30 Mart 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

30 Mart 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ARABİ, FARSİ, Hendek harbi: Bu harp, hazreti Muhammet Sleyhine Ceziretül'Arebde bulu- ::ıl kabilelerin ittifak ettikleri dııbh:'nm. Bunun içindir ki, bu . leler karbide denir. h'hl"llıulı Muhammedin Uhut ğ 'nden sonra kuvveti git gide - Bunu gören Mekke reisleri _..:".İ'yl kat'i surette halet- dirki, pör verdiler; bunun için- " Mekke ve Medine etrafın- Teler, "Yan bütün putperest kabi” h ı:: Ve hatta Yahudi Araplara Minı ;:" ederak onların yardı- Mekke istediler. düne lilerle Yahudilerin kuvvetleri inyt bin kişi kadar olup, bunlara tün eden diğer kabilelerle bü- mek n kuvveti on bini geç- ki de idi. Ozamanlar böyle on bin bir kuvvetin bir araya toplan Mau o memleketlerce büyük ha- :'-!lıa... sayilirdi. Reisler, Mek- 'ede Darünned ve denilen meş- Veret meclisinde toplanarak müt- n harbe karar verdiler. Bu ı"'ı" hazreti Muhammede bildir- - İldi ve hazreti Muhammet te, ar- hd!ılınıı toplıyarak muhare- be hakkında müzakereye koyuldu. Ozaman İran Mecusi ule- lan olup, bilâhare ya- h'“" ve Hristiyanlar arasında din! ilimlerini ğrenen , İranlı, anı Farisi - Medineye — gel- mib've İslâm olmuştu. Selman, 0; eıııı:mdı bulundu. — Biz nlılar, — kuvvetli :—lılırııı Hhücumları esnasın- tehrin'etrafında hendek ka- *İçerden müdafaada bulunu: * Medinede de bu şekilde bir ödüfnanın çok faydali olacağı- Ş (Devamı var) Türk- Yunan | — lmomü ge— İşleri ne halde İÜ:h hafta evvel Ankaradan hey', Mübadele komisyonu Yunan hı..lw M. Fokas dün An- 'ya Sereyan etmekte oldu Gihetle M Fokas -üıılı.uııl: Büyük işler! Her gün iktisat programından VSRl bir parça öğreniyoruz. Son demir fabrikasıdır. Burda memlekette bulunan demirlerini satın alaçak '*Yhı.“"* demir çubuklar %"Muhıq.l.. İktisadi Dün olm Yapıldığı zaman mem- Tet b.—'lk. Oh ne iyi, hükü- Tabir p ?9 ciddiyetle - girişiyor. p Adaylarımız, üzüm, incir Wleri plap SEZa mal olabilecek,Li- iı..,","_': edilecektir. Halbu ki Tikası açmak i Tök tesisata l"'ılnnı:. Ka ? , BEKTAŞİLİK-S ŞİİLİK VE FARKLARI!.. KİNE MÜSTENİT. İLMİ OknbDI ÜNNİLİK — romye - Çocuk bakım evi Usküdar, Beşiktaş ve Fatihte kırkbin lira sarfedilerek birer çocuk bakım evi tesisi kararlaş- miştir, Bu bakım evlerinin projesi sıhhiyye müdüriyetince yapılmış ve dün sıhhıyye- vekâletine gön- derilmiştir. vc0>51306404. — Ceza odası Şimdiye kadar Ticaret oda- sınma taahütlerini vermiyen tacir- lerden oda tarafından ceza alı- nacaktır" Ceza müddeti bir ay nihayetine kadar tehir edilmiştir. Bu sene senelik taahüdatıni ver- Mmiyen tacirler geçen seneye nis- betle fazladır. Oda ay sounda 1300 tacirden ceza alacaktır. İN TETKİ- TEFRİKA ni ümit ederim , dedi. Hazreti muhammet, Selmanın bu reyini beğenmiş. Medine etrafında hen- dek kazmağı emretmişti. Ehli sünnet kitapları diyorlar ki: Selman, zeki, iş bilir ve aynı zamanda kuvvetli bir adamdı, Bunun zekâsından istifade edili- yordu. O vakit, müslümanlar iki kı- sim olup birisi Mekkeden Pey- gamberle — beraber gelenler ki bunlara muhacir deniyordu diğer- leri de Medineliler olup bunlara da Ensan, yani ( Peygambere yardım edenler ) ismi verilmek- teidi. Selman ise, muhacır ve en- sardan olmadığı cihetle, Medine- de bulunan münafıklar, bunu tahkir etmek — ve bu suretle işin- den soğutmak için “bu mecuside nerden çıktı?, diye söylendiler. Hakiki müslümanlar, Selmanın çok faydalı ve iyi bir adam oldu- gunu biliyorlardı. Bu sebepledirki muhacırlar “Selman muhacırdir!“ ve Ensarda “ Selman Ensardır!,, diyerek her birisi Selmanı kendi- Terinden saymağa başladılar, Böylece, Selmanı, paylaşılamaz oldu. Hazreti Muhammet bu vak'ayı duyduktan sonra : “ Esselmanü minnel ehlelbeyt., yani, Selman bizim ailemiz efra- dındandır diyerek, Selmanı taltif ; buyurdu ve Selman da Peygam- berim ailesinden sayıldı. Şurada söylemeden geçemiyeceğimiz çok mühim bir met'ele vardır. O da, Peygamberin ailesi kimlerden ibarettir, kaziyesidir. —rer.— Istanbulun yol programı İstanbul vilâyetinin üç senelik yol programı ikmal edilmiş ve dün Nafia vekâletine 'göndr.lmiş- tir. Güreş müsabaküulurı İstanbul mıntakası güreş hey'e- tindn : Cümhuriyet gazetesi kupa mü- saba ksı 11/4/930 tarihine müta- dif Cuma günü Beyoğlu halk fır- kası mıntaka idmnn salonunda saat ikide yapılacaktır. 1, — Müsabakaya iştirak e- decek güreşcilerin isim, pederle- rinin ismile mıntaka sicili numa- ralarını muhtevi cetveller siciller hakkında tetkikat yapabilmek için kulüpler tarafından 5-4-80 tarihine kadar behemhal mınta- kay tevdi edilmelidir. 2 . — Kulüpler tarafından ve- rilen cetvellere ismi ithal edilmi- yen güreşciler kat'iyyen müsaba - kalara iştirak edemiyeceklerdir. 3 . — Müsabıklar kemafissa- sabık uzun mayyo ve güreş aâyak kabısı girmiye mecburdürdur. 4, — |Tartı zamanı on iki- den ikiye kadardır. Her idmancı çıplak olarak tartılmağa ve tartı neticesine göre aldığı siklette musabaka yapması şarttır. Elbi- seile tartırmak hiçbir vakit müteber değildir. 5 . — Mıntaka güreş heyetile musabaka hakemlerine 'yakı ola- cak - itirazlar takım kaptanları tarafından tahriren yapılacaktır. 6 . — Davet anından itibaren beş dakika zarfında minder üze- rinde isbatı vücut etmeyen güreş- ciler hükmen mağlup addedile- ceklerdir. 7 . — Küpa tecribeli tecribe- siz güreşcilerin alacakları puvan- Kadın birliği —ai - Âzanm firkaya girmesinin teminini isliyor Türk kadınlar birliği dün Halk fırkasına müracaat ederek birlik mensuplarının ve kadınlarımızın fırkaya kaydedilmeleri için alâ- kadarlara emir verilmesini rica etmiştir. Fırka keyfiyeti Ankara mer- kezine bildirecektir. ların heyeti mecmuasına göre en Diğer taraftan Nezihe Muhid- fazla puvan alan kulübe verile- ktir. din Hanımın müracaatından Bey- | ** ai YÜRE Va nti islik oğlu merkezi —henüz İstanbul güreş heyeti “tarafından — temin merkezini haberdar etmemiştir. | Gdilecektir. 9. — Musabakanın intizamı doğrudan doğruya Mintaka'güres heyeti tarafından temin — edile- cektir. Kulüplerin hususatı anifeye ehemmiyeti mahsusa atfeyleme- leri tavsiye olunur. YARIN,, IN TAKVİMİ Mart .5—01 PAZAR Senei at 30 p Eqalı'ıaz vakıtları GEKGENERMUNENUK KA Alaturka r'rrn'ı'no VE snmuq: Güneş '; :_' 8. d. |au MANEUKUNUNMAAMENUN Örle İA ran DARÜLBEDAYİ İkindi 15,51 | Tindi 9.20 || TEPEBAŞI TİYATROSUNDA 'Ymm"" ;:'“' TC Bu akşam saat 21,30 da ni »03 Y T ; Lİmsak 404 | mak g'a ŞAHİN Şevval — * Kanım Komedi 3 perde 29 143 Nakleden: A. Muhtar Naşit B. ve arkadaşları ve Darülbedayi sanatkârları tarafın- dan birer perdelik komedi. Herman (1 inci sahifeden devam) Tiralık matlubatın tahakkukunda şahsı istihdam ve imzası istimal olunan köse oğlu Mehmet Sabri efendi bu köse oğullarile bir ka- rabeti olmadığı meydandadır. Muharrirlerimiz, Tütün ve Tütüncülükle alâkadar olan tü- tün müesseselere Eksperlere hat- ta simsarlara müracaat etmiş- lerdir. Fakat hiç biri ne bundan ev- vel nede şimdi bu namda bir tü- tün mutahassısından haberdar | uğunu söyliyememiştir. T lg::;ü ’lıhklkıumıılı pek mühim bir mes'elede pek mühim bir mes'ele ile tavzif olunan ma- ruf ve malüm olmas! icap eden takdir komisyonu bu mec::ıldll;:l' tahassısı bulamayınca ta ay- met komisyonu azasından deri tüccarı meşhur Mehmet Eşref Beyin malümatına müracaat et- tik. Mehmet Eşref B. köse oğlu- nun Galata taraflarında bir yazı hanesi olduğunu fakat, yazıhane- si nerede bulunduğunu bileme- diğini ve hatta şekil ve şemailini- de tarif edemiyeceğini söylemiştir, Israrımız üzerine Herman si- pirer müdürü Kohen efendinin tanıdığını ondan malümat alabil- eceğimizi bayan etti.Nihayet tele- fonla Kohen efendiye sorduk Musa evladlarına yaraşan bir tevaazu'la o günlerde İstanbulda bulunma- dığından bu namda bir mutahasis tanımadığını söyledi. bir gazeteci Rezaleti SaTıtı manı olan 927 senesi esnasın- * da, Tütün İnhisarı İstanbul baş müdiriyetinde resmi bir vazife; ile muvazzaf olduğuna dalr her-, hangi bir kayıt ve malümat j ta yoktur. Bilfarz, böyle bir vazifesi olsa bile, mumaileyhin, vaktile (Her-) man) kumpanyasında çalışması ve bilhassa (Kohen) ile münase- battar olması dolayısile, bu tak- diri kıymet işini bitaraf vaziyette yapamıyacağı aşikâr olduğu gibi kendisinin alaydan yetişme bir sala ustası olması ve ekisperlik denilen yüksek san'atle hiç bir alâkası bulunmaması dolayısile beynelmilel piyasalara sevkedi- lecek olan tütünlerin kıymet tak- dikinde kifayeti olmadığı şuphe- — sizdir. İşte, Herman veresesi derici hububatçı — ve- inşaiyecilerden mürekkep olan takdiri kıymeat komisyonuna biri (böylece ma- lâm) biride izah ettiğimiz gibi (mevhum) iki eksper intihap et- tirerek depolarında beş on zaten Tütün göstermek suretile istedik- leri gibi takdiri kıymet raporunu elde edip veraset vergisi tahak- kuk ettirmeğe teşebbüs etmişler- dir. Bu teşebbüsün açık ifadesi sahtekârlık, rezalet ye kepaza- liktir. Fakat, rezalet ve kepazelik te bu kadarla kalmamıştır. Haber alıyoruz ki, büyü (Spirer)Trieste- de vefat eder etmez, orada bu- klunan ( Emil Spirer ) bezirgan hen)i müstacel bir telgrafla için her hangi bir tahkikatı bun- davet etmiş ve Kohenle beraber, dan daha ziyade ileriye götürmek l;lm yoktur. Binaen aleyh He- rman ispirer veresesine ait vera- set vergisine tabi — tütünlerin takdiri kıymetinde isiihdam edilen! kösn oğlu namında ki mutahassı- sın mevhum bir şahis olduğunu iddia edecek bir mevkide bulunu- yoruz, Anlaşılıyorki her işte dala- vere yapup fırıldak çeviren bazir- gân kohen ve rüfekası,gayri meşru maksatlarını istihsal için alaka- darların sanattan - biz Saffetin- den diyelim siz isterseniz gafle- tinden veya ,.. den deyiniz- azami surette istifade ederek, kendi- lerine mensup bir şahısı, tütün mütehassısı olarak takdiri kıymet komisyonuna takdim etmişler ve arzularına göre lakdiri kıymet raporlarını tanzim ettirmişlerdir. Diyeceksinizki, bir Köse oğlu- nun mevhum veya ııevı:;ıt ::l- sından ne çıkar? Eğer en bu tütünlerin takdiri kıymeti için sar idaresi salâhiyet sa- hibi bir ( Şef eksper ) istenilse ve bu zat ta bu hey'et arasında bu- lunsaydı, bu kanaatımız kanunu tatmin etmemekle beraber doğru om',li’ııl:ıll'!fk kaydedelim ki, İnhi- sar idaresinden celbulunan Halit efendi de bu vazifeyi ifa ede- cek kabiliyet ve salâhıyetten tamamile mahrum bir kimsedir. Bize, inhisar idaresi müdiri umumisi, bu zat hakkında cumar- tesi günü, yani dün, malumat Nnc::inl beyan etmittir. Dün, akşama kadar beklediğimiz halde Behçet bey vadini ifa etmemiştir. | Her nekadar, kendini de telefon- laaradıksada, görüşmek nasip Hüsusi tahkikatımıza — göre, İnhisar idaresi ekisperleri arasında (Halit) isminde lılı:ıı:kââk::ı:. İnız, ekesper mua' - ıvı;dı (Halit Mustafa) isminde Si vardır. w&ı zatta yazdığımız veçhile, elyövm bir tütün mıntakası sa- yılmıyan Adanadadır. Kendisi uzun zaman (Ame- lelik etmiş) ve hmhı:ın ıımc:ıı ü 'Sala) usta olmuş ve bir :::::nl( bulup eksper muavin- kayırılmış bir kimsedir, Tahkikatımıza nazaren be- zirgân Kohen efendinin tütün imalathanelerinde dahi — uzun müddet çalışmıştır. Bu zatın ve- raset — vergisinin tahakkuku za- orada üçay müddet çevrlecek dolapları tertip etmişlerdir. Çünkü o zaman, yani Herma- nın öldüğü zoman Türkiyede Her- mana ait takriben (3,500,000) ilâ (4,000,00) kilo tütün mevcut bulunuyordu. Emil ve Kohenin kararı neticesi olarak (Hermanın) vefatı tarihile beyanname verilen zaman arasında bu tütünlerden (2,500,000) ilâ (3,000,000) kilo- subüyük bir istical ile Türkiyeden kaçırılmış ve bu esnada gönderi- len tütünlerin en kıymetli olanla- rından seçilmesine dikkat edilmiştir. Aynı zamanda bir avukat olan bezirğân ( Kohen ) düşünmüştür ki, beyannameyi geç vermekten tevellüt edecek bir ceza, buseçme tütünlerin aşırılmasından hasıl olacak faide yanında ( sıfır ) mertebesindedir. İste, bu suretle aşırılan tütünlerde veraset verği- sine tabı bulunuyordu. Bunların aşırılmasile bazine ayrıca yüz binlerce liralık veraset vergisin- den mahrum kalmıştır. Bize verilen bu haberin ne derece doğru olduğunu anlamak - için yeğane çare olmak üzre, aynen Tütün Inhisar müdiriyetine hitap 1926 senesi Ağustusun- da Herman Spirer şirketine ait İstanbul, Samsun ve iz- mit tütün depolarında mev- ct tütünlerin — kilo maktarı ne ddi? Ve takdiri kiymet komi_ı;yıfmmım işe vaz iyel ettiği tarih olan 26 Temmuz 92_7 tarihinde Herman şir- keline ail ve Türkiyede me- vat ve inhisar def terlerinde mukayyet tütünlerin mıkta- ri kaç kilodur ? dsar İdaresi, bü sualimize cevap vermek mecburitindedir. Eğer, bu suale ceap vermezse hazinenin hukukunu çalmak vaz' yetinde bulunan (Herman, çılara) hani vazi'yetinde kalır. Biz, İnhi- sar idaresini bu hususta peşinen tenzih eder ve sualimize müsari- aatle cevap verceğini ümilederiz. Maliye vekili B. M. M. inde Herman işlerine ait izahat verirken, bu çok dikkatlere şayan mes'eleyede temas edeceğini tah- min ederir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: