11 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

11 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ H Haziran Ka Ka Kilar İ tasnif ulılı göre yoşama tarzları ölçülür. yalan ÇACINDIR- buna ilave edi'ecek orpaşlar anlı 1 e zekâlarına Hile, MA) da l ün kolaylaşır. kuguk k..ç..k bir- kaç mical: Kocaman küfesinin attında bir kop'umbağa sukıntısı ile hamallık eden bir yavrucuk görüyosu- nuz. Başında bir mektep kas» keli var, bini rikkate geliriyor. Bir mektepli diyorsunuz! Ailesini bu yaşta geçindir- mek istiyor. Şüphesiz o,tercih ediliyor ve acıyarak yükleri tıska omuzlarına atıyorsunuz. Halbuki bu mektepli diği. dir, belki bir bedbalıtır, Fakat yaptığı “HİLE,dir. Sintmada, gezintide “KAS- KET, li genç kızlar, küçük bir gülüş, yarım bir alâka bumek tep talebesile(i) sizi dost yapı- yor. Gidiyorsunuz, o da heliyor. Halbuki, b umektep talebesi | değil, bir “SOKAK KIZI, dır. Yaptığı hiledir. Muhatabı- pın İnce damarlarını, bu ma- sum serpujla gıcıklamak isti- yor. İtfan evlerinin kasketlerini bir itibar işareti gibi kullanan bu zavallılara, acımakla şik nefret duymamak değildir. Hamal çocuğu “KASKET- TEN, medet umuyor. * KASKETTEN, kabil Fahişe ilibar arıyor. Demek ki insanlar yaldıza yardım ediyor. Biribirine zt olan bu iki mişalin arasında pek çok ben- zerlerle de saymak kabildir. Mani olamadıktan neye yarar diye yazmıyorum, BÜRHANETTİN ÂLİ | Bravo Çeklere! Çekoslavakya - it- halât resmini kıstı Çekoslavakya — kükümeti, bir kararname ile 9ONisan931 tarihimlen itibaren memlekete ithal alunacak bazı hububattan alınan ithalât resmini aşağıda- | ki miktarda tenzil etmiştir. Tarife No: 23 kilosunda 25 kş. Çavdar 100 kilosun- da 50 kş. Arpa 100 kilosunda 28 kı. Yulaf 100 kilosunda ZT kş. Un 100 kilosunda Tükı. ——— - Tefrika No. 5 İk tesir insanın kal- | sonra j | | karı- | İyi cins buğday100)| | minde | mında birer | garinolarda birinde yine Fatma hanımın va-| Evvelki gün. Melehat bir kodın — kendisini Salacak iskelesinden denize atmak suretile intihara teşeb- büs etmiştir. Kendisini dün Üzküdardaki evinde ziyaret eden zabıta muharririmiz bu ni bildiriyor. gnn aslen nak kaleli olup 26 yaşlarında kısa boylu beyaz ve etine dolgun bir kadındır. Pederi İzmir Eşrafınan Kâzim B. na- Kazını bundan sene evvel kibar ve yüksek bir ailenin evlâdı. olan Esat Bey namında birile evlendir. miştir. mıştır. Bu ayrılığı müteakip Sul- tan Ahmette tanıdığı — güzel Fatma namında bir kadının evine mitalir olmuş, hayli bir zaman cturmuşlur. Bu sıralar- | da pederine mektup yazmış, Esat beyden ayrıldığını bil- | dirmiştir. Pederi Kâzım bey de, onun mektubundan evvel damadı Esat Beyin mektubunu a!mı kızının ihanet cürmünü ika ettiğini anlamıştır. Bunun üze- rine Küzunm Bey de kızı Melâ- hate bir mektup yazarak | uzunbir ders verdikten sonra kendisini evlâtlıktan — tardet. tiğini bildirmiştir. Ayartma nasıl olur? Bu mektup üzerine Melâ- hat, omuzlarını silkerek “Adam sen de !, gibi sözlerle hemen güzel Fatma hanıma derdini miştir. Bunun üzerine, rinde Fatma banımcık ta ()) — Hele hak şunun düşü- nüp ve kahırlandığı şeye bak, demiştir. Neticede bilmüzakere Me- lâhat hanımın garsonluk yap- masına — karar verilmiş. . O güden, yani iki sene evvelin- teakip hemen, güzel Fatma ha- num delâletile gazipolardan birine girmiş ve çalışmağa baş- lamıştır. Hayli müddet bir çok çalışmış, sıtasile Sultan, Ahmette, Niyazi efendinin idaresinde ki meyha- neye girmiştir. İşte burada çalşırken Ha- mış ve sevişmeğe başlamıştır. Hasan, Aslen — İstanbullu delikanlıdır. bir güzel bir Bundan evvel, hatin — bulunduğu gider, hem bir tek atar, hem de âşik olduğu — Melâha- :ıs:ış_'şı.'ııgg;_ Müuharriri : Raynonde Machard — Fransız edebiyatımı Mütercimi Ahmet Fürkân 170 inci bmıleıı tercöme edilmiştir... — Morfinin tesirt olmazsa | serom yaparız. Nöhetçi gösterdi: — İşte, işle, yeni bir Kriz başlıyor. — Haklaınız var Tibo, pro- fesöre telefon edeceğim. Ameliyat odasının ağır ha- çan., . Hartanız hali bitkin, aöbetçi bağırıyor: — Nabız 150? Zavallı kadın... Yüz elliye çıkan mabız 180 alsa... ©O zaman. ölüm... eti Hasta biran için nefes ala- miyor. Âzistan ona müvelli- dülhumuza toneffüs ettiriyor. Şakaklarına a'kole batırılmış kompresler koyuyorlar. Bir mücadeledir gidiyor... Öyle bir mücadele ki... Bu “mücadelede — insanın ölüm e uğraştığı görülüyor. Asistan korkmağa baş'ar yor: — Profesöre haber mekte geç kaldık. saat kaç? Halbuki karşısında duvar- da bir koca sant var... Fakat Melâhat bu gençle 3 sene | oturmuş, geçinemeyüp aytıl- | yanarak red edi!diğini bildir. | adı. üze- | den itibaren verilen kararı mü- | günün | san isminde bir gençle tamıp | olup 24 yaşlarında genç ve | buçuk sene | Allahın akşamı Melâ- | garzinoya | tin nuru cemalini :eır:deımı. İşte bu Hasan, ne yapmış- sa yapmış, neticede Melâhati elde ederçk evine metres olarak götürmüş tür, Bidayette çok eyi güzel geçinmişlerdir. aradan uzun bir zaman geçer geçmez, aralarına soğukluk ve bir dedikodu girmiştir. İşte bu dedikoduları bizzat Hasan efendi ile Melâhat Ha- nımın ağzından dinleyelim: Ü: rda Solak — Sinan mahalesinde - elbiseci İsmail Elendinin hanesinde oturan Melâhat — Hanım, diyerek sözüne devamla: — Haranı iki sene evvel gördüm. Güzel bir çocuk ol- n sevmiş ve onunla hayatı yaşamağa karar vermiştim. Bu kararım üzerine kalktım, evine gelerek birlik. te oturmağa başladım. Fakat. bundan üç ay evvel özerime bir yahudi kız) sev- diğini haber aldım. Yahudi kızını görünce Bu haber üzerine kendi- sindcen soğudum ve ayrılmağa mecbar oldum. Ayrıldım ve hemen bu eve gelerek otur- mağa başladım. Nasip ve kıs- metimiş, bu eve de gelir gel- mez İsmail efendi ile tanıştım ve şimdi de onuola evlenmeğe karar verdim. — Allah nasip ederse bu hafta evleneceğim. Diyerek sözünü bitirmek iste- d', Bu sırada b nde: - Şu halde, ne için hara teşebbüs ettiniz? Me'âhat Hanım da yutkunduktan sonra: Hi hi inti- bir iki beb ne etmişse etmiş, | | beyim olacak | beni alarak eve getirdi. kardeşm | Dedim. | Mlaa nım hatıralrın düşü- nürken kendini denizde bulmuş Bu intihara sebep bep sevgilisi Hasanı bir Yahudi kızı ile beraber görmesidir | mebni değil Hasanı gördüm. eski hatıralarımı düşündüm. İşte bu hatıraları yıkiaya sayık- laya deniz kenarına gelmiştim Bu anda üzerime bir fenalik geldi hemen iskarpinlerimi çıkararak kendimi denize Üst tarafını bilemiyorum, ğözlerim! açtığım zaman kendimi di- a attım, | panserde buldum. saat kadar mişti. Şimdiki İsmall — geldi, De- Aradan y bir zaman ge di ve şunları ilâve elti. —latiharıma sebep — yal- nız aşk ve Hasanın ihanelidir. Bir taraftan yine ve mus- takbel zevcinden, diğer taraf- tan da sabık doswtunun dan bahseden bu kadın, sözünü burada bitirince. Hayret eder-« yanından ayrıldım. — Herkes biliyor ki bu ka> dinı ben, canü — şönülden ve- verek aldım ve o çirkin — ha- yattan kurtardım. Fakat, ra- hat ve uslu oturmayarak üze- rime başka erkeklerle de gö- rüşmeğe, konuşmağa Böğkedi Bunun Üzerine üç ay evvel e kendis'ni terkederek alâkamı | im. Canım kimi isterse onun- a yaşarım. Keyfime Kâhya değil. Deyüp şunları da ilâve edereki *Ben bir Yahudi kızı sevdiği mi ve Melâhatin de intihar ettiği- ni gazetelerde okudum. Hayretle kaşılayarak, farzı mahal ben hâakikaten yalıudi kızı ile ko- nuşsam dabi ne çıkar? Ken- disi de oturduğu evin sahlbi İsmsil ile konuşuyor, buna ne diyelim? Demektedir. h Ölüm yatağı! Kömür depoları meselesi alevlen- dikçe alevleniyor, herkes müşteki | Kuruçeşmedeki kömür depolarından biri bu ande onu kimin gözü göre- cek, — Saat dört... sabah! — Profesör gelmekte ge- | cikti.. — Uzakta oturuyar. — Doğru... Birdenbire kapı açılıyor, bir genç kız... Üstünde kadın doktorların giydiği beyaz bir | gömlek. vere | | | Asistan şaşırıyor: — Klod bu saatte geldiniz ha... Bu saatte size uykunuzu terkettirmek istemezdim. Klad söylenen bu s2?zün kendini küçülttüğünü düşünü- yor ve cevap veriyor! — Bu uykusuzluk, baba- mın kazanmak üzere olduğu büyük şerefle alâkadar. — Hakkmız var, afeder. siniz. Kır, bu söz üzerine gülüm- seyor ve Löhodek — kendini bu saniye için bahtiyar bulu- yor. (Talsllâtı 5 Inci sah'tede) — Profesör nerede? | aşkın- | | | | İğEe ee — Şoföre emir veriyordu.. | (Klod birdenbire) işte ba- bam - diye - haykırıyor. Sessiz hir ihtiyar, ameliyat salonun- | dan içeri giriyor.. Bu adamın etrafında süküt sanki canlanıyor gibi.. Ölüm halindeki - hastanın yanına gidiyor. ÖOrada gözle- rini biran kıpıyor. Aceba yorgunluk mu7 Bu esnada Asistan vukuatı birer birer - anlatıyor. Ve profesör gözleri olduğu halde söylenen bu ma- lüâmetı derinden derine dinle- yor. Asistanın izahatı — bittik- ten tonra profesörün “gözleri masanın Üslündeki yatan har- tanın şişkin ve mustarip karnı Üzerine açılıyor. O gişkin ye mustarip karın — üzerineki, içinde hastanın her nefes alı- gı ile yaşayan ve olgunlaşan bir meyve vardır! geçen kapalı | i Yarım milyon liraya Türkiye gmnıyeh $ atılıyordu Siz Entelîııans Servis azasından 7... nüAi aei — Merbamet buyurunuz! | alfa değer ne varki? — Yalnızlığınızı bozdumda, — Sizin gibi müstesaa bir hilkat, bir güzellik melikesile | bir arada bulunmak ne maz: bariyetl. Genç kadın çapkın gö bir itifat verdikten sonra: — Ha, ba, hal, rile bana ve ümit Beni tanımadımız tabü? Belki sizde beni !.. ta- —— Ben Diyorum. — Acaba ? — Şöphesiz!.. — Fakat ben mımalıyım, lütfetmez misiniz sizi çok iyi ta sİzi — İngiltere istihbaratı as- keriye teşkilâtı azasından Ma- dam Grito!, - Siz Entellijens azaşından 7.. vervis | imişsiniz? Bir kelime renginizi | kaçımyor, — Fakat??!... — Ne demek istiyorsunuz, benim gibi bir yenç kadın ka- dar da mı cesarete malik de- gilsiniz? — Bu müthiş!. — Sizi bu düşünceli zanpnetmezdim, derece sakat Ne demek istiyorsunuz? Bir. istih- barat memuru olmak o kadar debşet bir şey midir? Bilhassa | her azasını nihayetsiz saadet: lere götüren bir mesai sahibi | olmak!... — ( Enterllejins servis ) © mensop olmak? — Evet ( Enterllejins ser- vis) e mansup olmak, saadeti vefahı, zenginliği, aşkı, kadını, | hayatı ve herşeyi kucaklamak | demektir. undan birazheyecan, | bir az tehlike varmış. tın hangi yok ki, tramvaya binmekten çekinen bir adamın da tram- | vay ©tomobil altında | kalması tehlikesi vardır. Haya- veya Heyecan duymamak ise, bu | bir az safdillik, aptallık olur. | | Aşk kadın, insana heyecan ve- i rdiği için iyidir, tatlıdır. Son- | ra para... Hayatın ve bülhassa İ yirminci asrın Allahını elde Aslstan, bu bakışin ma sını anlatıyor: — Kriz biribirini mütcakip geldiği için, bunu muayeneye vaktim olmadı. Profesör bir Misma ile ço> | cuğun kalbini dinliyor. | | Fevkalâde.. Profesörün üstat elleri bu | * orasında burasında Ve sonra netice şa | H do.ü oluyor! Mehbil uzun ve kapalı. Çocuğu almak için ameliyat Tâzım. Ameliyat salonunda öyle r faaliyet başlıyor ki ez. bakıcı hastanın göm“ | leğini çıkarıyaor... çırçıp- lak bir karın.. Ve iğeenç bir | maazara: Ülürülmü; gibi ıiılî bir karın, buna mukabil çu kura batmış bir göğüs. Kız daktor Kiolild, hasta: | para | Tarını ne kadar korkak | safharında tehlike | | alıyor. etmek — istiyor musunuz? Çok sahibi - olunuz!. İnsan ayağına gelen talihi teperse, kendini bitmiş bulur. Genç kadın artist jestlerile bunları söylerken, çapkın edalı bakış: ibzal ediyordu. Genç kadının koyü kara gözlerinde eze'l yıldız gibi parlayan bir sevk ve zekâ vardı. —Sıcak(K.K Bey)heyecan, benim hayatım yalnız heyecan olmalıdır. Heyecan aramayan kimseier,benim indimde insan | hk mertebesini bulamıyan in sanlardır, diyordu. Benim havf ve hayretimi görünce: — İşte galiba s'z de tahmin edemediğim kadar korkaklik ve heyecansızlık var, Tahminle rimi öldürmeyiniz, metin ve dinamit gibi kavi olunuz. Kollarını, alihi bir aşkı nes beni Lııııdıı şabane ve pür — veziş'e açlı, | kucaklayan | ümit tavriyles — Karşımıza gelen bir sa- adıti, Öönünüze serpilen n, hayetsiz serveti, ve artık parlıyarak ttreyan talih yik - dızinizi söndürmemek — İçin ç bir kadın — sifatile itidal, teyakkuz tavsiye ede- | rim. Yoksa!.. (Devamı var) vrer eee LARAALALACE Turizm İçtimaı Ehemmıyetlı ka- rarlar verildi Dün. Turizm heyeti idare içtimar yapılmıştır. — İçtimaa, Kacaeli: mebusu Reşit Saffet | bey riyasat etmiştir. Müzake- re mevaddının başl cası, bey- nelmilel Prağ ve Peşte kon” greleri hakkında Reşit Saf- | #fet beyin verdiği raporim ki: | raati teşkil ediyordu. Bu içtimada, memlekate nali olacak Lir takım mukar- | gerat ittih z edilmiştir. Reşit Saflet bey, bu ka- rar'arın kuvveden fille çıksırılı ması İstirhamında bulunmak üzere hülüneli merkez'ye ile temasta bultmacaktır. Reşit Saffet bey Cumartesi günü Ankarava l'u—'ılwl *decektir. size g nın bacaklarını aliyor, üşümes mek için pamuklara sarıyor. | Sonra ameliyat masasının hu susi yerlerine bağlıyor. Sonra | gıra kollara geliyor.. Oalar da bağlanıyor. Hasta omuzların: dan geçen bir kayışla da ma- | saya bağlandıktan sonra tesbit işi bitiyor. Nöbetçi soruyor: — Başlıyayım mı? — Evet. Nöbetçi eline temiz bir gaz Kloöroforma — batırıp hastanın burnuna yaklaştırı. yor. Hasta öyle ve bitap duru- yor.n Gaj üstündeki klorfarm ku- ruyoci İkinci ve üçüncü defa onu aslatıyorlar... Profesör soruyar 1 — Hasırmı ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: