18 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 7

18 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bekliyoruz! (Boş makaleden d-vam) de vlet teklifleri karşısında da. iml inkişafa mazhar olabilme- sine imk ân olabilir miiyi ? Halk fırkası ve onu temsil eden şimdiki ekseriyet hükü- möti, senelerdenberi mevzsu bahs noktaların üzerinde işler medi, nedense ihmal etmiş bu- lunvyordu. Bir defa köylünün vasiyeti- ni ıslah etmek hükümetin ken- di menfaati Iktizasından iken, onu bizzat Devlet müessese- leri çıkmazlara sevkediyarlardı. Bu göün için Tü k köylüsü şu vaz yette bulunuyor: 1 — Börç, altından - çıkıl- maz yeküra varmıştır. Teda- vül bankalarile çok az faizli kredi muamelesi yapan tufeyli fa'zciler çok yerde köylünün top'ağına sahip vaziyete geç" ükleri gibi, köylüyü kendi top- rağı ve kandi hayvapile kiracı, yarıcı derekesine düşürmüş- lerdir. 2 — Ziraat bankası ayni dorafsız'ıkla hareket etmek- tedir. 3 — Devlet vergileri büyük şehir. ihtiyaçlarına sarfedil. mekte, küçük — elltçi bü ün sene ancak faiz, vergi yan- cılk bakkını ödemekle meşgul olmal tadır. 4 — İktısadi buhran zahire filtlerini büsbütün ö'dürdüğü için,. çifiçi ekip biçmekten vazgeçerek büyük şehirlerde iş avramağa koşmaktadır. Halbuki, onun vaziyeti se nelerle evveiden tedrici şurette aslah edilmek çok mümkün idi, Esnaf'n, tezgâh sahiplerinin vaz.yetleri de, köylüden aşağı değ Idir. Bunların hayatı, müs- tabsil sınıfın istihlâk miktare nn artp eksilmesile iyileşir, yahut kötüleşmeğe mahkâm olurdu.. Halihazırda — olduğu gibisr Türk esnafı bir kere ma- halli- vergilerin, Belediye mat> rahlarının altından kalkabile- cek vaziyetle değildir. Devlet mükelfiyetlerinin nisbetsiz'iği de ayre- onu çok müşkül,çok zorlu söd: melere maruz birakiyordu. Büyük seranaynin dağrudan doğ- ruya müteesir olmasının, kü- çük sermayenin inkişaf sahası bularaam asının ikinci bir sebe- bi de turadan gelmektedir, Sermave küçük esnafı tutma ktan Küçük esnaf sermayeyi te'- minder âçiz bulunursa, yanlı Kredi alamaz ve bulamazsa, elbet netice bu günkü “sinek avlamak, buhranını — getirip, memkkete murallat edecekti. İşte w üemadiyen — isteyerek; icra vasıtalarile cebren alma. ların kara neticesi de bu ol: muştur. İşci sınıfına - gelincet Dün- yada Türk işçisi kadar bed- baht bir sınıf gösterebilmek igpkâna var madır? Küçük çiftçi, küçük esnaf ve İşçi arasındaki igtihsal ve istihlâk mübadelesi mebfaatleri bir merkezde bir- leşirler. Küçük çiftçi kolu ve küçük sermayeşile istihsal eder,| küçük esmnaf küçük sermayesi ve zati sâyile aradaki kıymet mühadelesini tanzim eyler, Kol işçileri, topraksız çift- çi ve kendi toprağında ken- dini geçindiren köylü sınıfı. gn kasani — meofsatlerile ta. mamen alâkadar bulunmak- / tadır. İşçiler sermaye hesahı- ma çalşarak bayatlarını te- min elerler. Çiftçiler, keza sermaye hesabına uğraşmak süretile geçinebtürler, Küçük esaaf ta ayni sermaye hesabi- na koşup boğuşmak mecburiye- tünde- bulyamuyar mu? Köylerde, medeni kanunların almamaısı yüründen, çıft hiz- meotkürları günde oabeş va- atten fazla çalıştıktarı halde, şehir — İşçitinin kazanecından yözde altaış eksik * çalışma bakkı , — alabilmektedirler . Kendi toprağında çoloğu çocu. ğu ile güneş altında pişen bir gifiçi, ancak İaliz ve vergi verebiliyor. Gayri #hhi yaşıyor, gıda alamıyor, okuyamıyor, İnsan- hk — haklarından — tamamen mahrumdur. Büyük şehirlerdeki kol işçileri gde,on'ar gibi gayri sıhhi yaşıyor lar, çok çalışmak mecburiyeti | karşısında az para alıyorlar,ge- çinemediklerinden küçük çoe- cukları — İşletmek - zarüreti ile karşılaşıyorlar. Bunların da ço- cukları mektep yüzü görmü- yor. İş kanunu yoktur, Maarif kanunu tatminkâr değildir. Dimağ işçilerinin memurların banka, şirket, büyük tearet- hane mütahdemlerinin kol işçi- lerinden ayrılan geçinme tarz- ları, Daadece — “yekalık, ve *kıravat,, farkı ile tahsil gör müş olmalarında değil midir? , İşte: Yeni fırkanın gideceği yol bu kalabalık ve fakat mah- rum kü,lenin baklarını aramak, onların — vaziyetlerini — ıslaha galışmak, vatandaşların insan gibi yaşıyabilmelerini temin yolunda meşru mücadelelerde bulunabilmekten ibarettir! Hak verilmezse, yavaş,fakat sükünetle ve en emin tarzda verilmiyeni almak,. Azim, irade nefis itimadı kaca Balkanları yerinden oy- Balır ve oynatagelmiştir! » — Arif Oruç krkeaskeşeeseALeAAALAAE Âbdullah Cevdet B. ve hücumlar (1 inci sahifeden devam ) Ziya Göka'p —hakkında tnhizamdan sonra — Berlinde Aptullah — efendile gö üğen Talât — Paşanın — sözlerini sabık Newsyork baş çehbande- eimiz İzmirli Alı Şefik beyden Böklettim. Talâl Paşa demiş tir kiş (Diyarıbekirli bir mecnu- mün şözüne uyarak memle: keli ve kendimizi - batırdık.|) Bu söz Talât Paşanındır. Ziya Gökalpın — fikirlerine ben de iştiram etmem. Bir fikre işti- rak etmemek vatan aleyhin- de bulunmak değildir. Vatan ne Türkiyedir. biz- lere ne Türkistan Vatan müebbet bir ölkedir turan Sözü ne demeklir? — Bu memleket, bu fikirden ne im tifade etmiştir. Bu fikrin e- kamcti şununla da sabittir ki bu günkü hükümetimiz Tür- kiyeyi yalnız Türkiye bilmek- tedir. Turan hayalâtı, Türklere çok paha'ıya malo'du. Ve Saçtığı yaralar bâlâ kanamaktadır, Hususile Ziya Gökalp cemi- yetinden ziyade bir Hakancı bir hayalperver olmuştur. Ziya Gökalp B. merhumun kıymeti'olduğunu |bilirtm. Fa. kat onun — istemesine rağımen hiç ihtişası olmadığı halde filen Hariçiye, Dahiliye, Maarif pazırlığı — etmesi, — kendisini memlekete muzir kı'mıştır. Ve benim tenkit ve tahima ettiğim cihette budun. Siyasi işlere kayışmayan Ziya Göka'pı benden — daha ziyade seven ve takdir “eden yoktur. Ben ona kardeşlik et- miş ve kendisini — İstanbula getirip — baytar — mektebine yerleşlirmiştim. (Devamı var) Balık yağı ihracatı Trabzon, 16 ÇALA.) — Trex böon bolık yağı fabrikası kük Hiyetli ihvacat yapmaktadır. “Fabolka, balk deresi istihsali ne ne çalışmatadır. Rum heyeti mütevelliye rezaleti | Evkafta da bir hazineyi evrâ Milyonlar kıymeti. evrak çalındı mı :8 Rezaleti yapanlar içtimaa girmiyecek! , Papa Eftim Ef. aleyhinde toplanan imzalarla alây ediyor! Rumca akşam (Birinci sayfadan devam) yapmıs değiliz. Bizzat hâdisa- tin bunu yaptığını bu terkiyesi iyi almayan Rumca gazete iyi bilmeli. Bahusus yazdıklarımız ge- - ne kendi cemaatlarından olan adamların söyledikleri sözler- dir. Diğer taraftan malüm Türk» lüğü tahkir rezaletinin içyü- zünü — biliyoruz. Rum heye- ti mütevelliyesi azasından Dr. Mamnil oğlu ve'tüccardan Ka> raman oğlunun içtimalara iş- tirak edememesi için verilen emri nasıl karpıladıkları elkâ- ©1 umumiyenin meçbulüdür. Bu heyeti mütevelliye aza- larının bazıları mutat celselere gelmemek suüretile sanki bir protesto bareketi yapmış oldu- lar. Böylece ekseriyet hânl olmadığından — içtimalar - ake tedilemedi. Maksat ta - aşikârdır.. De. Mannik glufile Karamman oğlu- nun heyeti mütevelliye içtima. larına tekrar girebilmelerine müsande edi'mesi. Papa Eftim EF. alay ediyor!. Bir taraftan da Rum orta- edokular, Türk — ortodoksla- rın relsi ruhanişi Papa Eftim efendi aleyhinde harıl harıl çalışıyorlar. Dünkü nüshamız-) da bu delambaçlı - faaliyetin hulâsasını yazmıştık. , Bunlara Türk ertodoksları reisi ruhanisi Pepa Eftim Ef. şu cevabı. veriyor : R — Kiliselerimizdeki - vazi- yetim hakkında yapı'an hü- cumlara cevap vermek lü- zumsuzdur. Zira muhaliflerim'z bu huşasta icap eden makamata müteaddit müracaatlarda bu- lundular. Oralardan — aldıkları gevap küfidir. Hattâ tan defa Reisicümhur (Hazretlerine ya- pı'an müracaatta şöyle bir cevap verilmiştür; Kilseler, meriyüliera —ah: kânu kanuniyeye tevfikan ayal dine salik müstedilerin haiz oldukları ayol hukuka malik gazetesine ilk ihtarımız bir cemaat tarafından İşgal edildiği nazarı — dikkate alınarak, kendilerine herhangi bir müdahele hakkı teeviz edi- miyeceği ve edilemiyeciğinin müstedilere teb'iği.,, Bu cevap- tan hukuki vaziyetimiz sarahat kesbetmiştir, Esasen biz, yekata mecbur etmek için baş vurlmadık yer- ler kalmadı, Bir caniliği isnat etmediler. İşte sop bir bir ümit- lerida bu bv arizayı vermek- tir. Talilerini tecrübe etsinler. Ancak Rum - cemaati arasın- da fesat ika ettiğimi soylüyor- lar. Fakat İsmet Pş. nın Atina 'ya soyahati esnasında Venizelosla halitemasta iken böyle bir şikâ- arizası vermek, hangi zümre- nin Fesat çıkarmakla — meşgul olduğunu gösterir. , Killselerdeki kıymetli eşyayı çalmak - meselesine — gelince, bu hususta Müddetumumllikçe tahkıkat yapılmıştır. — Aldığı- mız ademi mes'uliyet karari- le vaki isnatların #öra olduğu anlaşılmıştır. Halibazırdaki vaziyeti ru- haniyem etrafindeki — fözuli garalara gelince; Bu mevkie intihabım hiç bir papaza pvasip alamıyacak surette yaptlmıştır. Yani, Ana- doluda sakin umum ortodoks ahaliyi temsil eden cemaat ve kiliselerin reyiğmile — intihap edildim. Bu, yedimde mevcut evrakı İ resmiye ve müsbite tle sabittir. Hiç bir çemaati temsil etmedi- ğime dalr yapılan tezvirat ta çirkindir. Çunkü böyle bir temsil şekli mevzuubahsolamaz. Zira teşkilötumız İâık esaslara istinat teder, Ben ancak reisi ruhani yüm ve her kilisede icrayi ayl- ne serbestim. Ayazma bile yaptıramıya- cağıma gelince, böyle bir şey #Müşünmeğe lüzum görmedim ki yoptırayım! Neden derseniz, bütün ki- Wseler bizlmdir! Belediye ve hükümetten kahhar " hareket isteriz (Birinci sahifeden devam) mezar kazan adamda hâdik seyi hayretle kargılıyor. Veziyet böyle anlaşıldıktan sonrayalaf | yerlerden sorduk, tabkik ettik. Anlaşılıyor ki birçok me- zarlar höyle boştur. Lstanbulun şehir - içindeki mezarları müstesna olmak üze- re, Eyüp, Edirnekapı, Karaca- abmet mezarlıkları gibi büyük mezarların bekçileri yoktur, Bu bekçisiz mezarlar işte | mevzuulıahsettiğimiz ölü ke- miği tacirlerinin işine yaramış tır. Kemikler ne, oluyor? Bütün bunlardan — ölüleri- mizin kemiktlerinin çıkarılarak satıldığı anlapılıyor. Ancak kemiklerin mahre. vecide hariçtir. Bu nokta'da anlaşılmaktadır. — - Zişa kemiklerden burada iştifade edecek bir fabrika ve- ya müetsese yoktur. Malüm olduğu üzere kemik. lerdeo şekerlerin tatfiyesi, boya, fasfor için — istifade edilmek- tedir. Gerek kemiklerden bura- | yar ki bel'i mezaren bu kemikler Avrupaya sevk olunmaktadır. Nasıl çıkarılıyor? Kemiklerin — nasıl rıldığı da an!laşılıyor.? Mezarlar gece tutulan husunl kazıcılar - tarafından açtisılır yor ve ölülerin kemikleri alı- narak tekrar örtülüyor. Nite- kim birçok kabir. toprakları" çıka- | nn tazelendiği de görülmek- tedir. Ancak bu ö süretle yapılı- olması — güçtür. Çünkü geniş bir muhit kabir kabir kazılıyor ve böylece ilk bakışta farketmek imkân hasl aluyor. Çuvallar içinde Kemikler çıkarıldıktan son- ra çuvallara konuluyor ve me- zarlıkların civarlarında hazır- lanan yerlere konuyar. Bir müddet geçinceye ka, dar burada muhafaza olunuyar.| Anlaşıldığına göre çuval içinde kafa ve kalça kemikleri bu- hunduğu icin bünların belli ol- maması için kırılmaları ciheti» ne iyar. sonra en — yakın “de istifade edilecek bir fabris “ka veya müecssete olmamâsı ve gerekse ittilâ — olunan şekle sâbile getirilerek buradan çur yallarta nakil olunuyor. Bu suzetle kazılarak - ölü Hükümet nasıl lâkayt kalıyo k: Dünkü nüshamızda Evkaf müdüriyetlerinin — Apkaraya nakledileceklerinden — bahset- miştik. Bu meyanda vakıf ka- yıtlar müdiriyetine ait bulu- nan mahzeni evrakının naklin- deki müşkülâtıda kaydetmiş- tik. Halbuki bu mesele etra- fında pek şayanı dikkat ma- lümat aldık. Vakıf kayıtlar müdiriyetinin mabzenine ait bir kısım da Ayaso'ya tabaka- tında mahfuzdur. Fakat Aya- sofya tabakatındaki — evrek maalesef tasnif edilememiş bir vaziyette ve — sandıklar deru- nunda bulunuyor. Halbuki bu evrak Ffevkalâde tarihi bir kiymeti — halzdir. O kadar ki alâkadar makâmat kıymetle- rinin baha biçilmez bir derece- de olduğunu söylüyorlar, İşte zıyar claden mücibi endişe olan mezkür mahzen evrekınının sandıklarının çivi- leri sökülmütür. Tabildirki bir müddet evvel vukua gelen bu hâdiseden efkârı umumiye has berdar edilmmeiştir. Saodıkla- rın çivilerinta bilâsebep sökük miyeceği aşikârdır. Hatıra ge- len en kuvvetli zan bir sirkat ihtimalidir. ve evrak tasnif edilmemiş olduğundan ne nle bette bir zararın yapıldığı da anlaşılamamıştır. İzzeddin B. ne diyor? Bu hsusta malümatına müra- gaat ettimiğiz Vakıf kayıllar müdürü İzzeddin Bey, gerek mahzen evrakının kıymeti hak- kında, gerek bu bâdise etra- fında atideki izahatı veriyor: —İdaremize ait vakfiye'erin adedi 40 bine yakındır. Mah- zende bulunan evrak ta 8 bin- den fazladır. Mütebakisi henüz tasnif edilmemiştir. Evvelce müdiriyete alt evrak tamamen tasnif edilmiş değildi. İlkönce — osbak — müsleşar Şevki bey, bilâhere de sabık müdiri umumi Rüştü bey za- manında benim üsümle kssmen tasnife muvaflak ol- duk, Hem de bu husysla mep gül bir memurumuz vardır, Mahzen evrekimiz içinde bicri 440 tarihinde tanzm edilmiş “Esseyyit Şerif Hahl Dıvani , nin Pasla kazasına ait bir vakfiye mevcuttur. Bu Abbasilerden “*Mute- sem Billâh,tn zamanı salta- natına tesadüf ederki en es- ki vakfiyemizdir. — Evrak mahzeninin nekline :ımılıu alınmamış kabır. he- men pek az gibidir. Mezar - taşları Bu cümleden olarak kabir- lerdeki mezar taşlarının da ça- anlaştlmatadır. Yeni kabirlerin kırılıp taş- ların alınması da gösteriyor ki mezarlarda geceleri — çalışan muhtelif eşhas vardır. Kimler yapıyor? Bu mesele - bittabi kat'i bir lişan ile tayin ve teşbit edilemez. Ancak bu kemik- lerin iki elde ogeçtiği anlaşı- maktadır. Birinci el, kemiklerin para ettiğini bilendir. İkinci el bu- #un değeri olduğunu söyliyerek kemikteri ucuzca alan eldir. Za mazaran bu İş- leri yapanlardan ikinci elin Avrupa ile teması ve münase. batı vardır. Maahaza bilhassa mezarla- rın bulunduğu taraflarda otu. ranlar arasında bu eşhasın bu.- “handuğu anlaşılıyor. Ezcümle en fazla kemiklari hman mezarlar arasında Edirne. Kapı mezarlığı vardır. Eb fazla; taşları çalınan mezarlar ava- snda da Karacaahmet vardır. gelince: Bu söyled'ğimiz gib bir kaç bin lira ıı.ıl'edih':eıl icap eden muazzam bir mese- ledir. Yeni sene kadrosunda l::ıı'l keyfiyeti vardır. Yalnız üz bir emir almadık, tarihi belli değildir. vi Mahzen evrakının nekledilen sonra tekrar tasnifi hem za- mav, hem ihtisas işidir. Fakat esnayi naki'de söye lediğimiz veçhile bir #l:kat ih- timaline mani olmak için icap eden - tedbirleri alırız. Esasen mahzen evrakına herkesin du- hulü memnudur. Bu hususta ben ve Sabir b yle Hazim bey- den müteşekkil bir komlsyon tarafından bir — talimatname vücude getirilmişti. Ayasolya — tabakatındaki sandıklar derununda bulunan evrakın sirkati ihtimaline ge- Tince: Vakıa, tandıkların çivk leri sökülmüştür. Fakat evrak tasnif edilmemiş o duğundan €bir sirkatin yapı'ıp yapılame yacağını, böyle bir şeye htimal vermemekle beraber kat't ola- rak bi'emem., Bu mesele hakkında ger k Evkaf müdiriy ti umumiyesi. nin ve gerek hükümetin ebem- miyetle pazarı dikkatini celbe- deriz, Korkarız ki ikinci bir hazi- ne evrakı façias'le karşılaşmı: yahm, Vakıf kayıtlar müdirk- yetine ait mehzen evrakının muhafaza ve tamif edilmes n- de Evkaf müdiriyeti umumk yesinin gösterdiği — lâkaydiyi tavsifte mütehayy'riz. greyeseşee eee sas AA SAA RAMA Yeni Fırka (Birinci sahifeden devam) Günlerdenberi teşekkül edece. ğini muhterem halkım:za tepşir ettiğimiz *Çftçi ve İçi, fir- kası nihayet dün programımı bir istida ile vilâyete vermiştir. Bu müracaat üzerine evrak vilâyet taralmdan fırkavı tepy kil eden zevatın hüviy-tleriniz tahkiki için polis müdür.üğü- ne havale edilmiştir. Polis — müdü-lüğü evrakı derhal fırkayı tesis eden zava- tn oturdukları merkezlere göndermiştir. Vali muovini ne diyar? “Çıltçi ve İşçi, fırkasının teşkili etrafında Vali muar Fazlı B. bir. muharririmize gu izahatı vermişlerdir * — Çifiçi ve İşçi firkasının teşkili için müracaat oluucu. Evrak cemiyetler kanunu mu- cibnce fırkayı teşkil eden ze. vatın büvüyetleri tahkik olun. mak üzere polise havale edil- di. Pods tahkikatından son- rada evrek tetkık edlmek ondan sonra Dehil ve vekâleti. ne gönderileceklir. Bütün bu işlerin bir bafta zarfında bit- mesi ihtimal dahılind-di Yeni ve eski türkçeyi iyi- cebiliyorum. Sabah saat 9 dan akşam 7 ye kadar çalışmak için mücssesat ve ticaretha. pelerde ayda 30 lira maaş'a çalışabilirim. Sihhatim — tam olup benür askerliğimi yap- madun. Her iş elimden geh Beni kabul edecek — zevatı muhteremeyi memnun edece- gimi sözümle temin ederm! Sultan Ahmet Alemdar sineması yazıcısı — M. Kadri * Satılık Cihangirde Komrulu cad. desinde 343 arşım arsa - sahibi tarafından satılıktır. Müracaat Beşiktaştr Asi- ziye caddesinde 132 numamalı dükkânda Asım Beye mü- racaat.

Bu sayıdan diğer sayfalar: