10 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

10 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bütün Türkiye ehmet Efendi .Mahtumları Kahvesini içiyor ısırçarşısı kapısı karşısında Yugoslavya kralı diyor ki.. “Hiç kimsenin harbe sebebiyet vermeği düşün pa “Balkan misakı bu kıtada .... üğüne —— Bütün Türkiye Mehmet Efendi Mahtumları Kahvesini içiyor İst, Mısırçargısı kapısı karşısında SALI — 10 Temmuz 1934 (o Telefon: 24240(İdare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) kani değilim, entrikalara karşı sarsılmaz bir set teşkil edecektir,, Petit Parisien gazetesinin hu- susi muhabiri M. Lucien Bourgües dünya vaziyeti hakkında Yugos- lavya kralı Aleksandrla bir mü- lâkat yapmıştı. j Kral Aleksandr, sık sık ağızlar- da dolaşan harp rivayetlerinin doğru olup olmadığı hakkında muhabirin sorduğu suale cevap vererek demiştir ki: — Ortalıkta, bir nevi sıkıntı bulunmasına rağmen, hiç kimse- nin harbe sebebiyet vermeği dü- şündüğüne kani değilim. Eğer Fransa ile Almanya bir gün vas» tasız ve doğrudan doğruya anlaş- mağa muvaffak olurlarsa, sulh binası daha ziyade sağlamlaştı- rılmış olacaktır. Fikrimce en iyi itilâflar, vasıta- sız akit ve muhafaza edilen an- laşmalardır. Kral Aleksandr bundan sonra Yugoslavya kralı Aleksandr Balkan misakından bahsetmiş ve | demiştir kiz Kimler muhacir olarak kabul edilecekler? Dahiliye vekâleti bu hususta mühim bir talimatname hazırladı Ankara 9 (Hususi) — Muha- sir ve mültecilerin yeni iskân ka- Mununa göre kabulleri, kayıtları Ve nakilleri hakkında dahiliye- <e mühim bir talimatname hazır- lanmıştır, Bir iki güne kadar ta- mimen vilâyet ve kazalara gön- derilecektir. Talimatnameye göre : 1— Muhacir ve mülteciler hu- duttan Türkiyeye girdikleri za- man üç gün zarfında vali veya ymakama müracaat ederek pa- saport ve diğer vesikalarını, be raberlerindeki aile efradını yaz- dırarak bir beyanname imza et- meğe mecburdur. 2—Dördüncü madde şartları- mı haiz olanlar mühacirdir. Ok miyanlar değildir. Türk ırkına mensüp olup ta müslüman bulu- nanlar alelitlak muhacir olarak kabul olunurlar, Tatarlar, Kara- papaklar, pomaklar, boşnaklar, gürcüler, meskün çingeneler de müslüman oldukları takdirde ka- bul olunurlar. Şüpheli görülenler hakkında tahkikat yapılacaktır. 3 — Hükümetten iskân İstemi- yen Türk mühacirlerin mühecir kâğıtlarına serbes kelimesi yazı» lacaktır, » Hükümetten iskân İs- temediği: halde mecburi ikamete tabi tutulanların kâğıtlarına İs- kân edilecekleri yerin ismi ile be- raber mâeburi iskân kaydı kona- caktır. © 4 — Dördüncü maddedeki şart- lar şöyledir; Türkiyede tavattun etmek maksadile gelmiş olan mül- . d * ağda en Gİ si tecilerle ” Türk kültürüne bağlı olmıyan mühacirlere mühacir kâ- ğıdı verilmez ve bir yerde de is- kân edilmezler. Bu gibilere yak nız ikamet tezkeresi verilerek haklarında ecnebi muamelesi tat- bik olunur. . 5 — Beraberlerinde eşya ve hayvan getirenler vesikalarını vali ve kaymakamlara ibraza mecburdurlar. 6 — Muhacir ve mültecilerin iskân kanununun 3İ inci madde- sine göre gümrükten geçecek mal- ları varsa eşya kâğıtlarındân bir nüshası gümrüğe verilecek bu kâğitla eşyalar serbes geçecektir. 7 — Kaymakamlığa müracaat eden muhacir ve mültetiler hü- kümetten iskân istiyorlarsa ma- halli âmiri onların nüfusunu,ko" nuştukları dili, ana dillerini türk- çe bilip bilmediklerini müstacel telgrafla nüfus umum müdürlü- ğüne bildirecekler, ve alınacak cevaba göre hareket edilecektir, Mühacir ve mülteciler Türk ırkına mensüp olup ta iskân is- temiyorlarsa (o istedikleri yere gitmekte şerbestirler. Yalnız ih- tiyari şekilde ikamet edecekleri yeri bildirmeğe: mecburdurlar, Türk ırkına mensüp olmıyanlar hükümetten iskân istemeseler bile serbes bırakılmıyacak; bül Kümetin gösterdiği . yerde; Otu” racaklardır. (Devami 4 üncü sahifedel “| «— Bu misakın aktedildiğin- den dolayı çok memnunum. Bu misak, cihanın bu noktasında vak- tile bu kadar feci hadiselere se- bebiyet vermiş olan entrikalara karşı sarsılmaz bir set teşkil ede- cektir, Mazinin bu derslerinden gözle- ri açılmış ve bu tehlikeyi tama- | mile anlamış olan Balkan millet- leri, artık âlet olmak rolünü oy- namak istemiyorlar.» Badehü kral Aleksandr Fran- | sız hariciye nazırı B. Barthounun Belgradı ziyaretinden mütevellit sevincini söylemiş, Yugoslavya- nın, Fransanın kendisinin imda- 'dma koşmuş ve ecnebi İstilâşın- dan kurtulmasına ve milli vahde- tini temin etmesine yardım etmiş olduğunu hiç bir zaman unutamı- | yacağını ilâve eylemiştir. i Maarif vekili" istifa etti Aydin mebusu Zeynelâbidin bey vekâlete| tayin edildi Ankara 9 (Hususi) — Maarif vekili Hikmet bey dün istifasını vermiştir. Maarif vekâletine Ay- dın mebusu Zeynelâbidin bey ta- yin edilmiştir. Yeni vekil bugün öğleden sonra vazifesine başla- mış ve şu beyanatta bulunmuş- | tur: «— Yeni vazifeme şimdi baş- ladım. Hükümetin ve. fırkanın çizdiği esaslar dahilinde tatbiki” ne devam edilen mevcut progra- mın tahakkukuna çalışacağım. Vekâlete tayinim ile maarif ve- kâletinin çalışma programında değişiklik (o yapılacak (değildir. Pilhassa bunu tebarüz ettirmek isterim.» Hikmet bey öğlederi evvel ve- kâlete gelerek vekâlet erkânına veda etmiştir. Ajansın tebliği Ankara 9 ((A.A.) — Maarif vekili Hikmet bey tarihi tetebbü- lerle meşgul olmak üzere istifa etmiş ve yerine: Aydın mebusu Zeynelâbidin bey tayin edilmiş- tr. Tayin tasdiki âliye iktiran etmiş, yeni vekil vazifesine baş- lamıştır. (Yeni gnadrif - vekil Abidin bay 35 senesinde mülkiye. mektebinden tır. Uzun müddet mülkiye “müfettişli 5 erde bulununuştur. Bursa n Aydın mebüslüğuna intihap edilmi ) Paramizi iü ma kararnamesi , Ankara 9 'Paramizi korüma | kararnamesinid tetkikins “devam” ediliyor. -Şirketler hariçteki'bids& > darlarına femetlü için para 5 mal ihraç 'edeğeklerdir. Bu kayıt- 8 tan bankalar ve sigortalar mü: tesna tutulmuştur. Istanbulun süt derdi İstanbuldaki sütler hem karışık hem çok pahalıdır Bunu sütçüler cemiyeti umumi kâtibi Baha bey söylüyor İstanbul (o sütçüler (o cemiyeti umumi kâtibi Baha bey şehirde satılan sütler hakkında bize pek | dikkate değer malümat verdi. İ Baha bey diyor ki: Bugün piyasada satılan sütle- rin hemen hepsi hileli, karışık, kaymak altı ve krem altı denilen isütlerdir. Bunlara süt demekten ziyade bir takım beyaz sular de- ! mek daha doğru olur kanaatin- deyim. Bilhassa bu sütler hasta- lar ve çocuklar için - fayda şöyle dursun - muzırdır. Maalesef hal- kımız bu hileli, karışık sütlere o derece alışmıştır ki o İstanbulda bir çok kimseler hakiki sütün lex- zetini bilmezler. Kendilerine bu- gün hakiki süt verilse: «Bu bir tuhaf... Acaba kari- şik olan bu mudur?» diye şüphe- *ye düşer. Size süt meselesinde ne dere- ceye kadar hile yapıldığını am latmak için bir rakam söyliye- yim: İstanbuldaki inekler günde 15,000 kilo süt verirler. Fakat bugün İstanbul piyasasında gün- de 40,000 kilo süt satılır. Müstahsil süte hile yapamaz. Çünkü zaten elindeki hakiki saf İ sütü bir an evvel elden çıkarmak; İ satmak ister, Hile yaptığı gün İ seyyar esnaf kendisine gelip süt almaz. Hile ikinci elde olur, Bunlar kaymak imalâtbanelerinden kilo- su 3 kuruşa kaymak altı sütü alır- lar, Bunu 15-17, insaf derecesine göre 20 kuruşa kadar satarlar. Bir kısmı daha insaflı davranır. Bu kaymakaltı, kremalti sütleri- ne daha doğrusu beyaz sularına bir miktar, iki üç kilo kadar saf süt ilâve ederler. Malesef seyyar sütçü esnafı oldu!» diyor... Hepkeliraş — Vah vabl,.« <v Bela se hism i umumi kâtibi lâyıkile kontrol edilmediği için bu kaymaklı, kremalı gibi sular halka satılıyor, saf ve ha“ kiki süt te müstahsilin (elinde müşterisizlikten bozuluyor. Müstahsil halis ve hakiki sütü 9 buçuk kuruştan veriyor. Daha ucuz verilmesine imkân yoktur. Çünkü bir ineğin günde kırk bu- çuk kuruş masrafı vardır. Ni Müstahsilden 9 buçuk kuruşa alınacak halis ve saf süt şehirde mükemmel surtte 12 buçuk ku- ruşa satılabilir, Bunun için bu- gün şehirdeki süt fiati de çok pa- halıdır. Hele böyle sermayesi 3 kuruş olan beyaz suların on beş, yirmi kuruşa satılması çok garip- tir, Ben bile sütçüler © cemiyeti olduğum halde mândırasından almadıkça hakiki süt bulamıyorum. F - Sonra civarda bir takım mü- levves pis “ahırlar vardır. Bura- lardan da 'suü atların sırtında, şehre hiç köntrola tâbi olmadan gelmektedir. Bu ' sütlerin içinde (Devas: 4 üncü sahifsde) m 1 e La A SE Reğsam —- Garsonlar cemiyeti reisi <Âruk garsonluk da güzel sanatlaydam *

Bu sayıdan diğer sayfalar: