29 Ekim 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5

29 Ekim 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YI Di Yazan: Dr. ig ayı içinde iğ ulunmıyan mel r başka sila lerine Cumhüriyi” larında Cumh or. Yakında dayi kurulacak kültğ| arla Türkiyenin güzel sayfiyesişi Gi mirde, Bursada, W inada, Alyonli ditenlerden ball büyük n eticeli, £ abilirim ; ve onun ese erleri ö okumiya bakamyli mir, yep geridir. Yazan: MÜKERREM KÂMİL SU İ 0 öç 19 Mayıs 1919 başlangıç, 523 Nisan 1920 kurtuluş. 29 Birinciteşrin 1923 de, yoktan var işkur. Bir devir başlangıcıdır. Genç Cum- Fiyetin onbeş yıllık tarihi içinde nelerin li Ve nelerin ebedi hayat hamleleri umhuriyeti: n ilk fü talebesi azli bâ na <i ii olduğunu anlamak için, ne riştim tiye bakmak, nede ilerisini düşünmek lar).. Cum — Yapılanı görmek, başarılanı be- k içindir, helisemek bu işe yeter. devrim ti içindir. » Bufi Kiyesinde yaşıyan herkes bir devir gö huriyet bizimdir Gü ile bir çığır açılışının ne demek o iki şehi 8 yakından tanımıştır. Atatürk, Samsun kıyılarından Anadolu Ni geçerken bir tek şey düşünmüş- ive alınterivir rurü, hayatı ve namusu buna bağ- ihüriyet bizimdi e düşmanı sürüp çıkarmak, sonra ün Türkün en büyük evlâdı ülküsüne bir ir tarafta Om önlede ulaştı. Öyle bir hamle ki, derin- an, bu ülkü uğ inde İnönü meydanlarında şahlanan at- şan; lüzumunde pal sesleri.. Sakaryayı kızıla boyayan an veren Mi De eşsizliği.. Dumlupınar sırtlarında veren düşm vi haykırabili ğini m anı hedefe süren bir Cumhuriyet |. * Türk, milleti w Dünyanin hiçbir komutanı, Anadolu dağlarından sel gibi akan yılmaz bir ordu- nun eşini yaratmak kudretini göstermiş değildir. Cihan tarihinin uzun ömürlü yapraklarına makinayı, fen kudretini, sar- sılmaz hazineleri hiçe indiren manevi bü- tünlüğün ne demek olduğu; Türk erginlik savaşına gelinceye kadar kaydedilmemiştir. lar kamyon sürdüler; biz kağnıyı çektik, Onlar soğuğa ve açlığa yabarcı idiler. Biz soğuk ve açlık ne demektir, e- zelden tanımamış erlere maliktik. Onlar makinaya dayandılar. Biz göğsümüzü da- yadık. Ve bir gün saldıranlarla, hakkını a- rıyan ve koruyanların kanı biribirine ka- rıştı, Onları, Mehmedeiğin derince bir solu- gu şaşırltı. Bizimkiler kandan köpüren de- relere, insan kemiklerinden örülmüş set- lere aldırış etmediler. Anadolu dağları kişmiyen atların nal sesleriyle çınladı. Â- nadolu toprağı savaşların en zorlusuna göğsünü gerdi. Ve bir gün yorulmak bil- miyen, varlığında yılmazlığın, kahramanlı-”. gın özünü taşıyan Türk askeri, yüzünün akı ile Akdeniz kıyılarına kavuştu. Alyan, Eskişehir, İzmir, Bursa, İstan- bul ve nihayet bütün vatan kurtuluş ışı Şının coşkun alevi içinde; kalp bütünlüğü- nün, duyuş ve düşünüş beraberliğinin ne demek olduğunu öğrendi. Erginlik savaşı Türkü eski enerjisi ve üstünlüğü ile yeniden yaralırken, Cihan tarihi de, eşine rastlamadığı bu mukaddas kurtuluş eya en güzel örnek “diye bağrına bast Biz yeni ii devlet kurduk: Hükümsüz bir saltanatın, çöken bir imparatorluğun yıkıntıları üstüne değil .... Onun temeli, i- simsiz kahramanların, yılmaz Mehmedcik- lerin kemikleri ile atıldı, Vatan için öl- meği bilenler kızıl kanları ile ev yapmanın ruhunu yarattılar. Eser tamamlandı. İsmine Atatürk Türkiyesi dedik. Çünkü kurtuluş davasının öncüsü, başı ve başarıcısı odur. Onun ilk adımı bu topraklara kurtuluş müjdesini taşıdı. İradesi, Türk gönülleri- nin çözülmez bağını düğümledi. « Ya ölüm, ya İstiklâl » parulası ile çarpışanlar, siyasi zaferden sonra; “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için,, düsturunu ele aldılar. Bu suretle baş döndürücü bir - hızla ilerliyen devrimler biribirini kova- ladı. Bu arada Montrö zaferi, Hatay kur- tuluşu; ulusal heyecanlarımızın, şuurlu si- yasal yasamızın daha neler yaratabilece- gini dünyaya bir kere daha isbat etti. Ankara bozkırlarında kurulan medeni- yet, Anadolu düzlüklerinde göklere baş kaldıran fabrika bacaları, okulları doldu- ran yüzbinlerce Atatürk çocuğu başarılan büyük işlerin birer belgesidirler. Durmadan koşan zaman içinde, yürü. yen hayat önünde aksamadan ilerliyen özgen bir ulus çocuğu olduğumuz için ne mutlu bize, Ülkümüz: İyiye, doğruya, gü- zele ve en yükseğe doğru yol almaktır. Bu yolun karşısma çıkacak uçurumlar, ö- nüne dikilecek sarp kayalar olabilir. Fa- kat ne çıkar, ne çikar bundan? Dünyaya, en derin manası ile bir ba- rış devleti örneği veren Atatürk Türkiye- sinde yetişen Türk çocuğu, ölümlerle eğ- lenmesini, kan ve ateşe göz kırpmadan atılmasını bilir. Bugün devrimleri yaratan ve başaran ellerinde kaleme, fırçaya hayat verecek kabiliyet olduğu gibi; çeliğe ve demire de kumanda edecek kudret daima mevcuttur, ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: