21 Aralık 1949 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

21 Aralık 1949 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 4 Paris muhal Fransada ve bütçe Kabinenin bütün ümidi Siyasi meseleler ve muhabir mektupları imiz Yusuf İ. Mutlu bildiriyor iç siyaset meselesi idavlt'nun Sosyalistlerle Radi- kaller arasındaki görüş farkından faydalanarak müna- kaşalardan suhuletle sıyrılabilmesindedi! Paris, 19 (Hususi muhabirimiz Yu- | huf 1. Mutlu'dan) — Bugün Pransız | arlâmentosunda başlayan bütçe mü- çereleri, Bidault kabinesini müşkül İaziete “sokacak - gürülü' ve 'münar Kkaşalara yol açmıştır. Bir haftadan fazla zamandanberi Maliye Komls unda yapılan münakaşalar esnasın- İda, esasen hükümet büyük güçlükler- İle kargılaşmış / bulunuyordu. - Fakat Bidault, kendisini boğmağa - hazırla- an kemendi büyük bir ustalk ve e- inerfi ile bertaraf etmesini bilmiş, “âcil İve mübrem vaziyet icabı,, komlsyon- an çabuk tasdik kararı çıkartmıştır. | Böylece komisyon, 23 milyar açığı bu- dunan muvazenesiz bütçeyi ister iste- /“mez tasvip etmek mecburiyetinde kal- mıştır. Üstelik bu bütçeyi parlâmen- to önüne, grev yapmış olan raportör Barang& değli, bizzat maliye komls- gyonu başkanı götürmektedir. Bu suretle hükümet, — bütçeyi ko- yonda takılıp kalmaktan kurtar İmakla, zorluğun bir kızmını yenmiştir. İimdi onu parlâmentodan geçirmek meselesi kalmıştır. ki, bu münasebet- le Bidault Meclisten itimat reyi iste- eğe mecbur olacaktır. —- Bugünkü meselelerin en- güç tarafı sudür: Radikal'ler bütçede esasli ta- Sarruf yapılmasında 1srar ederlerken, Sosyalatler, milli endüstriye ve Bo al işlere ayrılmış hükümet tahalsı fının azaltılmasına razı olmamakta- dırlar. O halde, Bidault için, kabine- inin dayandığı ekseriyeti teşkil eden bu iki parti arasındaki tamamen bir- birine zd iki temayülü telif, etmek zarüreti vardır. Son dakikada bir uz- daşmaya varılması ihtimal dahilinde- dir. Şimdiden gerek Bidault, gerekse Maliye Nazırı Petsche, Sosyalistlerin Atirazına Uğramıyacak — şekilde — olup Radikaller tarafından teklif edilen ba- Zi tasarrufları yapmağa razı olmuş- tur, Bu yapıldıktan sonra — Meclisteki hava hafifçe yatışmıştır. Yalnızca sağcılar, Bidault kabine- ı sistemli husumetlerine de- Parlâmento - Başkanı Herrlot ve eski Başbakan Çüeüllle t rafından verilen itidal tavsiyeleri üze- Tine, Radikallerin — muhâlefetinde bir tereddüt eziliyor. Hükümete / taraftar olan çevreler, bütçenin hakikt — müvazenesini tehli- keye düşürmeden Bidault' nun bütün bu münakaşalardan sühületle sıyrıla- bileceğini ümit ediyorlar. Sovyet Rusya ve Peyklerinde_ ilim bile tethiş altında İNYFUGOSLAV Dişişleri Bakanı Dr. Edvard Kardeli, 18 aralıkta, Lubliyana İlim Akademisine fah-) (Fi Aza seçildi. Bu münasebetle konusan Kardelj, Sövyetlerdeki ” ilmi zihniyete * temas ederek gu sözleri sarfetti: “Rusyada ilim, devletin siyasi gaye- derine esir edilmiştir. Bunun neticesi olarak da Sovyet ilim seviyesinde hatı- Fi sayılır bir düşüklük müşahede edil. mektedir. Politbüronun emirleriyle h: zeket eden Sövyet ilim adamları zaman: Ja reaksiyoner bir zihniyete — saplan. mışlar ve diğer memleketlerdeki ilmi terakkileri küçümsemeye / başlamışlar-| dır. İlmin gelişmesi için onu devletin koyduğu tahditlerden - ve tehditlerden kurtarmak icap eder. İlmin serbestçe terakki edebilmesini sağlamalıyız. Ak- #i takdirde Sovyetlerdeki durüm bizde de aynen meydana gelebilir., Tanınmış bir. komünlet tarafından garfedilen 'bu sözler Sovyet siyaset a: Gamları, arasında hoşnutsuzluk yarat- mıştır. Çünkü Rusyada ve peyk mem. deketlerde mevcut kanaate göre, her sahada olduğu gibi ilimde de Sovyet Rusya dünyanın en mümtaz mevklinl işcal etmektedir. Siyasetin ilme karışması mevruunda, Bövyet Yazarları Birliği Başkanı Fa deyef'in Pekin Üniversitesinde verdiki Mutku ele alalım: “Sovyet kültürünün '€n bariz hususiyetlerinden biri de si- 'yasl karakteridir. Bundan gunu kasde- Giyorum: Sovyet âlimi, sâyini sosyalisı Gevlete arzeder ve aklında dalma kib lelerin komünizm çerçevesi dahilindeki tekâmülü vardır. Hakikaten, bundan üç #ene önce, Bovyet ilim 've sanat mensupları ar Sında “burluva,, lik — temayüllerinden bahsedilmiş ve Komünist Partisi Mer- 'kez Komitesi bazı kararlar neşrederek /Tuhtelif nesriyat, film ve edebi eserler Ti takbih etmişti. Bu şekilde “azarla inanlar,, arasında müziryen Saştakoviç 'e Politbüre azası Vornezenski de bu İlunuyordu. Komünistler, Sehuman'ı, burluva fi- Kirleri aksettirdizi bahanesiyle takbih ediyorlar, fakat Müssorgeki'yi Rus ol Guku için methediyorlardı. Hattâ Ka pitallst bir karakter taşıdıkı İdölasiy- de boks sporunu dahi menediyorlardı Sovyet ilmi hakkında Stalin'in ne düsündükünü araştıracak olursak, "Le- Hinizm meseleleri, adlı kitabında Sta. Jin, göyle bir lisan kullanmaktadır: " Zain ilim olmasna sebep fetisleri tanı: maması, eskimiş fikirlere “el kaldır. Biektan cekinmemesi. ve teerüve ratik'in sesine kulak vermesidir., Bu arada Birleşmiş Milletler nezdin- Hde Sövyet deleğesi Andrey Vişineki'nin İbu mevzudakt sözleri Sovyetlerin ilmi layışları bakımından oldukça vazıh- ır: “Biz Sovyetler atom enerjisini dağ- Jarı kaldırmak ve nehirlerin - yatağını irmek için kullanacağız., Komünistlerin ilmi anlayışına en gü- ' misallerden bir tanesi de, Rumen Tofesörlerinden M. Blattın Göz Ta> abeti mecmuasındaki etüdünün v irdığı. tepkilerdir. Rumen Halk Cumhüriyeti Akademi- (ei bu etüdü ele alarak mecmuanın ida- ——— YAlmanyanın — Dekartilizasyonu B M D n Haa nellere Balleri B a Ü Z GeT nti KDN eee Güni D A a deri arladın Kat aü B Ainanı a Saneleriin Hramız Çaz a aa şia hunlaran. D DdD gl ni ada D gae ee G çe git Knder ÜRN MA a pi de ite Stahlwerkelyi temall etmediği- e ea recilerini yu gekilde itham etmiştir: 1 -— Göz Tababeti mecmunsında fran- İsızca ve İngilizce makalelere rastlan. Maktadır. Bu ise Rumen ve Rus — l sanlarına bir hakaret teşkil eder, 2 — Bu mecmüa İşbirlikçileri, te- 'denni etmekte olan Garp ilmine lüzü. mundan fazla — hayranlık / gösteriyor, fakat dünyanın on ileri ilmine sahip Rusyaya — Tüzümü kadar / ehemmiyet vermiyor. 3 — Bir makalede, İaviçreli Profe- #ör Franceschetti'nin bir etüdü meşre. dildiği vakit aynı mevzuda Rus âlimi Filatof'un araştırmalarından hiç bahse- dilmiyor. Diğer bir makalede de Fi tofu Franceschetti ile mukayese mek küstahlığı gösteriliyor. 4 — Mecmun, Sovyet enetitülerinden 'pek az bahsetmektedir. Buna mukabil 'aynı dergide kapitalist Amerikan te- #ekküllerine sık sık yer ayrılmaktadır. Böylece tibbi kısım, Rumen Akade İmisinden kozmopolit meyiller tasıyan bu mecmun ve müdürü M. Blatt hak- kında gereken kararın alınmasını iste miştir. Neticede de M Blatt vazife: İsinden azledilmiş ve şimdi de hakkın. da verilecek hükmü beklemeye mecbur tutulmuştur. Bir taraftan da, Sövyet ilminin pro Paganda - taarruzü — başlamış — bulun: maktadır. “Dergiler, radyolar, — resmi mehafil, hep Garplilardan önce Rus- ların yapmaya muvaffak oldukları ke giflerden bahsediyorlar. İvan Polzunot buhar makinesini James Watt'dan ön. 'ce keşfetmin; Ladigin ilk elektrik lâm- 'basını, Edison'dan evvel, 1878 de mey. dana getirmişmiz. Üç Ukranyalı doktor daha 1886 senesinde penlelilime'i - bul- muşlarmış diye dimi tarihi dahi tah- rife Başlamışlardır. et Ali Demir Yeni doğan İtalyan Sosyalist Partisinin istikbali karanlık Roma (Hususl mühabirimiz. M.Z.B. bildiriyor) — İtalyan — sosyalistleri nin, Floranaada toplanan — (Birleşm köngresi) beklenilen - neticeyi — verdi. “Partito Sozlalista. Unitarlo,, (Sosya- ilet Birlik Partisi) adını taşıyan Ü. çüncü — bir sosyalist partisi - teşekklii etti. Partinin adı, hakikati değil, an- cak gayeyi belirtmektedir. Floransa: 'da toplananlar, ne kominformaya bağı Janmış olan Nenni Partisi, ne de At. Jantik Paktına, Marahall plânına ve De Gasperi Hükümeti ile İşbirliğine taraftar olan Saragat grupuna men: İsup olmayan ve bunlarla çalışmak is. İtemeyen bütün ufak sosyalist hizipler dir. Bu sosyalistler muharrir İgnaziyo ilone, Piyemonte senatörü Romita ve #ol cenahini teşkil ettikleri — Saragat Partisinden son zamanlarda ayrılmış olan genç Matteotti ile Göndolfo'nun taraftarlarıdır. Radikal ve Anarho Sosyalist münevverlerden — mürekkep bu grup, partilerinin De Gasperi Hü: kümeti ile işbirliğine karşı gösterdik. leri mükavemet yüzünden, — Saragatı, İmuvakkaten, hükümetten — ayrılmaya zorlamışlardı. Şu var ki bu grup, Sa- ragat Partisini, - parti llderine karşı hareket edecek olan, birleşme konigre: sine İştirak hususunda İkna edemedi. Partide ayrılmalar oldu ve sol cenah, kendi başına Fioransaya gitti. Komlnizme ve hiristiyan demokrat- Jara karşı iki cepheli bir mücadeleye İgirişmiş olan yeni partinin iş görme kabiliyetini ve etrafına fazla taraftar toplama küdretini, / İstikbal - göstere- cektir. Romita, Silone ve Gondolfo, parlamentoda #ahip oldukları 18 me- busluk grupun, Nenni ve Saragat par. tilerinden ayrılarak — mebuklarla kuv. vetlenebileceğini umuyorlar. — Floran: ada varılan karar, bilnazariye — bir. kiymet ifade edebilir; toplantılara iş: tirak eden İngiliz İşçi Partisi mü- messili, verdiği nutukta, İtalyada ko- münistlerle hiristiyan demokratlar a- Tasında kalan ve İngiliz İşçi Partisi- 'ne benzer büyük bir hareketin yara: tilabileceği Ümidini izhar etmiştir. Şimdiye kadar etraflarına — mühim küvvetler toplamaya — muvaffak ol mayan aynı Romitalar, Siloneler. aön. ba birdenbire büyük Bir hareket ya: ratabilecek şahsiyetler haline mi gel: diler? Hakikatte, manzara — büsbütün başkadır. Renlist düşünenler, hüküme- te İştirak süretiyle çok daha müspet İneticeler elde edebilmiş olan Saragatı tutmaktadır. Bu neticeleri, yalnız mu- halefet yapmak süretiyle elde etmeye imkân olmadı. Şimdi mesele, yeni sosyalist parti- sinin teşekteilü ve Saragat Partisinin zayıflaması — hususlarının, — hükümet konlisyonuna — tesiri - derecesindedir. Sosyalist saflarında hâdis olan yeni İvaziyet, lberaller ve cumhüriyetçiler gibi hükümete dahil diğer iki küçük partinin vaziyetini pek de kuvvetler: lirmemiştir. Aynı zamanda Hiristiyan Demokrat Partisinde de, tek partiye dayanan bir hükümetin teşkiline doğ- ru küvvetli bir cereyan vardır. Şüphe yok ki De Gasperi, böyle, bir inkişafı önlemek için elinden geleni yapacak- tır. Daha geçenlerde, başvekil, koali 'yon politikasının devamına taraftar olduğunu açıkça beyan etmiştir. Her- halde hükümetin gelecek sene ne $e Kü alacağı meselesini, ocak ayında toplanacak olan Saragat Partisi kon: gresi halledecektir, YENİ İSTANBUL Dil Kurultayı münasebetiyle Türkçenin lerinden medeni münasebetler so 'nunda alınan Ve halkın diline ka dar inmiş bulunan sözlere doku nulmamak, yani tasfiyeciliğe sap Mmamak şartiyle halk dilimizin im kânlarından faydalanılarak türk genin “ifade gücünü - geliştirmek. Bu yapıcılık İlim kurullarının ii olmaktan çok daha fazla, © gili kullananların işidir. Netekim böyle hareket edilmekle edebiyat dilimiz artık türkçecilik için kazanılmıştır. İlim tübirlerinde ( netici de sön zamanlara kadar arapca ü retmelerden faydal sonra mekteplerden faracanın. kaldırılmı miz bu tâbirlerin bir kısmını an. layamadıkları gibi, yenllerini koy. mak için, arapçadan faye Yu pek tabil olarak, hiç bece mediler. Neticede her biri öğren mize dından, tam bir kargılık içersinde kaldık. Bu karışıklığı önlemek ga mek oluyor Betlerimizi 1 Bu medeniyeti kök Terinden değil de, gimdi. temsil den milletlerden almamız, 2) köklerine gitmeye Tüzum duyma mamiz sebebiyle, yunanca ve 1â tinceyi bilmamemiz. 3) Batı klâsik dilleri ile geçmiste medeni müna etlerimizin bulunmaması ve 4 Batı klâsik dillerinin ve umumiyet illerinin yapıca — türkçeye benzerliği bulunmayan baska — bir ll ailesinden olmaları sebepleriyle İlim istilahlarımızda - yünanca ve rından - faydalanmak bÜSÜ geçmisteki — arapca ve Yaydalanmaları Jabarısız neticeler 'olmakla beraber, ktir Böyle Türk Dr. Mecdut Mansuroğlu Dil Kurumu diğimiz İi tirmek süretiyle, dönmek yolunda başarı elde et mekten uzak kaldık. Buna sebep DİL Kurumunun, İlmi çalışmaları ile mühitte türkçecilik suur ve | nancinı yayarak tatbikini moslek birakacağı yerde, ima hevesine kapıla: lden Ve süratle çöz. mek emeliyle.1) — Türkçeye, tarih; devirlerle givesine artık. yabancı- İavmıs sör ve gekiller getirme Sekillerin fonkalon " ve verimi derecelerini dikkate ve gekilleri türkçe olarak — kabul ötmesi ve 4) Türkçeye hayal mah- Sulü #öz ve gekiller getirmesidir. Fransızca ve ingilizce gibi dillerde ilim” tabirlerinde arehalama - bur Tunduğu inkâr edilemez. Ancak Bunlar o dillere yapıca yakın yunanca ve lâtinceden, kültür t masları sonunda, tarih boyunca a. Tnagelmislerdir. Buna karsı dille. tirilmesi daha yeni olan ve gartları ” türkçemize benzeyan tbirli | meseleleri î y yoktur. Yeni koyulduğumuz. bir ve tarihi aldatırcasına, « kusturmaya ne lüzum var? Başarısızlıkların / gerek yürt |- derin. tepki. l6 halkın. di ir, ana baba ço yamadıklarından kâyetçidir. türkçe ile yani mede niyetimizin karısık stılahları kar Alanamayacadı İnanciyle sekiye bağlı kalmış olanlar pada yetişmiş hanca, ve' İâtir Müdafaa etmekte ve halk kendile rine hak vermektetlir. Di kelerde kendimizi dlik ae Fini. farklılaştırmak Ve mahalli kul Janışları yazı diline sokmak suretiy. le hudutları içindeki Türkleri mâ- 'en ayırmak yolunu tutan Sovyet Rusya, gerçekte aralarında ehem: miyetsiz farklar bulunan Türk - vi Doğrü yolü bulmak İçin bu İf 'at belki de tarih göziyle nermal bir terahürdür. Ancak artık hakl: ati görmek zamanı gelmi gerektir. Tuttuğumuz. yolda' bi Tısızlık halinde dilimizin. geçmis- a Ve farıca tahakkümü yerine, bu sefer de İngilizce-fran: uzcacalmanca boyunduruğuna gi eğini ve okuyanların yurtta git tikçe daha yaygınn olması yüzün. den halk dilimiz daha az tutunma imkânı bulacağından, geçmişteki 'zengin kültür malzememizle bağı: mizin kesilmiz olacağını — acr düşünelim. Hakikatte ise, türkçe çok k sları bulunan bir dildir. Şimdiye kadar uğradığı bü tün ihmallere rağmen, hâlâ büyük bir canlılıkla yaşamakta devam e- debilmesi ve İslâmdan önceki me. deniyotte ilim ve felsere mefhum Jarını kendi. vasıtalariyle - bildire- ilmesi bunun en bariz del Türk Dil Kurumunun ker famamen ilmi çalışmaya vererek, milletin ondan çoktan beri bekle diğl aydınlatıcı hizmeti artık üs tüne alması zamanı gelmistir. Al. tinci Dil Kurultayından bu yolda İsabetli kararlar beklerken, TTürk dili için yetişmiş olan Milit Eği tim Bakanımızdan, basın ve Mec: lis kürsüsünde söylediklerinden de ümitlenerek, —milletimiz - geleceği isin “kurtarıcı hareketler bekle mekte haklıdır. Paris notları Ölçü farkları İZİM memleketten buralara g len insanı en çok şaşırtan taraf ölçülerin birdenbire değişmesi: dir, İnsan, kışı yuvasında geçirdikten onra, baharla beraber yerüstü dün- yaşına çıkan bir karınca gibi şaşırı 'Yor. Yollar, evler, Abideler ne kadar büyük! Her gey ne kadar uzak! Her 'an kaybolmak, o hengâmede eriyip Bitmek tehlikesi hep mevcut, bazan da içinizde — panik uyandırıyor. Burada insan maddi mânovi bütün imkân - ve kuvvetlerini son haddine çıkarmak Mecburiyetinde. Tabanlara kuvvet yü- rümek! Mefer yürümenin ne olduğu. Dü bilmiyormusuz bizler. - Bir metro İağzından otelinize, Etolle'den Champa: |d Elyates'nin bir. mağazasına kadar gitmek, bir eldiven almak için Galerles La Fayette'in bir kapısından girip, bir kapısından çıkmak bizim a: tanbulda — bir haftada - yürüdüğümüz yolü haydi haydi aşar. Ölçü dekiştirmek çok tehlikeli bir iş! Kimi buralarda — benliğini — kaybeder, kendini bir daha toplayamaz, — kimi kendi. ölçülerine göre bir hayat par- çası bulur, onun dişina Çıkamaz — ve Paris içinde suni bir İstanbul hayatı yaşamaya koyulur. Çüartler Latin'de 'öyle pansiyonlar, oteller var ki, küme küme Türk talebesi ile dolu, “Neden, karışmıyorlar memleketin ” hayatına, Insanlarına deyip de kabahati bizim. kilerde, yahut da Fransızların misa- firseverlik noksanlarında bulmak ko: lay bir mantıktır. Fakat bu canavar sehir tarafından yutulmamak için bir- birine sokulan gençlerimizi — anlamı mak da elden gelmiyor. Biz Konya- dan, Kayseriden gelen çocukları, ufak bir imtihanla kitapta öğrendikleri bil- gileri yoklayarak, koca Parise atıyo- Yüz, ve dürt beş sene yalnız bocala- dıklarını, bazan da serserilik ettikle- ini görerek kızıyoruz. memleket pa- ralarının heba olduğuna acıyoruz. Fa- kat ölçü değişikliğine dayanıp daş namıyacaklarını yoklamak için, — bu çocukları bir ruh ve karakter imtiha- nından geçirmek aklımıza bile gelmi- yor. Maarif Müfettişliği ise yalnız al- dıkları parayı, adrenlerinin değişip de- işmediğini, imtihan verip vermedik- lerini murakabe etmekle kalıyor. — İş bu kadarla biter mi? Aldığımız neti: celer meydanda: Kaç talebemiz mem. lekete müfld olabilecek olgun bir in- san olarak dönüyor? Kimi bir züppe- lik, kimi bir ecnebi kadın, kimi mem- leket gerçeklerine bir daha uymasına ven kulaklarımı galarda kimbilir. aç Kere yomuzdan dinlemişsinizdir. 1040 bol kader mahinesi de o kadlr horuma izider, Alse Karanlık - gözlerimi Yorar, Ka vepadli sinirlendirir. “Fakat bel bağlamayınız, bütün 'nüner, verici İstaayonda. Haklısınız. Ben de' bunumn farkandaşım. “Siz her halde Anara Radyosunu — kaslediyormanuz. ” Tet farkındayım, “Radyo' tekniğinden Ti anlamam, ama, öyle derleri uzun dal e8 daha - çok durülürmüş. Doğrusu da bu olacak galiba, Denizler durulmas dalçalanmadan. “Bu şarlıyı " dzlsak vab inin için de böyle bir ikmel olmasaydı Bu şar kayı ayda bir kere dinlerdiniz elbette. Dalcanın kendine göre bir. huyu var. dr. Şahlanır, köpürür - ve kendinden keçer. Hele Önlek uzun oluraa.» Ka ler, göREÜN Tnsanlarıdır. - vesvelam. Orta'dan saşma, ” derler. — Fakat a man bizi o kadar. baştan Gikarmıştır de orta'ya.. Mutlaka kocaman bir şey tiyoruz. Bina yaptırırak oluraa sel ray olsün, diyoruz. Köprüye inuyas. aZ varsa, “altından - tranaatlantikle geçemezse, içimiz bir türlü Tahat et Mifor. Ne derseniz deyiniz. ben An 'kara Radyonu'nun tevazıunu - begeni İyorum. İsteseyal, — bütün - yayınlarını dev boyu bir dalga Uzunluğu ile ya- Pamaz miydı sanki? Biz de o zaman Böyle bir 'dalganın. urulmanını “bek. ler, bekler, beklerdiniz. Ve 0 zaman: Sen de Leylâdan ma öğrendin cefakör olmayız sarkamının münasını daha iyi anlardı. Ankara Redyomu, ille beni Ginleye- ceksiniz, Iddlnsında değildir. Orta'dan koğlanıyormanız, Totanbulu " dinleyebi. Üirniniz. Fakat Ankaranın hafta sene seçkin ve kalburierü programını Kaçı: Tirsanız karışmam. Dalga isterse bu Tanık olmın, isterse dürü 'ben bu prog ramın sunuluş şekline bayılırım. Çifiçi ğlu olduğum İçin, kaltr aözünü pi tnce kulaklarım sivrilir. Birçok dinlarımız, buğday savrulurken kalbır. Tun üstünde neler kaldığını bilememler Khi Bileelerdi kalburüstü - sözünü dülerine alırlar mıydı? Siz bir misati: Misinlz? Süzgeç kalburun gecekon G sayılır halbuki.. Onun için imkân vermiyecek kadar kuvvetli bir kimisi de talisil ettiği mem- başka medeniye ve kültürleri inkâr edercesine dar ve körü körüne bir hayranlık ile vatanı- Üniveraitelerimizde hâla İyirmi sene evvel tahsil ettikleri mem- datissila, leketin görüşlerine, 'na- dönüyor. leketin - damgasını taşıyan miz. vardır; Pransiz edebiyat merikan görüşünü temsi aralarında anlaşamazlar, meleri kökünden sarmıştır, 'nelerini bir daha bulamazlar. Talebelerimizi Avrupaya gönderme- den, onları orada bekliyen hayata ha- zrlamak için bir çare arasak, kârlı çıkarız zannındayım. Avşe NUN Yazan: Pat Frank | Zürri K crcarcar yetsiz GRZ 9 aK YKSA Te UZYT ZN « vi Dünya Damare <a Çeviren: Yaşar Nabi hocaları: biri Alman ilmini, öteki , bir başkası da A ettiği için, Neden der- geniz, çünkü bu İnsanları ölçü değiş- müvaze- ra Radyosunun kalburüstü yayınlarını nasıl inceleyeceğimi bilemiyorum. — İna sanlık hali bu, benim kalburaltı san. dığım şey, radyoya göre kalburüstü. dür. Yurdumuzda çeşit çeşit hayat ve Politika düvaları yüzünden birbiriyle çekişenler az mıdır? Bu yetmiyormuş Bibi, şimdi de kalburun alfi ve üstü için mi çekişeceğiz? — Halep ordayan arşın da' burada., Radyomuza böy, boy kalburlar getirilir. de tecrübeleri" ya- Pilirsa mesele kendiliğinden çözülmüş olur. Ankara — Radyosunun — kalburüstü programı, hafta içinde bize çektirdiği Üzüntüleri, kulak rahatsızlıklarını u- nutturmak için yapılmıştır sanki. Ra yönüzü açtınız mı, hemen farkedersi. nİZ ki, programa giden yollar en yu- muşak ve renkli sözlerle döşenmiştir. Şirin sisli vecdine bürünmüş bir se: irf sizin için hazırlanmış musiki bu ketlerinin müjdesini verir. Dinlemedi. nizse, ben, size söyleyenin Uslübu ile anlatmak isterim: Bu büket, ilk güneşle henüz uyan- miş. çiydemlerden, — alevden — biçilmiş karanfillerden, yapraklarında aşk rü- yasının mahmurluğu henüz uçmamız Küllerden, vuslat hasretiyle sararmış nergislerden, on dört yaşındaki bir kızın gözleri gibi tutuşmuş menekşe- derden, olgun bir kadın teninin koku- çok — Bik sik olür, dedim, hem de en münasebetsiz snat- derde, Marge: — Sus! dedi, s Tüzüm yok. Marla, elini Marge'in kolu üstüne koyarak dedi ki: — Şekerim, benimle biraz odaya gelin, sizinle bir. da- kika yalnız görüşmek istiyorum. Odaya çekildiler. Tommy'ye sordun — Bu komediye ne dersiniz? Bu hâdiseye hem Üzülmüş, hem de memnun olmuştum, günkü bu suretle bir müddetten beri içinde bulunduğumuz Barip vaziyeti anlamalarına fırsat çıkmıştı. “Tommy başını salladı: — Deli / değil, dedi, yalnız bir sinir muvazenesizliğin- 'den mustarip. Bu Araza sebep olan şuur altına tesir eden bir gşeyler olacak. Bunun ne olabileceğini - kestiremiyorum, T Ki — Meğer Ki? dedim. Tommy> birdenbire: — Olacak gey değil bu, dedi. Ayni anda Marla kapı aralığında göründü ve Tommy'- den bir dakika gelmesini rica etti. Çok heyecanlı görünü. yordu. Tommy odaya girerek kapıyı kapadı. Aklıma olmi yacak şeyler gelerek endişelenmeye başladım. Odadan gelen gürültüler işittim. Marge, sanki gülü- 'yordu. Ama belki de inliyordu da bana öyle gelmişti. So Ta Üçü de birbiri arkasından sessizce çıktılar. Doğruca ya. Tıma geldiler, Tommy omuzuma dokunarak dedi. kl: — İkimiz de yanılmıyorsak, Marge hâmlledir. Bir an önce tuttuğum bardağın parçalarına ve yere dö- külmüş sodanın köpüklerine alık alık bakıyordum. 'Tom- may beni tutuyordu. Marge haykırdı: — Stephen, ne oluyorsun Stephen? — Ayakları tutmaya başladı, dedi Tommy, bir lâhza sonra bir gey kalmaz. Bir başka kadeh verin. İçtim, sonra birer birer yüzlerine baktım ve şaka et- mediklerini anladım. Bir müddet “imkânı yok!,, 'dan başka JAf çıkmadı ağzımdan. Sonra oturdüm. ve düşünmeye ko- yuldum. Zihnim çalışmaya başladı. Marge'ın kaç aylık olduğu- nu sordum. Marla: — İkl aylık, dedi, belki biraz fazla., Parmaklarım Üzerinde hesap ettim. 'Tam Washington' Homer'in yanında bulunduğumuz zamana rastlıyordu, Marge dedi. kı: —,Ne düşündüğünü biliyorum, Stephen, ama yan Tommy- — İzah edeyim mi? dedi, Evde olup biten her geyi anlatmana N — Hayır, ben söyliyeceğim. Gerçi buna Jâyık değildir. Homer'den olduğunu sanmasına müsaade etsem yeriydI. — Söyle, dedim, bugünden sonra artık her şeye ina- nabilirim. — Tommy'nin şurubu, dedi. vatfak oldu. Kahkahayı bastım. — İçmedim. ki, o gürübü. dedim. — Nasıl içmedin, dedi Marge. Bütln bir şişeyi içtin. Washington'da hastalandığın günü hatırlıyor — musun? O gün her içtiğin geye o İlâçtan koydum, ertesi sabah da ka. Janı kahvene boşalttım. Tommy: — Aman Yarabbi, dedi” Ona günde yalnız kırk damla verecektiniz. Zehirli bir Haçtır. — Biliyorum, dedi Marge, ama — Washington'da fazla kalmıyacaktım, onun için bütün işeyi içirdim. Kokmuş bir yemek / veya balık yedirdiklerini keşfetmiş gibİ kızmış — Benl öldürebilirdin, dedim. Bundan böyle bütün ye meklerimi kendisine tattıracağım bir kölem olmalı. Marla hayretle yüzüme baktı — Sizi öldürmedi ki, dedi, işte baba- oluyorsunuz. Zihin her geyi bir hamlede almadığı için, olup bitenle- vin ehemmiyet ve şümulünü yavaş yavaş hissetmeye baş: hiyordum. Birdenbire Tommy'nin elini alıp kuvvetle salla — Tehrik ederim, dedim, bu #izin hesabınıza bir. muvaffakiyettir. Sözlerimi duymamış da kendi kendine gibİ dedi e: — Acaba bütün gişeyi içtiği için mi, yoksa - alkolle, kahve ile karıştığından mi oldu.. Acaba tabiatin bir kap: Tisi karşısında değli miyiz, bazı hâdiseler vardır. ki, teker- rür etmez. Belki de kendiliğinden olmustur kim bilir.. Has tahanedeki adamlar arasında acaba, Marla — Bütün bunları düşünmek için yarın bol bol vakit bulursunuz, dedi. Şimdilik harikulâde bir şey karşısındayız! Bundan sonrası kendi hayatım olmaktan çıkarak daha ziyade tarihe mal olmuştur. Porge'ye telefon ederek — sansansyonel düğünü söyledim, “Sansasyonel bir haber neşretmenin tam zamanıdır, dedi, çünkü dünya çürümeye başladı, ilk defa olarak mekleğim fena halde canımı sıkiyor.,, Bundan böyle canı sıkılmayacağını söyledim, sansasyoncl — haber — şuydü Ki, ben baba, oluyordum. ve bütün hâdiseyi ona anlattım. J. C. Pogey birinci sınıf bir gazetecidir. Tammy Thomp- son'un aklından geçen bütün ihtimalleri, — bilhassa — bunun Mmünterit, Arızt bir vaka olması ihtimalini düşündü. Dedi ki. Deniz yosunlü şurüp. Mu büyük #öyleniyormuş bir haberim - ol “Acele etmiyelim. Meseleyi basit bir gekilde anlatalım, yal- NiZ bügün karşılaştığımız. şekliyle — hâdiseleri — neşredelim. Tefsirde bulunmiyalım. Ama, tabli J. C. Pogey'in bütün ihtiyatkârlığına rağmen dünya çılgına döndü. mi? Sinirlerinizden yel geçtkten sonra, gergir azar azar verilince, —| | niz: Ve dünya haklı çıktı, çünkü Tommy Thompson, deniz yosunlu küvvet şurubunun, alkolsüz ve kötürümleşmiş erkek tohumuna eski canlılığını iade ettiğini kegfetti. Hükümet derhal bu kuüvvet ilâcinin İnhisarını aldı ve generalliğe yükseltilen Phelp-Smythe Emniyet Servisinin ba- Şıina getirildi. Bu mevki son derece ehemmiyetliydi. çünkü Rusların sırrı çalmaya çalıştıklarına hiç şüphe yoktu - Biz- zat kendileri de bunu kabul ettiler. i Thompson şurubunun bütün dünyadaki, Rolistandaki insanların istifadesine arzedilmesi için plânlar yapılıyor, fakat şimdilik iş bir türlü ilerlemiyor, — yerinde Sayıp dürüyor. Bu da pek tabildir. Çünkü dâvanın bütün milif ve dahili güçlükleri yenildikten sonra — Milletlerarası veçheleriyle meşgul olmak icap edecek. Bu işde Birleşmiş Milletlerin müdahalesi icap ettiği fikrinde olan bir grup te- gekkli etti. Fakat hükümet, bu kadar hayati bir meselenin Birleşmiş Milletlerin omuzuna yüklenemiyeceğini, bu teşek- külün henüz pek genç olduğunu — bildirdi. Birleşmiş Millet- ler Transilvanya — sınırları meselesini halletsin, âlâ. Amma Thompson küvvet gürübünün Sirri öna emanet — edilemez. Thompson küvvet şurubu, herkesin kanantince, dinamit gibi tehlikeli bir şeydir! Kitty Ruppe artık #inema yıldızı. değil. Jaşıp - konferanslar vermekle meşgul,” mükemmel bir meydana gelmesi hususundaki, projelerini izah ediyor Homer Adam, Tarrytown'dan — New-York'a eskisi gihi otorayla gidiş gelişlerine tekrar başladı. Şöhreti birdenbire #öndü, artık o da umutulmuş meşhurlar sırasına, girdi. İkizlerimizin doğuşundan on sekiz ay sanra J. C. Po. gey, bize son ziyaretini yaptı. O gün Türkiye, Rusya bo. Razları ele geçirmeye kalkışacak olursa harp edeceğini bil dirdi;. Atlantik filosu İrlanda açıklarında — manevra yapı- yordu; İngiltere Cebelitarık — tahkimatını kuvvetlendirece #ini bildiriyor, Fransa Şimali Afrikada yeni Üsler. kurdu. #unu haber veriyordu, hâsılı mutad günlerden biriydi. bu. Pogey, bahçede oynayan İkizleri seyrediyordu. Küçük Abel yere oturmuş, kurduğu yapı İle meşgul, sakin — sakin oynuyordu. Küçük Stephen nereden bulmuşsa bulmuş elin- deki bir çeklel #anki onu Öldürmek istiyormuş gibi kaldı. rarak Üstüne yürüyordu, Pogey, gözlerini ayıramıyarak onları seyrediyordu. — Bu maceraya ben de karıştım, dedi. Sonra kalkıp gitti. Onu bir daha hiç görmedik. SON —) Memleketi do- irk hattâ Diş Mo- | | rarsınız. andıran korkunç bir vaveylâ gelir: Sunu hatırlatan şebboylardan, üh - 8. rülmüştür. Siz her makamda, her dümtekte bu kokuların raksını bulabi- lirsiniz. Nasil? Tam radyo dili değil böyle renkli bir dinlersi- Açtırma benim ağzımı. Naümidi aşka doktor var ma tıb- bin çaresi? Terki can etsem de kurtulsamını Dil ateş, dide ateş, Karanfilleri, —menekşeleri, — şebboy- ları, gülleri, nergisleri, çiydemleri a- Radyodan — dünya yıkılışını Aşkım me seni böyle perişan eder 'ev mah? Baydar DERLER Sanat hakkında güzel sözler Sanatın. aessizliğe, — sefalete veya (htirasa ihtiyacı vardır. Tlik meltem rüzgârları — onu mahveder. O, fırtına rüsgür- darı arasında — büyüyen — bir kaya çiçeğidir. Alexandre Dumas Bir sanatkâr - birden - fasla göze sahip olmalıdır. Lamartine hatın Teükemmeliyeti, v0- Jati güzlemektir. Gulntitlan Büyük bir sanatkâr - sanatını esiridir. Bovce BSanat taklit etmez, tefsir eder. Mazzini Her - sanatkâr dlk önce bir müptedidir. Emerson Bn yüksek sanai sanataulık- tır. F. A, Dürivage

Bu sayıdan diğer sayfalar: