12 Ekim 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 6

12 Ekim 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü c ' Sıkıntı veren | yakalar Bikıntil anlarda erkeklerin en ti Pik el hareketleri dettikleri yakalarını Ayakkabicısından dünyanın en mü- him dâvalarını — kafasında devlet adamlarına kadar hiç bir er. kek bu hareketi yapmaktan kendini Alamaz. Burada size bunun bazı mi- aallerini gösteriyoruz: Bunya X irah Kİ 'na | sinde. Barvek Ki? ..,ı...[ı.v..nı.... K bir cendere nd- gevşetmektir. Ce hakkında İzahat Sakantalı bir Emekliye ayrılmış bir siyaset adai Olan Tekes'in . bile hal, atom e- hakkında SAATİNE baktı. Bürodan çıkma vakti yaklaşmıştı. Daktilo ma- kinesinin madeni kısmına baka rak saçlarının halini şöyle bir gözden geçirdikten sonra, önünde Yığılı mektupları can sıkıntısı ile bir tarafa İti Kendi kendine: 'Nasil olsa ” patron Ankarada, o gelinceye kadar Yaparım,, dedi. Hem üzülecek ne vardı, — canım. Zaten patronla arası çok iyi idi Ara mra ona / hediyeler getirir, Mesal Saati dolmazsa göz yumar, bazan da maaşımı birkac liracık arttırırdı. Hep bunlar niçindi, der #iniz? Tabil daktilo Sevim 'hanı- mın kara gözleri için. — Çıtı pıtı, iki dirhem bir. çekirdek, fındık kurdu gibi bir kızdı. Eğer İstan- bula gelmeyip, Konyada ailesinin seçtiği memur bir gençle evlensey: di, ailesine göre “muvafık bir iş” yapmış olacak, kendine göre de sıkıcı bir mükavele — akdetmiş' bulunacaktı. Sevim hanım az buçuk okumuş gayılırdı. Ev sahibi Ermeni m: damdan çat pat fransızca da öğ- Tenmişti. - Sinemalara gide gide nihayet birkaç | kelime ingilizce kavırabiliyordu. “T.. İthalât-Ihra- cat” şirketine bizzat kendi gelip müracaat etmiş ve tahsil seviye- gini, olduğundan yüksek göster- mişti. Konya gibi, kendi tabiriyle 'gerileme devrinde” olan bir şe- hirde - oturamıyacağına aklı ke- since, kapağı İstanbullu teyzesine atmıştı. Eh, geldikten sonra eli boş, cebi boş duramazdı ya, yapı- Jacak en mâkul — şey çalışmaktı. Şimdi bir an içinde eski günleri düşündü ve kendi kendine gülüm- #edi. Çünkü düşünmek, bilhassa geçmisi — düşünmek, her zaman yaptığı bir is değildi. Koca nine ler gibi çürümüş, kokmuş maziy didik didik etmekten hoşlanmaz, daima ilerisi için plânlar kurar- dı. Şimdi en son plânı, patronu karısından ayırtıp onunla evlen” mekti, Tekrar santine baktığı zaman, çıkma zamanının gelip de geçti ini' gördü. Hemen aceleyle mek- tupları çekmeceye tıktı, daktilo- nun kapağını / geçirdi ve soluğu tuvalette aldı. Saçlarını tararken içeri, muhasebede — çalışan sıska Mehpare hanım girdi. Aynada bir onun bir de kendinin aksini gö- Tünce, ister istemez gülümsedi. Mehpare hanım kara Kuru, için. den hayat suyu Ve rengi çekilmiş, yaşı belli olmayan bir kadın müs. veddesi idi. Kendisi ise tablattan ziyade insan. daha doğrusu “gü- zellik enstitüsü” emefi ile tezyin edilmiş bir bebekti. Kimbilir Kon: yada kalsaydı. belki makiyaj ve '#ffet, 'akkında hiçbir sey bğ- renemiyecekti. - Fakat Sevim ha- zim burada “kenarın dilberi” ol Mayı, orada / “hanim, hanımcık bir ev kadını” olmaya tercih et mişti. Birden içinden gelerek Mehpare hanıma güldü. Bu gülüşte haset yoktu, çünkü Sevimin Üstünlügü aşikârdı. Bir lâtuf — kabilinden, 'Nasılsınız?” dedi. — Kadıncağız sanki bu sözü bekliyordu. Fokur fokur kaynayan — bir cezve gibi taştı Ah, Sevim hanım nastl ©- Jlayım? Fenayım, fena. Sihhatim bozuk. Belediye doktoru ciğerim- de lekeler gördü. Halbuki İşler © kadar çok ki.. Yukarıda, baş mu- hasipten bir dayak — yemediğim kalıyor. Hesaplar / hep üstümde. Beyefendi Adada, Modada gezer, hadi bütün işler Mehpareye' yük. lenir. Geçim dünyası, Sevim. ha. Tumcığım, istersen - eyvallah de. yip el etek öpme, Ev sahibi iki buçük odamız İcin — “kira” diye bangır bangır bağırır. Oğlum mel: tebe gidiyor. “Anne, kitap alaca fım, Para ver” diye musallat ©- Tür. Daktilo Sevim hanım Güner İZER Sevim hanım — kadının sözünü — Kocan yok mu? Kadıncağız gene dolup taştı: Ahh, efendim, dert. 15 senelik sevli idik. 5 sene aylak dolaştı; ona ben baktım. - Sonra daktilo hanımla anlaştılar, adam eve gelmez oldu.. Önceleri,” "Gi €tme adam, çocuğun var" dedim. Ne yaptığsa katlandım, oğlum 1 çin ayrılmaya yanaşmadım. Son Fa onların da bir çocuğu olacağı. ni duyünca, bari masum yavruca- #a bir damga vurulmasın diye bo- şanmağa razı oldum. İşte, efen: dim, o gün bugündür didine didi 'ne kadidim çıktı. Şunun şurasın- da vücudumun kaç senelik kuvv ti kaldı ki. Oğlan da yetişkin de. gll ki bana baksın. İşte, Sevim hanımcığım, bu dünyada ya ezer- Sin, ya ezilirsin, bütün dâva bu Para küvvet demek, hanımcığım. Ezerler zayıfı, hem maddeten, hem mânen. Kadincafız. bütün hayatını bir kaç dakika içinde anlatmış, şim: di de içinin zehrini ufak felsefi cümleler içine akıtmağa başla- mıştı. Sevimin de birden içi ka> rardı. Kendi plânları ile kadının hayatını mukayese edince, içinde belki de “kalb” denllen yerin cız- Jadığını hissetti. Onu daha fazla dinlerse, rimelli gözlerinin yaşa- Tacağını anladığı için çabucak bir 'Allah yardımcın olsun, Mehpare hanım” deyip, oradan çikiverdi. Dişarı çıkti ama, — içindekileri dışarı atamadı. İstemiye istemiye Zat fikirler kafasına üşüşüyor, o- rasını burasını bir burgü gibi de- liyordu. Şimdiye kadar hissetme- diği veya şuur altına attığı düy- gülar, tazyik tıpası kalkınca ar- taya çıkmışlar, her biri Sevimin kafa ve kalbinde toplanarak onu İtham, hattâ mahküm etmeğe baş- İSTANBUL B 1 NCE MA Karakter artisti Eldward G. Robinson Müşfik baba,, rolüne avdet etti “Kızım Joy" filmi Nemirowsky 'nin David Golder isimli eserinden adapte edilmiştir DWARD, G. safsız, katı Robinson, — dalma in- yürekli, gangater rolle- rinde son derece - muvaffak Yüksek bir karakter artisti olduğu. hu her firsatta İspat etmiştir. Bir müddet evvel Holiywood'da tamam- lamış olduğu 'The House of Strangers (Yabancıların Evi) filminde, üç. ha. yırmız evlâdin; Amerikaya hicret et miş İtalyan babaları rolünü oynamış 've rölde temail ettiği İtalyan babayı fevkalâde bir. şekilde canlandırmış: fır. Konuşmasındaki şivesi bile, tah: Ailsiz bir — İtalyanın konüşabileceği bir şekilde uydurulmuştu. Edward G. Robinson, Yabancıların Evi'nden sonra, son yaptığı filmlerin arasında en müvaffaklarından — bi: Fi addolunan My Daüghter. Joy Kızım Joy) filminde de gene baba rolündedir. Kızim. Joy filminin — senaryosunu Robert Thoeren ile — Willlam Rose dekorlar da Andre Andre Jew tarafından hazırlanmıştır. Filmin Mmüsikisi R. Gallolis Montbun tarafın: dan bestelenmiş ve Dr. Hubert Clif ford idaresindeki Londra Film Sen: fonl Örkestrası tarafından çalınmış. Kizım Joy, romancı İrene Nem: Tewsky'nin — “David Gölder” — isimil romanından adapte edilmiştir. — Ed- ward G. Robinson'a yardımcı roller. de Pegey Cummina ile Richar Greene oynamakta, — filmin rejisörü Gregory Ratoff, aynı zamanda Mai cos rolünü de canlandırmaktadır. Mevmmu: George Constantin. (Bd- ward G. Robinson) Yunanistandaki iptidal ve düşük bir hayattan kaçmış, sonradan ticaretle başka memleket lerde zengin olmuş, insafsız bir. iş adamıydı. Pek az döstü vardı. Ati- nada ayakkabı boyacılığı yaptığı . ralarda, arkadaş oldukları ve berab: rinde her götürmüş olduğu Marcos Ratoff), Constan tin'in dert ortağı, en samimi arka daşı ydı. Constantin, hayatta kuvvet ve söz Bahibiydi ve onun hırsı daha ziyade genişlemek, ismini her tarafta du. yurmak, parasını kat kat arttırmak ta. Onün yalmız bir zaafı vardı: Kızı Joy... Constantin için Joy, — hayatın ta kendisiydi. Bu gebepten genç kız da çok şimartılmıştı. Joy, fevkalâde sihirli bir güzelliğe Sahip olduğundan ve babası da çok zengin bulunduğundan arkasında ge- zen adamlar, onunla evlenmek iste yenler pek fazla idi. Joy'un annesi, kocasının mütemadiyen kızını şimart. masını her istediğini yapma: sını döğrü. bulmüyordu. Genç kız, birçok defalar nişanlan- di ve ayrıldı. Onda nişanlanmak ve ayrılmak bir âdet —haline gelmişti Fakat her nasılsa bir gün Joy, Larry Boyd isminde bir genç - gazeteci H karşılaştı. Joy gene alay olsun diye, Larry (Richard Greene) İle nişan: dandı. George Constantin birkaç arkada- #i ile beraber “X Hareketi” ismini verdikleri gizli bir. plân hakkında müzakerelerde bulunuyordu. — Larry W Kichard Green Boyd, bu plân hakkında — bir şeyler düymüş ve muhakkak sürette X Ha- reketinin mahiyetini — öğrenmek Ve bu plân hakkında gazetesinde bah: setmek hevesine kapılmıştır. Joy ile nişanlanmasındaki sebeplerden. birisi de budür. Larry, genç kızın nişanlı. # olmak sifatiyle serbest serbest gi- rebildiği Constanti'in evinde X Hare- ketinin gizli tutulan bütün sırlarını öğrenir Ve bunun hakkında gazete de bir yazı yazar. Sonra da Joy'u yü. Züstü bırakır. Constantin, X Hareketi plânının son raddelerine gelmiştir. — Kızının Larry'ye çılgınca bir şekilde Aşık ol. Masından ve genç erkeğin peşinden gittiğinden bihaber, George Constan- tin, X Hareketi için kendisine lazım gelen maddelerin bulunmakta. oldu. Kaward 6. Kü bir. memleketin sultanı İle ko- Nuşmağa gider. Seyahatinden 'eder etmez, X Hareketi pifininin hakkuk edebilmesi için sultanın o& Ju İle, kendi kizi Joy'un evlenme rine karar verdiğini söyler. — Joy'un annesi, kizının — Larry'yi sevdiğini bilmektedir. ve aynı zamanda koc1 sının da hareketlerinden, onun delir mek Üzere olduğunu anlamaktan ge ri kalmamıştır. Bu sıralarda, Joy. sevgilisini bul- müş ve onü çok sevdiğini anlamış- tır. Beraberce Joy'un babasına evlen meğe karar - verdiklerini bildirmek için giderler. Fakat artık çok geç tir. Constantin tamamiyle aklını ka: betmiş olduğundan ne kızı de Larry'yı tanır. MA K. lamışlardı. Elbette Sevim de Ki çükken allesi ve öğretmenlerinden ahlâk dersi almıştı.. Ona da ha- yatta doğru olması, hemcinslerine yardım etmesi, namuslu yaşama: sı hakkında öğüler — verilmişti Fakat ekseriya evdeki pazar çar- fıya uymuyordu. Mektepteki toz. Pembe hayat görüşü hakiki haya. Tan kirli, çirkef dolü çukurlu yo: luna düşünce, pek çabuk renk de- #iştiriyordu. Bir. dönemece durdu: “İşte.” dedi, hemeci dönersem “bir daha geri İle mücadele etmemeli, eakiyi hiç düşünmemeliyim. Benim için ya Saz ilerisi var. Varsın Mehpare ha- ham Eibi insanlar olsun. Onlardan Bana 'ne. Ben yükselmek istiyo: Tüm. “Zafer biraz da hasar İster” diye mırıldandı. Fakat kafasında Ki şeytancıklar onu Yahat birak. Mayor, İğne gibi. fikirler batını yorlardı: "Öh, ne Alâ, Sevim ha. Sam, Yalnız bir menfast kutusu 9. Jarak yaşa bakalım, Kurgun, aa dece para ve yükeeime hırar'nı? Sende, insanlara bahsedilen mer. hamet, fazilet, dürüstüük. mert Tlk, kasaca "insanlık” merde? Sevim sıkıntı e başnı salladı ve akşam Tüzgüri basıkdakt şap- kayı geriye attı. Hemen beşinden Koşarak. birkaç adım. ötedeki d Feğin dibinden buruşmuş gapkayı geldiği zamazı 'Eğer bu dö: aldı. Başına giyerken bir an dur. dü.. Geri dönmüştü!.. Yani artı eski faziletli Sevim mi olacaktı!, Konyaya dönüp, kuzu kuzu allesi Hayır. k kadar ileri git- mişti. Tevfik Fikretin şürini ken. dine göre tefsir ederek, “Önümde zelzeleler, arkamda zelzeleler iler. lemeliyim, başka çare yok” dedi ve ağır ağır evinin merdivenlerini çıkmağa. başladı. ile mi yaşıyacaktı!. Geri dönemiyec 16 Ekim pazartesi akşamı saat 21 de SARAY SİNEMASI 1050 - 1951 musiki müsamereleri mevsimini İSRAİL PİYANİSTİ PNINA SALZMAN'ın Biletler SARAY'ın MEŞHUR Piyano Konseri ile açıyor. Bişezimde satılmaktadır husual Ameri 1876 yılında — Alexander Graham Beli, Boston Şehrinde bir eletrik tel yardımiyle ilk anlaşılır sözü bir oda- dan diğerine nakletmişti. Bundan iki yıl kadar sonra Amerikada Conneeti- cut eyaletinin New Haven Şehrinde 21 telefonluk bir santral ticari mak- satla kurulmuştu. Beli'in Jlk iptidal Aletinden bugt- 'ne kadar telle söz nakledici sistem ler büvük hir hizla ilerledi, genişledi ve birbirlerine bağlandı. Hâlen dün: ' yada mevcut 55 milyon telefondan 40 Milyonu Amerika Birleşik Devletle- rindedir. Yelniz New-York Şehrinde 2 mil- yon ahize vardır, bu miktar İngiltere hariç dünyanın herhangi bir memle- ketindeki telefon sayısından fazla. dır. Chlcago'da, İaviçreden iki, — Los Angeles'te Güney Afrika Birliğinde- kinden üç misli telefon işlemektedir. Amerikada günde ostalama olarak 110 milyon (yani senede 50 milyar) kadar konuşma yapılmaktadır. New. York'ta günde 35.000 kişi hava rapo. runu, 65.000 kişi de doğru saati tele fonlarını açarak öğrenirler; yeni nu. mara almak için her ay 10.000 den fazla müracaat vâki olmaktadır. Yarısından fazalsı otomatik olan 40 milyonluk telefon şebekesinin beş. te dördü Beli sistemi denilen müles. gese, geri kalanı ise müstakil küçük girketler tarafından İdare edilmek: tedir. Şunü da hatırlatmalıyız ki, Amerl. kadaki bütün telefon şirketleri Avru: pada hükümet tarafından işletilen te. lefon şebekelerinin aksine olarak hu: gusl teşekküller tarafından işletilir ve idare edilir, pek tabil her şirket bulunduğu eyaletin ve federai hü- kümetin tesbit etmiş olduğu kanun- Jar çerçevesi dahilinde faaliyet gös- termektedir. Beli Telefon Sisteminin bonoları takriben 735.000 kişinin e- lindedir. Bono sahiplerinin 70.000 1n- den fazlası Beli müeasesesi memur. larıdır Yıllık ortalama geliri 600 milyon olara baliğ olan Beli sisteminin ma- kada telefon İlk olduğu ve kullandığı malzemenin bir kınmına bir göz atalım Telefon tellerini taşıyan 15 milyon direği yanyana dikmek kabil olsaydı Amerikayı bir boydan bir boya kate- den 4800 kilometre uzunluğunda ve 10 metre yüksekliğinde bir tahta per de yapılabilirdi. Bütün sistemde kul lanılan 140 milyon kilometrelik dünyadan aya 170 defa gidip geline: bilir. Hatlarda kullanılan kurşun ha Jitası bir milyon tondan fazladır. Bu kurgun 50 şer tonluk 20000 vagona yüklenebilseydi. 240 kilemetrelik bir katar:olurdu. Amerikadaki telefon endüstrisinin vüsati hakkında bir fikir daha ver- mek için Beli sisteminin telefon reh- berlerine bakalım, Değişen adres ve numaraları, yeni aboneleri mümkün olduğu kadar çabuk halka bildirmek Üzere yerine göre yılda bir veya iki defa yeni telefon rehberi / çıkarılır Hüsüst ve lanılmak telif telet umümt telefonlarda kul- 'üzere her sene 2100 müh. ' rehberinden 28 mülyon nüsha basılır ve dağıtılır. Bu lügat Bibi kalın kitapların basılması için her sene 34.000 ton kâğıt - kullamıl. maktadır. Abone telefonlardan başka' Ameri. kanın telefon şebekesinde umumt te lefonlar büyük bir yer işgal etmek. tedir. Otellerde, demiryolu ve otobls. istasyonlarında, bava meydanlarında, Razalarda, lokanlatarda ve her türlü resmf Ve yarı resmt müessese: lerde para kütülü telefonlar - halkın emrine Amadedir Telefon Konuşmaları — Amerikada gilgide ucuzlamaktadır. Pasifik sa. hilinden Atlantik sahiline — (meselâ San Prancisco'dan New-York'a) bir 40 milyon telefon — Senede 50 milyar konuşma, 28 milyon rehber — Gülümsiyen sesli kızlar — Radyotelefon Amsden servisi — Bell lâboratuvarları Yazan: İsmail İŞMEN Yüksek mühendis kohuşma 250 dolardır. Şehir dahili ilA 10 sent ve banliyö 15 ilA 25 sent arasında değişmektedir Telefoncu O kızlara — “Gülümsiye Sesli” kızlar adı verilmektedir. Bun: Jar, izahat, şikâyet, şehirler ve mil letlerarası muhaverelerinde — velhasıl her türlü servislerde dalma nazik bir sekle, anlayışlı ve eksiksiz bir şekil de konuşmaların beklemeden ve bek letmede nyapılmasını temin - ederler Diğer taraftan sistemin ses vasfı ve kapasitesi telefon nerede otursa ol- Sun, iki istasyon arasındaki - uzaklık dır. Beli. — Di gistemi onun adını taşımaktadız leldi Alexander G 12 Ekim 1980 "“ıulı-x ven” bhbir dil ılııı; acı Dizteiz Kaçağı: mirsayedi r tinden ardakalmış ser- ıT sahib ikması, Aacıklı haline ahit olanları ferahlandırıyor. Türk- hattâ Amili olan © meyi dan öğrenilir lehçe seviyesine düşür. kaldırmak oldu. Bu soğuk şakanın ne türlü neticeler / verdiğini - biliyo rüz: Meraını anlamak ve söylemek: iksek tahsil kapısına yedi yaşında. dir ki bugün, doğrü cümle kuramı: sinı bilmiyen eve dolayısiyle fikrini hattâ muharrirler türemiş bulunuyor. istersek genç müharrirlerin türkçe yanlışlarina bir bakmak kâfi gelir İş onunla da kalmıyor: Dil fakirliğ mi, yüksek ve mücerret düşünceleri ifadeden menederek onları en baya- #i, en yavan mevzuları. ele alıp iki Üç yüz kelimelik mahalle - veyahut köy lehçesiyle işlemeye mahküm edi- yor. Bâkinin, Şeyh Galibin ve Namık Kemalin çocukları Türk edebiyatını, yazmasını bilmemek yüzünden eski halk şairlerinin dahi — pek haklı 0- Jlarak — Beğenmiyeceği bir sevi; ye düşürüyorlar: Kimin aklına gelir- dit Çünkü iyi düşünmeyi ve düşündt. kümüzü ifade etmeyi ancak dilimizi bilmekle başarabiliriz. Bir dil, uluor” ta kullanılır nesne değildir. Sahibi nin hünerini — kıymetlendiren akıllı acemisine şahlanır. Yani onun vası: tasiyle aldatmak olamaz. Lisan, her kelimesi gı avcısına türlü kedir. urlu bir fert gibi yaşayıp tuzaklar kuran bir Ül- İlimdir de. me, her hangi bir şe yade riyazi bir formülün unsurudur. Şu basit hakikat anlaşılıncaya ka dar bütün bir nesil feda edildikten Hendese Bir keli- olmaktan zi sonradır. ki türkçenin cemiyetli bir disan olduğu hatırlardı. Şimdi mek- teplerimize — dil bilgisi adına tümen NYo Bir Loger. timen kitap akın e ad Nuri DARAGO rastlamak zevkini de duydum. Bun- lar içinde bilhassa alâkamı alan ve çifte bir eser var ki, kıymeti üzerin: de duürmamak imkânsızdır.” Bunlar, edebiyat öğretiminde Un almış Ba: ha Dürder ve Haydar Ediskun'un Dil Bilgisi ve Edebiyat Örnekleri diye lise talebesi için tertip eyledikleri kitaplardır. Meslekdaşım — B. Cevdet Perin'in hahsettiği bir eseri tekrar ele l /Tsam onun kiymeti Üzerinde — ne kadar durulsa yeridir kanaatine var- dikımdandır. Türkçemize — itibarını indeye çalışanlar arasında bu ayarda irfan ve himmet erbabı bulundukça uğranılan zararların tamiri hayli ko- Jaylaşacaktır. B. Haydar Ediskun ve B. Baha Dürder, tertip ettikleri her iki kitar bi muasır öğretim üsüllerini pek de- rin bir dil ve edebiyat bilgini ile bes- liyerek vücuda getirmiş ve onlar da, öğrenciye kaldeleri andece ezberlet. mekten ziyade karşılaştıı unsurlar /e misallerden çıkarma yolunu gös- termektedirler ki bu, her halde, genç dimağları işletmek bakımından en tesirli çaredir. Bizim öğretim tarzın. da öteden beri ihmal edilen bir ci- het, çocukları” kafalarını - işletmeya sevketmekti. Onlara her şeyi bazmı kalıp belletmek yüzünden kendilikler rinden düşünmeye alıştıramadık. Ha> Jâ tefekkür sahasında geri bir top- h arzeylemekteyizi Mmücerret fikirlere nüfuz etmekte, mefhumları kavramakta Küçlük çekiyoruz. — Halbuki - onlara varabilmenin ilk şartı. kelimelerin mazmun ve şümülünü — dimağımıza sindirmektir. Garip gelecek a ma, mücerret mefhuma ve onun di. line fi sıfat, zamir, zarf gibi gri mer unsürlarının “kelâm,, daki vazi. felerini bilmekle — nüfuz edildiği bir hakikattir. İşte bütün bunları gözö. nünde tuttukları içindir. ki, B.B. Düre der ve Ediskun'un eserleri öğretim tarihimizde bir merhale teşkil eytie yecektir. Dil öğretim ve bilgisi bakımından mühtaç - bulunduğumuz. daha hayli var. Türkçemizin pek esaslı tet- kik ve himmete - değer zenginlikleri, güzellikleri mevcuttur. Fakat boca- Jamaktan kurtulup iyice oturmalı kf sabit ve kararlı bir mevzu haline ge- P etimoloji ve semantik gibi daha ileri araştırmalara saha teşkil ede- bilsin Sayın B. Baha; ve Haydarın amette bir çığır irdedir. 'bir. radyotelefonla şoför merkez İstasyo- 2 milyar dolarlık yeni bir program cibince Amerikadaki telefon siste- minde yapılacak yenilikler ve tekâ müller plânlaştırılmış ve bunun tat bikina — geçilmiştir. -Bu programın muhtelif noktaları arasında, otoma: tik sistemin bütln telefon gebekesi 'ne teşmil edilmesi, köy ve çiftlikler. ki telefonların arttırılması, — nakil vasıtalarında İki yollu - radyotelefon servisinin kurulması, Atlantik- sahl: linden Pasifik'e kadar kıtayı boydan boya kateden bir koaksiyal kablo şe- besinin yerleştirilmesi sayılabilir. Ko- sayesinde yüzlerce te- radyo ve televizyon lefon konuşması, programlarını aynı zamanda naklet mek imkân dahilindedir. İki yollu radyo telefon uzun — za: mandan beri polis, itfaiye, uçaklar demiryolları tarafından kullanılmak ta İdi. Federal Muhabere Komisyo 'nunun müsaadesiyle bu iki yollu rad- ve mü: yötelefon, husust otom kamyonlara yerleştirilmeye kemmel bir sürette kullanılmaya baş. danmıştır. telefon endüstrisinin bahşettiği de tele- tayp sistemidir. Teletayp otomatik e- Amerikada n bir nevi daktilo maklı P Könderilen mesajları d yazmaktadır. doğruya kağıda Burada bir de Amaden adı verilen telefon cevap verme servisinden bah- sedelim, Telefonla devamlı sürette ir- tibatı olan doktor, İş adamları vesal 'e kimseler evlerinde, bürolarında bu. unmadıkları veya 'a zaman bunu önceden İdareye bildi yöniyle irtibat temin ediyor Cihazları Amsden bağlanır, telefon çaldığı zaman me- mur arayana gereken izahatı verir, gün, saat ve arayan kimsenin birak- tığı mesajı kaydedir ve aboneye en uygun zamanda. bildirir. rirler, Telefon — endüstrisinin — tekâmlilü, telefonun kullanışında ilim ve tekni- ğin yeniliklerini tatbik ve bu sahada: Ki her türlü kalitenin yükseltilmesi için Newv Jersey eyaletinin - Mürray Hili mevkündeki Bell Telefon Labo- ratuvlarında araştırmalar yapılmak- adır. Buradaki çalışmaları başlıca & kısma ayırmak mümkündür: a) Umüml araştırma kısmı: Elek- trik, matematik, fizik ve kimya sa- hasında yapılan araştırmaların tele- ton endüstrisine tatbiki, b) Âletlerin tekâmlli kısmı: - Her türlü telefon Alet ve teçhizatının ek- eski yenilerin icat edil siksiz ve hatasız işleyebilmesi, Aletlerin tekâmüi, mesi, €) Ses nakli kısmm: Sesin daha yük- sek, daha anlaşılır, daha tabil gelme- #i için ve sesin uzaklara nakledili ken kalitesinin düşmemesini — temin Maksadiyle incelemelerin yapılması, d) Bağlantı kısmı: Tellerin birbir. leriyle, tellerin telefon ahizeleriyle ve santrallarla uygun şekilde bağlanma, 1 sahasında meşgul olmaktadır. Beli Telefon 6000 Alim, mühendis, Laboratuvarlarınc teknisyen — ve yardımcı personel telefon endüstrisi 'nin medeniyete bahşetmiş olduğu ko- Jaylık ve rahatlık ufkunu genişletmek için devamlı ve sistematik bir suret te çalışmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: