arasında indi. Namik Kemalin edebi hüviyeti hakkında muallim mektebinden Refet Efendi izahat verdi. Erkek lisesinden Celâl Efendi Namık Kemalin kasidesini; kız li- sesinden Mübeccel Hanım mürab- barı okudular, beğenildiler; Ziya Gök Alpin hayatını erkek muallim mektebinden Şevket E- fendi güzel bir surette anlattı . Erkek lisesinden Halil Efendi de cemiyete tesirlerini izah etti. Muallim mektebinden Hayret Efendi kız lisesinden Adnan Ha- nım Ziya Gök Alpin şiirlerini o- kudular. Merasim bu suretle bitmişti. As- keri bandonun refakatiyle şenç- ler Cümhuriyet marşını terennüm ettiler. Gençliğin çok mân-lı, çok içten maderini... | gelen bu tezahürü muhitte alâka Diyen ikinci Kemal cevap veri- | ve muhabbetle karşılandı. 8 © dik m > .* çi önül Lüleburgazda genç- da Hasan efendinin 98 lirasınr a» lan haydutlar adamcağızı bağlıya- | rak kaçmışlardır. d Zabrta yaptığı sıkı bir tahkik i ve takip neticesinde bu iki hâdise- $, nin cüretkârlarını derhal meydana iş çıkarmış, © Sabri ve Osman ismin- Alar deki bu soyguncular bir saat mesİ - safedeki Çandır köyünde yakalan» 9€ mışlardır. Evlerinde yapılan ara ma neticesinde maskeler ve silâh- lar da meydana çıkarılmıştır. Bu | iki şerir adliyeye verilmiştir. “. : : . liğin ihtiyaçları | Lüleburgaz — Lülebürgazın en büyük noksanlarından O birisi de (” gençliğe ehemmiyet © verilmemiş olmasıdır. Buradaki © gençlerle yaptığım konuşmalardan aladığı. ma göre: Gençlik ne yapacağını şaşırmış ve kendilerine kar$ı gös « terilmekte olan kayitsizlik yüzün- İt den dağılacak bir hale gelmişler dir. © Gençliğe karşı © her yerde gösterilen alâka ve himayeden bu- rada pek az eser bulunması mem- leketin istikbal ve müdafaası na» mına iyi bir şey değildir. Edirne hariç olmak üzere istih- lâstan sonra (o Trakyada ilk spor teşkilâtı burada yapılmıştır. Bu ranm spor takımı etrafta yaptığı maçlarda daima galebeyi temin es ne devam eylemekte iseler de alesef ciddi bir himayeye mazhar” olamamışlardır. : Buna rağmen gençlik bürada çalışmakta ve kiraladıkları adi bir ahşap odada toplanarak bir varlık göstermek için uğraşmaktadırlar. Klübün 135 âzası varsa da henüz bir sahaları yoktur. Bunlar iki ce- viz ağacı arasındaki dar bir yer de çalışmak mecburiyetinde kal- mışlardır. Gençlerin, £ sırtlarında toprak taşıyarak doldurdukları o sahaya İs) belediye tarafından vaz'ıyet edi" lerek oraya belediye dairesi yap On, tırılmış ve buna (o mukabil başka münasib bir sahanm verileceği *w vadedilmiş ise de henüz bit netice | (; elde edilememiştir. İtaş Bununla beraber bu kadar yok» in suzluklar karşısında yılmıyan Lü: leburgaz gençleri klübü musiki fk şubesiyle, spor, temsil ve a ta şubelerini — faaliyette bulundur fo, makta ve büyük bir zevk ile klübü fi, yaşatmağa çalışmaktadırlar, Gerek halkın ve gerekse genç” | lerin yeni kaymakam Kemal Bey” den çok ümitleri vardır. Herkes | | kendisinin yukarıdan beri saydı" ğrm eksikleri (o birer birer nazar! & dikkate alarak onları ortadan kal fk dıracağına emin o bulünmakta v#” kendisine hayirli muvaffakıyetler temenni eylemektedirler. İzmir — Yalova arasında İzmir ile Bornova arasında İ lemekte olan halk otobüsleri, yaf mevsiminde, İzmirle Ayvalık — Edremit — Balıkesir — Bursa 9 Yalova arasında her gün munt#" zam bir surette işletilecek ve İZ mirden on sekiz saat zarfında Y8" lovaya gitmek mümkün olacaktı" Her gün İzmir ve Yalovadan k#' kacak olan birer (otobüse kaf” sür'at postası ismi verilecektir. e v i

Bu sayıdan diğer sayfalar: