20 Aralık 1934 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 5

20 Aralık 1934 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" Küzusuevel- 20 Polise girişim, ilk muvaffakıyetim, bir Yunanlı dolandırıcının tevkifi v Rusyada on bin lira dolandıran bir Yunanlı, Bey- oğlu merkezinin hatası yüzünden kaçmıştı... Bana ehemmiyet verip te vazife göstermiyorlardı ErE Hayatta mücadele esas ol- | duğu içindirki bende bayatırmı mücadelelerle Rosların — getirdiği — Yunanlı, polis olmak istedim. Bu arzu | Rusyada bu iki tüccardan, zeye ile(1325) senesinde polis olmak | tin tüccarı/ sıfatiyle ve kendi üzere müracaat ettim, müraca- | lerine külliyetli zeytin satacaj im kabul edildi. Tabkikat ya- | behanesile on bin lira dolan- pildi (325) senesi Martında Beye | dirdıktan sonra İstanbula kaç- oğlu Polis Müdüriyeti kadrö- | mış. Ruslar da. dolandırıldıklı sunda (1178) numaraya - polis | Fınt anlayınca dolandırıcıyı ta- kaydedildim. kiben İstanbula - gelmişler ve 'Münmeleyi resmiye bitiği ci- | Beyoğlunda Yunanlıya tesndüf hetle” millet ve memleketime | edince polise ihbarı keyfiyet namuskârane ve sadakatle ça | ederek merkumu derdesi etti- bışe rerek merkeze sevk eltirmişler. © zaman Beyoğlu Polis Müdürü | Kalem odasında Yunanlı istic- bulunan. Giritli Kemalin nez- | vab edildi. Ruslar da dolandı dine çağırldın. Odadan içeri | rıcıyı polise teslim ettiklerin- girince kısa boylu, bafif şiş- | den emin bir halde tekrar va- manca, gözlüklü bir zat masa anlamak- üzere gelecek- başında oturuyordu, |Bu zatın söyliyerek — merkezden Polis Müdürü Kemal olduğunu #anradan öğrendim | yanında da zaifce ikizat bulunyordu. |Bun- Jardan birisinin Beyoğlu Mer- kez Memuru Murad (**) di Taksim Merkez Memuru Nihad olduklarını bilâbara öğrendim|. Bu meseleyi merak. ettiğim için —arkadaşlardan — sordum. gittiler. Yunanlı altı sant kadar Hicvap edildi ve uzun müddet tetkik det zarfında Yunanlıyı im. Esason Rumca ve bu işde bir yanlışlık olduğunu ve Ruslardan davu edeceğini müsirren iddia edi- 'yordu. Fakat simasında masu- miyetine delâlet edecek bir hal görünmüyordu. Akşam üzeri Yunanlıyı ka- lem odasına tekrar celbederek bıraktılar. Sonradan öğrendim ki bu kabil maznunların — bıra- kılması icab ettiginde kendile- rinden kefalet alınır ve temi- 'nati kaviyeye raptedilmeden #aliyerilmezleri Halbuki Yunanlı kefalet alın- madan ve teminatada rabtedil- meden - salıverildiğini görünce hemen ikamet etmekte olduğu Tfimoni) sokağındaki otele gi- derek otelin hesabını verip ba- vulunuda aldıktan sonra savu- gur. Bittabi bu firar hâdisesinden, 'ne merkezin ve nede kendisini İçlerinden Murat biraz yüksek sesle . — Hayır olmaz. Bu efen: ben alacağım. Dedi. Nihat da: — Böyle efendiler bize |: zımdır diyordu. Bu konuşma- lardan beni paylaşamadıklarını anladım. Murat beni Beyoğlu merkezine almak istiyor. Be- yoğlu merkezi ecnebilerle dolu olduğundan böyle polisler Be- yoğlu merkezinde - bulunmalı- 'dırki ecnebilere karşı iyi polis göstermeliyiz gibi sözler sarfe- diyordu. Doğrusunu / söylemek lâzım gelire bende, kalben henöz doğduğum ve fakat veçhen tanımadığım sakin ve sevimli görünen Nihadın maiyetine gi mek istiyordum. Zira Muradın amık çehresi kendisinin sert bir | Zabitaya — teslim ettiklerinden Satolduğunu gösteriyor, l ba, | dolayı müsterih bir halde ne- ME A Te ae baz | öceğe intizer eden «ki-Rumo, kışta insana korku ve dehşet ilka ediyordu. Nihayet bu mü- cadelede Murat gülebe çaldı. Benide Beyoğlu polis merkezi: ne verdiler. İstemiyerek Beyoğ- lu polis merkezine gittim. 325 Senesi Meşrutiyet ilânı- nin iptidaları, yani *memleket- te Meşrutiyet henüz yaşını doldurmamış idi. Polis de he 'nüz lâyikile tekemmül etmemiş, bir çok soksanları olduğundan bona derbal resmi elbise vere- mediler, resmi elbise verilinci- 'ye kadar dabilde merkez me. muruöun kapısında nöbet bek- liyeceğimi söylediler. Vazi merkez memurunun - kapısında sivil olarak nöbet beklemek haberi olmadığı gibi otelciyede müşterisinin dolandırıcı olduğu söylenmediğinden misafirin otel ücretini verince birdenbire otel- den gitmesinden hiç şüphe et Akşam üzeri geç vakit Rus- lar malümat almak üzere mü- racant ettiklerinde, merkerka- tahkikat yapıl- makta olduğu cevabi veril Fakat bu sırada kalem odasın- ca maznunun kefalet ve temi- nata rantedilmediği anlaşılınca memarları bir telâş alır. Hemen bir resmi polis, maznunu mer- keze getirmek üzere otele gön- derilir. On dakika sonra otele giden polis yalmız olarak av. det etmekle beraber maznunun ötelden. hesabini keserek git rir. Bu cevabı alınca şaşırır. Ruslarda teslim ettikleri do- dandırıcının kasden. firar etti- rildiği zehabına düşerek mer- kezde yaptıkları bir çok gürül- tü ve patırdıdan sonra hemen Rus sefarethanesine giderek şi. kâyette bulunurlar. O zaman. lar Kapitülâsyonlar mevcut ol- düğundan, Rus- sefarethanesi hariciye nezaretine müracaat ederek, iki büyük Rus tüccarı nü idi. Bir sabah Rus tabası dan iki zengin tüccar, polis vastasile bir. Yunanlıyı merke- ze getirdiler. Polise yeni / gir. iğim için her şeyi görmek, an- Jamak ve öğrenmek istiyordum. Bunlar merkeze girdikleri / za. man Rusca hiddetli hiddetli ba- âğrriyor ve bir şeyler. söyliyor tarafından Beyoğlu polir mer- kezine teslim edilmiş olan Yu- nanlı dolandırıcınn behemme- bal bulunm. nür. Harici fiyeti abiliye nezaret ası talebinde bulur ye nezareti de keye bildi. rir. Nezarette Polis müdüriye- tüi sıkıştırarak — behemmehal maznunun buldurulması emrini O ramanlar İstanbal ayrı, Beyoğlu ayrı Polis müdürlerile idare edilmekte olub İstanbul Polis müdürü Azı Polis müdürü de Kemal idi. Bu Beyoğlu hadise üzerine her iki Polis müdürü de Beyoğlu merkezine geldiler. Merkez memuru Mü- radın odasında toplandıl: Merkezde kıyamet kopuyordu. Polis müdürleri ve merkez me- muru şedit firarinin derdes emirlerle mutlaka edilmesini bil- dirdiler. Merkezin ser komiser- leri, muavinleri ve polis mev- | cudiyetinin arısından fe firariyi aramağa gönderildi. Bir müddet sonra da Polia müdür- leri ve merkez memuru da mer-- | kezden çıkıp gittiler. €en mübim derdesi Günün meselesi — firarinin | olmuştu. Ben ise henüz üç günlük bir Halbul is olduğum senin ehemmiyet vermedi- görünce müteessir oldum. mazaunu — en ziyade n ben olduğum halde ba- in bana hiç 'na ku hususta bir vazife ve- rilmemesi izzeti nefsimi yara- Tamıştı. Ben kapısında işi merkez memuru nübet - beklediğim mazaunla en ziyade ben alâkadar olmuştum. Maznunun bütün eşkâlı muştu. h hafızama nakşolun- Galatanın en ücra köşeleri- ni tanıdığım gibi her gün va” purlara kaçırılan adamların nereden kaçırıldıklarını da, Ga- latada çok bulunduğum . Firar eden bir ada- bilirdi mın derdesti için mutlaka eski bir polis olmakmı Tâzımdı ?, Firariyi derdeste gönderilen: lerden pek çoğu Yunanlının şahsını bile görmemişlerdi. Bana düşünmeğe çbir vazife verilme- n , liki uykusunda güli gördüklerini, yani (Noel) bal İstiyorsanız elinize bir - kurgun kal hafif siyahlatınız. Ozuman mere ine göre y hediyeleri vereceğiz Birinciye bir fotoğraf mal arif bir album, dördüncüde ciden on beşinciye kadı r yarımşar düzüne kurşun kalemi, yirmi altıncı er kart. beşinciye kae Giye kadar Küçük hikâye Cumhi günü her yıl Tanan' çocuklara bir. tayyare karmızı, mavi, beyaz, yeşil., renkte birçok balonlar atıyordu, Bu ba- ında iplikle bağlı irer kupon vardı. Çocuklar yaka- iyabildikleri — balonun kuponunu, oküyor ve yarılan mağaradan gi dib arımağanlarını alıyorlardı. ine tayyare meyda çöcük vardı. Buni m dördü vurı Çünkü ; tayyar dörtte uçacağı gürürümü, kirraşştı. Bir müddet merkez kapısı - önündeki memurynun sandalyede başladım. . Firariyi derdeste gidenlerden birçoğu mazaunun — simasını, — eşkâlini, benden — sorüyorlardı. ” Firari ablak çehreli, patlak . göz- , kark yaşlarında — kadar kısa boylu bir adamı 'at kadar sandalye üzerinde düşündüm. — Merkezde hemen hemen kimse kalmamış Bu düşünce esnasında kendime: — Bu adam kimdir ? Bir Yunanlı değilmi? O halde bu 'adam mereye gidebilir ? Gi gitse Yunanistana gider. Fa- kat neredei n? İşte bu cihet beni düşündü- rüyordu. Polise girmezden evveliki sene | kadar tanıdıklarımdan birisi Fermenecilerdeki yazıhanesine devam ettiğimden, Şarab iske- Tesinde, İagiliz, Rus, İtalyan, Yunan bandı l şileplerden, İs: tanbul Jimanında / birkaç gün kalan. vapurlarda bakkallık e- den ve fbombot) tabir edilen bir çok Yunanlılarla da / tanışmış- tım. Bunların içinde Vasillerle deli Tanaş ortak iminde diğer bir bombot vardı ki bun- dardan — Ve vapurlarına iller, hem - İngiliz hem de Yunan va- purlarına bakkaliye verirlerdi. Ayni zamanda fazla idi. Deli Tanaşın sermayesizli; sermayeli ve şarlatanlığı yüzünden İngiliz vapurları Tanaşaiş vermedilde. rinden bunların olub daima düşman vazi di araları birbirlerine iyetinde bulunurlar. açık karşı Devamı var ede ta, Çocuklar bütün güçl. daklarına / vermişlerdi. Birdenbire Bütün meydan iyle ve alkışlarla çınladı ineydanın — ortanında arak çocukları ve- Sonra yere doğru alçaldı.. Ve o kadar alçaldı,ki çocuklar kor. karak kaçıştılar. Fakat, birdenbire tekrar süzülerek havalanmağa baş- -. Hem yükseliyor, bem balon alıyordu. hava binlerce renkli ba- donla dolmuşta.. Bunlar uça, uçü “yere. İniyor ve arkalarındam bir sürü çocuk koşturuyordu.. Tayyar Yılmaz, Aler Gök.. Ba üç ar- kadaş diğer çocuklar gibi uçuşan balonları yakalamağa, çalışıyorlar. üktü. Sarı Jat yükseldi : — Kare çukolata fabrikasından bir kile sütlü çukulata.. Yaşasın . Tekrar — koşmağa — başladılar. sari ve yarısı, beyar Gök de bir totmuşt bir balon balonunkuponunu mçıyordu. Birinciye — * Eskişehir - buğday fabrikası, ndan bir çuval hat un; ikinciye *Türk çocağu, mağazan dan ç tekerlekdli bir çocuk bie leti düşmüştü.. Çocuklar. seviniyor. 've balonların arkasından koşuyor- Tardu. Evlerine dönerken avluları geşenlere bakıyordu, Kıyafetinden çok fakir olduğu anlaşılıyordu. Üç daş bu İhtiyar vineye, evine, büyük bahçesine ve yıkılmış avlu: Jarına bakıyorlardı. Birden bahçe- 'deki ağaçlardan birinin dalları ara- sana takılmış yeşil bir balon gör. düler.. İhtiyar ninenin bu balondan yoktu. Kendisine işi anlat. vanda (Noel) babayı “gördü, ( Ayten) ©: |güzel Yılbaşı hediyeleri get memeğe İle getirdiği” oyuncaklar urluğuna gönderiniz. Doğra hal edenlerden elli okuyucumuza dereceler birer kutu geker, on altıncıdan yirmi Türk çocukları Hokkazlı Yumurtasız omlet nasıl yapılır? Bu oyila kalüye a Fala 5i ha çak ddf ek lazdır. Ui bir Gikkatal Yapie, Makun aet bi mangal vöra DÇ & Tni Hi TEEİ Hep'lir Saka oef O de dikket edllccek en mühim'e het sepirelere Tn GA çekte olduğundan #ahanın içini gör size bir ömlet pişiriseğim. Hem öyle bir emlet ki. Yağ ve yümüre 'tam olmadığı haldea; Böyle vöy. liyerek. Ehinlzdeki siyah hokkabaz HMti ile vabunın. kenarma bir aç dela yurur. ve bavaya, doğru ahaf bazı içareller yaparsınız, ba emada. sahandan yağ canırı ve kokuları düyulmağa - başlar, Biran — sonra sahanı — indirirsiniz. İçinde mükemmel bir emlet olduğunu her- ket hayretle görür. B oyun nasil olur? Şimdi dil- katli dinleyiniz. Beş kurüşa elli santim. uzunlu. gunda bir kokkabaz değneği alır. dec bilmece ile bugün rfa koyarak ikinel yamına kadar gazetemiz bilmece elline tilar ve İçerl girmek için İzln iste: yardım et balonu indirdiler.. Yılmaz ku- ponu okudü — Üç metre etniselik kumaş !. Çocuklar şen kahkahalarla teke koyduğunuz. boş sahan. İyice ki zınca havadan bazı işaretler yapa- Tak değnek bcimü - sahanın, Kızgin sahan yağı eritib değae — l ağtını açar ve içindeki yumur- T yağla beraber sahar dür, İşim bu karmını” biraz dikkatli —— caktı 2, Yılnaz : değneği konturol için seyi vererek daha büyük muvaffaklyet kazanırsınız. — Çocuklar; bu. kuponun are mağanı çu ihtiyar vlnenindir. Za- ten balonu onun bahçesinde bulduk. ....İ' ipen iuişar nineye ven | Dişiağrıyan ağlar mı? a Büyük anne, dişi ağrıdığın. dan dolayı ağlayan torununa —Ağlama, yavrum, diyordu. — Niae, dedi. Bu kuponu “Yü nif, mağazasına gölürüb üç metre kumaş alacaksın.. Bu, senin kandır. Bir insanın dişi Kadıncağız bâlâ anlıyı « | maz, ayıptır. Alev cebindeki koponu da. çıkae Torunu cevap verdi; — Öyle amma büyük anne benim dişlerim seninkiler gibi benyflaacen ağrıdığı Yakit çıkalıp 'yerine Ven Üç çöcük el ele vererek | könmüyor ki Ti göle, söyliye yürüdüler. İhtiyar SN aA aa kadın sev'nçtea yaşaran görleriyle bu büyük yürekli Türk çocukları- (| Yoksul çocukları düşünün! alarından bakıyordu... İş gel Mustafa Tuna — (Ü çe bi n Haşarının cevabı Hoca Haşarıya. sordu: — Bize eniyi sucuğu hangi hepimizin — boynumuza borçtur. Bu borcu ödemiş olmalk için kullanamadığımız eski çama- hayvan verir? gırlarımızı, çocukları Jaşarı - düşünmeden cevap | lerini Çocuk esirleme Kurumunz verdi . verelim. — Kasapı ı - arlaktan resimler e DN Mrsirhi İ5 çizgi ve iki yu — Deniz motoru Bu sahifemizde küçük okuyucularımıza yine o beş Çüzgi ve iki yür yapıyoruz. Önümüzdeki hafta çıkacak alacaksımı. - Perşembeyi / bek-

Bu sayıdan diğer sayfalar: