1 Nisan 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 7

1 Nisan 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

in IT kıyle benir elbette Tüf ılusu mulj ; huzur if bir ensi i HAFTASİ ir, li değerini, e onlari 1e Kuru: iz ! GENÇLİK Nurullah Ataç ocukluğumda, gençliğimde büyükle- Si rimin : «Hayatın en güzel zamanı dediğini seneleridir» i gürel, Me < istediği len i meydan, gereği Günlerdir derdim. Yallar baktım ben de gençlere, çocuklara aile bayaLlürimden duydu- Sum sözleri tekrar a Çünkü, ar- nladım fik onların mânasını anla Kipa niçin güzeldir ? Genç adam ken hudutlarını, imkânlarını bil- mez de hai İstikbal “için bilyalar lw , Hele okullarını ei hele , bakın neler yapacak! dani le W keslere yaramı, ünleğ ml kimsenin pal gerçi in ucunda. Hele sadece ünd ve onu Tarihi Dedikodular: Miyanada Türkler 9» Yazan; Abdurrahman Adil Eren ünün en büyük hadisesi Avusturyanın G A yaya ilhakı veya iltihakıdır. A- Yunturya rl ise Viyana demektir. Viyanayı ilk gördüğüm sene 1884 senesi idi. Selânik, İstanbul, Varna, Rusçuk, Yerköyü ( Georgew ), Bükreş, Orsuva, ne tarikiyle yitmiştim. (©) zaman dl e İstanbulun Rumeli e İerleri e vrupa im ii peyda memişdi. İstanbuldan Viy a gitmek a Töyt Avusturyako kmmbyanlam bir vapu- Funa binilir, Varnaya çıkılırdı. Bulgariata- “gi 1877 (1293) a pi rim olan ara- Den şimendıferle rek a < #şar' yolcuları Georgow isal ederdi. Beorgow'nun Türk ismi köz) dür. Çocukluk buyal., Wiyananın (Eis Cafe) tabir olunan sütlü ve kremalı kahvesi pek hoşuma giderdi. Viyananın küçücük küçü: ük sütlü francalalarıyla pek lezzetli kah- Mealtı edilirdi. Küçücük İraneala tabir Ne ei ise birer lokmalık bir- seyler. Viyanayı ikinci ziyaretim 1903 senesi haziranındadır. artık İstanbul Şimendiferleri O zaman ittisak peyda etmiş, Com edemediği, kimselerin ifade edemediği Sli kolaylıkla söyleyiverecek. zençlik, önünde bir samıkanlar serabi» bulunduğu için, hayatın en güzel çağıdır. Her genç o serabın bir hakikat olduğuna inanır ve ona bir an evvel erişmek ister. Bunun içindir ki her gençte yaşlanmak, olgunla Ahmet Hâşim en güzel şiirlerinden birinde, diyor yal şmak hevesi vardır. Bizden daha evvel erişenler, lar bugün evvelki hayale! Fakat yıllar bize o serabın ne olduğu- nu anlatıveriyor. Gerçi gençlik arkadaş- larımız arasında bazı imkânlara erişenler oluyor. Oluyor ama onlar da umdukların- a azına kavuşuyorlar, Olgunluk zamanlarında yapabildiklerine , bir «evvelki hayal» e bakıyorlar. ka- yeseyi yapınca, ka'bi ta derinden silimi mamış zannederim kimse yokt Yıllar bize yalnız o iikanlerin âlemi” nin bir serab olduğunu e asıl bei beklemekte, aramakta olduğunu da anla . Fakat talihin zulmüne bakın ki b udretini, kaybetti- gimiz gün anlıyoruz. Yaşlılık, artık birşey bekliyemediğimiz gün kaşlar, O gün genç- liğin, artık kaybettiğimiz, bi daha ele ge- iğimiz hazinenin çirememek üzrre kaybett güzelliğini, kiymetini de işte o gün gizli ventionel kaları namını almıştı. Belgrada a sabah e yl ge <ral Milan e karısı Natalinin odalarında katl Sidi klarını haber Conventionel t ni 48 saate Viyanaya a) iya Abdullah Cevdel sefaret tabibi idi. eni müd Nedim n bey Viyanada fesle gez Ben pe fesle karş nda ime bi elti : — Siz bana bakmayın! Ben damgalı- yım, Fesle gezerim. Fakat siz sakayl geziniz. Tavsiyesinde bulundu. Taassup buya!.. Ben sefir beyin tav- siyesine riayet etmedim. Viy ana sokak- larında ve hattâ Bohemya Siraconitzde, ee fesle gi ezerdim ama bir pazar günü kıra çıkmış binlerce (o amele; İçle rindeki genç kızlar ken hendeklere yuvarlan- seliri, deki karşılan ndım. dilerini tutamıyarak dılar. Bohe o zaman cazibeli mahısusayı ima Meşhur fes be ikal sridağ Russo F e 5. Stein fabrikaları İstrakoviç sebrinde idi ler, Viyanalılar Viyananın eski surlarını yıkmışlar, Hisarların ve kalelerin teşekkül ettiği daireye güzel bir Bulvar kurmuş- ardı. Prateratrasse tabir olunan firdo- layı cadde Viyananın en güzel enddesidir. Praterstrasseden bir kol ayrılır, bir hayli gidildikten sonra Türkenstrasse olur. Türk- veya aşikâr bir İsçkırıkla anlayiveririz. Büyüklerimiz ne demek istediklerini niçin açıkça söylemezlerdi?... Acaba söy- lemezler miydi ? Kimbilir b defa söylemişler, anlatımışlardır da biz dinle- memiş veya unutmuşuzdur. Gençliğin baş- | lica hassalarından biri de ümüt kırıcı söz- | leri duymamalarıdır. Her genç, yaşlıların, Mn sözlerindeki yeis karşısında : ana neP Onun imkâ â i i çin ben gözlerime inarmayım da, birşey | yapa eğ il e adamın gö rlakin mi inansa zi yüzünden ulaşam dığı bir li need inkâr sdiyoğli der İhtiyarlar dinlememesi, Kanik sözüne || inanmaması daha iyidir. m biz ya irin ar, | gençlerin haksız olduğundan emin i izim acrimiz yüzünden mediğim i söyledi kleri | xaman akılla katiyetle i iddia edebilir ağ ? Kimbilir ? ne gözlerimiz önün erde indiği imkânlar ölemini, be serab değil, bir a kikat olan o âlemi göremiyoruz. İçimizden oraya erişenler Ky fakat onlar BE. g m G gE 5 gd ES E. . 3 k çağı, ona açli inanmağı mümkün kıl- diğ için güzeldir. s enstraşsenin sonunda da Türkenschantz gelir. Türkenşaniz Viyana gerin ar Kara Mustafa paşanın çadır ku rduğu dir. Türkenstrasse Türk caddesi, Türken, schantz da ei tarlası demektir. fiyanalılar 1903e kadar bu yadirlarını anal etmişlerdir. Türk 1903 ih Viykandi Ka! o ve e havada bir Ve Die n for Wi idi. e önünde Türkler) dmektir müzesinde ise Kara Mustafa e) ” gömleği teşhir alt Chancelier de Fer ünvaniyle yadolu- nan ve Almanya belimi e n va «Avusturya | Mİ d 0 icadet içer gibi Avusti turyayı yuttu; Almanyaya ilhak e etti. Fakat siyasi mesele: (Ha Hoca Ali, ha Ali Hocadır). ismarck biye Hitler de odur. Cermen unsuru: Drang nach e diye bir siyaset tutturmuş Bu akid ile Şarka doğru eni leşelmekielin ismarck Av toplarını iyinin Karadeniz boa na yerleştirmek iç plân- i temin saura iaireü Wien dilstürür sari koşmuştu hen süküt etmeği bilirlese, benim plânım muvaffaki- yale tatbik olunur» derdi. Viyanada süküt etmeği bilmedikleri içindir ki 1914 muha- rebesi u (97 *| Bis ie Il, titres XIV et X Sonvenirs et Pensâes. Tome V. 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: