19 Eylül 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

19 Eylül 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYKA <a Suriye Mektupları Şamda so n hükümet darbesinden sahneler Yazan: M. Raif OGAN Şamın bazı hurusiyetlerini, sırf se- yahut — intibal olmak — üzere, anlatmak — durumunda iken, talihin beni bir ay sonraki hâdisede yine Şamda bulunduracağını hiç tahmin etmemiştim. Tesadüfün cilvesi çok- tur. İçinde bulundum ve — gördüm.. Gördüklerimden bir kısmını, sansür- den kurtarabildiğim kadarını da ka- rilere bildirdim. İstanbula geldiğimde telgraf mektuplarımdan bir kısmının gelme- düğini, gelenlerin de aktualite olmak değerini kaybeyledikten sonra gön - derildiğini anladı Şamı cennet meşâm'daki afaki do- Jaşmalarımı bir tarafa bırakarak ef- kârı umumiyeyi bir müddet merak - landıran ve benim içinde yaşamak te düfüne erdiğim bükümet darbes henüz gazetelere intikal edeme- miş olan açık ve gizli safhalarından bahseylemeği uygun buldum. Vakıa, Suriye gazetelerine ve Su- riyenin bugünkü duramunu kendi ga yelerine daha müsait bulan — Arap memleketlerinden — bamlarının mat - buatına göre ikinci devrim bir da - hili mes'eledir. Dahili mes'ele ola- bilir, ama; dahili mes'elenin icapları viyasi vazıflarda —başka yollara te - veccühü de iktiza ettirince — artık bunları sadece bir iç hâdise olmak üzere telâkki eylemek hayli güçtür. Resmi tebliğler ve beyanlar; görü - nenti kitaba uydurmuş sayılsa — bile, içyüzündeki saik ve sebeplerin göz- den kaçması elbette mümkün ola - maz. Suriye; ismen mevcat, — fakat gerçekten noksan ve zaif ordusunun dakviyesi, askeri kudretinin” tanzim vettensiki hususunda Türkiyeye baş vurmuş ve kardeş memleketin tale- bi memnunlukla karşılanarak öraya 'en değerli generallerimizden biri gön derilmişti. Örgeneral Kâzım Orbaş'ın avdeti #ebebi ne olursa olsun, onun geriye dönmesi artık Suriyenin kendi ordu- sunu tanzim ve ikdarda Türkiyenin yardımından müstağni kalmak cihe- tini ibtiyar eylemiş bulunduğundan başka münâ ifade eyliyemez. Buna ilâveten Türkiyenin Suriyeden satın lere ve mehtaplara insanın rüya (: miş diyeceği geliyor! Ne garip te- zaddırki; Hüsmü Zaim öldürülünce yalnız — dünyasını — değiştirmiyor, ırkını ve neslini de tahvil ediyor da hemen kürt — oluveriyor, — Başvekil Doktor Muhsin Barrazi ise — Kürt Hoybon cemiyetinin reisi ve — Arap devleti zararına bir kürt saltanatı kurmanın müteşebbisi — gösteriliveri- yor, Kürtçe konuşur, — Kürt aşiret reislerile Kürtçe mektaplaşır ve on- ları ayaklanmağa — teşvik eder ve Kürtlerin — bulundakları — bölgelerde Kürt Hsanı ile tedrisat —yapılmasını terviç ve emredermiş deniliyor! Bütün bu rivayetlerin yanında A- rabın meşhür binbir. gece efsancle- ri; gerçeğin ve olmuşun hikk, den ibaret bir ridir! Hayal mi hakikate galebe ediyor, yoksa hakikat mi hayal ve ovham şekline sokularak tahrif ediliyor, öy l bir çapraşık muammâdır ki, için> den çıkılması müşkül ve çıkmağa uğ raşmak ta bize düşmemektedir. Gö- rünen köy kılâvuz istemez, müşahe- de şadur Yeni devirme; Arap camiasına yö- nelmeği evvelkinden büsbütün baş - ka bir mazarla ve daha doğrusu es kiden olduğu gibi Türklerden çekin- gen ve uzak kalmak duramunu ter- cih euretile başka bir yol tutmuş tur, Böyle olmasını da tabif bulmak iktina eyler. Çünkü; Türkiye; me - deni inkılâpların kaynı bir memlekettir. Halbuki ; nin yeni devrimi; mevküni, inkılâpla ra ve yeniliklere aykırı bir vaziyet takınmakla kuvvetlendirmeğe —uğ - raşmaktadır. Hükümet darbesi ta - mamlanınca yerli gazeteler; bu Kur'an bükümlerine ve şer ra uygun göstermek üzer İyetleri büyük manşetlerle sütunları- 'na geçirerek türlü yersin ve yolsuz Suriye- tefsir ve tevillere girişmişlerdir. ler müzeyyef Hüsnü Zaim öl dürülmeseydi, 0; ülemayı — katlede- celii.> demeğe revaç vermişlerdir. Bu kadarla da kalınmadı. — Hüsnü nün idamından evvelki cuma günü Şam camilerinde hatibler <Ailah-a Taalâ Hazreti Muham - med'in — Peygamberlerin — sonuncusu olduğunu bildirmemiş olsaydı, Hüs- nü Zaim; Arap milletlerini yükselt- alacağı buğdaylar üzerinde de — du-İmek ve izlâmı saadet ufuklarına ka- iklama, tadilât ve tevilât başlamış- |vuşturmak üzere ba's olmuş Pey- gamberdir denilebilirdi.> derler - ve iye — gazetelerile gerçeğe tamamile aykırıdır. Suriye- de buğday mahsulü; geçen senele - 're nazaran o derece boldurki, yalnız Cezire bölgesinde 150,000 ton buğ- day yığılmıştır, Müşteri beklemek - tedir. Cezire havalisine — Türklerin duhulü, petrol çıkan veya çıkartıla- 'cak başka bölgelere olduğu gibi, me- medilmiş bulunmasına rağmen bu o- Jay herkesce malümdur. Diğer ta- raflarda dahi mahsulün feyz reye ve nasıl Sile, buzurunu kaybetmiş, endişeye düşmüştür. Bolluğu ve yığınları ben kendi gözlerimle gördükten ve yet - kili zatlardan böyle olduğunu öğ- rendikten sonra artık bunun dışın- daki beyanat ve tevilâta kendi hesa- bıma kulak asacak durumu ibti; «demem. Diğer taraftan Hüsnü Za- im hakkındaki ölüm kararından bab- solunurken bunun kanuni (7) oldur ka. beş iktila — olunmayarak (ver'i) Tiği noktasının bütün resmi tebliklerde ilvesi de dikkati çekici- Suriye ordusu için Avrupadan sa- ni Yahudilere sattığından dolayı ay- Jarla süren mühakemelerden sonra idama — mahküm edilen — kumandan Foat Mardam'ın idam hü temyiz mahkemesinin kanunen nakz eylediğini - yayınlayan — gazetelerin devlet reisinin bir gece içinde dört- ömrü üfiyetine dua ederlerken ida- mını takip eden cuma günü ağrı de- ğistirdiler. Başvekil Hüşim Attasi; bütün ve- killeri ardına takarak ve yanlarına hiç bir Muhafız kuvvet almaya: camün kapısı ve içinde de görünür bir muhafaza tertibatı — aldırmaya- rak Emeviye camünin yolunu tuttu- lar, Cemaat içine karışarak cuma namazı kıldılar. Bir mümin ve mu - vahhid'in cuma farizesini eda eyle- mesi elbette takdire lâyıktır. —An- cak, böyle toplu bir halde gidişin Kösteriş maksadile yapıldığı da açık- tır. O zaman, minberdeki batib on- ları göstererek hamdüsenâya başla- dı, hutbeye şöyle nihayet verildi <Allah-ü-Taalâ'ya hamdüsenâlar ol sunki Suriye halkını ve Arap kav - mini Hüsnü Zaim adlı münkir müzeyyeften kurtardı. Eğer sağ kı #aydı, şeriatin hükümlerini tâtile uğ- radacak ve islâmı zelil edecekti. O- nun öldürülmesile Arap kavmi; mi Hi ananelerinden uzaklaşmaktan — ve teriate uymamazlığa icbar olanmak- tan kurtuldu. Hüsnü; herkese şapka Kiydirecek, — kadınlardan örtünmeyi kaldıracak ve herkesi küfir yapacal tı. Yeni hükümetimizin ve buradal büyüklerimizin şeriate yapışmaları küfür ve dalâletten bizleri kurtardı 've korudu.» Burada hemen söşleyebilirim ki bütün Suriyede ne öyle bizim anla - dığımız münâda umumi bir tesettür ve hicap, ne de dine karşı herkeste fazla bağlanış vardır. Yüzünü ince- İsik peçe ile örtmesine rağmen, buk- leli saçlarını açık bırakan, kısa çar- şafından baldır ve bacaklarının bü- tün hareketleri görülen hanımlar ço- yüz kadar kurşunla dünyadan göçü- | gunluktadır. Dini ananelere karşı da Tülmesini de kanuni ve şer'i bakım-|oldukça, hattâ şimdi bile bizde hoş 'dan aymı şetitte görmelerinin — hik- |görülmeyecek tarzda, müsamahakâr- metini de akıllar kavrayamaz. Kal- dırlar. Sırası gelince bunlar hakkın- diki; bir ay evvel; öz Arap ırkından (da da örnekler vereceğim. Hatible- Fösterilen — merbumun; — idamından İrin bir hafta evvelki ile bir hafta sonra birdenbire (Kürt) Yüğe inti - |sonraki sözleri karşısında, istenilirse kal ettirilerek Araplıktan uzaklaştı- iyeni hükümet darbesi, bir irtica ha- rıldığına bakılınca, onun Cumhurbaş |reketi sayılmayabilir. Ancak — mey- kanı seçildiği gün yapılan geçit re- #imlerine, fener ve meş'ale alayları- na, deve katarı oyunlarına, cünbüş- lere ve Bele yakılan hesapsız fişenk- a lller Ban 2 — Işin keşif bedeli 24,029.— Jiradır, 506, kadar Bankamıza makbuz mukal itibara alınmaz. dan alınabilir. Projeler Bankamı: 7 — Eksiltmeye girebilmek eksiltme gününden en az üç gü gösterir belgeleriyle mürı aat c aa mekte serbesttir (13308) y Şehir Suyu Tesisatı Inşaatı Yaptırılacaktır 1 — Aksaray kasabasının # temsatı inşaat Bu bedele Amyant - Çimento olarak yapılacak isale boru be- delleri dahil olup şebeke boru bedelleri hariçtir, 3 — Font gebeke boruları Bankamızca Karabük veya İstan. buldaki depolarımızda teslim edilecektir. 4 — Thale, 25 Ekim 1949 salı günü anat 15 de ihale komlsyonunca yapılacak İlk inceleme sonucunun İdare Mec- lisince tasdikini müteakip kesinleyecektir 5 — Teklif mektuplarının en geç eksiltme günü saat 12 ye Postada veya sair surette vaki olabilecek gecik €© — Thale evrakı 10.— lra bedel mukabilinde Bankamız - yette olduklarına dair yeterlik belgesi almak şarttır. 8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine ver danda ve açık bir hakikat vardı ki, o da halkın taassup ve ananevi uygularını istismar suretile iktidar mevkinin tahkimine uğraşıldığıdır. SucauKuKaKEY kasından yaptırılacaktır. ,963.59 Jlira ve geçici teminat Bankamız bilinde teslimi şarttır. ler nazarı zda görülebilir. için " Bayındırlık Bakanlığına ün evvel yaztıkları benzeri işleri derek bu İşi yapabilecek — kabili. 4 4 4 4 , 4 4 4 4 4 4 4 / 4 / 4 / / / , / , y 4 4 4 4 4 4 / / : 4 İsaaaanaaaanaaaRAAAAAARALAMARANAA — Hazırlıyan: EMRA ARSLANLI x (ç Kadınları alâkadar | eden büyük keşif —| Şimdiye kadar bir çok okuyucu ların, benden, yüzlerindeki ve vü-| cutlarındaki fazla kıllardan kurtul | manın çarelerini sordular. Ben de kendilerine husust ola . rak bir enstitü tavsiye etmiştim, Aldığım - tegekkür mektuplarından cesaret olarak bugün bu meseleyi ele alıyorum, Sevgili okuyucularım, tâ Havva| Anamızdan beri ekseri - kadınlar 'yüz, kol ve bacaklarında fazla kıl lardan müştekidirler. Bazıları ağ. da ile, bazıları cımbızla, — bazıları da Şiletle bu sevimsiz kılları yok et meğe çalışmaktadırlar, Fakat ma- alesef bu Üç geklin de ayrı ayrı mnahzur ve tehlikeleri vardır. Ağdanın acısına katlanmak hayli müşküldür, Bazen yüz - derilerini soyması ve lekeler bırakması ihti. mali de mevcuttur. Cımbizla alındığı — vakit, cildin mikrop kaptığı ve bu yüzden —. zun müddet işleyen yaralar hasıl ettiği vakidir . Jiletle alındığı zaman (hepimiz biliriz) kılllar fazlalaşır, sertleşir velhasıl pek sevimsiz bir ha alır, Her Üç usul de maalesef cildi tah | rip etmekten, kılları çoğaltmak - 'tan başka bir işe yarâmaz. Bundan | bir müddet önce Ankara radyosu. nun sağlık saatinde ve — Seksoloji mecmuasınm 1949 mayıs nüshasın | da yeni bir kegiften bahsedilmişti Bu keşif EPİLASYON cihazı — ile Aalları bir daha çıkmamak Üzere en sıhhi şekilde yok etmektir. Genç bir kız. talebemiz " Lozan 'Tib Fakültesinde tahsilde iken bu yeni keşif üzerinde Üç senelik bir Çalışma sonunda ihtisas yaptı ve memleketine dönerek (NEKA ENS TİTÜSÜ) namile mükemmel bir enstitü açarak yüzlerce (fazla kıl- dan müşteki kadım) üzerinde tatbi- katta bulundu, Aldığı netice cidden çok parlak ve takdire şayandır, Enstitüyü — tavsiye — ettiğim bir| çok okuyucum bana teşekkür mek tapları yazdılar, Kimi <Yüzümdeki kıllardan dolayı intihar etmek rad delerine gelmiştim, beni tavsiye et tiğiniz enstitü kurtardı>. diyor. Diğeri <Çok utandığım bıyıkda - rımdan kurtulmakla — kaybettiğim neşemi yeniden buldum> diye yazı. yor, Diğerler: de hep bu mealde ens titüye minnet duygularını belirti- yorlar . Benim ise şahsi fikrim, bu usul yalnız kılları yok etmekle kalma. yıp cildede inanılmaz bir taravet vermektedir. Milletler arası Tıcaret odası heyeti Milletlerarası ticaret odaları başkanı ve General Elektrik ( Te meclisi reisi Reep'in başkan- lığındaki üç kişilik heyet, Akde- niz memleketlerini - dolaşmakta- dır. Bayram ertesi İstanbul ve Ankaraya da gelecek olan heyet, 'Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı ile temaslar yapaca / N Ölüm hâlinde beyaname artık mü kellef tarafından değil şüphesi rinleri veya varislerin vekilleri ta fından verilecektir. Bazı hallerde ise (meselâ yalnız bir kaç yaşında bir vâris bırakarak ölenlerde) dört a; lık müddet zarfında — beyannamenin yerilmesi mümkün olamamaktadırki bu da hayat seyrinin bir zarüretin- den tevellüt etmektedir. Yine usul ka mumunda göreceğimiz üzere bu gibi müstesna halleri vazı kanun müsa- maha ile karşılamıştır.. Allo relsi beyanıt Madde 18 — Tam mükellefiyette, alle relsi İle birlikte yaşayan eşle- rin ve velâyet altındaki küçük ço - cukların yillik beyanname — e bil - N İcabeden gelirleri aşağıdak! Böre, alle relsi tarafından tek beyannama İle bildirilir. 1 — Eğlerin ve çocukların hor bi- rinin geliri beyannamede ayrı göste- Filirş 2 — Geliri olan eşler beyanname- İ ayrıca İmzalarlar; 3 — Beyannamede gösterilen bü - tün gelirler — birleştirilmek suretile toplam yapılır ve bu toplam Üzerin. den Vvergi alle relsi namına tarho - lunur. Eşlerin her biri yalnız kendi ge- İlrine Isabet eden Vergi — kısmından sorumludur. — Verginin eşlere isabet eden kısımları, — bunların alle geliri içindeki hissoteri nisbetinde hesapla- AA — YENİ SABAH İ a e d Haa ÖS EALENE GNi Zahmetsiz su böreği | Yü YAPILIŞI: SAA NN l | yin. Çukur bir kabın içinde tereyağı a eritin, (Hafif ateşte yavaş ya- Yaş isınsın erir, sakın yakmayın), İçine sütü ve dört yumurtayı ilâve ederek iyice çalkayın, Bu halitayı tepsinin dibine — serdiğiniz yufka yaprağına hafif hafif dökün. Bun. dan sonra #idinel yufka yaprağını Alın ve buruşuk buruşük- yuparak fepalye yayın, Onü da yümurtah yağtı sütle Jatın. 250 gr, beyaz. peyniri ince ince kıydığınız maydanozla — iyice yuğurun, ikinci kat yufkanın her tarafına gelmek üzere - serpiştirin, yine ıslatın. Bi peynir. tabakası Üstüne kalan yufka — yapraklarını buruşuk burüşak yaparak kat kat serin ve her Katı ıslatn, Yafkalar bitince tepsinin yanın- dan sarkan flk yapraktaki yufka - ları içeri ahn, en Üstüne de tepsk nin gekline göre kesip bir kenara ayırdığınız yulkayı sererek kalan yumurtalı yağlı sütü dökerek fırı- | ha verin, Nar gibi kızarınca çıka rın âfiyetle yiyin İKTİBAS HanKI MAHFUZDUR Aile reisi esası . Aile reisinin beyanı karı koca arasındı —a ». sında aile rolsi eşler Için koca vetâ- yet altındaki küçük çocuklar — için baba, baba ölmüş veya velâyeti nezi “Jedilmişse anadır. Birleştirilmiyecek alte gelirleri: Madde 10 — Afağıda yazılı ka - zanç ve İratlar hakkında 78 ncl mad- de hükmü uygulanmaz : 1 — Karı keca arasında mal ay- 1 usulünün cari bulunması hâ- karının evlenmeden evvel mov Cut veya evillik asnasında miras ve- ya vatiyet yolu İle İktisap — ettiği ları Çevlenmeden evvet ni yardımı İle başkalarından Iktisap edilen mal ve hakların İratları hariç); 2 — Küçük çocukların üçüncü bir şahıstan miras veya vasiyet yolu İle İktisap ettikleri malların İratları 3 — Karı ve çocukların 1.1.047 ta- Tihinden evvel İktisap ettiki darın İratları 4 — Kazanç ve Iratların kaynak- darı ne olursa olsun medeni kanu - 'nun cevaz verdiği hallere münhasır olmak Üzere, ayrı yaşayan karı voya kocanın gelirleri ; Limlted ve komandit şirketlerden alınan kâr hisseleri 1, 2 ve 3 numa- ralı fıkralarda yazılı İratlara dahil değildir. malların . İr: ni Bu madde hükmünün uygulanma- Bu iki madde hükmü birbirinin mü temmimi — olduğundan — müştereken mütalâa ve izahımı faideli buldum. Her iki maddede göze çarpan ilk hakikat, vazıı kanunun sâfi gelir mık tarını yükseltmek dolayısile >yüksek BARADIN « MODA, Nefis bir son ba har kı ati IBi Peynirli halka MALZEME: 90 gr, un 90 gr, rendelenmiş beyaz peynir 45 gr, Tereyağ 1 Yümuzta sa: 1/2 Kahve kaşığı tuz 1/2 Kahve kaşığı karabiber YAPILIŞI: Un iyice elendikten sonra — içine tuz ve karabiber konur, Ayrı bir kapta tereyağ beyazlaşıncaya ka- dar dövülüNkten sonra — una ilâve edilir. İyice çırpılmış yamürta ea rısı da rendelenmiş beyaz peynirle beraber una karışır, Bu halita bir. az su ilâvesile sertçe bir. hamur haline getirilir. İyice — yuğurulur, Yuvarlanır ve ince uzun bir çubuk haline getirilir. Beşer santim “1zun | luğunda parçalara ayrıkp yine ve. şer santim kutrunda hir halka şek- l verilir, Yağlanmış unlanmış bir | tepsiye dizilerek orta hararte bir fırında 40.50 dakika müddetle pem beleşinceye kadar piştetli Bu halkalar hem yapı! a kö. lay hem de oldukça "nawafsızdır. Yazan: Salâhattin Dumlu mal ayrılığı mal birliğine ve aycılığına ait hükümlerine bakış - Muhtasar beyanname —— hareket elmediğidir. 79 ncu madde- min bütün fıkraları bu iddianın gayri kabili cerh delilidir. Bu iki maddenin maksadı ise, mükellefin gelir parça- damaları şeklinde bir muvasaa yolu- nu bularak vergi kaçakçılığı yapma- sını önlemekten ibarettir. 78 nci maddeden anlıyoruzki, gelir vergisi bir aile gelirinde aile reisi ta- rafından toplu beyan yapılmasını ©- sas ittihaz kte fakat 79 ncu maddede sayılı hâlleri de mazarı iti- bara alarak mükellefin hakms ver- gi ödemesine mâni olmaktadır. 78 nci maddenin ilk fıkrasında kul İnmlan cümle parçaları ile kelimele- rin bazları Üzerinde ayrı ayrı dur- mak faydalı olacaktır. (.. Allo reisi İle — birlikte yaşa yan...) ifadesinden ve 79 nou, 4 ncü fıkrasından da anlaşılmaktadırki rı ve kocanın gelirlerinin müşterek bir beyannamede toplanabilmesi için ilk şart karımın kocası ile birlikte yaşamakta olmasıdır. Yukarıya par- ça halinde aldığımız cümlenin deva- mı olan (... Yaşayan eşlerin...) ifa- desindeki «eş> kelimesinin cemi o- Jarak küllanılmış olması zannediyo- ramki medeni kanunun — mer'iyete girmesinden evvel mecelle ve örle dayanarak birden fazla karı — almış olanları kasdetmektedir. Mükellef gelirinden yapılacak —en im İndiriminde çocuk tâbiri - imulü — ile enile reisi beyanı> i çocuk tâbiri birbirinin aymı dir. Birincisinde çocuk tahsilde vergi nisbeti tatbik etmek kastile » 25 yaşın ikmaline kadar çocuk- Nefsinize itimadınız | | var mı ? 1— Güzi kati celbeden giyinmek, nazarı dik. bir kadının yanında men küçümser misi - p a herkesin favori. n bir kiz varsa #izin keyfi. <Ah! niçin bana daha evvel haber vermedin, ben gimdi bu saç- larla nasıl gideyim?» diye leri reddeder misiniz? 4 — İçinizde, diğer kimselerin ar kanızdan #sizi çekiştirdiklerine dair bir kanat var mıdır? 6 — Resminizi çektirmekten nef ret eder misiniz? 6 — Sizi pohpohlıyan bir hâdise. yi anlatırken azıcık tevazü göste- Tir misiniz? davet 7 — Yeni saç tualetleri, — elbise enodelleri hakkında düşünür - fikir yorarmısınız? 8 — Yabancı kemselerle — tanış. maktan hoşlanır mısınız 9 — İyi bilmediğiniz oyunları da mümkün mertebe oynamak hoşunu za gider mi? 10 — Arkadaşlarınızın taze gü - zel Kokuları, tertemiz - eldivenleri ve mendillerinin yarattığı tesirle rin farkına varır mısınız? 11 — Kendi kendinizi bitarafane tenkid edebilir misiniz? | 12 — Birisine iyilik — yaptığınız vakit bunu unutabilir misiniz, yok sa ilk fırsatta ondan bahseder mi. 13 — Sevdiğiniz erkeği lmit et - enedi, bir anda karşınızda gö. rürseniz hakikaten — Gideceğiniz yere ne esvapla | Gideceğ pla | gidileceğini ev — sahibinden — sorn 15 — Bir kaç kişiyi birbirine ta- | nıştırmaktan çekinir misiniz? 16 — Umtmi yerlerde çorap çiz. gilerinizin doğru olup olmadıkla. Tımı muayene eder misiniz? 17 — Hiç içinizde hitabet dersi almak için bir arzu uyandı mı? 18 — Her daim «Ah! başıma ne- ler geldi> diye söze başlar mısı - 19 — Ekseri solgun renkleri ni tercih edersiniz? 20 — Başkalarının kusurlarını yüzlerine vurmakla — iftihar eder Birden —altıya, on beş den yir- Miye kadar olan suallere diye cevap verilmelidir. Yedi'den on dörde kadar olan - ları da EVET diye cevaplandırma. lıdır. Eğer 17 suale hattâ daha fazla #ına müsbet cevap verdiniz ise çok sevilen ve kendinden emin olan bir insansınız. Toplantılarda neşeli, ev de derli toplu, aşk da romantiksk niz, Eğer yarısını doğru — şekilde ce- vaplandırdınızsa iyi giyinmesini ve hareket etmesini bilmenize rağmen bunları yapmakta ihmalkârlık gös teriyorsun'uz demektir. Eğer yarısından azına doğrı ce- vap verdiyseniz kendinize yazık e. diyorsumuz. Günün yarım — saatini | kondi süsünüze hasredin, — saçının başica biçimde yapın, elbisenize da ha itina edin, fazlaca — şişmansa -< niZ biraz perhiz. yapın. — kendiniz | güzelleştiğiniz vakit — göreceksiniz, evzüi harekâtınız da güzelleşecek ve çok daha alımlı bir Insan ola - caksımz. Bütün suallere müsbet cevap ve- rebilecek kimseyi de tasavvur ede. miyorum. Zira bu vasıfta bir insan insan olmaktan ziyade kuklaya | daha çok benzer. Kusur üa insan tabiatının ayrılmaz bir. cüzüdür, Güzelliği farkedebilmek — için kusu Yü görmek bazen İnsana zevk ve. rir. Kadındaki cüzi kusurlar, gü - zelilğini meydana çıkarmaya yara- yan bir vasıtadır. Onun için sevei.. H olcayucularım her suale müspet cevap vermedim diye "zülmeyiniz Maliye B. Hesap Uzmanı HAYIR 1 -Medeni Kanunun ö duk yasfım muhafasa ettiği ikincisinde yani 78 nci madde ( Velâyet altındaki küçük çocuk) t birile münhasiren 18 yaşım ikı etmemiş çocuklar alınmıştır. — Zira gerek rüştü tarif eden medeni ka - nunun İl nci maddesi, gerekse ve müteakip bir lüyet tarif eden 262 ve maddeleri reşit ve mümeyyiz çocuk üzerinde velâyetin ka m göstermektedir. Nihayet görek aile reisine, gerek- e eşlerine ve küçük çocuklarına ait | kazanç ve iratların beyanname ile bildirilmesi icabeden iratlardan olma- sı icabetmektedir. 79 ncu maddeye gelince: İlk fıkrasında (karı koca arasın. da mal ayrılığı cari ise) ifadesi Ü- zerinde biraz duralım. Medeni kanunun «karı koca evlenme mükav &i ile kanunda muayyen usüllerden birini kabul etmedikleri takdirde ve ya kabul edip de kanunda gökteri- len sebeplerden birinin hudusu hâ- maddesi 0 nai Tindo aralarında mal ayrılığı cereyan eder> demektedir. O halde evlenme akdinde kanandaki muayyen utuller den biri kabul ve tasrih edilmemiş tâbiri diğerle evlenme akdinde bu mevzun temas edilmemişse, karı ko- TArKİL SŞ Yazan: Eski bir. pehlivan YU GÜS Tetrika No. 115 Koca Devenin altına girdi mi yallah deyip Haydı r patlatanı yen Dursun pehlivan! Uzatma fazla güreşi! Sivaslı Arnavutoğlunu — bas- tırdıktan sonra büsbütün kuv- vel mâneviyesi yükseldi. Artık güreşi bitmiş addedebilirdi. Bir defa bastırdıktan sonra nasıl olsa Arnavutoğlunu yeneceğine kat'i surette emniyet kesbet- mişti. Fakat bu ele avuca sığmaz pehlivamı yine bir türlü istedi- ği gibi punduna getiremiyordu. Her seferinde son saniyede mut laka bir karşılık buluyor ve kendisini tehlikeden kurtarıyor du. Bu yerdeki mücadele de ya- Tım saat kadar sürdükten «on- Ta Arnavutoğlu bir kılçıkla Si- vaslı Dursunu Üzerinden ata- rak ayağa kalkmağa muvaffak oldu. Şimdi iki pehlivan tekrar a- yakta kapışmış bulunuyorlardı. Ancak güreşten anlıyanlar, Si- vaslının eski hızını bir bayli kaybetmiş olduğunu da farket- mişlerdi. Bir saat müddetle mü- temadiyen güreş yapan, hücum Üzerine hücum gösteren Sivas- h Dursun, ne de olsa yorulmuş ve biraz durulmuştu. Buna mu- kabil Arnavutoğlu daha ziyade açılmış gibiydi. Hakikaten de açılmıştı. Bir saat müddetle Sivaslı Dursunla yaptığı mücadele kendisini aç- Mıştı. Bu mücadele Arnavutoğ- luna âdeta bir idman gibi gel mişti. Nihayet ilk defa olarak gim- şek gibi daldığı ve Sivaslıyı bir hamlede altına aldığı görüldü. O zamana kadar Arnavutoğlu hakkında hiçbir ümit besleml- yen taraftarları onun açılışı ve Ustaca oyunu karşısında heve- canla haykırdılar: — Yaşa Arnavutoğlu! — Aferin Ali pehlivan! — Yaşa Arnavutoğlu! — Haydi, göster kendini Al pehlivan! Dursun kendini yerde bulun- ca işin tehlikede olduğunu an- lamıştı. Kurtulup ayağa kalk- mak için hemen zorlamağa baş ladı. Fakat bir türlü kendisini kut amıyordu. Arnavatoğla ken ni pek fena yakalamıştı. Arnavutoğlu, bu vaziyette Si- vaslıyı on onbeş dakika tuttuk- tan sonra birdenbire belinden kavradı. Ve dev cüsseli Sivaslı- yı omuzunun Üstünden kaldırın Arkaya attı. Sivaslı ancak bir talih eseri olarak sırtüstü yere düşmekten kurtuldu. Yere yan Üüstü düştü ve derhal toparlandı. Bu şayanı hayret kuvveti gö- ren halk çılgına dönmüştü: — Yaşa Arnavutoğlu! — Aferin Ali pehlivan! — Ne oldun Sivaslı? Sesleri ortalığı inletiyordu. Şimdi herkes güreşin seyri- ni değiştirmiş olduğunu anla- mıştı. Arnavutoğlu Sivaslıyı il deta bağlamış ve kendisine e- sir etmişti. Hünkâr başpehliva m Sivaslının yere sırtüstü düş- tüğünü anlayınca derhal dör> müş ve onu ikinci defa olarak belinden kavramış ve tekrar o- muzunun üstünden tepetaklak atmıştı. Bu sefer Sivaslı muva- zenesini bulamadı ve - sırtüstü yere düştü. Arnavutoğlu da kendisini göğsünün üstünden attı. Halk meydana hücum etmiş- ti. Arnavutoğlunun — gösterdiği bu akılları durduran kuvvet ve ustalık karşısında hayran — ol- mıyan kalmamıştı. Arnavutoğ- lu omuzlar üzerinde soyunduğu çayıra götürüldü. D Bu suretle ayni zamanda yağ kaldırıyordu li güreg başpehlivanı Are navutoğlu Ali pehlivan Karaku: cak güreşinde de başpehlivan olduğunu febat etmiş bulunuyor u, Arnavutoğlu Ali pehlivan, o9 gün sonra İpebolu yolile İstan- bula dönmüş bulunuyardu. Arnavutoğlunun bu gaybube rasında Sarayda türlü de- dikodular olmuş, kendisine ye- ni yeni rakipler çıkmıştı. Bil- hassa Hamlacı Davtit pehlivan nereden bulmuşsa bulmuş, De- Hormanlı bir pehlivanı Saraya kabul ettirmişti. Bu yehlivana Bülo diyorlardı. Asıl ismi Sü- leyman olmakla beraber böyle tanınıyordu. Yüz yedi okkayı aşan muaz- zam bir gövdesi vardı. Yüz okka hk Davut, yüz on okkalık Ka ramanda bile bunun yanında ufak kalıyordu. Son derecede de kuvvet İdman yaparken koca çı larını kaldırıp götürm. kes büyük bir hayret şet içinde seyrediyordu. Abdülâziz de bu dev cüsseli pehlivandan çok hoşnut kalmaş tı. Çünkü kuvveti ne kadar bü- yük ise, terbiyesi de “o kadar Yerinde idi. ” ray usul ve âdü- bına pek kısa bir zamanda :a- tibak etmişti. Deliormanlı Sülo'nun data bazı marifetleri de vardı. Ez eümle iki parmak kalınlıktaki demirleri değnek gibi büküp koluna sarıyor ve en ağır ve iri develeri de altına girdi wi omuzlayıp kaldırıyordu. Bunuu için memleketinde ayni zaman- da «Deve kaldıran> namile !e göhret kazanmıştı. Bunu Hün- kâra söyledikleri zaman her tir lü kuvvet gösterilerine karşı pek meraklı olan Hünkâr bir gün onun bu mafifetlerini se retmiş ve koca azgın develeri nasıl altlarına girip kaldırdığı mı görmüştü. Dellormanlı alaturka güzeşin inceliklerine pek vâkıf değildi. Buna rağmen hiç kimse ona karşı güreş tutamıyordu. Ka- ramanda binbir ricadan sonca bir idman güreşi yapmağa razı olmuş, fakat yarım saat sonra bu işten vazgeçmişti. Deliormanlı kendine ağır g: mişti. Hamlacı Davut, sevinç içinde bulunyor ve Arnavutoğlunun bir an evvel Saraya dönmesini bekliyordu. Ona öyle bir oyun hazırlamış bunuyordu ki, Arna vutoğlu ömrü oldukça bunu u- nutamıyacaktı. Onun için sık sık Başmâbeyın tiyi ziyaret ediyor, Arnavutoğ- Yunun Saraya ne zaman dönz- ceğini öğrenmeğe çalışıyordu. Fakat Arnavutoğlunun Sara- ya gelişi mütemadiyen geciki- yordu. Sonbahar da gelmiş çat- mıştı. Devamlı yağmurlar - İs- tanbulun berrak havasını bulan dırıyordu. Ağaçların yaprakları 'nı yolan rüzgârlar, gittikçe şid detlesiyor ve arkasından çok geçmeden karakışı getireceğini bildiriyordu, Tabii bu sırada Arnavutoğ'u mun evlenmiş olduğu haberi de geldi. Bunu haber alan Hamla- € Davut pehlivan çok üzüldü. Arnavutoğlu evlendikten sonra belki bir daha Saraya hiç dön- mezdi. Orada yerleşir kalırdı. Bu takdirde aylardanberi ha- yal ettiği güreş te suya düşer ve Arnavutoğlu ömrünün soau- na kadar Hünkâr Başpehlivan- lığında yenilmemiş olmak şere- fini taşırdı. (Devamı Var) Polis Proventoryum mem'ır- larının maaşları 8 aydır verilmiyormuş Polis okulu — Prevantoryomu memur ve müstahdemlerinden al- dığımız bir mektupta; sekiz ay” dir maaş alamadıklarından — bu sebeple fena vaziyete düştükle- rinden bahsedilerek şöyle denil- mektedir. SAt «İçimizde 5-6 nüfus — geçindi ren ve maaşı ancak $0-40 lira o- lanlar da var. Maaşlarımızın se- kiz aydır verilmemesinin sebebi, 949 senesi tahsisatımızın Bakan lar Kurulu tarafından tasdik edil memesi imiş. Fakat bizler seki: aydır çalıştırıldığımıza göre ma- aşlarımızın verilmesi Tâzım gek mez mi? Bu feci durumumuzla alâkadar olunmasını rica ederiz.> Arızaya uğrayan tren seferlerinde makinistler çok çalıştırılıyormuş Demiryolları makinistlerinden ismi ve adresi gazetemizde mah- fuz bir okuyucumuzdan n]dwı— muz bir mektuptan, son yağmur- lar münasebetile ârızaya uğrıyan tren seferlerinde makinistlerin normalın üstünde, meselâ sekiz giün ve gece mütemadiyen çalış- tırıldığı, bu müddet zarfında sa- ca arasında mal ayrılığı kendiliğin- den mevcut olmaktadır. Bu bâle göre evlenme — akdind mal ayrılığının değil, mal ortaklı nin ve mallar üÜzerinde — müşterek mülkiyetin tasrihi — icabetmektedir. (Devamı 5 inclde) dece üçüncü mevki — vagonların tahta sıralarında biraz istirahat Veremli bir posta n durumu müvezzirn 'Topkapıda oturan P.T.T. mü- vezzilerinden Aziz Dağaşandaı aşağıdaki mektubu aldık «Vazifemde çalışırken rahat- sızlandım. İdare doktorunca mu ayene edildim. Röntgenim de ce- kildi. Tüberküloza tutulduğum tesbit edildi. Acele kaydile tan- zim edilen raporla Sağlık Müdür Tüğüne gönderildim. <Boş yatas yok» denilerek geri çevrildim. Sa Hnatoryomda - boş yatak olmuya- bilir. Fakat memurin kanunun- da hastalanan memurların ücret le tedavi edileceğine dair bir madde vardır. Bu sebeple P.T.T. Müdürlüğüne bir istida yazarak idarenin ücretle beni devam et tirmesini istedim. Fakat hâlâ bir cevap verilmedi. Aldığım mauş altı nüfuslu ailemin kuru ekme- ğini zor karşılıyor. Bir veremli. min muhtaç olduğu ilâç ve gida- ları tabiatile alamıyorum. Üste- lik evde mikrop saçarak — çoluk çocuğumu da aşılıyorum. Acıkla durumumu — alâkalı makamların nazarı dikkatine arzetmenizi ri- ca ederim.» edebildikleri, sıcak yemek yiyer medikleri yazılarak bu yüsden bir çok makinistlerin hastalandıkla- Tı bildirümekte ve Devlet Demir yolları Ursum Müdürlüğünün bu durumla ilgilenmesi rica edilmek tedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: