6 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

6 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asıl hoca Sana İâzım ? “Akşam,ın yamağı vardır. Bazı insanlardaki“ A: merakı gibi, * Halı , merakı gibi, bunda da “İmza, hevesi âr vardır. Akşam gazstesinine zaman açsanız, “AHNI,, bir imza gö zünüze çarpar, Gazetenin sahibi Necmet- tin Sadık Bey, onun kadar imza atmaz, Gazetenin muharrir başısı V& Nü, ondan fazla ve güzel fyazdığı halde ancak en beğen- diğini imzasile süs'er. Gelgelelim buna... Anket yapar, imza atar. Bir çırpıda, der imza atar. İstanbulu geşer, imza atar. Tiyatro seyreder,imza atar Bazen bakarsınız gazetede sade bu imza, Hikmet Feri- dun,imzası... Bu hevekâr dün gene imzalı | bir yazı yazımış. Bir profesör gibide ağdalı lisan kulla: “Size bir imlâ hocası lüzum, diyede, pohpohlu bir serlevlim koymuş? Bakalım, kime hoda lâzım- miş, diye merak edip okuma- | Ha bazırlandım. Fakat tam yarısından dş cıvıdı.. Ozaman hocanın kime lâ- zım olduğunu, çünki anlamiş- tım. Hoca bu küçük beye lü- zımmış Mmeğrr. Deri — verdiği şöyle bir ihtar yapıyor: adamlara Sutun» değil z> Kteğ Zik ökiel b muncusu bozuk, a küç ğru aınma k bey: üzel, yim. Sen hiç duymadın mı ki, “Ç, f t, s 4, P. barfelhladen sonra gelen “d,ler “t, ye kalbalur. Nediye, “Edeb,, dir, değil “Edep,tir, demezsin de“Edep,, (dir) yazarsın.. Seni gidi, seni. Beslm Atalay Beyi, sana boca tutmalıda aklın başma gelsin. Âlemin — gözündeki çöpü göreceğine, kendınin kine bak. * Herkese — ders — vermiye kalkan bu diplomasız hoca- nın, dabha yan yoldaki yan- bir muharrir | 'Necmi Ahmedi sopa ile yaraladı! Bu hâdise Ahmedin dostu tarafından yapılan fişını görünce arkasını okuma- | ğa hacet görmedim. BÜRHANETTİ! Maaşlar v ÂALİ Verildi Hademei Hayrat — haziran maaşlarını evkaf idaresi bâ- milen vermiştir. Mayıs maaşlarını da dak terdarlık ma! müdürlükleri va- sıtasıyla peyderpey — vermek. tedir. Bir iki g maaşları da kâmilen- verilm'ş. üne kadar Mayıs Muharriri Raynonde Maohard Pramsız #debiyatından büyül 170 inci binden tercüme edilmiştir... Hiç değil mi?.. Yalnız ve geçici bir zevka.. Fakat ka. din.. çocuğu kucağma — abp, onu bağrına basıp öpüp ok- şayıncaya kadar ne felâket, ne acı, ne #lrap, hatlâ ne 8'üm tehditlerinden geçmişti. Ve bu nefeci idi! Erkekler in- safla düşünecek olurlarsa, ken- dilerinde çocuk tevlidine bir kabiliyet vardır, © zaman hiç çüphesiz erkeğin kadın yanın- da kendini biraz ulçalmış bulacaktır. Çünkü —müşterek | yüzler kanamış, kulaklar pat- | gında Karakş Süleymanın kah- | dikkate ahmacaktır. bir ; sırnaşıklıktan Evvelki gün Galatada yi- ne bir yosma yüzünden kav- | ga çıkmış, kafalar yarılmış, lamıştır. İşte bu Galata de- nilen bu semtin o mahut Şek tali, Kemeraltı ve birahane | namile maruf — sokaklarında | Abhmet namında birile Nec- mi ismiade biri kavga etmiş tir. Bu kavganın sebep ve iç yüzü şudur: Galatada Birahane — soka- vesinde garson Necmi, 20 yap | larında bır gectir. Bir seneden- | beri bu kahvede çalışıp haya- tını kazanmaktadır. Fakat, kazandığı bv para- larıda yal'nız başına yimeyip mühut ve malüm yosmalardan Elent taminde bir kadınada yedirmektedir. Necmi, işte bu Elenisi ile bundan 6 ay evvel sazlı ve sözlü bir eğlenti ile dost tut: muş, o günden bügüne kadar “sen benimsin, ben seninim , misali gibi mışlardır. yaşamağa başla- Malüller | Vilâyete bazı şikâ- yette bulandular Bazı melülgaziler, vilüyete | müracaatla yeni heyeti idare- min Ferhini tstemişlerdi. Vilâ- yet bu talepte bulunanları ça- ğırarak malümat almıştır. Müracaat edenlerin iddia. ları vilâyetçe tetkik edilmek- tedir. Yapılan muamele, haki- tatthabı tanıtmıyacak görülürse, mazarı katen mahiyette Nizamnameye muhalif ufak tefek hatalardan müte- velit ise veddedilecektir. Haritalar Makineler bozuldu geri kaldı Şehir haritası yeni hudut- | lara göre tabedilirken Devlet matbaasının makinesi — kırıl- dığından bir müddet teehhür etmiştir. Haritanın İstanbul — kum ikmal edilecektir . Haritasız yerlerin yeniden haritamı ya- pılacaktir. Bunun Belediyeyi epeyce meşgul edeceği tahmin edik. | mektedir. Mütercimi Ahmet Fürkân aşk Tomanı tan sonra bütün yük kadıma kalmıştır, kadın bütün acı ve astırapla beraber — yavrusunu beğrima basmağı bir sandet bilmiştir. Bunda — haklıdır.. Çünkü çocuğunun eti, kanı ve ruhu, kendi ruhudür! Ve kadın, daba doğrusu herhangi bir kadın bunun için hayatını wermez ve onu deli gibi sevmez! Donjuvan — burada ne ya- gıyordu, — kadınları iğfal ile okşayan, onların ruhundan ve kalbinden bir arı gibi tat ve hayat çalan bu kalp ve iflet » buralarda işi ne idi? | Alinin kahvesine birisi gelmiş sınıflar tesbit edilmiştir. | | Klodun kolunu dürtmüş ve | demiştiki: tahaddüs İşte bu cahil genç, alla- hin günü çalışır, cabalar , eline gçirdiği Üç beş ku- ruşu götürüp Eleni yosmasının avucuna döker, Eleni yosmasi da sahte ve soysuz cilvelerine devaınla: — Ah benim körpe arslan yavrum, ah.., ah.. - Diyerek | karşılar elinde ve avucunda. ki paracıkları alır. Eleninin evi, dostu Necmi- | nin çalıştığı kahvenin karpı- | sındadır. Eleni her zaman için | evinin önüne oturor hem dos- ta Necmi gözler, het de müdavim'erinden birisinin vü- rudunu beklermiş. İşte evvelki akşam gene böyle gözleyip ve beklerken Necminio kahvesi karşısındaki oturarak Eleniyi süzmeğe baş lamıştır. Bu gelen Ahmet iş. minde bir elektrikçidir. Nası'sa oraya düşmüş, yor- gunlüğünü çikarmak için bir kahve içmeğe baş'amıştır. Bu sırada Eleni bunu gör müş, — sırıtıp gemarmağa başla- kında yeni bir tasnif | Sınıflara ayrıldılar! ——— Sinema ve tiyatrolar da, kahveler de beş sınıfa Belediye daimi encümeni ötedenberi Hamam, sinema , Lokanta gibi halkın ihtiyaç- larile en yakın — alâkadar müesseseleri zaptü rapt altına alimak ve her hangi yapılabilecek —ihükâ- rin önüne geçimmek için hepsi- Di ayrı ayrı Sınıflara dakem ve kabil olunlarına fiat koya- bilmek tçtn bir takım tetkikat yapmakta idi: Düa, bu uzun tetkikatın neticelendiği haberini aldık. — | Tetkikatın neticesine göre | olan Sıniflar şu suretle maktadır. 1—İstanbul dahilinde mev: cut 95 hamam d sımfa taksim edilmiştir. 2— Sinema ve tiyatrolar- da bu münasebtele “5, sın- fa, 3— Kahveler keza sınıfa taksim edilmişlerdir. Birinci «ınıf kahvelerde 10 kuruş diğerlerinde sira ile 7,5 *5. ve *3,5, “3. kuruş olarak tesbtt edilmişlerdir. 4 — Lokanta, Birahane, ve gazinolar zabıta taksima! dir. ayrıl- 5. Fransuva bütün bu yatak- Tarı dolduran yüzlerce anaların buzurundan kurtulmak, ken- dini yalnızlıklara terketmek Ltüyordu. Bu sırada gözü du- yardaki saata İlişmişti. Filip bunu — firsat iltihaz ederek — Sante bakıyorsunuz sı- kıldınız galiba. Fransuva tuzağa düştüğü- nü anlamıştı : — Ne diyorsunuz Lehodek, anlamadım. — Duymamazlıktan — geli- yorsunuz, İakat Klod sıkıl- diğinizin farkında, Bu söz üze- rine Fransuva Klodun yüzü- ne bakmıştı. Klod, derin bir ümltsizlik içinde idi. Klod kendi kendine : — Sautlerce — bizimle bu koğuşlarda dolaşan bu adam 'uyorda hislerini aak- Mösyö YA VA? Zabıta muharririmiz yazıyor: | &i bir sopa İle Ahmedin yanı: | | tan aşağı olacaktır. | . SAA | | İnhisar memurlarına- etmiştir banamı, diyerek Ahmette acaba yoksa — başkasınamı etrafıma bakınmıştır. U ara karşıda duran garson | Necmi dostu Eleni Te Ahme- | din bu vaziyetlerini görmüştür. | Herhalde dayanamaz ve tahammül edemez bir — hale | gelmiş olacakki eline geçirdi- na gelmiş, anide — kaldırıp Ahmedin başına vurmuştur. Bu darbenin tedirinden Ah- met, yere düşmüş, ah vah de- meğe başlamıştır. O ara polisler yetişmiş, Ah- medi hastahaneye berayı mu- ayene sevk etmiştir. Ehemmiyetsiz. görülen ya- için yatırılmıyarak mü- davatı evveliyesi yapılmış ve iade edilmiştir. Bu sırada Necmi yine Ah- medin önüne çıkmış ve : — Kolunun kuvveti nasıl. demiştir. Bu sözünden maada da: — Dua ve şüküz etti öldür. medim, diye tehdit etmiştir. A, S. rası taksim edildi O arada — Berberler “5, sınıf Ötellerde “5,, sınıf olmak Üzere sınıflara taksim edik mişlerdir. 6 Lokantalarda “5, sımfa takılm ve tesbit edil. miştir. Birinci sımıf: | Et, sebze, tatlı 90 kuruş | İiaci sınıf 70 Üçüncü anıf — 50 Dördüncü sınıf 35 , Beş'nçi nnf 35 kurape Barem da teşmil edilecek Hükümet, (barem) in inhi- sar icareleri memurlarına da teşmili için meclire bir. kanun Tâyibası teklif etmiştir. Bütçe encümeninde bu hafta içinde müzakeresi mukarrer olan bu lâyiha kesbi kanuniyet edin- ce inhisar memurları da, de- recelere ayrılacaktır. İnhisar memurları için şirmdiki aldık- ları maaşları muhafaza etmek üzere iki senelik bir hakkı müktesen kahnl edi'mektaedi.. T lamağa muvaffak - olamıyor? | Diye düşünüyordu. | Fransuva Klodun me döşün- | düğünü keşfetmişti. Vaziyeti kurtarmak istiyordu: | — Görüyorumki matmazel | Klod işi anladı ve saklamak | istediğim hislerimi keşfetti. | Filip söze karıştı:! | — Doktorluğu sevmiyorsu- | nuz galiba Mösyö Fransuva ? — Evet. Bu “Evet, Klonun sapsarı olmasına yardım etmişti. Filip memnunane diyorki: — Hakikatı daima veve- cim ! Beni gördüklerim bakika- te: ilmen alâkadar etmiş de- gildir. İşin teorisi beni cezbet- miştir. Klot ümitle: — BSöyleyiniz, sizi dinliyo- rum; diyordu. Fransava Klodun — sinirlili- ginden anlıyordu ki eski kre- | kıf bir zatın mütaleasını | hyordu: Yarım milyon liraya Türkiye emniyet Plânları satılıyordu -l Si İiraya karar — verdim. Casuslar vaz'yeti böyle biliyorlar. Ca- suslar reisinden beheri elli | İngiliz liralık olmak üzere iki çek te aldım. — Servet dediğin bu mu? — Ben budala değilim. Bu açıktan yapılacak masari- fat için, ası! plânlar - için henüz bir şey söylemedim. — Neden? — İumadı için ! — Ne vakit söyliyeceksin? — Güya icap eden tetki- katı yaptıktan ve plânların ele geçirilmesi imkânının bu- lunmasından sonra, işin bitme- si için bir milyon Türk lirası isteyeceğim. — Mecnunlll.. — Neden? — Hk'â sebep soruyorsun, bu cinnet değil mi? Bir milyon Türk lirası bu ne demek, onların eline kara- İama vereceksin, bir milyon Türk liramı alacaksın öyle mi? Oaları aldatacak bu - fahiş miktardır yal! —Kim bilir nasıl yetişmiş, ne tecrübelerden sonra mühim bir şebeke riyasetine getirilmiş profesyonel bir casusu böyle selbetmemek Kolaylıkla atlatmak mümkün | mü? Liman hudutları Işin bitmesi bir milyon bakıyor! — Doğru söylüyorsun!. Şüphe yok ki bunları al- datmak en müşkül bir şey olacaktır, fakat olacaktır. Zihainde istediğin kadar dallandır. Her şeye rağmen ben onları aldatacağım, Kşallahl. Ben hem yar dımcı hem duacı.. — Beni dinle, akşama doğ- ru ben Grita demindeki casus kadının evine gideceğim. On- lara hemen Ankaraya gitmek lüzüumunu göstereceğim. Bu- vada vereceğim talimat daire- tinde temas temin edilmek üzere sen! memur edeceğim. — Grita güzel mi? — Senin için daha müs tesnaları da var. — Fakat ben bu işi be. ceremem. Bizim miras yedi (Sa.... ) ya buna memur etsek isabet olur. — Ah azizim bu müh'm bir meseledir. En ufak bir itimatsız'ık — düşüncelerimizi karma karışık etmeğe küfidir. — (Sa....) bilâkiz emniyet telkin edecek vazıyettedir. — O balde sen git (S...) ile bizzat fakat çok mahrem (Devamı var) meselesi Olur mu ğmaz mı? larına kadar liman Dün, İstanbul limanının | Pendik ve Marmara sahilleri- ne kadar temdit edilip — edil- meyeceğini yazmış ve Mavna- cılar şirketinden vaziyete va- ilâ. ve etmiştik. Liman şirketi ise Pendiğe kadar tarifeler tanzim ederek liman hududunu tecavüz etmek- tedir, ve bu da şirketin imti- yazına dahil değildir. Dün, Ticareti bahriye müdk riyeti erkânından salâhiyettar bir zat ise aksi iddiayı serdet- miştir. — “Vokiâ, Liman şirketi Pendiğe kadar tarife yazmış olabilir. Fakat, makliyat hem şirket için, hem de başka fi malar için serbestti diyi temine muvaffak olmuş- tur. Klodun bilmek istediği şeyleri uzun uzün nakle bap | — Fenni mübahisin içine gömülmek, onun — neticelerini almak... Bundan büyük hangi zevk vardır. Klod cevap veriyordu: — Bunda bir zevk bulmr yorsunuz, şimdiden başka bir #sahaya geçmelisiniz. — Bana yol gösteriniz ve bana yardım ediniz o halde.. — Peki, geliniz öyle ise.. Yürümeğe başlamışlardı. Filip kukançlık saikasile | yollarını kesmişti: — Nereyo gidiyorsunuz? — Mösyo Dö Trevi baba- mın keşfine muvaffak - olduğu serumu tatbik ettikten sonra indel afiyet eden hastanın ya- aına götürüyorum. — Sonra? — Sonra, görecek, anlıya- 1uıqıt ıdecıkhıj pro- i GÜ | aittir ve şirket | Şirketin ı'İıtiyac;a göref ğelediye hudut- ? genişleyebilir. mi Esasen Liman şirketinia imtiyazı — İstanbul — limanına Belediye hu- dutları içinde tahmil, tahliye yapabilir. İstanbul limanını iç, dış ve Galata İimanı na> mile Üüçe ayırma demek, dış llmanının şirketin imtiyaz mıntakaları haricinde kalması demek değildir. Bu mülâhaza hatalıdır! , Şimdi, iki noktai nazara göre, İstanbullimanının hudut- ları, Liman şirketi imtiyazı için, münazlunfih bir mesele halini alıyar. Demektir ! Sonra Liman şirketinin imtiyaz Belediye hu- dutlarına kadar temsil edilebi. Ürmi, edilemezi mi? Bu da ca- ir Ambuvaz günün en bü- yük Alimidir., Fen, bir çok muztariplerin ağrılarını, acı- larmı dindirecek — küdret kuveti iktisabetmiştir. Fillip, bu mücadeleden ken- dini nasıl Kkurtaracağını, M. Fransuva Dö Trev in yanım- da kendiısinin kuvvetsizliğ'ni bir daba anlamıştı.. Ve,.. Bu iki gence biri samimi, diğeri Fasit iki gence yol vermişti. ve Klod ve Fransuva bir. Ob- servasyon odasıma girmiş'erdi. | köşede karyolasında bir hasta vardıki, içeci girenleri görme- mişti. Hasta kadın, yastıklara yaslanmış biç kımıldanmadan derin derin mektup okuyordu. Yüzünde sevirç ve gözlerinde parlayan bir neş'e ve sandet vardı. Fransuva bu kodımna bakı- yor ve o büyük vartaları na- sıl atlatımış olduğuna şaşıyor. du. Klod, bu kadını bu gün (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: