7 Ocak 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

7 Ocak 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LA e ıı Akşam Mesele asar arlaşılabildi/ Senebaşı gecesi 55 el silâh atarak polisi şaşırtanlar kimlermiş?.. Altı sarhoş evvelâ kavga etmişler, sonra barışınca keyiflerinden silâhları İS ZARİ tahkikatı ile meş Mesele şu: Seneba: sene düdükleri çalarken memurları hemen vaka kimse olmadığını görmüşlerdir. üç el silâh patlamıştır. Bunun üzerine zabıta. memurlafi Tophaneye koşmuşlar, patlamı: Sn Bu suretle çok p bir mevkide kalan polisler İçlerinden m Te e bıra- nna memurlar cıkarılm ii ve her taraf incederi inceye aranılmağa NE ka silâh sesi im olduğunu anlayamamış- Polis senebaşı gecesinden beri çok garip bir meselenin gecesi, tam saat yirmi dörtte yeni Galatada umumhane sokakları- nın önünde üç el silâh patlamıştır. Bunun üzerine polis mahalline gitmişler, fakat ortada Polis memurları b tahkikat ile meşgulken bu sefer de Tophane cihetinden urada Bu suretle beşer dakika ara ile Galata Tophane, ve o civar- daki Dereboyu sokağında 15-16 kere üçer di silâh atılmış ve o gece bu daş n failleri bir türlü bulunamamı Aradan örne geçtikten sonra, uzun tahkikatların > esi olarak olduğu ilmi Hadise — basittir: gece emme Derebo; sokağında madam Ahmet, Mustafa, h üç arkadaş fena halde sarhoş olmuşlardır. Aynı evin karşısında madam Nina isminde bir kadın oturm — tadır. Madam Ninanın da o gece Niko, Vasil, Şerif mine “üç erkek misafiri vardı. Niko il Sarhoşların vakayı Eni evlerle silâh at ıkları ye ar deği da İyi evdekiler ba Meni surette kav- tutuşmuşlardır. e ka aa uzun sürmemiş bir az sonra barışmışlardır. İşte bu barışmayı desi in gi oşlar yeni (arkada: erefine ki semtin muhtelif Se ilini tamam 5 el silâh atmışlardır. Bu altı kafadar zabıta tarafın- dan adliyeye verilmişlerdir. Sahife 5 R Cihan iktisadiyatı | Yunan başvekili M. Venizelos Ankarada bizimle malüm itilâf- nameleri imzaladıktan sonra mem- leketine dönmüştür. Atinada baş- lıca meşgalesi fırkalar raşrliği ihtilâfları tesviye ve tahfif etmek itilâfnameleri (o parlamentoya tasdik ettirmek olmuştur. Varşovada rae tütün inhisar idaresile mühim r ticari mua- mele yapacaktır. vereni tü- tünlerini kredi ile vermek vazi- yetinde değildir. iğ histan tütün k isti- dan kalkmı: Mi Mela e aça- caklardır. Leh tütün idaresi de bu kredi ile Yunan tütünlerini e Yun: tütünleri kat'i itilâf hasıl uldaktan sonra mühim bir mahreç bulmuş emi vi suretle Yunanistandaki tüi anı bir derece bafifliye, M. Venizelos andım dan doğru Yani avdet etmiştir. Bura- vekilinin Viyanayı ziyaretinin de da se > e b mai maksada mal vi sui kast Bir kaç seneden beri Türkiye aleyhine Avrupada belli başlı ârane bir hareket yoktur. manlardaj Türkiyenin ikti- sadiyai a aleyhine şayanı dikkat entrikalar yapılıyor. Cemiyeti ak- amın bir afyon komisyonu vardır. Bunun başlıca vazifesi kokain, morfin; , haşla, afyon ve emsali uyuşturucu maddelerin tacirlerini ri ii almaktır. M. Venizelos Yunan tütünlerine mahreç arıyor - Afyon ticaretimize suikast Komisyon osenelerden beri çalıştığı halde müsbet bir iş görememişti Çünkü devletler im payı eselâ Londrada geçen toplanan konferansta afyon müs- tahzeratı imal ve ihraç eden e İngiltere, Fransa , Alm e İsviçre olarak dört deyi Eagle Bu esas üzere yapılan bir itilâf mucibince Türkiyenin er mahsulu olan afyonların dört memleketin kefilin bii ola- caktır. anın en çok İl yetiştiren olan Türki- er er suretle hüsnü niyetimizi gös- rdik. Şimdi ise bu malümata istina- den bütün dünyanın ihtiyacatının i yarısı kadar mo raç etmekle itham olunuyoruz. mis gibi e mühim gazetelerin başmakale- lerind u ii yapılıyor. Anlaşıldığına göre bütün bu propagandalar, Türkiyenin ikti- sadi binasının im rüknü olan afyon ziraatine ve afyon müstahzaratı o 5 iine (o karşı adeta bir sui kast teşkil ediyor. Eğer afyon ziratı ve sanayii hak- kaniyet üzer urette tah dit ee olursa müzakere; hazı âkin başka me Erleri ağ hiç yiyen yetiştirmedikleri halde ars payı istemelerine razı ea Z. Bir de me İstanbul göste- rilen k vukuatında yaka- urucu maddelerin ek- â a biridir. Buradan a em lıklar ükl ale enli Val buki b hakikat Avrupada da anlaşılmağa © başlmıştır. £ Deyli eş İngiliz yazari A paya, Amerikaya, Mısı ve Aksayi şarka ni buldan & olarak giden kokainlerin — azamı Rusyadan iğini yor. ei A Konfera mayısta a mukavele ti sihdnilamağa ik şacaktır. İstil ve istihbar susundaki 'kiimize mütenasip bizim için hisseler tefrik olunur ise memn bizde buna iştirak edeceği Tefrika numarası: 6 O mami mama am Külkedisi Evlendi Yazan: Selâmi İzzet Hicran'ın arkadaşı — Bir tango oynıyalım mı Hic- ran hanım? — Eğer muhakkak istiyorsanız oynıyalım beyfendi, yalnız gayet fena dansettiğimi evvelden söyli- m. — Neden fena dansedesiniz? Tüy gibi hafifsiniz. — Ol labilir. Fakat hiç daneset- mediğim için. — Balolara, tedansanlara git- mısınız ? miyor — r; hattâ terziye bile gitmem. Şu üstümdeki elbisemin haline bakın. ODügünde benden sm giyinmiş kimse var mı? Bunu söylerken Hicran, elbise- a «in bir çuvala benzeyen tuvaletini gösterdi. Fikri, Hicran'ın esvabına değil, yüzüne, gözlerine baktı: —Elbisenizin güzel olup ğını bilmem, fakat olmadı- zaman sert bir ses kulakları rını tırmaladı; — Rica a dansetme Hic- ran, hastalan Fikri hayel sopdüğ — Dans insanı hasta eder mi ünl hanım? Bazan eder. Rozi kaza geçirdi. Hicran boynunu büktü: Hicran daha — Sahi. Fikri telâşla sordu; — du? — 7 düştüm, başı- mı vurdum. Ölüyorum zannettim. Fakat bilirmisiniz, ki ölüm zannedil: diği kadar fena ve korkunç bir Ey değil... eğil olur mu hiç, feci şey! Sizi dansa kaldırdığım için affe- dersiniz. — .. Bir şeyim yok. Ablâ itiraz stmesayal pekalâ ul , Anladınız mı? Fili mıştı. Esasen o da, bir çok Kişi i ib, Hicran'ın* ablâ- larının elinde eseri olduğunu bili- yordu. Bütün Cavidan Bir aralık Fikri sesini yavaş- latarak. hanım, dedi ibakın ablanız “Muhlis beyle büfeye givi- yor. Bu fırsattan istifade edebi- Jiriz, Hicran sevinerek kalktı ve dansa başladı. Filvaki iyi dansetmiyordu, acemi idi. Fakat öyle hafifi, ki Fikri zevk ile onu idare ediyordu. Hicran cennetteydi sanki... Sabahtan beri, sky ilk bir gün dafa mesut, kaygu geçiriyor. Celile onu sab telaşlı bir sevinçle karşı yen diye, ödüm patladı, Hicrancığı: — Neden raki — Bilir miyim? Geçen sene ağabeyimin “> gelmedin ya. ahi; son dakikada boğaz olduğuma hükmettiler; evde kal- vakit evde kal- dım. Zaten ne mıyorum ki... — Zavallı Hicranjl mma insan alışıyor... Şimdi söyle bakayım, tualetim çok mu e Seni utandırmıyorum ya?. şal sana n yakışmış... Hele saçlı. Gözlerin.. Bir içim susun — İsli cadı gibisin diyor. — le Fikriye bak, seni gözleri ile Celile pü Bruni Hicran” a tı iyi bir koça intihap etmediği için acıdı... & Yek ordu. eni le kaç kere böyle geç vakte kadar dansedersiniz Hicran hanım?, ne de güzel dansedi- (Bitmedi )

Bu sayıdan diğer sayfalar: