19 Kasım 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11

19 Kasım 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tabiata bakabilen için İstanbu- lu un sonbaharı cidden hüzün ve. la kaplı kapalı yerinde örtüsüz bir masaya oturduk. Her şey yalnızlık ve kimsesizliğin ıstı. rabı içinde sakin, Bir masa ile; rimizde bir ana kız — öyle tah. min ettim — yemek yiyor. Bu kadarcık insan, geniş salonun bütün tenhalığını . alabildiğine duyurmaya yetmişti bile. . o Tek bir kadın garson, ardın. da hafif bir lâvanta çiçeği ko. siz ve kimsesiz sonbahar gününe © tatlı bir hatıra, biraz hakiki ba. har meltemi ilâve etti, Her hal- de bu müphem 'olduğu için daha tahrikçi görünen işaretlerle he- yecanlanarak, arkadaşım dedi ki: Kıyamet gününden evvel beğeni siyah bir perde önünde bulmuştum. Masallarda olduğu gibi, dere tepe dümdüz gittikten yıllarca sonra, bulunduğum ye- Ye geldiğim zaman gök yeşil, yerler Sesi dallar mercan ren- ginde idi. Ve siy: al rl önünde bir. birine bakân iki ayna, ortasında tek bir kadın vardı. Bu, vr dişahınm kızı falan değ yır. Etile, kemiğile, er bir kadın. Sağdaki in içinde sol daki aynadan görünüşü; onun a sağdaki aynadan solda... örünüşü, onun da içinde, yetine anlatmâsma dilim dönmiyecek, hayal vetine ( Klıraktığım uv (Profil) ile hep ayni. . kadının .canlısından daha kuvvetle beli. . ren, belki daha soluk, fakat da- ha pürüzsüz yüzleri sıralanıyor. du. Soldaki aynada ise yüzünün Ben, siyah perdenin önünde zaif endamım, kemikleri fırlak 'yüzümle tam bir iskelete ben. ziyofdum. Bunu kıyamet alâme. ti sanırsa, kadmın yüzünde muh. temel ye kargaşalığı kolayca tahay; “e gi Gerçi em onun ü belki hiç bir değişiklik Ge Belki değil, muhakkak, Zira o ka dın zaten yoktu ki. 'Tamamsn benim icadım olan bir mahlü. kun her türlü teessüri hali de nihayet benim keyfime tâbi de. gil m i , , uyarak kalbim yeniden 'zün ZAMİR GÜVEMLİ| Oh... Her hali keyfime tâbi, benliğini istediğim gibi teşkil edebileceğim bir insan. beynimin kıv. olan bu mah. ük hareke istiklâl kazanır sefer ona, iha i Medi vermekte güçlü başlaı onda gör. düklerimi takiple aiik vazi. üştü; mercan dallar yavaş yavaş bir renk istihalesine uğradılar, Kar beyaz çiçekler, zümrüt ye- şili yakini ancak sanat e- serlerinde (görülebilecek kadar barikulâde hir mag başladı ve ben emsalsiz b eyecan ceZ- wi doldum, li doldum, taştım. Bu mütenavip harekete çarpma. ga başladı; Ör dünyaya vuştum ; uzun ii tsiz “kat daima" yaşar bir halde kar- e ve hayat dndan bana sirayet ediyordu, Sonra aynalardaki ifadeler de- ğişir göründü. Sağdaki ilk yü- hafi penbeleşti. Yüze nisbetle biraz küçük, fakat duru ve gökyüzü kadar berrak gözleri bu tarafa çevrildi; göl- k çekme. gelendi. Neş&ye banzer bir çap. kım buhar, yüzünden uçtu. — bim daha hızlı attı. Sandım o hayal bana bir şey Seed Sustu. Sadece benim uzun uzuu bakarak kendimden ğim .için ayni h faza etti; belki kıyametten son. ra da edecek. Öteki yüz daha vazihti. Ha. fifçe kabarık elmacık kemikle. Kendisi yoktu ki... Aynaların arasmda kimse kalmamıştı. Yal. nız ayni süretler, aynalarda du. ruyordu, Eğer o kadın orada ol. saydı aynalar onun o hakikilik rTecesinden çatlar ve onun dü. » şünüşleri zihni faaliyetimin di. şında şekillenemezdi. Ben onu yokluğunda bulmuştum. Bun. | dan dolayı gölgesini vehmimde bırakmasını istedim O ise yalnız vehimden ibaret. ti. Gölgesi yoktu ve bana bira. , görd sakladıklarını yaşattılar ve nak. lettiler. Sonra mercan dallar karardı, gök soldu; yer ezeli ve ebedi sarılığını muhafaza etti. oOAr. kamdaki siyah perdenin eridiğni hissettim ve kayboldum: Evve. dâ bir boşluğa düşer gibi. Son. ra başımda bir dönme. Gözleri. min önünde pırıltılı oakislerile şeffaf aynalar. O kadar ki, bak. tığımı Mn fakat, bir ayna rada ayni varmış gibi, zaman- da baktığım Bele beraber, o ka. dımı da görüyord um. Aydınlı ık bir tebe un gülü- banı şünü, dalgın bir çehre elemini aksettiriyordu. bak şu masaya. kulak kabartan, sesimi duyama. dığı zama; n ağzımın kıpırdanı- şma dikkat ederek bu kadar he. yecanla ne anlattığımı eden, tahmine çalışan şu körpe ve masum kıza bak Gözleri me bur. rinde daha yuvarlaklaşacak ka. N > nina toplu ve kalınlar tekinin. iplik iplik ış“klonıyordu. Daha sonraki yüz daha gönç, daha ie ir kamaştırıcı gö- ründü bi O kadar baharla do. lu idi a poe eğin pek fark edemiyor henie'ı .gölgesizdi. Ve, Yarabbi, bütün bunlar âyni kadının mı idi der. siniz?.. F istemez soldaki aynaya, ince, o — elemli, durgun hir çehreydi. değildi. en mercan dallarda elmaslı çiçekler. yeni göz yaşı parlaklığında çi; r. İçi. me tuhaf bir Sm i has km tü, Daha fazla bakama: ses mırıldandı: » a kendisi 4 Yanma İNE yıpranmış kadın bak Tuhaf değil mi?, Gn da saçları hem - pilâtin ç gine boyanmış, hem koyu umral; ağzı hem bir bıçak ya. rası gibi; fakat toplu ve yumu- ak! ğ ız onlar mı?.. Her şey rom için böyle. Şu satırları Miği dm raber o gözlerin rengini tasli Kıyamet gününden evvel ken. dimi siyah bir perdenin önünde bulmuştum. O kadmı, o perde. nin arkasında kaybettim. Zama. TG nm A Bönüre

Bu sayıdan diğer sayfalar: