9 Ağustos 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

9 Ağustos 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayıfa SÖON EYİP SULTAN KİMDİR. 14? “Odanıza Girmekliğim Ne Malınıza, Namusunuza Göz Koydu. “Evdoksiya,, ayni zamanda | sıçramış, odanın ortasına kaç- ı Ü4 ! l mıştı. Hiddet ve korkudan açılan gözleri, nefes alırken kabarıp inen göğsile, Serdara Manastır- daki acı sahneyi hatırlatıyordu. Fakat Manastırdaki korku- nun yerine şimdi bir azamet ve gurur yerleşmişti. Bu mağrur eda; çelik zırhlı Bizans askerleri karşısında bile titremiyen, ken- dini kaybetmiyen Serdarı titre- tiyor ve ne yapmak İâzım ge- diğini tayin edemiyen bir şas- kına döndürüyordu. Kadın: — Burada ne arıyorsun? diye haykırmıştı. Serdar, gördüğü kabul şek- linden şaşırmış ve gururu ki- rılmıştı. Dedi ki: — BSizi görmiye gelmiştim! Sesi, bu suali sorarken tit- remekle beraber lüzumu kadar da kuvvetli idi. Gözlerinde ani bir yangın tutuştu. Fakat ! tekrar söndü. Yerine biraz evvelki aza- met ve gürur geçti. Genç kız sordu: — Beni görmek için ben- | den müsaade almak lâzım olduğumu ” Ööğrememediniz. mi? Böyle adi bir hirsız gibi gizli olarak buraya masıl gi- rersiniz? Serdarın eğilen başı doğ- ruldu, iki adım geriledi, hür- metle eğildi: — Affımaa — rica ederim, odanıza girmekliğim ne ma- hnıza, ne de arzınıza göz koyduğumdan değildir. Sadece sizi görmek, niçin bizi görmek - istemediğinizi ve şehri hemen terketmekl'ğimizi niçin bu kacar fazla arzu etti- ğinizi sormak içindir. Yoksa, başka bir maksadım olsa idi, onu burada değil, manastırda yazardım! Cörüyorsunuz. ki düşündü- günüz gibi “adi bir hırsız,, de- giliz ve eğer bir kadın olma- mış olsa idiniz bu sözünüzü böyle uzun uzadıya delillerle değil, hançerimle cerhederdim. Şimdi müsaadenizle, arka- daşlarımı almıya ve arzunuz Üzere evinizi terketmiye diyorum ! Serdar geri döndü, kalben yaralı ve meyus olmasına rağmen yüzü bir granit gibi sert ve hissiz görünüyordu. Bir atlayışta geldiği pence- renin önüne sıçradı. Fakat, onun acı sözlerini, güzel gözlerini kırpmadan ve ufak bir harekette bulunmadan dinliyen — “Evdoksiya,, derhal atıldı ; — Ne yapıyorsunuz ?! Ve pencereden — aşağı — atlamak üzere olan Serdarı tuttu. — Nereye — gidiyorsunuz, çıldırdınız. m? — Geldiğim yere! — Fakat, şimdi arkadaşımızı kaçırdığınızı — duymuşlar, her tarafı sarmışlardır ! — Daha iyi ya, yakalayıp, Serdar ile “Evdoksiya,, göz göze geldiler. Güzel Rum kızmın - yanak- larma doğru iki yaş damlası yuvarlanmış, yanaklarında ku- Yavaş, yavaş doğ>n güneşin z w mdan De Du!unyadıs ten Şuphe!eıııgordıv I Ne De dildir..» ışıkları yüzüne gibi saçlarım yaldızlıyordu: — Buraya gelmiyecektiniz!. Birbirimizi — görmiyecektik!... Bunu niçin yaptınız? Yakup, onu gene göğsüne ıldı, kuvvetli kolları arasında ııhı Dedi ki: — Dıyınıııııdını da geldim! Eğer bir güzele esir olmak gü- nahsa ben bu günaha katlanı- | yorum! | Gözleri, gözlerinde, sıra ile söyliyerek, birbirlerini dinliyerek böylece saatler geçirdiler. * Evdoksiyanın birkaç — saat- tenberi şen görünen çehresi birdenbire "değişmişti. Serdar endişe ile sordu; — Fakat, ne oluyorsun? — Hayatımızda yaşıyacağı- mır şu mahdut dakikaların geçip gittiğini düşünüyorum. Bunun sebebi? — Çünkü ayrılacağız! — Ayrılmak mı? Niçin? — Çünkü siz bayrağınızı ve vazifenizi benden fazla se- viyorsunuz! Bana mütemadi- yen Rum ateşinin terkibini, Kalinikosun bunu imperatora verip — vermediğini — soruyor- sunuz. — Fakat bunun aşkımızla alâkası ne? — Pek çok! Bu hareketle- rinizle birbirimize düşman ol- gi- | duğumuzu daima hatırlıyacağız! Siz nasıl “Rum ateşini ,, ele geçirmek için beni feda edi- yorsanız, ben de... Serdar onun sözünü kesti, heyecanla dedi ki: — Fakat ben “Rum ateşi,, ni vazifem — olduğu için ele geçirmekte, sizi de kalbimin eşi olduğunuz için sevmekte devam edemez miyim? *“Evdoksiya,, doğruldu, saç- ları diken diken olmuş, göz- leri dönmüştü: — O halde benim de va- zifem Rum ateşini muhafaza etmek ve sizi yakalatmaktır! — Fakat ben bir serdarım, siz ise bir kadınsınız. — Aldanıyorsunuz, bir kadın değil memleketin akıbetinden mes'ul bir.... Evdoksiya sustu. Serdar israr etti: — Bir?! — Bir Vasilisayım! — Aldanmıyorsam “Vasilisa Evdoksiya,, imperator Kostan- tinin kızıdır ! — Çok iyi tahmin “ettiniz! — Tahmin ettim, fakat ak- vuruyor, altın | sine — inanmak aldatmak istedim. için kendimi Serdar Yakubun yüzü sap- sarı kesilmişti. Hürmetle eğildi: 1 — Affınızı rica ederim, bil- | miyordum! Bilmiş olsa idim, bir —imperatoriçeyi — sevmek felâketinde bulunduğm — için kalbimi / parçalar, ve odanıza Biraz evvel hırçın hırçın söy- lenen “ Evdoksiya şimdi hiçbir cevap vermiyor, daha doğrusu veremiyordu. Serdar Yakup ağlar gibi devam etti. (Arkası var) Maiyet Memurlarının Stajı Mülkie mektebinden mezun olup dahiliye mesleğine giren- ler Vilâyet merkezlerinde mai- yet memuru olarak bir sene staj görürler. Dahiliye Vekâleti bu staj müddetini iki buçuk seneye çıkarmıştır. Kâmil Rıza Bey Uzun zamandanberi İstark bul sahnelerinden uzaklaşmış POSTA | olan kiymetli san'atkâr Kâmil | Rıza Bey Darülbedayi'e in- tisap etmiştir. Son Posta'nın Bilmecesi » Dünkü bilmecemizin halle- dilmiş şekli şudur: l23453739|0|l Yeni Bilmecemiz 34567891011 ©OM ODU AW — Soldan Sağa, Yukardan Aşağı: 1 — Seda (3) lezzet (3) kış futbol maçları (3) 2 — Çocuk alan (3) başörtüsü ıııııı (3 eşhur. bir isim (5) dur- ıun (5) 4 — Karadenizde bir şehir (7) z Esas (5) ekin sapı (5) 1 — Meşlııı bir dağ (5) belli (5) 8$ — Büyük balıkçı kayığı (7) 9 — Yumuşak şeker (5) ışık veren (5) 10 — Feha değil (3) tatlı (3) 11 — Derece Ghslaklık (5) erkek izal (3) Sofya'da Yangın Sofya, 7 (Hususi) — Maliye nezaretinin alt katından yan- gin çikmiş, fakat söndürül- müştür. Yangının sebebi be- nüz anlaşılmamıştır. »Acaba Ne Oldu ? Konya, 4 Konyanın Çamurlu İret köyünden Mus- tafa isminde bir köylü ortadan kaybolmuştur. Bir vergi kaçakçılığı haber verdiği için düşmanlıkla öl- " dürüldüğü zannolunuyor. Son Posta Karilerine Ayda Bin Lira Ikramıye Dagıtıyor. TALİMİZİ MUTLARA DENEYİNİZ! İlk müshamızdan itibaren karilerimiz arasında bir eğlence lertip ettik. Bu eğlence bir tall — oyunudur; ikramiyosi 1000 kiradır. Tali oyununa siz de Iştirak edabilir. siniz, hem bunun İçin herbangi bir mazrafı ve zahmeti — ihtiyar — ededek bakınız nedem ımsımm.AumN ŞARTLARI — Hergün gazetemirin Ük sahife- Ginde biz Rpen . giüreeelninia, - Mifesi bu kuponu kesip — saklı 70 'Bu kuposları olacaktır. 3 — Bu etur. kuponu topladığınız zaman Hötfen matbasmmne getiriniz =- gönderiniz, mukabilinde sumaralı bir bilet alacaksınız, bu biletin, ayni numa- rayı taşıyan Üd kasma vardır, birinci kısmını senet olarak saklıyacak, ikinci kısmını da kâtibiadil tarafından mühür: lenmiş olan bir kutuya bixrat atacaksı- taz. 4 — Numaralı biletleri İhtiva eden kutu kâtibladil tarafından açılacak ve kâtibiadil tarafından kur'a çekilecekti? Kur'amıza dahil olmayı layınız. n adedi. 30 tane “1000,, LİRA NASIL VERİLECEK?., Bin lira, kazananlar arasında Şu suretle taksim edilecektir: LİRA 250 150 50 25 10 Birinciye İkinciye Üçüncüye Dördüncüye Beşinciye Yetmiş karie — 5 şer Xetmiş karie 25 Bu ikramiyelerin yekânu olan (1000) lira Istanbul'da Türkiye İş bankasına yatırılmıştır. İkrami- yeler Cümhuriyet altını olarak verilecektir. ihmal etmeyiniz, — hiçbir zahmete girmeden mühimce bir para kazanabilirsiniz Şimdiye Kadar Toplamadısanız Kupon Eksikleri Matbaadan Tamamlayabilirsiniz. İyi Şey Daima Zor Yapılır vakitler bir serçe ile bir kug:ı ahbap — olmuşlar. Birlikte bir yemek pişirmişler. Sonra — yemeğe Mnrıı.lır Serçe bakmış ki karga sim- siyah, kirli, pis birşey. — Karga kardeş, demiş. Baksana, ber tarafın kapkara | Burnun kara, ayakların kara, üstün kara. Yemeğe böyle oturamazsın. Şurada küçük bir çay var. Oraya git te bir yıkanıver. Karga temiz olmak isterdi. Ona başkalarının kirli demesi hoşuna gitmedi. Karga İle Çay Kalktı çaya gitti : — Kuzum çay, dedi; ben kargayım, bana biraz su ver. Şu üstümü, başımı yıkayıvere- yim Çay kargaya dedi ki: — Pekalâ. Ben sana su veririm, Fakat — sen evvelâ geyiğe git, bir boynuz iste. ©O boynuzla bir de çukur aç. Ben oraya su dökeyim, sen de yıkanasın. Karga İle Geyik.. Karga geyiğe gitti: — Geyik kardeş, dedi. Ba- na bir boynuz versene.. Bak üstüm başım kapkara. Boy- nuzla bir çukur kazacağım, çay bu çukura su dolduracak, ben de onunla yıkanacağım. Bilirsinya ben temizim. Geyik cevap - verdi: — Karga kardeş, ben sana bir boynuz veririm. Fakat ben SÜt isterim. İneğe git, sana biraz süt versin. Sütü bana getir, ben de sana boynuzumu | vereyim... U Arkası ıırl CIC[ Bir gün Cici, Bici, İnci Kuku mektebe gittikleri za- man ince bir sesin: İki kere iki dört, iki kere üç altı! diye kereleri söylediğini duydular. İnci başını çevirince Papa- ğan'ı gördü. Başında da koca- man bir külâh vardı. Ha.. Sesin nerden gel- diğini buldum. Papağan bun- ları nc bilecek, ses külâhtan geliyor.. deci. Hacı orada idi: —Hayır, kü'aâhtan gelmiyor, | İsterseniz külâbı çıkarın! dedi. Yi tlipo hanım da | BICİ Külâhtan Gelen Sesl Buna Dair İşte Size Küçük Bir Misal;.. Seçe İ Ka ( OYaar Hilan Ö Bici arkasına döndü, elini uzâ' tı, tam külâhı çekeceği Pıpığın fir dıyc önlerine, ;nlu ayaklarının içine Hipo hanım, — ayal arasında birşey yuvarland! nt görünce ödü patladı. mıya başladı. O, kapıdam şarı nca Kuku: —Oh, diye bağırdı. | teşekkür ederiz Papağancı; Artık Hipo hanım bugün € yapamaz; haydi gidelim. çantalarını aldılar, sevine vine evlerine gittiler. ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: