1 Ocak 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 14

1 Ocak 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rini oku. rifi hatim çocuklar olanlara ilâbiler müsait iımin pa» 2 parası” ii, acibince, ocuklara sirer kat verilirdi. e dağıtı- iki ders- dı? 1— Sarf. 2 — Nahıv, 3 — Mantık. — 4— İlmi adap. 5— İlmi maani, 6— İlmi kelâm (ilâbiyat). 7 — İlmi bikmet, 8 — İlmi fıkıh. 9— İlmi tefsir. 0 — İlmi badis. Bu dersler ön beş sene sürerdi. Fakat, tefsir. hadis. fıkıh. tas savyuf e derecei kemale er- otuz sene kadar olsun çalışmağa alevli Mad. 1 icazat ver» dikten sonra falebelerini, tahsilleri es- masında bazı müşkilâta tesadüf elip te halledemezlerse “darüttefsir» ve “das rülhadis, ve “darülfıkıha, gönderirlerdi. Bu müesseselerin müderrisleri, mütahas- sısların en mümtazlarıydı. Umumiyetle müderrislerin bir SL yalnız ders vermekle meşgul olurlar; ve bir takımıda hem ders okuturlar ve hem de Fetvaneye devamla tatbikat gön rürlerdi ki.. bunlar ilmiye mesleğinde âli mertebelere ermek istiyenlerdi. Ka- zaskerler, şeyhülislimlar hep bu kısım- dan yetişirdi. Herhalde müderris olmak, ve mollalık ve kadılık payesi ve hizmeti almak için «sahan medreselerinden” icazetle neşet etmiş olmak lazımgelirdi. Binaenaleyh müderrisler temeyyüz etmiş ülemadan ve fudelidan olub, herbiri birer müctehit gibiydi. Nicelerinin mak- bul telifleri vardır. Bir müderris yol. < geçse, halk onu hürmetle selâmlar IdL “Sahan, medreselerinde tahsillerini ikmal edenlerin birincilerine ibtida “hariç,; sırası geldikçe ve münhal oldukça yüksek maaşlarla “dahil, ve “Tetümme, ve .Sahan, müderrislikleri tevcih ediliyordu. dıların ( bunlara molla da denili- yordu) salâhiyetleri vasi ve mütenevvi idi. Bunlar, hep devlet ve memleketçe mühim şahsiyetlerdi. Adliyeye ait işler ile, hukuk ve ceza davalarının hal ve faslı ile iştigalden başka, kadıla- i rın icrai birçok vazifeleri de vardı. Za- bitaya, dahiliyeye, askere, belediyeye | müteallık işler hep kadıların ellerinden göçerdi. Eski kayıtlerde görüldüğü üzere, meselâ «Beypazarı eşkiyasının tutulup cezalandırılması için * maballi kadısına emirname giderdi. «Düşman gemilerinin sevahile yanaştırılmamasına» veyahut «fisebilillâh asker cemi ve barp levazımı sevkedilmesine” veyahut Esba meni patriki Abrahamın İs- tanbulda Pl caiz olmadığından fe- sadını def için Tokatta ikametini Er. eni alli. isti etmekle mahfuzen srkalamdu uğuna, dair kadılara emirna- m. e e Kadılar da baar işler hakkın meselâ bir menfinin affı epi veyahut her. bangi bir Himarın heyefli nbsuassidın ensibi veçhile verilmesini” İstanbula inha ederlerd “Bilki Rumeli ve Anadal kazas» * Ö zamanın talebele- mecbur ve mahküm- dular... * kerleri, Rumeli ve Anadoludaki kadılara, akimlere nezaret ederlerdi. te devletimizin kavi temellerinini atan, ve muazzam binasını kuran ecdas dımızın Türkistandan, Şamdan, Irak- fan, Mısırdan... ilâh celbettikleri füdeli- rından bazılarının namlarını, pek muh terem üstadım merhum Ahmet Vefik paşadan naklen buraya kaydeyliyorum : Şeyh Şemseddin o Buhari, a Davut, Molla Şeyhi, Hoca Esvet, Muh” lis Beşe, Aşık Beşe, Taceddin Kürdi, id Çelebi, Molla Fenari, Kutlani, Şeyh Vefa, Molla Kürani, Müeyyet zade, Molla Hüsrev, Ak Şemseddin, Sarı Yakup, Tacizade Sadi, Hekimşah, Şarih Çeğmuni, Sinal Beşe, Ahmet Beşe, Yakup Beşe, Kuşçu, Mirim Çe lebi, Arapşah, Subuti, Mustafa paşa, Mevlâna İdris, Neşri, Defterdar Şahidi, Nişani ehmet paşa, Imat Çe lebi (ilk büyük Türk şairi), Cemali, İlâhi, Necati, Ak Şemseddin zade Hanıdi, şaire mühtedi Zarife hatun, Kastas monili Zeynep batun, Zenbilli Ali efendi ( Mevlâna Cemali), Ebussud efendi, Kemal Paşazade, Birgüvi, İb. rahim Çelebi, Taşköprülü zade, So kullü Mehmet pâşa, Feridun bey, Ramazanzade, Nişancı Celâlzade, Ferdi, Selâniki, Ebulfazl, Kınalı zadeler, Seydi Reis (kâtibi rumi) Biri reis, Peçevi, Masuh Apti, Mişancızade, Ali, Kara Çelebi. İebi (Hacı Halife) Veysi, Taşköprülü zade, Reisülküttap Zülfikar efendi, Ebubekir efendi, Tavukçu Musirfa efendi, Addürrezzak efendi, Ahmet Resmi efendi, Müverrih Çelebizade efendi, Raşit, Pirizade efendi, Esat efendi, Abdullah Vessaf efendi, Nakip Rıza efendi, Mili efendi Gelenbevi efendi, Suphi, Şaban Nuh efendi, Hoca İshak, Yusuf Hilmi, Asım, Köp- rülü Esat paşa, Ragıp paşa, Mevres, Sabit, Haşmet, Uşakı zade, Hekim oğlu Ali Paşazade Ziyai, Defterdar Safai, Naima, Defterdar Mehmet paşa Dürri efendi, Hayati zade, Yirmisekiz Çelebi Mehmet efendi oğlu Sait paşa ilâh... w edreselere yerleşemiyen, veyahut medreselerindeki müderrislerin ilmile iktifa etmiyen talebeye de, büyük ca» milerde sabahları mantık, maani ve hikmet; öğleden sonralarıda fıkıh, tefsir ve hadis okutan müderrisler vardı. Bu dersler de on beş sene sürer di. Tahsillerini ikmal eden talebe Şey» bülislim kapısında imtihan geçirirler, kazanırlar ve isterlerse * ii olurlardı. Yani kâfi miktar tahsisatla istedikleri camilerde umumi ders okut mağa mezun olurlardı. "Dersiam, denilmesi: kim isterse dersini KİN eni yoktur demekti. # Hasılı umumiyet itibarile ilmiye mesleği pek maz rev şerefliydi. Kadılar la Di ve kazaskerler olsun bir işte: “Allahın emri budur, deseler, herkes kabul > ve kimse muhalefete cesaret edem akat on yedinci asırda (bici tarihinden sonra) devletimizin kanun» ları, nizamları bozuldu. Her işe iltimas girdi, batır karıştı. Müderrislikler, kadılıklar ehliyetsizlere geçinme vesilesi oldu. Paşalarımız, ricalimiz e yaramis yan oğullarına, hısımlarına, akrabaları" na, bendelerine, hatta e uşaklarına, o cümlecilerine (o imtihansız rüuş alıvermek yolunu açtılar. Cahiller ve avamtakımı parayla müderris ve kadı mülâzimi sline e ılar. Bunlari 1 SÜ uncu sayfada

Bu sayıdan diğer sayfalar: