November 23, 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

November 23, 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Teyikhin En Büyük Aşk Romanı Yazan: NİLLÂ KUK Ali Kulu İle Kutbüddin Çarpışırken Ölüyorlar Kü AT f & Çocuğu sanıyordu. Hiç di. Cihangirin Ali Kuluya Bin- işete yok ki Kâbilden kaçmak galde bir çiftlik ve bir timar ver- | _&t-m_ned" yardım istiye- Mİesinin sebebi, âsayişi korumak Mihrünnisanın Salim adını için cüret ve cesaretinden İstifa- Bönasına sebep te bunun Şeyh / de etmekti. =—m anıl adı olmasıydı. Ken- | — Kütbüddin, Mihrünnisayı bu- bugünkü Şahımızla âdeta lup getirmek için verdiği sözü S tek vücut sayıyordu. 5> Aşkının bu kadar şiddetli ='İunu bana neden yazmadı ,_“l-:;r_ ikisi de hizııim bu ki iğine göre iki genci ayır- AYa hakkımız var mıydı? — Benim mevkiim müşküldü. :"ıdııı hiçbir talep gelmemiş- Saray aksine olarak kızı şeh- ü'fı:u uzak tutmak üzere bizi t nefyetmişti. Ben ne yapa- dim ) ir » Salime ile Haş- et İ*lınımşı.ıj:ımdıki konuşmı AçlaSip ederken, kendini dah: M tutamadı. Öyle bir ah etti & tazel tü Vi Han yağı ük köşkün içinden duyul- İki kaç PZ A, bizi dinliyen varmış! Mde bağrışarak - kaçtılar ve | Gd; kenarından h merdivenlerden aşağı ko- yine indiler, du: ir içini çekerek: ha aj Ali Kulu adındaki haydut onu Salim adında bir 'nuyordu. Bingal âsay ni düşünmemişti. Kouluyu saraya göndermekti. Mih- nnisa yalnız kalınca kendisini iknaa çalışır, olmazsa zorla Ci- hangire Mihrünnisayı hangir ile Salimeye kalırdı. Ali Kulu, Şahın en yakın do gürdiğini haber oldu ve yanında yalnız olduğu halde atla istikbaline çık- tı. Mihrünnisa linin bir süvari diğini gördüler. Ali Kulu gizli yola 'etrafı derhal çevrildi. Bunun üze- z bir yer. Jerken, bunu nasıl yapacağı- En basiti Ali gönderirdi. O zaman kandırmak işi Ci- e Bingal valisi Kutbüddin Kukanın kendi arazisine alınca memnun e kızı Lardi gül yapmak üzere bahçede gül topluyorlardı. Bahçeden yol gö- ile kızı ile gel için Mihrünni: atlılara hiddetle Kutbüddinden sor- — Bq yapmak istediğinin mü: Vah, benim Mihrünnisam, mâsı nedir ? Kutbüddin, şaşkınlıkla yanlış benden gçalmış hat Sen o ka- bir yol tuttuğunun derhal farkı- K Mratlı haydudun karısı olar na vardı. Evet, Kutbüddin saray» » dan Ali Kulunun çadırında Mih- son ayrılmazdan evvel Şahtan şu emri almıştı: «Mihrünnisayı ::'—yı gördüğü batınna geldi. benden çalan o alçağı tevkif et. arkası dönüktü, yüzünü Mukavemet edeme cezasını ver.» ::ı!mîlli. © aaniyede yüzünü Fakat bu emri tatbik için doğra- ilseydi ne iyi olacaktı. De- | dan doğruya tevkif yoluna git- eX ki Mihrünnisa senelerce ken- memek, bir terfi için saraya çağ- Blğ S y ü yordu. Kutbüddine döndü, dedi kir ©SO geceyi hatırlıyor maysun? b v düşündükçe kalbi için bana bir söz vermiştin. birkaç adım ötede ya- | rıldığını halde farkına vâramamış- | mek daha doğru olacaktı. Ali Kulu ai envir — Buraya beni tevkif için mi ray karşısında çıkardığı güzel oyun | MAavi Işığı geldin? Kutbüddin hiçbir emir verme- İnu göstermiştir. Bu — müsabakanın | rada, r Yolu üzerinde Salimeyi bek- | den adamlardan bazıları Ali Ku- 'daha ziyada Vefa lehine - olduğunu | duydum. Baktım, beş, altı yı lunun etrafını daha yakından ku- kabul etmek lâzımdır. Ali Kuluya — zannettir- tekrar etti: Evet, hatırlıyorum. O za- | şattılar. Bunun üzerine- Ali-Kulu u :* Peri kızı dediğin Mihrünni- | kılıcını çekerek İsa bü- |/ sapladı. Kutbüddine karısı tarafından akraba düşen Anba Han Kaşmiri Ali Kulunun teç Bir kardeşe ve arkadaşa / kılıcının — teri Maksadı. vi olarak ele geçirmekti. Fakat Ali | Kulu onun da iş p dünyanın netesinde Retireceğime söz vermiştim. B Bu sözün hâlâ hükmü var Ğ:. sözün, bir Şaha verilen | ziyade kiymeti vardır. ğ_oııe ise hemen yola çık. ha gabi valinin göğsüne üslüne — saldırarak başına — vurdu. in — katilini canlı bir hamlede üddin Bingal valisi oldu- | bitirdi, Sin Ali Kulunun âmiri bulu- ’.’ııuı -ı-1un-nm:ş.?.!rA SŞ FRANSIZ TİYATROSUNDA DRAM KISM! KOMEDİ KISM! BU AKŞAM Bugün saat 14 te Çocuk Oyunu Saat 20,30 da Bu akşam saat 20,30 da Âyak Takımı — Arasında Üa Abdülvehab'ın yeğkne rukibi ABDÜLGANİ ESSEYİD Türkçe sözlü Arapça şarkı TAKSiM S saat | de tenzilâtli t V. 2,30- 4440 VİES - yarattığı bu eşsiz hârika AaYupayı yerinden oynattı... Amerikan sinemalarını alkıştan dat, Aşıkları iztıraptan çıldırttı.. Mesutları sandeti mestetti. . LALE DİKKAT, DİKKAT: Ticaret gemilerine hücum eden tayya- e yapılan son müthiş harp Türkçe Paramunt Jurnalda, Ucuz matineler; Saat | ve 2.30 da Telefon 43595 Telerl, Misir Sinemacılık Aleminin en büyük 2 Yıdızı Aşkın Gözyaşları filminin unutulmaz baş müganniyesi Gözler kamaştırıcı dekorlar arasında fevkalâde surette canlandır dıkları " YILDIZ SULTAN| Koşuşan binlerce seyircileri gaşy ve teshir etmektedir. Bugün 'aklaşan KAHKANA TUFANINA hazırlanınız.. | TÜRKÇE SÖZLÜ LOREL—HARDY HAYDUTLAR ARASINDA Önümüzdeki Perşembe akşamından itibaren SARA Y SiNEMASINDA koşturan... Ölüme can attıran... Mücadelelere ufuk açan! Büyük Dram. «Fransızca» ÖLMEYEN AŞK NECAT ALİ ılı şaheserinde İNEMASINA Mmatine Ü. Suare: 9 şerefler kazandıracak. 1,0 VALYAN —— | Haftanın Lig Maçları Pazar günü Fonerbahçe ve Şeref statlarında birinci küme llg maçla- rınm birinci haftası yapdacaktır. Haftanın en mühim karşılaşması Şeref stadında Beşiktaş - Pera ara- Seyahatte idim. — Maskelenen İstanbula ayak basar basmaz, ilk düygüm, — garip bir yadırgama oldu. Çocukluğumdanberi alıştı- sında olacaktır. Bu maç İstanbul gam 'i tek Fae ea aa l Bi ataklar e |ğım gehir, gecenin karanlığı için: ASN de birdenbire yabancılaşmıştı. Çünkü Beşiktaşın beraberliği ve| —Köprü üstü. cekisi gibi balık idi. Fâkat otomobi tramvaylar geçmiş günlerin çar- gaflı gözellerini andıran bir eda İyahutta magiübiyeti şampiyonadarı | vaziyeti sarsabilir. Beşiktaşlılar şim diki halde püvan cetvelinde — başta gidiyor. Ve hiçbir fena puvanı yok. ©| kendilerini * 'ile — kendilerini — saklamışlardı. | Fenerbahçelilerde ŞPW:;-_' farkla Halk, çarpışmamak - için vakit onları takip ediyor. Parı Beçen | Çakit, yer yer adımlarını yavaş- hafta Fenorbahçeye mağlüp oldular. Va ondan evvel de hüsusl bir müsa- bakada Beşiktaşı yendiler. Ve bu sene içinde Beşiktaşla yaptıkları mül 4 K sabakaların hepsini kazandılar. O- î"y"'l“"r;ı':'l';'r_ğ E:'_-ı_'ı'bı':: nun içindir ki, Beşiktaşın bu hafta | (P XU n B Pera e apucağı karmlağma ç |Bt istiyor. Fakat karanlığa alışıne tin olacaktır. beyaalılar. bu | ©* ÇNU yadırgıyor! Blladanı Yünameğ aa. çek ça| | Yöksekkaldırıma doğru yürü- Jrşmak meobüriyelindedirler. — Utak, GÜM- Merdivenli yolu tırmanı Bir Ihtimal Beşiktaş için aksi bir e- K€M AYaAZ avaz bağıran çocuki tice verebilir. ra rastladım: — Komple 751 Komple 751 e n Ka pl mpl Şeref stadının ikinci karşılaşması ileğöz:'buhlur,üçkürle rkha da Beykoz - Süleymaniye arasında- pili bulunan cep fenerleri satı- # yorlarmış! Hu maç müsavi iki kuvvet azasın- | — Kuledibine varınca, hatırıma da olanağı için üzerinde tahmin yü- rülmek bir parça güçtür. Fenet atadınım en mühim kargılaş matda — Galatasaray - Kasımpaşa | müsabakasıdır. Bu sene şampiyona- da iyi müsabakalar yapan genç Ka- sımpaşalıların Calatasarayla eynıya- cakları eyun herhalde zevkli bir maç olacaktır. Maçın Galatasaray lehine neticelenmesi tabil görülebilir. Fenerbahçe - Topkapı karşdaşması e da bize iyi bir oyun seyrettirecektir. / mişlardı.... — Boğaziçi, — Üsküd Va Bafta öyle zannodiyoruz kı, Fener| Kadıköy deniz ile kucak kucağa Tilerin sahada Melih olduğu — haldo| kaybolmuştular. Yalnız Hayda! tam Kadrolarile göreceğiz. Bu ma- paşa mendir in kırmızı fene- Çın galibi futbolde mantık varsa Fe- Ti gecenin esrarlı karanlığına göz nerbahçe olacaktır. kırpiyor gibi idi! : öi n Kuleden indikten sonra, Tü: orun Dallağm (a el madlarmndan nelden Taksime doğra yürüdüm birleldir. Bu sene aldığı fena netsce-| AZ ileridç. maskelenmiş bir umu- lerden sonra geçen hafta Galataaa- | mi tenvirat lâmbası gördüm. Bu, le yalnız adını muha- işti, o kadar! Bu - çecük vesi kuleye çıkmak geldi. 212 ayak merdivene eyvallah dedik, mu- tadırmıza erdik! Fakat, şehir, hiç görünmüyordu. —Her yer: yağlı bir karanlık içinde kaybolmuş- tu! Yalrız Haliçte yatan mavni ların mavi ışıkları sularda ince, upuzun akisler yapıyordu. Bir de heyulâyı andıran camiler, karan- lığın üstünden birer dev gibi çık- Vefa takımının düzelmekte olduğu- | faza edebilmi: M yanımda bir rında bir kızcağız... Sordum: — Neden Biçkiriyorsun yave rum? İkinci Küme Maçları Göz yaşlarını, hüngür hüngür Bü hafta Kâragümrük ve Anado-| Akıtarak cevap verdi Tahisar sahalarında da İkinci küme| —— Annemi kaybettim! g maçlarına devam edilecektir. — Kim anüan? Bu hafta birleştirilmesin e kırır' — Adı Hayrünnisa, babam verilen idüplerde müsabaka yapa - . |eaklardır. Karagümrük — sahasında Nerede oturuyorsunuz, bi Bişli Güneş - Fener Yılmaz Bozkurt, |Jiyor musun? Davutpaşa - Demirspor. vi Kemâl ONAN da Arlatacağım vak'a, 28-30 - senelik | rak, bu kadar ırzma düşkün görünen bir mazi taşıyor. Suriyeda, N.. mus| kadın o mahalce iffetâizliği ile ta. tazarrıflığında — muhasebe — müldürü nınmışlı. En çok düşündüren nokta idim. Mutasarrıf, Mezun olduğundan | ise müdürün hatine hesabına vazife- aynı zamanda cnun vekületini de şinaa bir memur olması idi. Bu hü- gürüyordum. Bu sırada İstanbuldan / susta büyük bir TÜf olan eşraf» gelen şifreli ve Acil bir totgrafta K.. / tan A.. şiddetii bir kinle - müdürün kazası malmildürü hakkında bir tah- | şahar nleyhine de şahadet etmişti. kikat icrası emredildi. Vak'a, otuz| — Hâdiseden Barfınazar, bu adamin müdürün ahvali hususiyetinin bö « zulduğu hakkmdaki şahadetle tek Kalışı calibi dikkatti. Bir sezinleme de A.. yı işte methaldar hisaediyor- düm. şekilde izah ediliyordu: Dul ve genç bir kadın malmüdürü- ne yetim maaşı için müraosat elmiş, © da, meseleyi halledeceğini söyliye. | dum. rek akşam ezanında evina gelip ce-| — Bu noktağı incelemek lüzumu ile vap almasını söylemiş. Vakti muay- | kadını bir kere de hususi olarak din- yeninde malmüdürünün evine giden lemiye karar verdim. Pakat bu ko- genç kadın sarhoş buldüğü mMüdürün | nuşmanın bir Kaymeti olması için de taarruzuna uğramış ve Üstü başı| kaymakam ve tahrirat kütibini kak parçalanmış bir helde güç belâ kan- | dığım odanın perde lt Ayrılmış olan dini sokağa ztabilmiş. Yasmına davet ettim. Bu suretla bi- Zim konuştuklarımızı dinliyebilecek- der, fakat görünmiyeceklerdi. Kadın evvelâ ceki Wadesini tekrar etti. Bon, şarkta; ne derece nasırlan- miş olursa olsun viedanlara hakim olaa ahret telükkisi Üzerinde —dur. dum ve kadına tsani hâl İle; şayet mâsum bir insanm günahma girecek olursa dünyevi cetalardan — başka, ahrette bunun kefaretini Bdiyeceğini İve azla bu kabahatinin affetilmiye- ceğini anlattım. Bu Sözler — müspet tide vebdi, bilhansa yalnız alması cesaretini arttırdı. birar da müret- tiplerden korkusunu Zalil edince hâü- disenin aslını anladım: Kadır. malmüdürünün evde bulun- Yaadığı bir sırada içerden kandıtıl- mış bir hizmetçinin yardımı ile eve) girmiş ve üstünü başını bizzat par- çalıyarak bağıra bağıra sökâağa fır- lamış. Tabli bu sırada oradan geçen halk vaziyeti bu şekilde görmüş ve Derbal vak'a tlhülını gittim. Müdür 40 yaşlarında üstü başı temiz aZ konuşan ve kendi halinde bir zat görünüyordu. Tabil olarak vak'anın tamamen uydurma olduğunu — iddia etti. Fihakika hali, tavrr ve sözleri Ve İnsana yaları söylemekten ziyade hümü niyet sahibi olduğu —hissini veriyordu. Halbuki diğer gösterilen şahitler tamamen aleyhte şahadet e- diyorlar ve kadının - malmüdürtünün evinden üstü başı perişan bir halde ağlıyarak — fırladığını — gördülderini söylüyorlardı. Burların arasında çok müteber zevatın bulunması şehade- tin sihhatinden şüphe bırakmıyordu. Vak'anın falli kadın ise teferrilattan #arfınazar hâdiseyi tıpkı telgraftaki Bibi anlatıyordu. Maddt deliltere istinat etmesi JA zam geleh netice tamamen müdürün mleyhinde idi. Böyle olmakia beraber tahkikatım beni tatmin etmemiş | hâdiseyi da kadının ağzından dinle- biliki mütereddit berakmıştı. — Bu- | yince malmüdürünün tsarruz ettiğine mun için sebepler de yak — değildi. Manmışlar. Vak'a ânında —havadan | Malmüdürnün şimdiye kadar bir an- | istifade etmek için bir kır gezinti- Yhali görülmemişti, nitekim şahsı da / sinde bulunan malmüdürü hâdiseyi Maskele mışlar, maskelenen şehre aban- Yazan: Sabih Alaçam Etrafımıza - kalabalık - topl: mıştı. Minimini ve sevimli ) civardaki polis noktasına götür- düm. Memur, karakola telefon etti. Bir bekçi ile çocuğu evine yolladı. Karanlığa rağmen, şehrin ka- labalığı eksilmemiş idi. Süse, mo: daya meraklı bayanlar maskelen- miş vitrinler önünde — duruyor. eşyayı seyrediyorlardı. Bu sıra- da ça muhavereye kulak misafi- yi oldum; bayanın biri, yanında- ki delikanlıya diyordu ki — Cep fenerini yak da vitrine tut! — Ne için? — Ortadaki buvaletli şapka hoşuma gitti. Onu iyice göreyiml Bayanın — <«iyice görmek» ten Maruf hekimlerimizden çocuk hastalıkları mütehassısı profesör Kadri Raşit, gıda bahsinin bir milletin içtimai bünyesinde ne kadar ebemmiyetle tetkik edile- cek bir mevzu olduğunu anlata- rak sualimize geçmiş, ezcümle şunları söylemiştir; | — İnsanlar, muhakkak — ki muhtelit gıda ile yaşamak üzere İyaratılmış tmahlüklardır. -Fakat beslenme tarzının iklime, sanatec, coğrali vaziyete ve nihayet iti- yatlara bağlı bulunuşu, alınacak gıda nisbetlerile çeşitlerini değiş- birir. .. Muhakkak ki sıhhatte devam edebilmek için aile monülerinde ete, sebzeye, meyvaya, karbon- Ja maddelere fazla yer vermek, yağ ve şekerleri de birinci plân- da bulundurmak icap eder. Yalnız, ananeye göre memle- ketimizde e çok — fazla |ehemmiyet verilir. Bu ehemmiyet 'çok yerinde, çok isabetli bir ha- —— Eşraf Hilesi — Tdınin ifadesini de İlâve ederek İstan- a telgrafla şikâyet etmişler. Ar- tık bünü tertip edenin eşraftan A, olduğunu öğrenmek zor olmadı. Bu hile için bir başibir yerde ile bir ipek- V çarşaf kâfi gelmişti. Tahrirat kâtIbi. kadının söyledik- lerini âynen saptetmişti. Kaymakam ve ben de zaptı imzalamak Suretile tamamladık. A.. yt srkıştırarak hüdisenin te- ferrüntini kendi. ağrından dinledik: O gırada İntihadat mücadelesi de- vam ödiyordu, bu meyanda A.. da, M... ile mücadelede idiler. Halk bu iki namzedi âynı Ayarda tutuyordu. |Fakat malmüdürü bir tahkikat ne- ticesinde tateri vergi kaçakçılığı do Jayımı ile diş bilediği A... nin namzet olamıyacağını ilân etmişti. Çünkü Intihap edilecek nemzedin Müayyen bir verginin mükellefi olması lâzım geliyordu. Halbuki A, mühtelif hi- delerle vergisini pek cüzt bir halde indirmişti. İntihabat işinde bu mik- İtar kendisine engel ahınca matlmüdü İrüne hulül etmek istemişse de mal- müdürünün selabeti karşısında hiç- bir şeye muvaffak olamamıştı. Ne- ticede malmüdürünü buradan attır mak ve yeni gelenle anlaşmayt aklı na köymüş, gayesine destirme yol- dan ulaşmak için bu hileyi tartip etmişti. Hasan Fikret IPEK SİNEMASINDA ttimat telkin ediyordu. Aksine ola» | ancak bütün kazaya yayıklıktan son nen İstanbul Karanlığa Rağmen Şehrin Kalabalığı Eksilmemiş, | Süse, Modaya Meraklı Bayanlar Maskelenmiş Vitrinler Önüne Sıralanmıştı. maksadının ne olduğu âşikârdı: — Kadıncağız fırsatı kaçırma- dı. Dayan yavrum keseye... Dedim, yürüdüm. lstiklâl caddesi, seyrek yanan umümi — tenvirat İâmbaları ile, sabaha karşı olan halini almıptı. Fakat bu vakit şaşırtma hissini, şehrin akşam üstü kaynaşan ha- yatiyeti tekzip ediyordu. ksim — meydanına — gelince, İğözlerim bol aydınlığa kavuştu. |Cümhuriyet — âbidesini — kuşatan lâmbalar, Türk istiklâlini, Türk inkılâbım sembolize ediyorlardı.. Bu ipek gellâlesi içinde, İstan- bulun nlık gecesini unuttum ve bütün yolları, gönlümün ay- | dınlığı le gördüm. Ümid ederim ki on sekiz mik yon Türk vatandaşı da benim gibi görüyor ve benim gibi yü- rüyordü... Ne Yemeliyiz ? Profesör General Kadri Raşit Diyor ki: |'Ekmek, Peynir ve Üzümden | Mürekkep Bir Yemeğin Esas Kabul Olunmasını Tavsiye Edebilirim. Profesör Kadri Raşit reketin mahsulüdür. Esas itibari- le ziraat memleketi olan Türk vatanında Türk köylüsü ve şehir- lisi ekmekle İüzumlu kalorinin mühim bir kıtmını temin etmek- tedir. Ekmek; hem ucuz, hem kalo- ri itibarile değerli bir gıda mad- desidir. Bazı hekimlerin) ekmeğe tariz- leri, ekmeği çok yememizden şi- kâyetleri garip görülmelidir. Bu hususta İâboratuvar — tahlillerin- den ziyade bize yol gösterecek irsi itiyadımızdır. Zira milletleri yaşatan itiyadlardır. Meselâ Almanlar, Macarlar patatesi fazla yerler, buna muka- bil az ekmek alırlar, Bu; onların irsl itiyatlarının bir tezahürüdür. Fransızlar ve Türkler ekmeği fazla yerler ve patatesi az alır» lar. Şimdi böyle itiyattaki insan- İselâ Almana ekmeği fazla ver- sek, Fransiza da o nisbette pa- tates yedirsek, — ikisinin de bu maddeleri daha zor hazmetti- ğini görürüz. Bu münasebetle: ekmeğin bizim için gerek kuv- vet gerekse ucuzlük noktaların- dan sofralarımızda ön plânda mevki alması lüzumdu olduğunu söylemek, yine bu arada cekme- ğin henüz hazım cihazının nere- sinde hazmolunduğunu tıp tama- men halletmemiştir» — şeklindeki telâkkinin hatâlı — oluşuna işaret etmek isterim... İştihanın, normal - olmak şar- tile vücudün gıda ihtiyacına en iyi işaret olduğu < tar, Kifayet meselesine gelince; ikli- me ve şahıslara göre değişen bu noktayı, yine —muhtelit gıdadan mürekkep bir menü halinde tet- kik olunması, iki domates veya birkaç meyva ile iktifa olunma- Harikulâde ve Enfes Bir Şaheser SEVEN KADIN Filmi yaratanları HEDY LAMARR - ROBERT TAYLOR Bugüa soansları Saat li - 2,30 » 4.58 , 6.20 va 9 dadır, ların gıdalarını değiştirirsek, me- | GÜNDEN GÜNE —— aa MACARİSTAN Mihvere Girdi Yazan: ÜÇ YILDIZ. 1940 senesi Macaristanın ta- lih yıldızının son derece parlak olduğu bir senedir. Etrafında | alay alay milletler, devletler bir- biri ardınca iskambil kâğıtları gi bi yıkılırken o yeşil ve mesut yurdunda keyif çattı; rahat ra- hat işi ve alışverişile meşgul oldu. Sanra yaz nihayetlerine doğru ş#öyle bir kalkındı;. korkudan ölenler müstesna, bir tek vatan- daş kaybetmeden koca Transil- vanyayı fethetti, Nihayet şimdi de onun, kırk haramiler masalında olduğu gi- bi, cihanı paylaşımak maksadile kurulmuş büyük girkete girdi kini ve başında cihangirlik ma- mi iktatörler arasında yer aldığını dünya hasetle, hayret- le görüyor. Günün birinde, dızının bu mazhariyetlerine ve olarak bir de istiklâkiliğini elde ediverecek olursa, o zaman tam münâsile dört başı mamuz olacak ve topla yıkılmıyacak bir bale gelecektir. tırlıyanlar elbette vardır. Bu düğünler — ekseriya yazın €n civcivli zamanında, cennet bağlarına benziyen saray bahçe- lerinde yapılırdı. Sokaktan ya- kalanan kırtipil fukara çocuğu hamama sokarak temizce yıka- nir, saçları kesilir; srtına bir atlas entari, başına mavi nazar boncuklu — ve altın. maşallahlı bir takke geçirilir; eline bir dü- dük veya oyuncak tabanca ve- rilirdi. Sonra kendi kıyafetinde başka fukara çocuklarile bera | | ber kapısı önünde mızıka çalan | ve yüzü boyalı hokkabazlar ğanp tepinen bir çadıra doğru tgötürülürdü. Fukara çocuğu bu ikramı pek iyi münâya yoramı di: — Aman ne olacağım? Yanındakileri — Birşey yok.. sana bir kır- mizi kürdelâ — bağlı Sonra şu kargida gördi lemeli yataklardan birine yan | gelip yatacak, üç gün üç gece yemediğini yiyecek; görmedi- ğini görecek, durmadan ortao« yunu. hokkabaz ve karagöz sey- tederek keyif çatacaksın... Yal miz şünü unutma... -Kurdelâ bağlanırken padişahım çok ya- ga bağıracaksın, girer girmez yaka an ve etekleri kalk dırılarak sünnetçinin önüne gö- türülert' çocuk bir yandan zan- gir zangir titrer, fakat tembih kulağında olduğu için sümükle- rini çeke çeke padişahim çok yaşa çağırırdı. Başında altın — maşallah ve nazar boncuğu yerine diktatör namile mihver çadırına giren Macaristanın —«yaşasın Üçüzlü pakt, yaşasın mihver> diye ha kırışı kırtipil sünnet çocuğunun, salye sümük birbirine karışmış | padişahim çok yaşa çağırmısı: na ne kadar, amma ne kadar çok benziyor. MEVLÜT Sevgili annemizin ruhuna ithaf edilmek üzere yanınki pazar gü- ü Öğle namazından sonra Be- yoğlunda Ağa camlinde mevlüt okunacağından bütün sile dostla. zımızla arzu edenlerin teşrilini rTica ederim. Diş tabibi Hilmi Canay anası tıbbi bir zarwrettir. Binaenaleyh; yanında et, şe- ker, süt, yağ, karbon ve albomin temin edecek maddeler de konu- larak şehitli vatandaşların ucuz ve sıhhi bir. menmü hazırlamak mümkün olduğunu; ekmek, pey- nir ve taze üzümden mürekkep ir yemeğin gerek kalori gerekse faide ve İeczet itibarile en iyi aile listesini hazırlamek için esas kabul olunmasını tavsiye edebi- ga

Bu sayıdan diğer sayfalar: