April 1, 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 1

April 1, 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Dresten» de tütününü Ödemiş sattıran maliye vekili, takibat istedi! Sene :2 — No: 107 Müfteri Herman RIN —H BAŞMUHARRİR VE MES'UL MÜDÜRÜ ARİF ORUÇ şirk_etidir. Maksa HTYMUTTAT A DA . 5 YA AAA AAA TEDAACTRTTATETKAP CUT Maksadımız tariz şeklinde telâkki edilmemelidir. Emelimiz ve gaye- mMiz memleketin saadetidir . Bün bir yazı yazılmış, bu- | pek — mühterem — İsmet | zatlarına değil fakat ü Yenelerde İicra vekilleri Tasındaki tebeddüllerin bugüne | 'âr kabine heyeti umumi- | “ yapması tabii- olan | Vüziyete işaret edilmişti. , ler Türk vatandaşın , ak- lan geçirebilmek, muhake- Me edebilmek ve nihayet o | Muhakeme neticesi vatanın ih- | 'acına uygun gelirse, bunu nun dalresinde neşretmek her. Türk - vatandaşın - sarih Ve esasi haklarından birini, elki de en belli başlısını teş- kil ediyordu: Zaten teşkilâtı esasiye kanu- hu ile bir fazilet, bir hürriyet kaynağı olan ( Cumhuriyetin ) gayesi bu idi. Teşkilâtı esasiye kanununun (70) inci maddesi, tahsi masuniyet, vicdan, tefek- kür, kalem, neşir, ve ilâh .., hSııııl ve medeni hakları “Türk Yatandaşların tabii hukukların- dan, tanımakta, kabul etmek- tedir. Binaenaleyh,siyasi evsa- fihatiz bir vatandaşın devlet Millet, vatan mes'elelerindeki endişelerini haklı olarak kul- ı:“k==ın daha tabil bir şey Dünkü samimi — endişeler izhar edilirken, yukarıya kay- dedilen hakka istinad edilmiş- tir. Çünkü o hakkı; Türk milb- letine vicdan, kelam, neşir hü- Tİyet — vermek için, varlığını vakfeden *Gazi Babanın, imza- &, Mühterem millet meclisinin İatVip ve tasdiki te'yit etmişti. nlandırmıştı. N İşte bunun içindir ki, dün- Ü degersiz. mütalaaları bu Al'lıı daha ehemmiyetsiz bir 'zah temasile tekraretmek ıztı- Tarını hissediyoruz: Paşa her vec- cektir. Yalnız dün da * olduğumuz — gibi, — kabine; _:: üzün müddet iktidarda kal. ması, mühtelif - vekâletlerde isabetli yahut mecburi tebed- düller vuku bulması,İsmet Pş.nın hüsnü niyetlerine rağmen,mem- leket işlerinde beklenen salahı tiledir. olmuştur. Şirketler v aromger — ’mlîyazh şirketlerin hepsi ticarel odasına girecekler Ankara, 91 ( Hususi ) Yeni bir kanun yapılmıştır. Bu 'Nuna göre imtiyazlı şirketler de ticaret odalarına gireceklerdir. dımız! Hassaten iktisadi ve mali meselelerdeki son teşebbüsle- rin yarım muvaffakiyet göster- mesi, ait olduğu vekaletlerin kifayetsizliğini tevsik, ediyor- du. Hadisat karşısında derhal müfeessir olan kabine heyeti umumiyesi, tabtatile müteselsi- len mesul addedilmek lâzımdı, Yalnız şu sebeb (Kabineye) zaf getirecek amillerden baş- hcası olmaya kafi gelmiştir. Çünki: kabinesinin umumi gidişindenmesul olan da, muh- terem İsmet Paşa idi. Son mali sarsıntıdan, yani para buhra- nından sokra, bu melekhaslet zat için: ya icra bey'eti arasın- da yeni bir değişiklik yapmak lâzımdı, yahut büsbütün yeni bir he'yet teşkili için istifa et- meleri icabediyordu. Halbu ki muhterem Baş Vekil Paşa ka- bine azası arasında yeni bir tasfiye yapamazlardı. Böyle birşey bizatihi kendi iktidarla> rını zafa düşürürdü. O esnada, ani bir tedbir o- larak “yerli mallar, meselesi hararetle tervie edildi.- Çok aziz Baş vekil paşa büyük bir mertlik gösterdiler. Bu sefer evelce seçtikleri arkadaşlardan bir zati bile feda etmemek fazi- letine, meclis huzurunda itimat talebetmekle nümune aoldular. İtimat — aldılar. 1980 Bütçesi tabedildiği halde geri alındı. Bu evelinden tahmin edilememiş, görülememiş vaziyeti gösterecek ric'at idi. Fakat, İsmet Paşa, zatları iti- barile pek çok ağır ve eritici bir mes'uliyet daha takanmül edin- mişlerdi. Bundan sonra hariçte *ecnebi mallere nevema Boykot,, gibi zihap hasıl eden“karar,,“ta- sarrufla, tadil edilmek istendi . İstendi amma müşkülat bir oka- dar artmış, çogalmıştı. Osmanlı düyunu meselesi, mali vaziyeti cihana anlatmış ilân etmiş oldu. İşte bizi samimi bir vatan- daş sıfatile kabinenin zafından bahsettirmege sevkeden âmil- lerden bir kısmı da, bu endi- veler idi. Yoksa melek gibi paşanın zatlarına tarize Vesile bahanesi bulmuş olmak için değil... ARİF ORUÇ |. Yahudi öldü ü ee Burada - bör Yahudi. Kafa- snı kendi elile kesdi Ankara? 31 (Hususi) Burada bir yahudi bogazını kesmek suretile kendini Öldür- müştür. Muhterem meclis sus- tu. Riyaset; divanın meşgul olacağını söy- liyerek kesti! 1 Nisan Salı 1930 Bi;' kariimizin cbk dikkate şaxa; bir iikri Gezasını bulması için ispatedeceyiz! ©Osmanlı borçlarınasılve ne sekilde ödenmelidir? Bir kariimizden Osmanlı borçları- na dair aşağıdaki şayanı dikkat mektubu aldık, bu mektukta hu- lasatan şöyle deniliyor: Osmanlı hanedanı erkânı Yunanistan, Su- riye, İrak ve Trablusgarp dahi- linde —Osmanlı padişahlardan kalma hususi emlâkın kendileri- ne iadesi ve almadığı taktirde bedeli olan 300 milyon İngiliz Urasının iadesi hakkında dava ediyolar, Lozan muahedesi muci- bince emlâki hususivenin esha- 'bına iadesi iktiza etmektedir. Bunu Yunanistanın şimdiden on milyon | İngiliz lirası vererek uzlaşmak te- | tebbüsünde bulunması gösterir. Verese her halde 300 milyon ol- masa bile yarısı kadar para ala- caktır. Osmanlı — imperatorluğu devrinden kalan ve heman cüm- | lesi Aptülaziz devrine ait olup kısmı azamı padişahların zevk. | ve sefahetine sarfolunan eski borçlar 30 ila 40 milyon İngiliz lirsı raddesindedir. Sultan Mecidin Nışanta- şinda on beş ğüngve gece fasıla verilmeden - yapılan «Suru Hümayunu!» için la- ruş — şarfedilmişti. Yalınız «Refia» ve « Cemile» sultan- ——— hakkında maliye kongıra- sında tesbil etlilen esaslar Ankara 31 (Hususi) | Maliye müfettişleri kongıra- sında çok sakat olan kazanç vergisi kanuni hakkında şu esas- | lar kabul edildi. Madde 1 — Mükellefler ver- mek mecburiyetinde oldukları beyannamelerin tetkikinin ve- | kâletce bilimtihan alımacak uslü | muhasebeye- vakıf muhasiplere havale edilmesi; / Madde 2 — Beyanname ver- miyenler hakkında kanunun 22 inci maddesi Mucibince vergi- lerinin tarhı- salâhiyetinin ta- hakkuk memurlarından alınarak mütehasısıs bir heyete tevdii; Madde 3 Müstahtemin vergi- lerinde müesseseler tarafından verilen beyannamelerin isim ü- zerinden değil adet üzerinden verilmesi. Kongre mesaisini perşembe- ye ikmal edecektir. Teşekkür ediyor Macar Hariciye Nazwı M. Valko türk hariciyesine te- şekkür telgrafi çektti Ankara, 31 ( Hususi ) Macar Hariciye nazırı peşteden ankarada gördüğü hüsnü kabul- den dolayı teşekkür telgrafları | çekmiştir. mam iki yüz elli milyon ku- , * En fazla borç bırakanlardan Sultan Aptülaziz Son zamanlarda Fransanın mühtelif şehirlerinde —alelhusus Paris ve civarında da — otomobil şoförleri, eşhası meçhüle tara- fından öldürülmekte ve bu cina- yetleri ika edenler meydana çıknıııııkudll'- Fransa adliyesi ve polisi her tarafta şoförleri öldürerek soy- duktan sonra otomobillerini alıp kaçan eşhası şerireyi takip etmekle meşguldür. ların her birine (70) milyon kuruş verilmişti. Bir senelik israf, yediyüz milysn — kuruşu bulmuşlu. Sarayın husnsi borcuda beş yüz milyon kurşuda geçi- yordu. Umumu, bir. milyar iki yüz milyon kuruşa baliğ olmuştu. Abdülazizin, hal'- inde bıraktığı borç, bunları gölgede barakacak derecede idi. Bugünki varislerde, bu İ in torunlarıdır. Bnnu Osmanlı veresesi olan 22 kişiye ödetmek haklı değil mi- dir? Bağrı yanık Türk bunu ne- den ödesin ve ödemek kabiliyeti var mıdır? Beheri on milyon İn- giliz Hrası alacağı yerde sekiz milyon alsın iki milyonu da mu- rislerin borcuna verilsin, Bütün mevcut dünya kanun- ları mucibince bir babanın mıra- sına vaz'ı vededen varis murisin borcunu da ödemekle mükellef- tir. (Yarın) bu hususta hukukcu- larımızın fikirlerini bildirmelerini rica ediyoruz. Kazang__ğ_anunu___:Korkunç çete.. K aa Şaför Ülrihin ölümü Geçen Şubatın 18 inci günü Paris civarında (Nederf) kasaba- sında oturan şoför (Alber Ülrih) | Strazburgtan (Oberne) götürmek üzere iki almıştır. Ertesi gün şoför Alber Ül- rihin cesedi Strazburg ile Al- berue arasında yolda bir hen- değin — içinde bulunmuştur. Maktulün — elbisesi — üzerinde olduğu halde cebindeki paralar alındığı görülmüştür. katiller şo- förü öldürdükten sonra otomo- bille firar ederek (Sen avazi) cıvarında (Pos Repoz) ormanı (Devamı beşinci sahifede) müşteri — otomobiline

Bu sayıdan diğer sayfalar: