9 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

9 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Verilen antibiyotik harareti düşürür, mikrobu yok eder, belirtiler silinir. Halbuki böyle vakalarda iki, üç gün beklemek, arazi tedavi yapmak, pa- liyatif 11açlar kullanmak ve bu sırada gereken bütün klinik ve lâboratuvar m ayenelerini ikmal etmek bütün bu yanlışlıkları - önleyebilir. Hekimlikde — acele yoktur Aceleci hekim en kötü hekimdir. Patolog için "tedavi sonu pato- morfoz" u yani bir organın hastalık ve tedavisinin karşılıklı — tesirleriyle aldığı anatomik veya histopatolojik durum henüz yeni bir konudur. Kli- nikçiler 1ç1n de "Pato-metamorfoz terapötik" denilen durum yani teda- vile hastalığın klinik — görünüşünde meydana çıkan degışıklıkler entere- san olmakl beraber henüz tama- men bilinmemektedir. Zamansız ve acele yapılan bir müdahale bazan vahim sonuçlar da doğurabilir. Pol- yo'yu ele alalım. Bu hastalıkta mik- rop vücudu istilâ ettiği zaman bir viremie safhası vardır ki henüz has- talık bu devirde bir yerde lokalize olmamıştır. Hastalığın sonradan si- nir sistemine yerleşerek yaptığı pa- raliziler vakalarının ancak küçük bir kısmında ortaya çıkar. Virusu, büyük bir anfinitesi olan sinir sistemine çe- kecek bütün travmalardan, yorgun- luk ve zorlamalardan - stress - ka- çınmak en doğrusudur. Hasta rahat bırakılmalı, zaten büyük bir faydası olmadığı artık anlaşıldığından, kan aktarma, serum tedavisi gibi müda- halelerden sakınılmalıdır. Bu metod- ların üstelik sok yapma, lokal ve ge- nel reaksiyonlar uyandırma gibi mahzurları da vardır. Hattâ bel ke- miğinden su bile almamalıdır. Tipik bir vakada bu metod teşhis için lü- zumlu değildir. Zaten polyo'da önem- li bilgiler de vermez. Eğer vakanın başka bir hastalıktan ayrılmas; ge- rekiyor ve teşhiste şüpheler mevcut bulunuyorsa hiç olmazsa bel kemiğin- den su almayı birkaç gün sonraya atmalı ve hastalık tablosunun iyice yerleşmesi beklenmelidir. Bu sırada da hastayı iyice rahat ettirmeğe bak- malıdır. * Kan alma meselesi Pratisrven — hekimin başında bir dert daha vardır. Bu da âcil hekimlik te çok Trastlanan kan alma y işidir. Beyin trombozu veya beyin anbolisi vakalarında eskiden beri müracaat e- dilen bu usul yani damardan 500-700 c.c. kadar kan alma tekniği artık es- ki değerini muhafaza etmıyor Hele dimağda, erime yumuşama, mol- lisman olduğu zaman böyle bir tedavı tehlikeli de sayılıyor. Böyle bir kan almanın sonunda görülen tansiyon düşmesinden ötürü beyin arterlerinde bir büzüşme ve buralardan geçen ka- nın debisinde bir azalma oluyor. Za- ten kansız kalmış olan dimağ paran- kiminde bu durum daha vahim olay- lar yaratıyor, ramollismam artırıyor Beyin kanaması hallerinde ise AKİS, 8 TEMMUZ 1955 mardan kan alma nazari olarak ye- rinde bir müdahale sayılıyor. Fakat başlangıtça kesın bır teşhis koymak mkânı olmadığından bu müdahale geç kalıyor ve bu şurada da zaten di- mağ parankiminde büyük bir hara- biyet teessüs etmiş bulunuyor. Bü- tün bu müdahalelere rağmen hekim "beyin anbolisi ve tronbozu hallerin- de damardan kan almanın zararlı ol- duğunu ben de biliyorum. Fakat halk TIB bu gibi acele durumlarda benden bu müdahaleyi bekliyor ve 1stıyor " di- yebilir. Hakikaten halk bu işe çok a- lışmıştır. Hattâ, hasta kaybedildiği zaman bilen, bılmıyen bir takım fi- kirler yuruterek kan almadıgı için. hekimi mesul tutabilir. Bütün müşküllere rağmen hekim sadece kendi vicdanına karşı mesul olduğu- nu hatırdan çıkarmamalı ve kıtabın dediğinden şaşmamalıdır. — Dr. E.

Bu sayıdan diğer sayfalar: