28 Şubat 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

28 Şubat 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Beyoğlunun Iışıkları ile karşılaşır karşılaşmaz 33 sene öncesini unutu- verdiler. Moda Yeni dekolteler ski bir elbiseyi yenileştirmek ıçın bazan yakaya vurulan bir mak. arbesi kâfi gelmektedır Boylece yeni dekoltelerden birine sahip ol- mak bu dekolteyi bir ilâve teferruat, bır beyaz yaka ile cazip hale sokmak imkündü Yalnız her dekolte her kadına ya- kışmaz. Tipe göre dekolte seçmek lâzımdır. Bunun için, moda mütehas- sısları meşhur artistleri ele alarak onlara göre dekolteler icad etmişler- dir. Şimdi kadınların bu artistlerden hangisine benzediklerini - tâyin ede- rek kendilerine en uygun dekolteyi seçmeleri artık eskisi kadar zor ol- mıyâcaktır. Gina Lollobrigida tipi u ufak tefek esmer ve etli ka- Bdınların tipidir. Bunlar omuzları- nı gösterdikçe daha cazip olurlar. Ba- to denilen yayık, dekolte bu tipe çok iyi gider. Omuzların bittiği noktada dekolteyi meselâ iki fiyonkla süsle- mek görünüşün cazıbesını daha da arttırabilir. Bırgıtte Bardot tipi a boylu, sarışın , ince omuz lu ve dolgun goguslu kadın tıpı- ir. Bu tipe yaka ve dekolteyi süsle- yen herhangi bir teferruat hiç git- mez. Bunların seçecekleri dekolteler daıma sade olmalıdır. Omuzlara doğ- u değil, de, göğüslere- dogru açılma- lıdır Bu dek lteleri yalnızca kenar biyeleri ile süslemek kâfidir Şophıa Loren tipi u tip esmer, çok uzun boylu, ge- niş omuzlu!: dur. Güz elliğe — biraz yumuşaklık ilâve edebilmek için "V" seklindeki dekoltelerı tercih etmeli- dirler ve bunl. eselâ beyaz organ- zadan yaptırmalıdırl z Taylor I ncecık, esmer ve ufak kadın tipi- dir. Yüzünü aydınlatmak mecbu- riyetindedir. ama, Sophıa gıbı genış yakalar seçemez. Beden kı: z te- ferruatlı ve çıplak olmalıdır Açık dekolte meselâ beyaz muslin bir ince eşarpla bağlanmalıdır Marilyn Monroe tıpı rşın, yuvarlak hatlı, goguslu kadın tipidir. Bu tipe de az süslü alb biçiminde sade dekolteler uy- gundur. Her Akşam TURİSTİK GÖL GAZİNOSUNDA Halk türküleri okuyucusu ÜMİT ŞENER ve Bağlama Üstadları. Her Pazar program- hi içkisiz aile matinası. Tel: 12167 AKİS, 28 ŞUBAT 1959 Ana ütün dünyada, gün — geçtikçe Bdaha fazla önem kazanan bir müessese ana o Duydu- gumuza bugün Fransada yeni tip ınşaatlarda büyük apart- manların üst katlan ana okulu, yuva ve çocuk bahçeleri şeklinde hazırlanmaktadır. Böylece çocuk- ları sokaktan ve sokağın çeşıtlı tehlıkelerınden korumak, onla: küçük yaştan akranları ile oym- yarak cemiyet hayatına alıştırmak mumkun olmaktadır. Bu muhak- kak ajile için de fevkalade fay- dalı bir teşebbüs Anne sabah- leyin, ev işlerine, başlarken, çocu- ğu asansöre bindirip yetişmiş bir elemanın nezaretindeki yuvaya gönderecek, rahat rahat çalışacak ve yemek saatınde onu tekrar ya- nına alarak, onunla daha neşeli ve faydalı bir şekılde meşgul olabile- tir. Gene akşama vazifelerini yapmış ve dınlenmış olarak, ayni güler yüzle çocuğunu olduğu gibi kocasını da neş'e ile karşılıyabile- ceği şüphesizdir. Mahall yuvala- rının bir iyiliği çoc annenin daima irtibat halinde kalmalarını şağlamasıdır. Gene Fransada, Mil- li Eğitim Bakanlığı tarafından i- dare edilen ana okulları her aile- ye çocuğunu daha ıyı yetiştirmek fırsatını vermektedir. Ana okullarının gün geçtikçe, daha fazla rağbet kazanması ha- yat şartlarının bütün dünyada sü- ratle değişmesine bağlıdır. Bugun iktisadi şartlar, anneyi za- an ev dışında çalışmaya mecbur etmektedir. Dışarda çalışmayan kadın ise, çarşı pazar işi dahil bü- tün ev işlerini tek başına, yardım- sız yapmak zorundadır. Bir kadı- nın bütün bu işleri başardıktan sonra, bır de kitaba uygun şekil- de çocuk yetiştirmesi için insanüs- tü bir kudrete sahip olması la- zımdır. Bu durum karşısında ço- cuk ya cahil kimselerin eline, ya sokağa terkedilmektedir. Ya da Okulları Jale CANDAN dairelerinde, ana normal dar apartıman kuzusu misali, köşe bile veremiyoruz. Hele kışın bir küçük yavrunun ömrü hep soba etrafında, büyüklerle beraber geç- mektedir. Bütün konuşmaları din- ler, sual soramaz; neye el atsa ka- bahat olur. Onu süsleyip püsleyip evin bir biblosu gibi köşeye oturt- mak isteriz. Bu, elbette çocuğun yaradılışına aylandır. Ama şartlarda anne ne yapabilir? Bır annenin çocuğu uğruna şahsi ha- yatını tamamıyle yok etmesi müm- ün müdür? Bunu anne yapsa ce- mıyet hoş gormez Zaten bir an- nenin iyi yetişmiş bir ana okulu ogretmenının bilgisine sahip olma- sına da imkân yoktur. Mütehassıs- ların her fırsatta tekrar ettikleri gibi, çocuk normal inkişafını ar- kadaşlar içinde daha —mükemmel surette yapar. Arkadaşlarla bera- ber daha ıyı ogrenır daha iyi oy- nar, daha iyi büyür. Memleketımızde de ana okul- ları yok değildir. Fakat bunlar ol- dukça pahalı özel okullardır, üs- telik elemansızlık yüzünden b 0- kullarda da çocuklar daha ziyade cahil kimselerin elinde kalmakta- dır. Bir samanlar ana okulu öğ- retmenliği diye bir meslek Her nedense öğretmen okulları da ube sonradan kaldırıldı Bugün ılkokullarımızda iki ve üç- lü tedrısat yapıldığı bir vakıa iken Eğitim Bakanlığından bir de anne okulları açmasını istemek tebessüm uyandırabilir. Ama eger bir gün esaslı bir- programla yeni bir teşkilâtlanmaya doğru gidile- cek olursa, herhalde ana okulları dâvasını da ele almak icap edecek- tir. Bizim cemiyetimizde de bu ih- tiyaç kendisini göstermeye başlat- mıştır. T. K. B. Ev Ekonomisi Kulüpleri MUTFAK ÖNLÜĞÜ MÜSABAKASI 1 inciye ailesiyle birlikte İzmir Fuarını ziyaret 2 nciye büyük halı 3 üncüye elektrik sobası 4 üncüden 10 oncuya kadar muhtelif çeşitli cazip hediyeler Fazla tavsilat için: P. K. 1106. Son önlük gönderme tarihi: 20 Mart 1959 vardı. 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: