V'T'K Yavuz Sultan Selim çadırından çıkınca yakınla- ANADOLU rından birini işaretle yanına çağırdı Yediçeşme dinlenmek için çok müsaitti. Yeşllikler üstünde, ka- rargâh kurulmuştu. Yavuz, tâ ilerideki çadırlara doğra bakt : Kürt Halit reis ve maiyeti orada idiler. Derbal emretti: — Halit kulum, bugün öğ'e yemeğinde, huzurumda bulun- sunlar! , Padişahın baktılar: — Fermanınız başüstüne sul- tanım,. müiyeti biribirine Ğİ namazını yalnız eda edeceğim.. — Başüstüne hakanımız. — Misafirlere göre, sofra ihzar edilsin. — Beli devletlümuz.. Kürt Halit de çadırında o gün padişah tarafından kabul edileceğini düşünüyor, sevini- yordu, Tehikeyi atlatmış de- mekti. Bu takdirde padişah kendisine elbette bir mevki verecekti. Gene eskisi gibi rahat ve ömür sürecekti. Bay- rak değiştirmekle ne çıkardı sanki?, Şah olmamışsa padişah olmuş; bunun da kendisi için bir farkı yoktu. Kaldı ki, Ya- vuzun şah İsmaile indirdiği dar- beden sonra, firar imkâmı mev- cut olsa bile, başka yerlerde yaşamak, hem de bugünkü gibi, bir kabile başı olarak yaşamak imkânı yoktu. Öğle vakti idi. Ordunun mü- — ezzinleri ezan okumağa baş — Vamışlardı. Selim, abdestini a di ve çadırıma girdi. Namazını: kıldıktan sonra, gene — kılıcını — taktı. Fakat kılıcını, muüayene — etmeğide unutmadı. Padişahb, çadırdan — dışarıya | gçıkınca, yakınlarından - birine “işaret fırlattı ve onun kulağına a. doğru eğilerek bir emir verdi. Padişahın sofrâsında mutad — geli bir #ğacın âltında halılar — Üstüne kurulmuş olan sofraya doğru ilerlediler.. Padişah, otur Ce Buyarun, büyürünl. Biraz sonra, Küörd Halid reis te iki yeniçeri ağası ile berâber ağaç istikametinde yü- — rüdü. Kılığını, kıyafetini temiz- — lemiş, murassa- kabzeli kılıcını da beline takmıştı. Çehresi çok beşuştu. Yavuz, gözünün' — ucu ile onu tetkik ediyor: — Hain! Diye mırıldanıyordu. Kürd reis, padişahın sofra- sına yaklaşırken, onun yüz elli kişilik efradı da, ikişer üçer, diğer efrad sofralarına taksim / ediliyorlardı. || ANADOLU asal te Z GA ada ve Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümumi seşriyat ve yazı işleri müdü * Bamdi Nüzhet ÇANÇAK ae İDAREHANESİ Hmir İkinci Beyler rokağı CBelk Partisi binası içinde | Tehgraf: İsmir — ANADOLU | Teleicai 27764 Bosa kotusu: 405 Yallığı 7400, alta aylağı 800 ANADOLU MATBAADINDA BASILMIŞ'NE —.. .. .— Yazan M. Ayhan <- 100 5x Halid Reis yak'aşınca doğru- ca padişahın yanina koştu, eği'- di, eteklerini - öpmek - istedi. Yavuz; — Yok, yok »dedi- yok.. Buyür sölramızal. Kürt Halid, solrada kendi- sine ayrılan yere doğru yakla- şirken, iki gönç Yeniçeri yak- laştılar. — Kılıcınızı rica ederiz.#Hu- zurda ve sofrada hakanın ken- di kulları kılıçlı oturamazlar. Kürt reisin içine derhal kurd düşmüştü. — Eyvah, birşey mi olacak acaba?. Etrafına şöyle bir bakındı. Mutavaattan başka çare yoktu. Derhal kılıcını çıkardı. Kürt Halidin kıhcı alınırken, ayni merasım, diğer sofralarda kendi efradına da tatbik edi- liyordu.. Padişah, besmele çekip ye- möğe başladı, Sofra; hizmet edip Halid reisin gerisinde du- ran iri yarı bazı neferler de, bütün dikkatlerini padişahın gözlerinde toplamışlardı. Yavuz Kürt reise baktı: lüzumu kında mühim 3258 numaralı kanun — muci> bince beyannameye tâbi tutu- lan mükelleflerin 1938 mali yıh ruhsat tezkeresi harçları hakkında Maliye Vekâletinden vilâyete bir tamim gelmiştir. 3258 numaralı kanunla beyan- nameli mükellefler arasına id- hal edilmiş olan (idhalât ve ihracat ticaretile iştigal eden- ler, ticaret ve zahire borsası bulunan yerlerde bu borsal alınıp satılan mallar — üze komisyonculuk — yapanlar ) ın 1937 mali yılı iptidasında, evel- ki mükellefiyet şekillerine göre almış oldukları ruhsat — tezke-” releri harçlarının 1938 - İkiaci- kânun ayından sonra beyanna- melilerin tâbi olduğu harca ib- lâğ edilmek istendiği Vekâlete yapılan şikâyetlerden ve gaze- telerdeki — neşriyattan anlaşı- mıştır. Kazanç vergisi kanununun &8l inci maddesinde ruhsat tezke- relerinin ne zaman alınacakları yakın ve bir mali sene için muteber — bulundükları — tasrih ed.lmiş ve muhtelif mükellefi- yet şekillerine göre ruhsat tez- kereleri harçlarının miktarı da 82 inci maddede beyan olum muştur. Ruhsat - tezkerelerinin muteber olduğu mali yıl zar- fında mükellefler tarafından 82 inci maddede yazılı harç nis- betlerinin tebeddülünü ve daha yüksek nisbete tâbi harç istilar sını icap ettirecek şekilde işti- gal nevileri değiştirilmedikça mütemmim tezkere harcı alın- masına kanun hükümlerinin müsaid — olmadığı Vekâletten bildirilmiştir. 3258 numaralı kânunun mu- vakkat birinci maddesinde (bu kanun ile yeniden beyanname | usulüne tâbi tutulanların 1938 İ| mali yılı kazanç vergisi bu ka- | nundan evelki hükümlere göre tarh olunur, bu mükellefler 1938 | — Ey reis «dedi- bana söyle, bu şah nice insandır? Halid Reis, padişahın kendi- sine bitap etmesinden memnoun olmuş ve içine su serpilmişti. Çünkü demindenberi, bir kaşık çorba ağzında durüyor ve bir türlü gırtlağından geçmiyordu: — Uşak makülesi, serseri bir herif!. Yavuzun kaşları — çatıldı: — Benim hasmımdır o... Ne uşaktır, ne serseril. Yavuzun sesi, âdeta gürler gibi idi. Sofradakiler yerlerin den kımıldadılar, Halid Reis, dilini yutuyordu. Yavuz, bir kaşık çorba daha yuvarladıktan sonra doğruldu: —Behey hain -diye bağırdı.- Diön ekmeğini yidiğin, uğruna pala saladığın bir mert kişi için, benim düşmanım ve bu- gün için benim —mağlübumdur deya niçin hezeyan edersin? Aklınca bana sadakat ve riya mı edersin? Yavuz bunu söyler söylemez arkadakilere bir göz attı: — Tez şu mel'unun, şu ha> nin Canını cehenneme gönderin ki, yeryüzü böylelerinden te- mizlene!.. - Sonu var- Tüccar ve komusyoncula- rın kazanç vergileri Ruhsat tezkereleri harcı hak- . . . bir emir geldi takvim yılı başından itibaren 2395 sayılı kanun mucibince beyanname — itasile — mükellef olanlâr hakkında mevzu usul ve mecburiyetlere tâbi olurlar.) Denilmektedir. Yeniden beyanname usulüne tâbi tutu aaların 1938 mali yılı kazanç vergilerinin — evelki rilı kümlere göre terhedileceği sa- rahaten beyan edilmiş olduğun- dan bu mükelleflerin 1937 muli yılında aldıkları ruhsat tezkere- lerinin 25 lirahk tezkere ile tebdili ve harç farkının istifası şöyle dursun 1938 mali yılı mükellefiyet şekillerinin değiş- miş sayılmasına dahi imkâa olamıyacağından 1938 senesin- de de kendilerinden gayri safi iradlı mükelleflerin tâbi olduk- ları tezkere harçlarından fazla harç alınmasına ve beyanname- liler gbi 25 liralık ruhsat tez- keresi verilmesine imkân görük memektedir. 3258 numaralı kanunun mu- vakkat birinci maddesindeki kaydın, bu mükelleflerin 1939 mali — yılında — beyannameleri vergiye tâbi tutulabilmelerini temin için 1938 takvim yılı başından itibaren kaaunen tut- mağa mecbur oldukları defter. leri tasdik — ettirmelerine ve muamelelerisi — bu — defterlere geç rmelerine matuf bulunduğu, binaenaleyh - bu mükelleflerin ancak 1939 mali yılı iptidasın. dan itibaren beyannamelilerin tâbi olduğu 25 liralık ruhsat tezkeresi almak mecburiyetinde olduklarından, 1437 — mali yılı için evelki hükümlere göre, aldıkları ruhsat tezkeresi harç. larının ikmali cihetine gidilme- mesi ve ikmalen alıamış olaa harç farklarının da derhal izde- si emredi'miştir. 1939 mali yılı gelmeden evel işini terk etmiş olan bu kabil mükellefler namına 1938 tak 4 m Dün Alsancak sahâsında m:- safir Güneş takımı Alsancakla ilk temasını yaptı ve oyunu 2 — 1 kazandı. Oyunun sala- hatına girişmeden evel maçtan sonra her iki takım için edin- diğimiz intibaları kısaca anla- talım: Güneş takımı; en fazla nazarı dikkati celbeden oyuncular mü- cimler top kontrolu noktai nâ- zarından çok iyi olmakla be- raber vuruşları işabetsizdi. Mi- safır takım umumiyet itibarile topu ekseriya havaya dikmekle vakit geçiriyordu. Misalirlerin yegâne meziyetleri topu soğuk kan'ılıkla karşılamalarıdır. Nitekim Alsancağın zaman zaman inkişaf eden ve kalele- rine dayanan hücumlarını so- guk kanlılıkları sayesinde ke- siyorlardı. Ve bu suretle rakip takıma gol fırsatı verdirmiyor: lardı. Alsancak: İzmir takımının müdafa hatları atak ve enerjik bir oyun gösterdiler ve rakip takıma Gdeta gol fırsatı verme- diler. Muhacimler müdafaanın güzel oyununa uyabilseydi ve tam 55 dakika kalecisir, on kişi oynamak — mecburiyetine düşmeseydi daha verimli — bir oyun çıkaracaktı, Yani İzmir şansızdı. Birinci devreyi 0:0 berabere bitirmesi de bunu i&- bat eder. Oyunun hakemi: Yamanlar- dan Bay Esad. Evvelâ misafir takım sahaya çıktı. Seyircileri selâmladı ve alkışlandı. Misafirleri Alsancak takımı takibetti. Takımlar şöyle dizilmişti: Güneş:' Cihad, Faruk, Reşad, İbra- him, Rıza, Yusuf, Rebü, Niyazi, Melih, Rash, Salâheddin. Alsancak: Hilmi, Z. Ali, Cemil, Rasim, Enver, Necmi, Hakkı, Bazsri, Sabri, İlyas, Saim. Tribünler tamamile dolmuştu. İzmir takımı daha ilk dakikada sağdan aktı ve Güneş, ancak, topu kornere atmakla vaziyeti kurtardı. Kornerden gelen topa misafirler kolayca kestiler ve avutla — neticelenen — mukabil akına geçtiler. ç Alsancak güzel oynuyor ve zaman zaman AÂteş kalesini 2i- yaret ediyor, fakat muhacimler anlaşamıyor, bu suretle de mi- salir takım müdafaası kolayca akınları kesiyordu. Maamafih her iki takım oyunun müsava- tını bozmak istiyor, oyun seri ve güzel geç'yordu. 12 inci dakikada İlyas topa santreden kaptı, Rızayı atlattı yalı başından terk - tarihine dar kanunun 55 inci maddesi mucibince verecekleri beyanna- meler üzerinden — vergi tarhe« dilmesi ve 74 üncü maddesinin F fıkrası mucibince tahsili ik- tiza ederse de ruhsat tezkeresi harçlarının da vergi gibi vakti gelmeden evel tahsiline dair kanunda bir kayıd mevcud ol- madığından — bu - vaziyetlerde tezkere harçlarının 1939 mali yılından evel ikmalen tahakkuk ve tahsili caiz görülmemiştir. ve 18 çizgisi üzerinden kuvvetli bir şütle topu Güneş kalesine havale etti. Cihad fedakârane atıldı ve vaziyeti kurtardı. Güneş 15 inci, 16 ıncı ve 17 inci dakikalarda ikisi kor- ner olmak üzere üç müsaid frsat yakaladı, fakat istifade edemedi. Tehlikeyi atlatan İz- mir takımı tekrar oyunu Güneş 'dafaada Rıza ile Faruktu. Mahe-| mısıf sahasına intikal ettirdi. Fakat hâkim oynamasına ve muhacimlerinin de zaman za- man fırsat elde etmelerine rağ men netice alamad. Çünkü muhacim battı, topu ezip öldü- rüyordu. Güneş bu aralık se- meresiz geçen iki kormner ka- zandı. 35 nci dakikada Melih Rebüden al bir pasla AL sancak kalesi önüne — geldi. Sert bir hareket İzmir — kaleci- sini evvelâ sahanın dışına — çı- kardı, sonra da hastaneye gön- derdi. Hilmi yüzünden ve bur- nundan yaralanmıştı. Bu dakikadan sonra 10 kişi olarak oynamağa mecbur kalan İzmir takımı bir an için müda- faaya çekildiyse de tekrar top- landı ve kalecisiz oynadığı hal- de oyunu açtı. Mukabil hücum- larla Güneş kalesini tehdit etti, fakat devre gölsüz - olarak be- raberlikle bitti. Alsancak takı- mında kaleci mevkünde müdafi temi tatbik etmek zaruretine düşmüştü. İkinci devre Alsan- cağın haf hattında kesilen Gü- neşin akını ile başladı. Güneş, 2 inci dakikada Sa- lâheddin ve Rebünin bir pası ve şahsi gayreti sayesinde bi- tinci gölü çıkardı. Kaleci o saydı, bunu pek âlâ yakalıya- bilirdi. Bu gölün İzmir takımı» nın maneviyatı üzerine müessir olacağını zannedenler — çoktu. Fakat İzmir takımı 5 inci da- kikadan sonra mukabil hücum- lar yapmağa başladı. 6 ıncı dakikada Güneş sahası dahilin- de bir firikik kazandı. Enver topu kuvvetli bir vuruşla Gü- neş kalesine havale etti, Cihad kuvvetle gelen topa hâkim ola- madı. Fakat İzmir muhacimle- rinin geride oynamaları yüzün- den kaçırdığı topu tekrar ya- kaladı. 7 inci dakikâda Güneş dlehine verilen korner tehl.kesiz geçti. Bu dakikadan 14 üncü daki- kaya kadar top orlalarda do- laştı. 23 üncü dakikada Alsam cak güzel bir fırsat yakaladı, fakat Enver ve Basri topu pay- laşamadıklarından — ve bilhassa bu vaziyette Basrinin müdahale etmesinden fırsat kaçınldı. 3 dakikâ sonra Melihin br geri pasını vole ile karşılıyan Rasih sıkı ve nelis bir ıüşâıel’ınlz tah- vil etti. Alsancak iki sıfır vazi- ' yette bile normal oyununa de- vam ediyor ve zamaân zaman misafirlerin kalesine iniyordu, fakat oyun sertleşmişti. 35 inci de İzmir takımı bir zandı, fakat Basrinin şütü mi- safir kalesinin bilmem ne ka- dar Safirler oyunu açmağa ve mu- stünden avat o'du. Misa- | :Söyliyebi iriz: Galip sayılır ' bu yolda mağlüpi.. Alsancak takımı on kişi ile ve kalecisiz oynâdı. Güneş bugün üçokla karşılaşıyor kabil hücuma geçmeğe çalışı- yorlar, fakat Alsancak misafir- lerin maf sahasından ayrılını yordu. 37 inci dakıkada İzmir takımı solaçık Hakkı ile hücu- ma geçli, müsaid vaziyette to- pu kapan Hakkı topla beraber Güneş kalesine girerken Faruk tam bir favul yaptı ve penaltı.. İzmir takımı Cemilin ayağın- dan ilk ve son sâyısımı çıkar- dıktan sonra bu go'lün verdiği neşe ile hiç olmazsa beraber- liği temin için çok çalıştı, Ta- kat netice alamadı. Oyun da biraz sonra güneşin 2 - 1 lehine bitti. Misafirler bugün öğleden sonra ayni saatte İsaat 16 Za)| ikinci ve son temaslarını Üçok takımile yapacaklardır. Alsancak — takımının dünkü oyunu ( bazı sert hareketleri müstesna) bizi hak ksten mem- nun etmiştir. Fakat lâyıkile ye- tiıtiremediqn_i: takımların, her türlü hakem öyunlarından uzak olarak gösterdikleri bu varlık, bizi yalnız memnun etmeli de- gil, onlar üzerinde dahâ çok çalışmak gayretini vermel dır. İi güÖ a vit Gazzede Bir bomba patladı v: bir İngiliz öldü JKadüm, 26 (Radyo) — Arap getelerimin, Gaazzede miş oldukları bomba, . bugün infilâk etmiş ve bir z ne- feri ölmüş, bir diğeri lanmıştır. Araplar, beşinci defa olarak Musul petrollarımın — boru'arını bozmuşlardır. Viyanadan kovulan Amerikalı muharrir Viyana, 26 (Radyo) — Ame- rikan gazetelerinin bir çoğunu temsil eden meşhur muharrir ve müelliflerden Kededay, hüs kümetin emrile hudut haritine çıkarilmıştır. | Nöbetçi eczaneler Eczaneierin bir haftalık nöbet günlerini gösterir e& yara- Kemerali Şifaş Güzelyalıda Gözelyalı; Tililkikte B. Falik; İki- çeçmelikte İkiçeşmelik; Alssacakta Kemeraltında Şifa; Karantinada B. Epref; Kemerde Kamer; Alsaa cakta B. Ahmed Lörfi, Eşrefpaşada Eşrofpaya. Çarşamba: Başdurakta Sıhbak — Rarataşta B. Habif, Tilkilikte Yeni İsmiz; Trgatpararında — Aari, — Güzelyalıda Afiyer, Perşembe: Kemeraltıada Hilal, da — Güzelyalı, — Tükilikte B. Faik; Eşrefpaşada Eşrelpaşa, — * Kemeraltiada — İttihat, Cüzelyer hıda Güzelyalı, Irgatpazarında Asci; İkiçeşmelikte — İkiçeşmelik; Almaa. cakla B. Buad. — Cumartesi: Başdurakta — Sıhhat; Karaatine: | da B. Eşrel, Kemerde Kacer, Eşrefpaşada EL'[Ü'_ y Pazar: KA Keomeraltında — Hilâi, Karatışık B. Habif, Keçecilerde Yemi — lemiz; İ Hzarpazarında Ami