8 Ocak 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

8 Ocak 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(> / .. Öge RAN leyen HN Kitaplar : : İnimarısi vekal" “*ristik hatları > Reisi Regit Saf- 8 “Türk mimarisi ve »X hatları) adi ile Fran- vap neşretmiştir. Türk tarih tezini muh- tlerde ola binalar ile Türk m Makas etmek suretiy- Orijinal bir etüd teş- MİNİ Orta Asyadan çıka. m muhtelif kN # LA U A A A İk ğ : ER Li R g | lerin hangi köşelerine i tarihlerde lan geçip nerelerde o- gösterir. Bu yerlerde rs zamanımı” kalmış olan yegâne mad- İse sadece mimari eser- Sifibarla Reşit Ya koyduğ #ih tezini Saffet Ata 4 son €ser- isbat için buğün hâlâ| Demokrasi nedir? Eski Çekoslovak Cümhurreisi Mazarik'in meşhur Çek 9 — VAKİT 8 IKİNCİKANUN Yi muharriri Karl Çapek'e vaktile verdiği mülâkat Demokrasi hemcinsimize karşı duyduğu- muz sevginin siyasi sahada tatbikatıdır eek Geçenlerde ölen meşhur Çek r.uharriri Karel Çapek bilhassa İ demokrasiye karşı olan bağlılığı ile tanınmıştı, Bu itibarla, onun İdiğer bir büyük demekrat olan es. ki Çek Cumhurreisi yapmış olduğu bir mülâkat iki Çek mütefekkirinin ölmüş bulunduğu bugün, bususi bir kıymet almış o- layer. Karel Çapek bu mülâkatı Çekos lovakyanın ilk Cumhurreisi olan Masarik'in, devlet reisliğini bıras karak istirahate çekildiği ve ölü- münden az evelki günlerde yap- mişt, Bu noktadan, yazı tarihi bir etiği usul hakikaten | kıymeti de haizdir, beraber mantıki bir Hr, “ mühü m olan cihet şu- Saffet Atabinen orta” U yeni eseri; — sadece yah İle iktifa ni vücuda! si birtakım etmemiştir. İtin! teyit eder surette garp müz * göstermiştir. Miflerinden Leonard Walley gibi aden teyit Ütehasarsı mimari vEsİ- ediyor ki yaylâlarından gelmiş verliler o gmilât #tan daha * &vvel Yakın Şark aha Marinin ilk usullerini öğ- İn mimari üslübü Si. mimari üslübunun bir Hen başka bir şey İri ilterini haizdir. Neteki vler yapmak re aittir. M wsulü ip ısırlılar bi- kemer bu memleketin ükleri tarafından #ap-), a görülmüştü * ve Asüsile ür, Anado. r de mima- erin üğlübunu takip Kaftan İtalyada Etrüsk- Va eserlerdeki kemerler, Şarktaki Türk mimari Dunların karabetini is- Saffet Atabinen diyor| şe, Reclus zümanındar tetkik eden bütün Ya noktayı kabul eder-| # &lk muntakanın sathı- gem mimari eserler Rin menşei neler olan mem- arasında Üs” * bir müşabehet vardır. da geriye doğru gi- erler ile onların Tü- ze Ter birer gi arasındaki örülebilir.,, ii Saffet Atabinen'in Ürkleri sadece göçebe | Olarak tani ti hatay: an tarihçi- tashih etti. , yeniye *lidir, ii i Gi bulu alan Türkler İŞ bir şey kopya etme- Bi lerinden ilâkis izansiıların alarak vü- klezi eserleri islah ve tâir, Küre Mimarisi ve Ka- tarı) mimar? eserler Ürk tarihini yeni bir Rah ediyor. Xi tarih Bazı nok- âlimlerinin j mayına itimat olmaz, itimat ci — i TDARNOKYANI hekKMdaki YirirTerini SİM Kari Dekee e asi — Demokrasi lehinde en büyük delil olarak ne gösterebilirsiniz? — Demokrasi lehinde en büyük lil mi? Bu, demokrasinin insa- Da, İnsanın değerine, manevi varlı ğıma ve ebedi ruhuna inanmış ol. masıdır, hakiki metafizik mi da bu dur. Yani, demek ciı.simize karşı sevginin si kada tatbikatıdır. Ebedi olan bir şey diğer ebedi olan bir şeye karşı alâkası? kalabilir mi? Ebedi olan bir şey diğer ebedi bir şeyi istis- mar edip onu*Kendine şikâr yap- mak veya ezmek İstemez. . Demokrasi sadece bir İdare şekli değildir; onu kanunucsasiler de yazılı olan kaidelere kadar indi remeyiz. Demokrasi dünyayı anla yışta bir telâkki şeklidir, insanla- ra ve insanlığa karşı itimat üzeri“ ne istinat eder, Halbuki sevgi ol- mayıuca Gü Sevgi, Bir gün “Demokrasi münakaşa- | dır,, demiştir, Fakat hakiki bir mii nakaşa ancak, birbirlerine kargı #- timat gösteren ve dürüst bir şekil. | " de hakikati arayanlar arasında w| Tar. Demokrasi müsavi kimseler ara sındaki bir görüşme, bütün millet « den geçirelim. Asırlarca milli ha- Mazarik ai beraber kabul »diyo-fla'nın sözünü hatırlar Mmsinız?. “Toplar sustuğu zaman bile harp “Biliyorum ki, bugün demokrasi | devam eder,, demişti. umdelerini ekseriya maddiyetçilik ten çıkarıyorlar. Madâiyetçilik iL mt sahada istediği kadar #lerlesi: Biz bugün — bütün devletler ve bütün millet — müşkül bir in- tikal devresi geçir » Onun i- karşısında vatandaşların müşterek | temayül itibariyle, hayatın maddi! çin, derhal tam ve kati bir eser düşünmeleri demektir, “" Parlâmen | to,, (yani “konuşma,,), ne güzel bir kelime! bunu bir hakikat yap-| mak lâzım, Müsavi kimseler arasında, de- | dim. Biliyorum. insanlar kendi ralarında hiç de müzavi değildi bir tarafında, bul arasında olmadığı gibi ta- atte de müsavat yoktur. Her ta-' ta bütün gördüğümüz, dalma birinden farklı şeyler... Biz birbirimizle ancak ebedi ta- raflarımızla müsaviyizdir. Demokrasinin ideali yalnız si- yasi değil, ayni zamanda içtima ve o İktısadidir de, Kommönizmi reddederim, Fetdiyetçilik olmadık ça, icat kabiliyetini haiz, değerli kimselerin yardımı (olmadıkça, müktedir şefler, dâhiler olmadıkça cemiyetin çakşması makul ve doğ ru bir şekilde tanzim edilemez. İçtimesi bakımdajı demokrasi git! tikçe alçalan sefalete karşı kaza- | rulmış zafer demektir, Cumhuri- | yette, demokraside kimseye, hiç- bir sınıfa diğerlerinin zararına © | larak yaşama hakk: verilmiyecek-! demokrat bir memlekette insan diğer birisi için bir vasıta olmaktan çıkacaktır. Tabiatin verdiği ayrılığın i. İt taksimi ve derecelere tasnifi ile teşkilâtlandırılması lâzımdır. Hal- buki issanlar, aralarında Üstünler ve onlara tâbi olacaklar ayıılma- dan nasıl teşkilâtlandırılabilir? Fakat teşkilât demek, karşılıkk Dünyanın hiç ni İstifade etmekle be” jmesat demektir, aristokrat imtiyaz | ve hâkimiyet değil, Demekrasinin rin ese da bu âlimi Kn rr mimari vesika- * tashih ediyor. A.U. istediği derebeyleri değil, şefler- dir. Demokrasiyi, kendisiyle Obera- ber getireceği iktrsadi ve maddi şartlarına lüzumundan fazla kiy- İmet vermekte devam ediyor, Evet, dünya maddi bir buhran İ geçirdi ve geçirmekte, Fakat bu, manevi buhranın bir parçasından başka bir şey değildir. « , « Demokrasi buhranından mı bahsettiniz? Fakat, bugün buhran | geçirmiyen ne var kil Çünkü bir İ intikal devresinde yaşıyoruz. Sveh 76 teyemeyiz. Fakat bu bizim demek rasi ve müesseseler şimdikin- den daha iyi olamaz demek değil dir. Demoktasinin kusurlar: var. Fa kat bunun sebebi sadece şudur: Vatandaşların kusuru var da on- dan. Demokrasi Müesseseleri Meselâ bizim vaziyetimizi göz- nedandan mahrum kaldık ve pek- hariç, milli bir şuur| let görmedik. Bizim mil Jstten ne büyük şahsiyetler yetiş. fi, ne büyilk servetler doğdu. Ge- rek tarihimiz, gerek karakterimiz itibariyle demokrasi için hazırlan mıştık. Fikir cihetinden garbi Av- rupaya bağlıyız. Bu, demokrat bir felsefeye bağlanmamız için diğer bir sebep. Biz, ruhu ile vücudü ile demokrat bir milletiz, Demokrasimizde bazı noksanlar olabilir, Yapacağımız şey bunları gidermektir, demokrasiyi değil, Bazıları meselâ şöyle diyorlar: — Parlâmento kâli gelmiyor. Bunu “Henüz kili gelmiyor, şeklinde söylemek lâzımdır. Parlâ mento Âzalarımı seçen, vat-djr lardır. Mebusları seçen bu vr* daşlara siyasi ve ahlâki te'biye veren kimdi? Eski idare, Trma:mı-| le Cumhuriyet tarafından yetişti. rilmiş mebuşlatımız henüz yok, Demokrasi sadece kanunnesasi kâğrdı üzerinde ve avam fsİsefesi yapanların ağında mevcut bir şey olmamalıdır. Parlâmentoların en iyisi bile rey ile, hakikati, hazkı ve mancvi- Yatı tayin edemez, Çünkü hakikat siyasetteki esas umdeler manevi kıymetler reylerin yetine tâbi kılmacak mahiyette de- gildir. İnsanları terbiye eden bizzat demokrasi de değildir. Doğ u se.! ciyeleri meydana getiren ai!:, mek tep, din, muhtelif müesseseler, e- debiyat, matbuat ve daha ne bile. yim ben birçok şeylerdir. Demok- rasi bunlara muarız mı? Bununla beraber, bir müfuid da-| ireye düşmekten sakmalm.: De- mokrasiyi yapan demokratiarim; en iyi demokratlar da en iyi de- saokrasiyi kurarlar, Yalnız, şunu kabul etmek İisım dı; ki, burada “münevverlere,,; ra hip, sauallim, muharrir, ur, daka umumi olarak, milleti terbi. ye ve idare edenlere düşen bir mesuliyet vardır. £ Demokrasiyi “sevkedilen bir ek$eriyet,, olarak kabul ettik; bu sevkedenler nere- de? Bugünkü Fransız muharrirle- rinden biri pek hakir olarak, “ra- hiplerin hiyaneti,, nden bahsetti, Umumi harp sona erdiği zaman — VAKIT'ın kitap şeklinde roman tefrikası — KORKU GECESİ — Bir şey soracağım, Dr. Gorl ile gelmiş olan ikinc adamı tanıyor musun? — Hayır. — Nasıl bir adamdı? z — Şişmanca, &blak yüzlü bir herif! Jermi memnuniyetle; — AN, dedi... — Evet... Kavga ettiler öyle mi? (Sarı kiz şimdi kireç gib! olmuştu) Kavga ederken söyledikleri ilk söz hâlâ hatırımda» dır. Şişman ablak yüzlü herif diyordu ki: “Eğer bunu güömmezsen, Klandondaki adam, Klandondaki adamın kim dur gelip bu- olduğunu bilmi- yorum. Başka bir şey hatırlamayorum. Fakat bil. diğim bir şey varsa, beni öldürmek İstiyorlardı, Dr. Gorl henüz öldürülmemin zamanı olmadığını söy- ledi, Ötekisi ise, hemen öldürülmekliğimi istiyor du, Netice itibariyle her ikisi de benim kanıma BUsaMIŞtI. Jermi şimdi düşünmeğe başlamıştı. Bilhassa Klardon ismi üzerinde duruyordu, Klandon Lond- ranm en lüks otelinin ismiydi Her ihtimsle karşı öldürmek istediği niz ikisi de şimdi yüzlü herif” diye terit « duğu anlaşılıyordu. Zavallı kızcağız... ne kaydetti, İkf kişinin bu kızt 1. Fakat bu iki kişi- ızın “şişman ablak i adamın da Brays ok Bir sene... 'Taim bir sene, yalnız bir köpekle ve yarı sarhoş olarak mahpus yaşamıştı... KORKU GECESİ Tarihten bir Tarihten bir Yaprak: “Nazenin şehir N. Atv meli Esnaf cemiyetleri, çukları hastahaneye pavyon daha ilâv Patayı dirhem dirhem esnaf, halkın en mübrem i tazan: esi iş bir ihtikâr var c n elinde ©- yuncaktı, Ahali esnaftan üç kuru. ca Ağala; — Bu şeh a şehridir. Fu- kara şehri Marcından â Giz olan varıp taşrada sakin olup bulgur ve bulamaç yesin Diyorlardı. m yardakçılar da şöyle — Behey sultanım, bir zlay et- rak çiftleri nbozup (gelip böyle nazenin şehirde zevk edip ât vesairesini ayaklarına gelip on beş akçeye almağa ar mr ederler? Hazzı olmıyan yerine gitsin.,, Ve bütün halk, esnaf derdini finletecek tek yer bulamazdı. Bek -aj Ağa, İstanbula Anadol i koyun getirtmez, yasak ede: nız kendi adamlarına toplat bire beş satardı.,, kendi kendime şöyle Bizim memlekette de bir demok- asi kurulacak; fakat, başlangıçta, diktatörlükçü bir demokrasi ” demokrasi 5 safhayr nuyor. Kelimelerin yanlış anlaşılacağın dan körkmam. Diyebilirim ki de- mokrasiye bir miktar diktatörlük de muhakkak lâzımdır. Parlâmen- to toplanmadığı zaman karar ve- recek olan ve verenler hükümet ve cumhurreisidir, Fakat onlar da kanunlara bağlıdırlar ve sonradan parlimentöda tenkit ve köntrol e- dilebilir, matbuatın ve umumi top lantıların tenkitlerine uğrar, İşte, demokrasinin esası da bu. dur; Serbest tenkit ve halkın kon trolti, Ben demokrasinin azimkâr bir taraftarıyım, Fakat gözü kör bir taraftarı değil. Bu nizamın zayıf taraflar: olabilir, bunları kabul e- diyorum. Fena netice alınan tecrü belerin hiç biri de gözümden kaç- mış değildir. Hârpten dönüşte aldığım kara- ra: Demokrasi ve Cumhuriyete hizmet kararına, her şeyerağ. men hayatımda bir an pişman ol- muş değilimdir. Demokrasi sulhün teminatıdır, Bizim için de, dünya için de! geçmiş bulu. 73 Bununla beraber: — Heyecanımi mazur gör, dedi; Sen devam et, Kız, devam etti; — Ben, Dr. Gorlun manevi kızıyım. Beni ey- lâtlık olarak aldı. i Jermi bu sözleri üzerine bir kere daha hayre. te düştü, Fakat çabuk kendine geldi ve ıslık çala- rak kendini tabif göstermeğe çalıştı. Çünkü, Üvey babasınm şu dakikada öldürülmüş olduğunu söy- lemenin sırası değildi, Sadece; — Şayanı hayret, dedi. Sözlerinizi gık sık ke- siyorum. Kusurumu affedin... Kehtvort bu seter biraz sinirlendi. Fakat Asa- biyetini belli etmemek için dudaklarını ısırdı ve bir müddet sonra sözüne devam etti: — Aşağı yukarı bir sense önce Skoçyara şit- tim Orada bir müddet kaldım. Akrabamla iyi gün- Ter geçirdim, Dönüşte Londrada beni Dr, Gorl kar- Şıladı. (An Kenvort bu sırada öyle hiddetleniyor ve Dr. Gorla olan düşmanlığını o kadar açık surette belli ediyordu ki, Jerm! artık ona, Dr. Gorlün öl. dürüldüğünü söyliyeceğini hissediyordu. Kız an- latmakta devam ediyor ) Dr. Gorl ile bir otele git- tik, Fakat işte orada başıma bir hâdise geldi ki, be olduğunu batırlayamayorum. Çünkü kendimi kaybetmişim; Ofada bir gün mü, bir hafta mı, bir ay mı kaldığını bilısiyorum..,

Bu sayıdan diğer sayfalar: