15 Nisan 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

15 Nisan 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| aa — SULTAN KABUSLARI KN ı'uıımmm KedsoL M Volkanlarla kaynaşan bakışların- da dayanılmaz bir kudret vardı Tefrika No. 52 —h Başlarını eğdiler. İnsafsız, za #m dakikalar tıkır tıkır geçi- Şordu. Alt baştan hızla gelip 'yol kenarında duran bir araba- dan iki adam atladığın gördü- ler: Siyah şalvarlı, bez mintan- h iki adam! Dev gibi şeylerdi. Serasker İz zet paşa oğlu Süleyman bey, el- lerini havalandırarak: — «Geldi- ler, geldiler!» diye bağırdı. Mav macıların ikisi de gelmişti. Üs- küdarlı Kız Nuri beyin koluna Gayanarak sert sert çıkışan Sü- leyman beyo bakarak: «Kusura bakmayın beyefendi> dediler: — Bir cahilliktir ettik bu ge- ce! — Aramadık yer bırakmadık! — Cahillik! — Kumar mı? — Öyle oldu beyefendi. — Bize sabah namazındı vel için söz vermiştiniz. ( vi gösterdi) saat iki buçuk! Kalas uzatilı mavnalara sıçra- yıp harekete hazırlanacak yer- de gevşek gevşek esniyorlardı. Babaha kadar uykusuzluktan gözleri giş şiş olmuştu. Öndeki fri yapılısı etrafına bakınarak esnedi: — Tayfalar da yok! — Onlara lüzum var mı? — Leş gibi mavna yardımcı- #ız hareket eder mi hiç? — Buradaki arkadaşlar yar- Gim ederler. Hele siz bir defa Genize açılın. Bön bön bakarak gülmüşler- di. «Tayfalar olmadıktan sonra hareket edemiyeceklerini söyle- diler. İskeledeki kahvede bekli- iyen kör tayfa ile arkadaşımı al- madan bir yere kımıldamıyacak ları anlaşılıyordu. Boş dönmiye hazırlanan ara- Bacıya seslendiler. İnsafsız da- kikalar beş kerte daha ilerle- mişti. Kleanti Skalyeri halinde bir başkalık hissetmiye başladı- # Ali Suavinin yüzüne baktı; bakışlarında cüret ve delilik di- ye vasıflandırılamıyacak - olan bir «dönüklük> vardı. Mavnacı- nn birini yanına alarak araba- 'ya binen Süleyman beyi göz ucu İle takip ettiler. On beş dakika sonra dönen arabadan dört kişi olarak indiklerini görünce, se- vindiler: Nihayet harekete ha- zardılar! Ali Suavi birinci mavnaya u- zatılan kalın kalasın başına g derek kollarını göğsü üzerine gaprazladı: — Salih ağa, arkadaşların ha zar mı? — Hanır. — Kaç yiğitin var? — Yüz kişi! — Durmayın öyle ise... Beşer onar kişilik gruplara ayrılan kalıplı muhacirler, iler- liyerek sıraya dizilmişlerdi. Bir- birine el verip kalas köprücüğü Bgeçerek mavna anbarına dolmu- ya başladılar. Sapsarı kesilen üs tadı âzâm Skalyerinin gök göz- lerinde yahşi parıltılar vardı. İkinci mavnayı doldurmuya ça- lışan köse ihtilâlcinin yanına so kuldı — Doğru Çırağan rihtımına z bindireceksiniz? — Allah öyle istiyor. — Ben şimdi sizden ayrılaca- ğim. — Beni yalnız mı bırakacak- #n? — İngiliz sefarethanesine baş fercümanm yanıma gitmek vu- kuatı oradan takip etmek mec- buriyetinde olduğumu unutma! Yazan: BEHÇET SAFA Bu iki hafta içinde git- Mediği yer kalmamıştı. Hattâ »baş vurmadığı tehlikeli teşeb- büsler bile eksik değildi. İsma- 1 Hakkı adındaki şüpheli şahis- la kavgası kendisine çok ağıra mal olabilir ki dâvaya faydası olabilir Ümidile o çekişmeyi de Göze almıştı. Fakat netice? Hâ- Jâ bütün şüpheler ve ne yazık ki bir çok kuvvetli deliller Ali Şerefin aleyhinde idi ve zavallı Melâhat hâlâ ümitsizlik ve ıztı- Tap içinde kıvranıp duruyordu. Nihat bu can sıkıcı hali içinde göyle bir hava almak, uzun u- 'zun dinlenmek ihtiyacını duyu- 'yofdu, Bu istirahati bir köyde, İstanbula ciyar sayfiye yerle- Tinden birinde aramıya “karar verdi. Birgün göyel tam bir istiraha le ihtiyacı vardı. Şehrin gürül- tülerinden uzak, bir. kenarda hem istirahat edecek, hem de bu bir gün, bin türlü dü- Hünceler altında ezilmiş olan zihnini dinlendirerek - elindeki Gelilleri aklından geçirecek ve Sert sert bakmıştı. Kulağına eğilerek: <Cülüs toplarını attır mıya başladığın anda Londra garayında veliaht prens Edvard biradere (1) gifreli telgrnf çeki- leceğini unutma!> dedi. Gök gözleri, yorganlara sarı- h üç silâh dengini omuzlıyarak kalası aşmıya çalışan üç muha- cire takılmıştı. Burma sarıkla- m, kısa salta ve sımsıki potur- larile, Sultan Azizin meşhur pehlivanlarına — benziyorlardı. Yüzleri pancar gibi idi. Sabah güneşi vuran kalın katmerli en seleri parlıyordu. Süleyman ve Kız Nuri beyler, uzun kalasa a- dim atan parmak boylu köse a- dama sokuldular. Öteki bir aya- ğanr nemli çakıllar üzerinde bı- rakarak «Hakkınızı helâl edi- niz!> diye kocaman şinik başı- mı dikletti — Doğru iskeleye gidiniz. — Beşiktaşa — geçeceksiniz. Bağdatlı Süleyman ve istinaf mahkemesi kâtibi Esat bey ora da sizi bekliyecekler! — Göz, kulak olur ve toplar atılır atılmaz kahvelere seğir- terek: «Ne duruyorsunuz ey üm meti muhammed! İşte sevgili padisahımız Sultan Murat ha- 'nı hâmis hazretleri izzet ve ik- ba lile tekrar cülüs buyurdı Sustu. Volkan lavları kayna- gan bakışlarında — dayanılmaz bir kudret ve kuvvet vardı. Ağ- laşarak kucaklaştılar... Karşı yakada Mecidiye camii duvarları altına sığınarak bekle gen muhacir kalabalığı arasın- dan fırlıyan Filibeli Ahmet pa- ga damadı Hafız Nuri efendi deniz kenarına gelerek elini göz leri üzerine siperlemişti. Kalbi çarptı: Kuzguncuktan ayrılan iki mavna! “Rüzgâr dolu kirli yelkenlerini şişirerek volta vur aya çalışıyorlardı. Ardındaki al kuşaklı muhacir arkadaşına dönerek gülümsedi: — Geliyorlar! — Simdi ne yapacağız? — Az daha bekliyelim. — Yorgan denklerini açalım ve silâhları dağıtalım a1? — Senin kaç adamın var? — Kirk beş? — Molla da yirmi beş kişi ge- tirdi. Beni mde yüz otuz yiği- tim var. (Gözleri parladı) hep- Si tam ikiyüz etmez mi? — Evet. İki mavna arasına düşen Bo- Zaz vapuru düdük çalmıştı. El- lerini bir daha gözlerinin üzer- lerine siperlediler: Akıntı yuka- m> tırmandıktan sonra Çırağan önlerine sarkacağa benziyorlar di. Sert bir esinti - başlamıştı. Gün seli altında pırıldaşan ma- vi çıryıntılar ortasında emekle- tip beşiklenen bir filikanın Çı- Yağan sarayı açığında yatan Mesudiye zırhlısına doğru git- miye çalıştığını gördüler: Orta- köy çarşısından öteberi aldık - tan sonra gemilerine dönen bah Tiye askerleri olacaklardı. Kor- ku ile cesaret arasında sinirleri gerilen Hafız Nüri efendi, tered dütlü gibi idi. Geç kalmışlardı, çok geçl... (Devamı var) (1) Sonra İngiliz kralı yedinci Edvard Masondü ve - bizim Be- ginti Muradı da Masan cemiyetine sokmıya vasıta olmuştur. Telrika No. 42 bir ip ucu düşünecekti. * Nihat böyle bir köye çekilip dinlenirken sorgu hâkimi adli- yen'n geniş odalarından birin- de hep ayni mesele ile meşgul- dü ve mübaşire: — Öteki iki şahidi çağır! Emrini vermişti, 'Temiz pak iki adam sorgu hâ kiminin odasına alın Sorgu hâkiminin niyeti sahne sanatkârında belirdiğini hissettiği sinirli hali yeni ve bek en darbelerle arttırmak, saşkınlığından İstifade ederek Onu tenakuzlara düşürerek söy, letmekti. Onun kendini topla- masına vakit bırakmak İstemi- yordu: ' — BSevim hanım; bu beyleri Size tanıtmıya lüzum yok, Çün kü onları iyice tanırsınız. Biri” dişçiniz, öteki de doktorunuz değil mi? — Evet efendim. — Pekalâ, Şimdi anlamak Ja- tediğim nokta şudur: Hizmetçi- nizi dişçiye göndermişsiniz, Hat tâ küçük bir ameliyat geçirmiş. Bu ameliyat için o kadar acele- Denizcilere ilân fAskeri Posta 14530 Komutaniığından : 224 No, h Admiraltı Marmara denizi haritasında Demir Kha- e (Gun Factory) denilen mevkide, her haftanın sah günleri ze- yalden, gurub vaktine kadar kıyıdan denize doğru (kable cihetine) ordu silâhlarının deneme atışları yapılacaktır. Tehlikeli saha, T — 28 Derece 64,6 Dakika artı. A —40 Dere- 'e 58 Dakika 45 Saniye artı mevkit ile 'T — 28 Derece 84,6 Da- kika artı, A — 40 Derece 43 Dakika 48 Saniye artı mevkileri a- rasındaki hattın genişliğine blrer Mil doğu ve batısındaki ve u- zunluğuna 16 Millik —mintaka içindir. Atışlara 'T — 28 Derece 55 Dakika artı, A — 40 Derece 68 Da- kika 45 Saniye artı mevkiine arsıulusal tehlike (B) işaretinin to- Ka edilmesile başlanacak ve t> işaret atış nihayetine kadar toka bulundurulacaktır, Denemeleri yapılacak silâhların, fazla yan inhirafı ve sekme yapmaları ihtimalinden dolayı, atışların devamı müddetince ve tehlike işaretinin tokası müddetince bilcümle merakibin bu tehli. keli sahadan uzakda bulunmaları ehemmiyetle Mân olunur. — 4076 — ——— Istanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü Satınalma Komisyonundan 12000 takım er çamaşırı dikimi açık eksiltmeye konulmuş. tur. Muhammen bedeli 4800 lira, muvakkat teminatı 860 liradır. Eksiltme 27/4/949 günü saat 14.30 dadır. Şartname — ve nü. mune her gün komisyonumuzda görülebilir. - İsteklilerin Galata Rıhtim Caddesi Çinili Rıhtim Han 2. inci kattaki komlsyonu. muza müracaatları.. (4639) P-— NİL. Mobilya, Mefruşat Mağazası TEEŞ Sayın dost ve müşterilerinin hizmetine - girdiğini bil- dirmekle şeref duyar. Cumhuriyet Caddesi Radyoevi Yanı Altınbakkal Gayri menkul satış ilânı İstanbul Emniyet Sandığından Ayge Hüsnüan Gürhan A, 436 hesap No- sile Sandığımız Ka- diköy Şubesinden aldığı (3500) liraya mukabil Kadıköy - Zühtü Paşa mahallesi Fener, Kalamış caddesinde en eski 18 eski 18 yenb 10 No-lu bahçeli evin tamamı Sandığımıza birinci derecede ipotek etmiş 1da, Dosyada mevcut Tapu kaydı suretinde işbu gayri - menkulün ayni semt mahalle ve sokakta aynı kapı No-lu 269 ada, 57 parsel #ayılı 406,50 metre murabbar mikdarında bahçeli ev olduğu beyan edilmiştir. Dosyada mevcut borç Senedinde işbu gayri menkulün 57 par- gel No - lu çaplı tasarruf ve-">sına göre hududunun 56,58 No-lu parsellerle Fener Kalamış caddesi ile mahdut olduğu yazılıdır. 'Dosyada mevcut Muhammin raporu mucibince işbu gayri menkulün umum mesahası 406,50 metre murabbar olup bunun 92 metre murabbar kisinı Üzerinde Jki katlı ahşap bir ev vardır. Birinci katında dört oda bir sofa, bir mutfak, bir hamam ikina ( €i katında üç, oda, bir helâ bir balkon vardır. Binada / elektrik, fterkos ve hava gazi tesisatı mevcuttur. Vadesinde borcür verilmemesinden dolayı yapılan takip zerine 3202 No -lu kanununun 46 nef maddesinin matufu-40 ci madde- #ine göre satılması İcabeden yukarıda evsafı yazılı gayri menku- dün tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya — konmuştur. Satış Tapu Sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (1725) lira pey akçesi verecektir. Milli " Bankalarımızdaı birinin teminat mektubu da kabul olunur, Birikmiş bütün vergi. derle Belediye ve dellâliye rüsumu borçluya alttir. Arttırma şartnamesi 184.049 tarihinden itibaren tetkik et - mek isteyenlere Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulunduru. Jacaktır. Tapu Sicil kaydı ve sair Jüzumlu izahat da şartnamede 've takib dosyasında vardır, Gününde arttırmaya girenler bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri menkul hakkında her şeyi Üöğrenmiş ad ve telâkki olunur, Birinci arttırma 6.6.049 - tarihine tesadüf eden pazartesi günü Cağaloğlun'da kâin — Sandığımızda Baat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi icabeden gayri men- Kul mükellefiyetile Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şart- tır. Aksi takdirde son arttırmanın taahhüdü baki kalmak şartiyle 21,6.049 tarihine müsadif salı günü aynı mahalde ve aynı saatte '#on arttırma yapılacaktır. Bu arırmada gayri menkul en çok arttıranın Üstüne bırakılacaktır, Hakları tapu sicilleriyle sabit ol- mıyan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususiyle faiz ve masarife dair iddialarım ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbiteleriyle beraber sandığımıza bildir. Meleri Jâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakla- ' Tapu sicilleriyle sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasın- dan hariç kalırlar, Daha fazla mlümat almak istiyenlerin 648/302 dosya Nosile Sandığımız Hukuk İşleri Servisine müracaat etmeleri düzümü ilân olunur, 4969 hatır yaptım, — Ne gibi bir batır? — Bu kadına bir randevu ve- rerek pazartesi gününü — tâyin etmiş değilim. Daha önce, he- men o gün Sevim hanım bana telefon etti. Acele hizmetçisinin genesinde icabeden ameliyata girişmemi rica etti. Kendisine e lüzum var mı idi? Yoksa da- Nİ SABAH | dahilinde tahminen 10 dönüm tar. la, eksiltme ile satın alınacaktır. Kadıköy Vakıflar Müdürlüğü Hânları “Yukarıda yazılı gayri menkuller 31/12/949 sonuna — kadar arttırma ile kiraya verilecektir. Thaleleri 19.4.049 günü saat 15 - dedir. Isteklilerin hüviyet cüzdanlariyle müdürlüğümüze müracaatları, rI_TekeI Genel Müdürlüğü Wânları Benelik kirası Tik teminat| Lira Krg Lira Krg. Kadıköyünde Tuğlacı mahallesinin 45 — 00 » 88 Peneryolu Cami Şerif — arkasında tarla Üzküdar Arakiyeci Hacı Mehmet —— 80 00 1 öeki Harmanlık yeni Arakıyeci #0- kağında 1,3,5,7,0 No, da arsalar Vsküdar Kefçedede Gündoğdu cad B0 08 * 25 desinde 17 No, Ju araa İDaküdarda Hacı Hesna Hatun ma- — 80 00 * g 28 hallesinin — Bultantepe — mevkiinde tarla Kadıköyünde İçerenköyünde 46,56, 10 00 o 76 68, No, Ju arsalar Vsküdarda Pazarbaşı mahallesi « —— 16 00 ı 60 'nin Nuhkuyusu caddesinde 141 No, du arsa ÜUsküdarda Selmanağa mahallesi . 16 00 ç: 20 nin Bülbüldere — caddesinde — 78/1 No, kü arâa Üsküdarda Altunizade mahallesi - B0 00 B 75 nin Koşuyolu caddesinde 28,30,32, 84,38,40, No. lu arsa Anadolukavağında Macar sokağın —— 32 00 o v0 da 83,85 No, arsa Üsküdarda Hacı Hesna Hatun ma- 16 00 ı 18 hallesinin Paşalimanı — caddesinde 6/23 No. lu arsa Üsküdarda Tenbel Haci —Mehmet 20 00 ı B0 mahallesinin Sarmaşık — tokağında 6 No, lu arsa Anadoluhisarı Çavuşbaşı — Çiftll « 20 00 ı BO ği dahilinde 11/4 No, lu bina Anadoluhisarı Çavuşbaşı — Çirtigi —— 60 00 ... açık — 4575 — Levazım Alım Komisyonundan 1 — Idaremiz ihtiyacı için beher topu (600) Varaklı üzere (3000) top büyük ve (3000) top küçük Pelür olmak kâğıdı. açık 2 — Büyük pelür kâğıtlarının muhammen bedeli 6420 lira 've geçlci teminatı 481.5 lira olup küçük pelür kâğıtlarının mu - hammen bedeli 3270 lira ve geçlci teminatı 245.25 Iiradır. 3 — Eksiltme 27.4.949 çarşamba günü saat 10 da Kabataşta 'Tekel Genel Müdürlüğü Levazım Alım Komisyonunda yapılacaktır. 4 — Nümuneler her gün Levazım Şubemizde görülebilir, 5 — İsteklilerin, yukarıda mikdarı yazılı pey akçelerini idare veznesine yatırarak kanuni ikametgâhlarını gösterir - belgelerile belirli gün ve saatte adı geçen komisyona müracaatları ilân olu- nür. — 4810 — * Levazım Alım Komisyonundan 1 — Idaremiz ihtiyacı için 200 adet giyim muşambası açık ekslltme İle satın alınacaktır. 2 — Muhammen bedeli 7000 lira olup geçici teminatı 525 I- radır. 3 — Eksiltme 25,4949 pazartesi günü saat 10 da Kabataşta 'Tekel Genel Müdürlüğü Levazım Alım Komisyonunda yapılacaktır 4 — Numune her gün Levazım Şubemizde görülebilir. 5 — Isteklilerin eksiltmeye girebilmeleri için yukarıda yazılı teminat akçesini veznemice yatırarak kanuni ikametgâhlarını gös. terir belgelerile belirll “gün ve saatte adı geçen komisyona mü- racaatları ilân olunur. — 470 — (USTANBUL BELEDİYESİ ILANLARI | <—aaar eee L Harbiyede 2 Numaralı park dahilinde inşa ettirilen Açıh Hava tiyatrosunun döşeme kaplaması ve sair noksan kalan işlerinin ik- mali açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 8589,96 lira ve ilk teminatı da — 644,25 — liradır, Şartnamesi Divanyolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir. Thale 2/Mayıs/949 pazartesi günü saat 14 de Belediye merkez binasındaki Dalmi Komisyonda yapılacaktır . isteklilerin llk teminat makbuz veya mektubu, 949 yılı Tica- ret Odası vesikası ve şartnamesinde yazılı kayıtlara uyularak ek- Siltmeden Üç gün evveline kadar Belediye Fen İşleri Müdürlü- Bğünden alınmış fenni ehliyet kâğıtlarile birlikte ihale günü saat 14 de Dalmi Komisyonda bulunmaları lâzımdır. —933 — pçrmaman FIRSAT BU FIRSATTIR w z Şehir — haricine İsahiplerine: 200 TONLUK GEMİ YANAŞIR SATILIK UÇ AnSA çıkarılacak veya yeni kurulacak — Fabrika Fabrika mıntakasında her birinin deniz cephesi 20, derinli- Bi 60 metre, Eyüp Bahariye, Silâhtarağa gösesi - Üzerindedi Tel: 83532 — MNMN mal oldu! — Evet, hizmetçiden öğren- diğime göre kendisine narkos yapılmak Jüzümu da hasıl 0l- Muş. Bu iş yalnız olmaz. Bir doktora ihtiyaç vardır. Değil mi? — Tabit efendim. — Hemen doktoru bulabildi- mu idi? — Hayır, olamaz. Sevim, oturduğu mıhlanmış gibi, hareketsiz kal- di. gerçekten böyle tahammül ede- miyeceği ağrılara sebep oluyor — Ne dersiniz Sevim hanım? iskemleye Hâkim bir saniye bekledi ve ha bir müddet bekliyebilir mi idi? Ne dersiniz doktor bey? — Çenesinde küçük bir ame- liyata lüzum görülmüş, doğru- dur. Bununla beraber bu ame- Miyatı daha bir kaç gün, hattâ bir kaç hafta geri bırakmak ka bildi. — Diğer bir noktaya gelelim. O da dişçi arkadaşınızı ilgilen: rir. Siz müşterisi çoktan tanın- zaış bir dişçisiniz. Müşterilerini- ze bir kaç gün önceden randevu vermez misiniz? Her gelen müş teriyi hemen kabul eder misi- niz? — Doğrusu — yabancılara ve iyeni gelecek olanlara bir kaç gün sonrası için gün tayin edi- yorum, — Peki, gimdi lütfen hafıza- mıza baş vurarak söyleyiniz: So vim hanımın hizmetçisi sizden ne zaman randevu istedi ve siz ona eylülün ilk pazartesi günü- nü nasıl tâyin ettiniz? — Bu müşteri işinde biraz © gün aceleye lüzum olmadığı- na, ameliyatın bir başka gün ya pılması doğru olacağını, ondan önce “hazırlanmamız lâzımgeldi- ğini söyledim. Böylece her tür- Ti tehlikeyi de önliyeceğimizi anlattım. — Sevim hanım kize ne ce- vap verdi? — Eğer arzusunu yerine ge- tirmiyecek olursam, yâni hiz- metçiyi o gün ameliyat masası- na yatırmıyacak olursam başka bir dişçiye müracaat edeceğini ve bir daha muayenchaneme a- yak atmıyacağını söyledi , — Bunun Üzerine ne yaptı- nız? — Böyle cömert ve mk mk bana müracaat eden ve bana bir çok müşteriler - bulan bir müşteriyi kaçırmamak İçin pa- zarteti günkü müşterilerimden bazılarını geriye atmak suretile teklifini kabul ettim. Bu da ba- na doğrusu bir çok hastaları- mın dargınlığına ve o hafta iş- lerimin bir hayli karışmasına niz mi? — Hayır; bu iş de pek kolay olmadı. Ameliyatı bir kaç gün sonra yapmıyaralk hemen o gün tatbika kalkmamızın cezasını bu meselede de çektim. Meslek- daşım bir müddet kabul etmek istemedi. Fakat Sevim hanımın ısrarile... Sorgu hâkimi doktora dön- di — Sevim hanımı eskidenberi tanır misiniz? — Evet, bir çok defalar ken- disini muayene etmişimdi: — Sevim hanım, şunu bana i- zah eder misiniz? Önce hizmet- ginizi, sonra dişçinizi ve dokto- runuzu ille pazartesi günü ame- liyata mecbur etmenizin sebebi nedir? Bu kadar telâş ve ace- leye no lüzuüm vardı? — Kadıncağız çok — inliyea, hırlıyordu. Ağrısına dayanamı- yordu da, Sorgu hâkim| dişçiye ve dok- tora döndü: — Bu kadının digindeki ârıza Bert, soğuk, emreden bir sesle gunları söyledi: — Cevap veremiyorsunuz kü Çük hanım. Sizin yerinize ben söyliyeyim: Noterin katledildi- ği pazartesi günü... Şunu da i- Jâve edeyim. Bu cinayetin sebe- bini henüz bilmiyoruz. Fakat öğ Öğrenmek için bütün alınmıştır. - Neyse, o yapa — yalnız tertibat gün köşkünüzde kalmak azminde idiniz. Bu ka- rarınıza engel olan bir tek ga- hıs vardı. O da hizmetçiniz. Bu hizmetçiyi uzaklaştırmak lâzım dı. No yapıp yapıp uzaklaştır- mak, Belki ona izin vermek, İs- tanbula göndermek için bir çok bahaneler icat ettiniz.. Amma kadın gitmek istemedi. O zaman dişinin vahim halinden, tehlikeli Akıbetlerinden bahsederek dişçi ife aranızdaki münasebetten İs- tifade ettiniz. Kadının çenesin- deki Arızada hiç bir aceleye ih- tiyaç olmadığı halde... Onu pa- Yazatı -Baki bir pehliyan Muhaciri ağır bir tokmakla tokmaklar gibi döğmeğe koyuldu — Sen bilirsin! Haydi Kadri pehlivan! İki pehlivan yağlarını tazele- miye koyuldular. Dalyan Kadri gimdi yanındaki pehlivana baş- ka türlü bakıyordu. Dayanama- di: — İyi güreştin! dedi. Kim se- nin ustan? — Bir çok ustalar gördüm. — İstanbuldakiler seni tanı- mıiyorlar. —Tanımazlar. Orada az bu- lundum. Cazgır iki pehlivanı - halka takdim ederken bu sefer Bekir pehlivanın acar bir pehlivan ol- duğunu ve Dalyan Kadrinin çok dikkat etmesi gerektiğini söyle- di. Fakat hakikati söylemek lâ- zımgelirse cazgır da işin içinde çıvgar olduğunu ve bu muhaci- rin on on beş dakikalık bir oy- naş güreşinden sonra Kadriye pes edeceğini zannediyordu. Güreş ağır ağır başladı. İkisi de acele etmiyor, birbirlerinin kuvvetli ve zayıf taraflarını yok lamakla meşgul bulunuyorlar- dı. Bir ara Kadri çapraz topla- mak istedi, olmadı. Muhacir de dalmıya kalktı, fakat Dalyan Kadri hemen boyunduruğu vu- rup bunu önledi. Ve bundan sonra Kadri peh- livan, sıkı el ense ve tırpanlara başladı. Muhaciri ağır bir tok- makla tokmaklar gibi dövmiye koyuldu. Halk yine göreşin ciddiyetine inanmıyordu. Sanki sahiden gü- reşiyorlarmış gibi yapmakla Dal yan Kadri her halde seyircilerin gözünü boyamak ve ortada bir çıvgar yokmuş hissini uyandır- mak istiyor diye düşünüyorlar- di Fakat bir taraftan böyle dü- şünürlerken bir taraftan da gü- Teşin gittikçe kızışmakta ve sert leşmekte olduğunu farkediyor- lardı. Bir ara muhacir tekrar dal- mak istedi. Dalyan da derhal boyunduruğu vurdu. Muhacir de bu vaziyet karşısında paça- Jarı birakmak - zorunda kaldı. Fakat Dalyan Kadri bir türlü boyunduruğu çözmiyor ve bü- tün kuvvetile sıkmak Buretile muhacirin nefesini kesmiyö ça- hışıyordu. Bunun mânasını hiç kimse anlamıyordu. Eğer güre- gin bir çıvgar güreşi olmadığını farketseler, şüphesiz kıyameti koparırlar ve Dalyanın bu usul süz hareketini protesto ederler- di. Fakat halk hâlâ bir oynaş güreşi seyrettiğine kani Idi. O- nun için kimse ses çıkarmıyor- du. Dalyan, Muhacirin — kafasını fena yakalamıştı ve insafsızca sıkmakta devam ediyordu. Bu suretle belki on dakika, belki on beş dakika bütün kuvvetile sıkti. Çocuklarını okula mdermiyen veliler takibedilece& Ankara, 14 (Hususi) — Son seneler zarfında okul ve öğret- men miktarının artmış olmasına mukabil, ilkokulların birinci sı- nıfına devam eden — talebelerin sayısı her sene tedricen azalmak tadı., Bunu göz önünde tutan Bakanlık okulu bulunan şehir ve köylerde öğretim çağına gelmiş çocuklarını- okullara göndermi- yen velilerinin takip edilmesini valiliklerden istemiştir. Müstehcen neşriyât hakkında sözlü soru Ankara, 14 (Hususi) — Mar- din Milletvekili Mehmet Kâmil, verdiği bir soru önergesinde son zamanlarda almış yürümüş olan müstehçen neşriyat hakkında ne düşündüğünü Adalet Bakanın- dan sazmustur. Köy enstitülerinin kuruluşu Ankara, 14 (Hususi) — Köy Enstitülerinin kuruluşunun yıl- dönümü 11 Nisanda bütün Köy Enstitülerinde kutlanacaktır. las pandıras İstanbula yolladı- Diz. (Devamı var) mym z z—y l < ihtiyaçlarım en uygun şartlarla yalnız müessesemizden temin edebilirsiniz. İBRAHİM İRGOREN Sultan Hamam Dikranyan Han üst kat No. 20-21 İSAN — 1940 Tefrika No. 52 lâtla kafasını kurtardı. Fakat © kadar halsiz düşmüştü ki a- yakta duramıyordu. Bitkin bir halde biraz dinlenebilmek ve to parlanmak için kendisini yüzü- koyum yere attı. Muhacirin kıpkırmızı kesilen yüzünü ve yuvalarından fırla - mış gözlerini görenler büyük bir hayretle bakıştılar. Dalyan Kadri arkadaşını ne diye bu ka dar ezip hırpalıyordu? Öbürü neden pes edip güreşi bitirmi- yordu? Dalyan Kadri muhaciri bastır dıktan sonra hemen sarmayı vurdu. Sonra da üzerine çulla- narak bu sefer de kemaneye geç ti. Zavallı muhaciri midesinden omuz başlarına kadar kuvvetli kollarile sıvazlayıp durayordu. Böylece Dalyan Kadri işi tamm mânasile sertliğe ve insafsızlı- ğa dökmüş bulunuyordu. Çü kü bu muhaciri başka suretle yenemiyeceğine inanmıştı. Hat- tâ vurmuş olduğu boyunduruk- tan sonra bile nasıl bu kadar dayanabildiğine bir türlü akıl erdiremiyordu. (Devamı var) * ÇAPRAZ İki pehlivan a- yakta güreşir- ken birbirlerini yere düşürmek İçin baş vürduk- ları en müh'm oyunlardan biri çaprazdır. Çap- raz karşısında- kinin göğsüne dolanıp — elleri sırtta kenetlemektir, Bundan son ra iterek geriye doğru sürülür ve bu sırada çengel denilen çel- me de yetiştirilebilirse hasım Bırtüstü yenilmiş olur. Yandakt resimde çapraza nasıl girildiğini görüyorsunuz. Pehlivanlar bazan tek kolla çapraza girerler. Buna da tek çapraz derler. Eğer çap- razda çengel yetiştirilemezce o zaman çapraza düşen kendisini Yüzükoyun yere atarak bundan kurtulabilir. Onun için çaprazda çengel çok mühimdir. KAZ KANADI VE ÇENGEL Ön taraftan kolları hasmın ensesinden — ve koltuk altların- dan geçirip ki- litlemeğe kazka nadı derler. Bu oyunla da has- mi yenmek için çengel mühim bir rol oynar. Yandaki resim- de bu oyunun ne şekilde alındığını görüyorsu- nuz. Büyük Yusuf Avrupa , ve Amerika güreşlerinde kazkana- dı alafranga güreşte de olduğun dan ekseriya bu oyunu almayı Muhacir nihayet bin müşki- tercih ederdi. OKUYUCUŞ Haydarpaşa Bu İşletme makinist ve ateşçilerinin dileği Haydarpaşa makinist ve ae teşçileri namına — aldığımız bir mektupta deniliyor ki: <En ağır işlerde kullanılan bizlerin de diğer Devlet Demir« yolları memurları ve persönelle- ri gibi kanunen senede bir ay ücretli izinleri vardır. Fakat vu anrak nazariyede kalmakta biz- lere senelerdir bu izin verilme- mektedir. Buna mukabil işletme diğer memurlara her sene mun- tazaman resmi izinlerini vermek tedir. Halbuki bu izine en müs- tahak olanlar, en ağır işlerde kullanıldığımız için bizleriz. Ma- demki personel azlığı dolayısile Dize bu izin verilmiyor, o halde kakkımız olan bu izin ayı için de çalıştığımız ücret verilsin. Bu 1 ricamızdan birisinin kabulü derdimizi Ulaştırma Bakan- lığına duyurmanızı rica ederiz.> PARANIZİI Okul Aile Birlikleri Başkanlıklarına 23 Nisan ÇOCUK BAYRAMI için sevindirilecek yavrularınızın elbise N-Z—<>EA—A'ULA N

Bu sayıdan diğer sayfalar: