30 Mart 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

30 Mart 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KOZA İİİ GER i ; : dan a pu onu azledip y Sahife 6 Tarihi Deliler | Deliler Saltanatı | 29 Mart 1931 TELLi HASEKİ “Cinci Hoca, Galata kadini : İskender Fahrettin bir ağaca bağlattı. ie kulaklarındaki küpeleri kopartıp aldı.. ikibin kuruş için bi Nüruhayat paraların yerini gös- Da finenin anahtarı harem- ağsının cebindedir, dedi, hemen bulup açalım. İamza, kanlar içinde, yerde yatan arabın ceplerini im; anahtarı buldu. — kütüphanenin a a keselerle Eril yat yalvarıyordu: 2 kucak olsun * alalım, u par raları hepsini sa- raya | mı götürece eksin? raya.. (fakat, saraylılara değill ll paraya ihtiyacı var. Nüruhay: keselerin ( üstüne ES Bi Hirak Ayini m.. cağı karnın an öperek: afendi, bir sene zarfında biriktirdi Tayı Hocaya göndererek, İstan! — linirica et Hoca, Feyzi efendiyi Galata mike tayin ettirdi ve hük- Feyzi EDE li geldiği z lığına, Oo o günlerde, bir ar © münü gönd — Bu ne hal, efendi ereği Deyince, Cinci ei ni kadı iki bin e iŞ fa zla ver- fazl in ire muktedir- yerine seni nas- agi bettire Feyzi inin an yoktu. Ho- canın ya rına e m Cinci Hoca — stancıları diy: bağırdı . Bostancı! Kiz adamı döverek bahçey ii indi vd ier.. Kollarından bir ağaca bağlayıp alem altında im Feyzi efendi aç gün ali ölmüştü, Cinci Side bu ül özi etmedi; Feyzi efendi öldüktön sonra İn adam gönderdi ve boynundaki incileri ve m kü- ed kopartıp aldı. zlar « eş siri er çi asıta; vinden kaldırıp iyi gin n sarayına gönderdi. r aileyi mn ii hayat para görmemiş bir uyandırdı. Kucakladığı altın kese- eri, gevşeyen parmaklarının ara- sından birer birer yere düş Hamzanın yüzüne dikkatle bale en, insanların AN ir aaa Hamza! mleketi va Bi aşkını, hattâ Ella nin kadar garip bir eli. gükmedini, Ve, itiraf ede- rim ki, seni bunun için seviyorum. Senin yüzünden, iki senedenberi çektiğim istirap ve sefalete benden başka bir kadın tahammül eder miydi? Elmalı elime çektiğim 7 - yalnız b a kuvve ile, göğüs Eer rdim. Kendikendime: “ Elbette bir iz bu karanlık gecenin sadahıni irişeci ii Bu sıkıntıları im Zız!,, diyordum. Sen ve ben, ka Mal kurtulduk. ayal efa tiraplarla dolu bir çiftin, günün birinde tekrar birleşecegini kim erdi? karısının ne demek istediğini anlayamamıştı.. Dağlı Hi Bir araba getirsin.. Paraları yükletip zineye yele sün.. Ben de Yedi- Ünleğe e gideyim. il Nüruhayat, Kv yerde, bir müddet iin —Peki, e Mademki buraya, Hocanın paralarını aramağa gel- gel aradığını (o buldun Haan Dağlı Hasana seslendi. — Çabuk, git, bir araba getir! mri verdi: yatın sana göstere- ceği keseleri “kendi inle gisi yerleştir.. doğruca saraya göti ea kime tl Ham erde yatan arabın ç. sedini gördükçe hiddetinden de riyol - Hb adan intikamını ia ca rahat pe eceğ pi ii — Nüruhayat ! ae sonra, burada ei evin gibi oturacak- evin hanımı sensin! VE ağıdaki (o cariyeler, (bundan sonra senin ka rşında divan yea caklar.. Bu evin içinde sen are o olacak! Ölen yavru- muzun matemini ve acısını unut- al er sen ir oerkek çocuk ale isterim ği Ben akşama geleceğim ( Arkası var ) Akşam Deli imiş! Çok meraklı bir veraset avası Londra 25 — Londra veraset mahkemesi son senelerin en raklı ve davalarından n tindeki malikânenin li didiye. tini ispat için açılmıştı. üteveffa 1902 de zevcesi Bi hine bir vasiyet yapmış, 1925 de e fikrini değiştirerek refikasını veraset hakkından iskat eden ikinci bir vasiyetname tanzim eylemiştir. unun üzerine zevcesi kocası- nın deli olduğunu ileri sürerek bu hadise kadının bu ihbarı ikinci vasiyetnameyi hükümden düşürmek için yaptığına dair ortaya etli bir dedikodu ia için veraset mahkemesi bidayette bunun üzerine hüküm 2 e > dın ise lap o terihte nun olduğu iddia e bir dava İpi e unun üzerine muhakeme mü üte- sıslarını davet etmiş ve bunların huzurile cereyan eden hararetli bir münakaşadan sonra mahkeme Christie'nin hakikaten delirdiğine kanaat getirerek ikinci vasiyet- pri iptal etmi a Ledi —— ye otuz bin Tani | mal olmuştur. Şikago Kadın İki kardeş haydudun muhakemesine başlandı Şikago 25 — Leo biraderler ismini taşıyan iki kardeş haydu- dun muhakemesine başlanmıştır. Binlerce sami locaları dolduru- rdu. Maznunlar bir çok e iş Emiş ve ezcümle' Ling gle senii da bir ş müttehemdir. Lingleyi öldürmelerinin sebebi, haydutların nasıl yaşadıklarını ve nerede barındıklarını öğrenip yaz- mak için kendisini şerirlere hırsız diye tanıtmış ve bu sayede onların hemen bütün esrarına muttali olmuş olmasıdır. Lingleyin zevcesi muhakemede şabit sıfatile hazır bulunmaktadır. Her akşam bir hikâye Kms cinden , Evet, ye bir gecelik kurtul- dum karımın elinden. Allah razı ei a Vesime Hasna Hani Allah razı e özi Kadıncağız pe mii > sim, hem de gec karımı nasıl selale olayim uldu. Ah benim akıllı Vesime Has- na'cığım! Aklınla yaşa sen, eni?... Vesime Hasna” a'ni, bütün bir geceyi beraber geçir memiz için bulduğu kurnazlığı size anlatıyım. Bu rte gayet basit... Hava kadar. basit, su kadar basit... Toplu İğne'nin fıkraları kadar basit... Ebsat, ebsat Ebsatülbasitat... Efendim, Vesime Hasna Hanım, karımın terzisidir. e (Benim de metresim olduğunu arzeylemiştim.) endisile (Oancak gündüzleri bun abtül ka Halbuki, insa- nın, metresile, bir gece, bütün bir gece sabahlara kadar, şafaklara biz bu zevkten mahrum kalmıştık. Ne acınacak hâl... Değil mi? Ailah razı olsun, Vine na'dan ki müşkülümü halletti. Bana dedi ki: — Mahir Saffeti'ciğim! - dedi. - karını, daire müdürün tarafından baloya davet et. — Aman, Ene Hasna'cığım! - cevabını verdim.- Nasil olur yahu? Daire müdürüm bizi kam davet etmedi ki... Hem karım tanımıyor. — İsabet... yorum. Has- Esasen bunu bili- — Peki ya karım daveti kabul eder de baloya gitmeğe kalkı- şırsa... Vesime Hasna'cığım — Karın daveti kabul eder; fakat baloya gidemez, Mahir Saffeti'ciğim — Tuhaf! Neden... — Baloluk elbiseleri Obhazır değil... Bililtizam bitirmem de onun için Mahir Saffeti'ciğim. Ni iki gözümün nu- u karilerim, Vesime Blla “3 hazırlamaması sa- baloya sümüsü ! Çocuklarla evde kaldı. o gece epey Halbuki, ben, Davet üdüri vetidir; mühimdir! dişesikğen; fırladım evden ii Mahiyetini erigie anlatacağım bir tedbire baş n sonra, gittin sölgidi Vidi Hasna'cı- ğımın evine, Külah 30 Mart 1931 # Bojs€fik Ayesi vur patlasın, oynasın efendi- eyim; vur patlasın, . Gel keyfim beli YAR giydim; ağzım ispirto okoksun diye b ir e pağlaklım iz dım bir taksiye... Ver elini O esnada, idim iki m gafakla kildim. Grid ne ol mi ştim, a e: karımın aklın diğinden gibileri a bile, ed — Hani sordu. — Sana da var, karıcığım... İç çebimden ie külâh çıkarıp arımın başına giydir. Na J Talâk Tsi Trinite adasında | boşanma aleyhinde nümayişler Nev York 25 — Antil adala- m iie adası parlamento- ilk defa olarak eş meli ihdas eden bir kanun lâyihasının kabulü din farkı İmaksızın hemen bütün ahali SM büyük bir heyecanı mucip olm bana hediye?- diye iş ii hristiyan müslü- man ve brehmeninin iştirakile yapılan bir metinğde talâk usulü protesto edilmiş ve bu âdete karşı şiddetli bir mücadele açık masına karar verilmiştir. İrak harp iie İrak hükümeti müstakil ve milli a imal edilmiştir. Her tay- librelik Fa nin telsizi, hava fot Her tograf Biz siperi sukutları vardır. Tefrika numarası: 86 Külkedisi Evlendi Yazan: Selâmi İzzet Ona, gerek Hiçran, gerek Halide karga nefs dersi vermiş- lerdi.. Bu iki kadının er kendi hislerinin fevkinde miydi düşünce Haris üzdü... Sana Hicran, Şehriban'ın çakra seri anlayışsız değildi. dia çok hisli v vi Bi mak istemiyorum.. ,, dese, Hicr muhakkak alây edecekti... En iyisi ayrılmaktı... Hicran (Nureddin be ye varır, kendisi de seyahate çıkar, unutmıya çalışırdı. Buna karar verdikten sonra kalkıp Hicran'ın ablalarına gitti. Avdette Hicran'a şu kâatı yazdı: “Bu gece Roma'ya hareket sta Eşyaları | toplayınız- elim.,, Hicran pencereden Selim'in geldiğini, uşağa bir kâat verip gittiğini m Acaba Selim nereye gidiyordu?.. Hicran olup bitenden haberdar değildi. Halide'nin yazdığı mek- tubu bilmiyordu. Nureddin beyin söylediklerinden haberi yoktu... Odasına çıkmış, kocasının müşfik bir sesle: “Hicranl..., demesini düşünmüş. “Beni e başliyor,, diye sevinmiş ve heyecan icinde öreğa yukarı çıkmasını bekle- işti, — Fakat Selim gelmemiş, odasının kapısı vurulmuş, ve içeriye Kâşif beyin haremi girip aspirin iste- mişti. Amma hanımefendinin mak- sadı bu değildi. Hicran'a Hali- de'nin gittiğini vermek, onu ni mekti. cran buna sevindi... Selim de uzun müddettir Roma'ya gitmek- ten bahsetmiyor. Aileni vazgemiş demi İşte buna sevinirken, Selim'in eee getirdiler. Hicran okudu ve bun döndü. Derek Selim'le Halide artık tamamiyle oanlaşmışlardı, Selim de ayrılığı il ediyordu. allen kapandı ve hıçkıra Hik ağlamağa baş- ladı. Ağlıyarak uyuya kaldı... Naci geldiği zaman sını aralık buldu. Yatakta yatan in gördü derin bir şefkatle yatağa di. Hicran'ın ağlıyarak uyuya kal- | dığı belli değildi. Göz yaşları kurumuştu. Tatlı bir rüya görü- yormuş gibi mütebessimdi. Nureddin beyi mi görüyordu?.. Selim Naci'nin kalbi sızladı... Bu narin vücudu bir gün bile kucaklamamıştı. Bu ince tene bir n bile dudaklarını dokundurma- mıştı. Uzun saçlarını bir defa bile çözük görmemişti... Usulacık ellerini karısının saç- larına götürdü, çözdü... okşadı. Bu güne kadar saadetin bir cennet kuşu gibi ar üstüne konduğunu Harita mişti, Şimi u kuş uçacak, basi gide- © lal c Bir göğüs geçirdi. Kirpiklerini Bi ıslatmaya başlıyan yaşları sil sonra hazin hazin başını sallıyarak öbür odaya geçti, kapıyı kapadı... Yatak vazifesini gören sedire rada, Hicran'ın ermin Sanki Hicran'ı almış gibi oldu. Dudaklarına götürdü, sanki Hic- ran'ı öpüyormuş gibi ei kokladı. Biraz sonra yemeğ azır olduğunu söylediler. Selim, Hic- ranı görmemek için bahçeye indi. mi, hadisat, Hicran'la Selim'i birleştireceği e inadına ayırıyordu. Selim Naci bir gondola atladı, gara gitti, bileti aldı, vagonda yer aıyrttı. Palazzo" ya gece geldi. Herkes salonda idi. Selim'e karısının bahçede olduğunu söy- lediler. “Selim bahçeye çıkarken madam Reynalt kendisini takip > i 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: