25 Mayıs 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

25 Mayıs 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Akşam 25 Maya 1931 . Tarihi roman tefrikamız: 14 24 Mayıs 1931 — Üçüncü Sultan Ahmet devrinde 22 pazarı SATILIK KADINLAR Yazan: İskender Fahrettin Mari'nin parlak yeşil gözleri, İbrahim paşanın göğ- sünde bir çift yıldız gibi ışıldıyordu. Osman, Macar dilberinin huçkırıklarını işidince koştu ve... İbrahim paşa kameriyenin telle- rine sarılan sarmaşıkların arasın- dan başını uzattı: Osman oynak hir hava çi ve ei m ney sesi at İbrahim Sağl anın yeğeni aş lâlelerin ârasına oturmuş, amcasının hayvani. arzularına âlet olarak, ağlayor, hem de neyini üfleyordu. Sadak kaşlarını haykırdı : — Haydi, çatarak seni ME ari Macar dilberi “ayağa kalktı.. boynundaki göbeğine bağladı. — Nasıl oynıyacağım, paşacı- gım — Sen memleketinde hiç gö- “bek atmadın mı? — Bizim memleketimizde genç kızlar kolkola girerek rakseder- ler, paşam! Göbek oynatmasını şark kadınları bilir. brahim paşa gözlürini e sakalını kaşımağa başla Seni bu gece ei Fakat, üç gün md göbek atarak oynam. öğrenmek şartile... Belini mamak ve gö- beğini mi oynamasını bil- benim nazarım- da kıymeti Ti anladın mı? İbrahim Mari'nin İstan- bul'a nasıl geldiğini dinlemek bile istemiyordu. fe'nin gözdesi, şimdi, kame- riyenin altında, Sultan Ahmed'in kendisi kadar sefih vesirile baş- başa kalmıştı. Mari, geceden itibaren, Veziriazmın sarayında, para ile şi paşa, çok serdiği | vi nı, Ooesen rüzgârdan BE — Osman, artık yeter... Oynak nağmelerinle beni coşturma! Haydi, neyini al ve odana git! Diye seslendi. n neyini Di İçe Sevgilisinin asaletin Osman'ın dizleri iremeğe öl mıştı. Macar dilberi, artık, amcasının olmuştu ” Kam: riyenin sarmaşıkları ara sından keli rük, hıçkırık ikülüri işidiliyordu. ari ağlıyor muydu? Osman, macar dilberinin hıç- kırıklarını işidirken, Lâlezar'dan nasıl uzaklaşabilir; z z ıçkırıklar o arasında İbrahim paşanın kalın sesi işiiliyordu: Ağlama, yeşil gözlü mem Canın yakma e güzel isim ! Efenin a bu hatırasına ürmet edeceğim. , hakikaten tıpkı bir velinin gülüne benzi- yorsun! Ben de sana bundan daha güzel bir isim bulamazdım! Osman, bir kaplumbağa gibi yerlerde süründü ve sarmaşıkların arısına gizlendi. eziriazam , yeni boynuna sarılmıştı : özlerinden damlayan yaş- lar, kadehinin içine (döküldü, Mari! Göz yaşıle karışık şarap lı Gözyaşı imiş... gözdesinin Din en müthişi Mari gözlerini sildi. İbrahim paşa, şimdi, macar dilberini biraz daha sevmeğe başlamıştı inin parlak yeşil gözleri, sadrazamın gri bir çift yıl- dız gibi ışıldıyordu. orgun ve ateşli başını her gece bir başka kadın göğsüde kili Damat İbrahim paşa, e kadar hiç bir ten bu hk meşgul olmamışi Macar pe . kal- li damla damla, su gibi giri- ordu. — Beni sevdiniz mi.. Yoksa, bana iie musunuz , paşam? İbrahim paşa, elindeki şarap kadehini lek vi götürerek : dedi, sana , o Fakat, biraz şimdi Veziriazama (o yanağını — Beni öpünüz, ri Benim sevilmeğe ihtiyacım var. yavrum! Cüceler pansiyonu Berlinde cücelere mahsus bir pansiyon açıldı ,Bir tahmine ii dünyada 4-5 ibi çalişmalarına mani olduğu in, ekserisi, bilhassafAvrupa ve A "dakiler hayatlarını var- yete numaroları yapmakla kazanır- ar. zunca müddet böyle bir çok cücelerle varyete heyeti idare eden ve şimdi “Ep ti yapan bir Alaman, Berline pel çok kri "bildiğinden, ge çenlerde, Berlinde, a mah- > olan bu otel şimdi pek güzel iş- mektedir. < Berlinde “Friederi- Gün ik TAŞ yi bir yerde açılmış olan bu otele ki saz erin ekserisi le olduğundan, ayrı bina dahilinde bir de elere mahsus sahne mektebi tesis etmiştir. ölçüler üzerine Berlinde bir mo- bilya fabrikası tarafından yapıl- . Mobilyelerin eye umu- m pir çocuk odası manzarası vermel gi ii r şey sair selem a duğu İ sibidir. niz daha ie ve alçaktır. Mezarlıkları ıslahı meselesi Bili in belediyeye ei griği halde bu devir muanielesi hü El en ve hukukan te- kemmül etmemiştir. akında devre ait mua- mele otamamlanacaktır. Bele- diye şimdi mevcut iş telkik ediyor. Bilhassa Eyüp Her bir ikdye Ke. vey annem, babamı, mirasına Möllaşl için öldürdü. Ağabeyim, yengemi âşıgile ya- kalıyarak boğazladı. Hemşirem, al mütemadi- yen aldatır duru; niştem, hemşiremin en afif lin oldu- ğuna kaildir. Kom: ağ içinde, Kg al- datmıyan koca, kocasını aldat- mıyan e yoktur. Ve, bütün İri vaz nazarımdan kaçı akta Hepsini İliiüyer um, hepsini! ii bunun içindir ki, enai yerine konulmamağa karar verdim. ia ANE üni edemi mi biliyor. selâ, üç lari bir şeyi bana beş kuruşa sattılar, değil —i Bunu ekim. dr yi na sürülen satıcın, e. çalarım. ala paramı geri m a tımı bildiğim için, ka- ın İiaeiki aldatılmağa hiç e geçinenler, - arzettiğim gibi - e kocalarını aldat- talar. Gözüm bundan ürktüğü Gi bilebile aldatılmamağa karar rdi tatbike Karani da (mevkii w 9 < um. Ne ei EK kaldı, ne MN sokak Ne barlar Ge ne plâjlar... din yeri fır döndüm; şehrimi- zin bütün fahişelerini şöyle bir a ettim. Neyse a isminde bir kadın buldum. imi bisi meşrel imce bir kadın. fta'd Bu için İML düşünülüyor. Bele- diye mezarlıklar şubesi yapacağı tet- kikat üzerine bir rapor verecek- tir. Bu rapor mezarlık meselesini tanzim için bir esas teşkil ede- cektir. Ben dertli bir kızım! — Haniya undan sonra derdinden Ri bimelin ! — İztiraplarımı boğamıyorum , devletlim! oOMademki (benden 9 Mya 2 halde, neşe- evkleri dert- z irili ii pe olmak istemez Xi Osman'ın sabrı tükenmişti. Macar dilberi, Sadrazamın gö- züne girmek için kâh gülerek, etmenin yolunu bulmuştu. Arkası var ) Huyundan iii da ilkesiz Ona, aziyeti anlattım. Teklifimi boy- numa o sarilarak, memnuniyetle kabul etti. — Beni bu girerer mi tar. Vallahi sana ömrümün son kadar sadık kalin; — Yok, yok... Bu vaatlara ihtiyaç yok... Ben seni, nikâhla alacak değilim ki... Aldatırsan keyfin bilir... Birleştik . Üç se: beraber yaşadık. Meliha, GR tövbe- bii oldu. Bana karşı son derece amimiyet ve muhabbet Ve Sadakatin bukadarı , padişahın başkadınefendisinde de görülme- mistir. Baktım ki, Meliha “ği kadın, kendisini nikâhla alm. karar veri “ Orospu b alidikdiğa tam na- muslanıri,, derler. ü İ Ben de, Merdiven gün a im? Galatasaray" > ka eden » Şöyle Ka apı a lr 5 bizim Meliha ile, Karşi karşıya 'gelince, birbir- ii lerine bir sarılış ir. Bir öpüşme, bir kucaklaşm: “Vay gigi karı siği - diye tepem attı, mek bu da ha? Demek eski ye, MM. Bir seğirtişte odama gittim. Mavzerimi kaptım. Gene bir se- girtişte eski yerime döndüm. Ateşi Vurdum Meliha'yı iki kürek ke- A ortasından. hi diye haykırdı.- Beni ni Yala n? — Niçin diye &oi Bu h ber 2. Bu Bu Eceli ile? i —O benim âşığım değil... Dayım. — Dayın mı?! yor bir de... eski, âşığınla... — Dayım ya... - diye, gözleri gitgide süzüldü. — Saçmalama Meliha? Kirkor senin yim 0 olur mu? — Annemin EĞ olduğunu iş miydim? -diye ruhunu teslim hi kapli Yu aileden dolayı yatıyorum. Nufus kâğıdın- dan anlaşıldı m sahiden ki, de Meliha'nın ar N Hati Fırtına ve dolu "Mersin ve Tarsus havali- sinde mühim tahribat var den yazı! : Mersin ve Tarsa balda Sağa halinde yağan dolu ve yağmurdan hasıl olan seller irani üzerinde mü- him zararlar yapmış Bilhassa Hacı | tali ip civarında bulunan arazi kâmilen su altında kalmıştır. ağmur ve sel bilhassa buğday ve arpa zeriyatını tahrip im Gelen seller yüzünden Mer: arsus şosesinin bir kısmı ii Gr — otomobiller "güçlükle e: Asla çıkan li bir mühim vermiştir. ralarda yüz ka çardak yim ve pek çok ads lar devrilmiş! Yıkılan bak enkazı altında kalanlardan bir çocuk ölmüş, iki surette yaralanmıştır. Kasırga üzüm mahsulâtını yüz- de yirmi ve sebzeleri yüzde yirmi beş nisbetinde hasara uğratmıştır, Zarar miktarı 100,000 lira tas min edilmektedir. Tefrika numarasi :51 ——— Yazan: Hikmet Feridun kip çeviri- yordu.. eni bir aralık daya- namadı sordu: — Fahamete esek ediyor musun?.. Nişanlandı sonra adeta zl değilmi Bu sualin asıl ma: — Fa ahamet sişanlandıktan son- ra senin m im tli güzel- is > değil mi Fakat sölümikiiiğei a geldim: yüzünü nişanlan- — Fahametin yp sonra hiç görmedim ki at doğrusunu isterseniz ha- Kikmten ni landıktan sonra bal- dızımın. yüzündeki hatlar değişti, manalar değişti, renkler değişti.. Fal lerine inmey. leyin yor.. am (hava sigara, konda bir koltuğa gömülmüş görüyorum.. Bazen de odasında asabi asabi sigara içiyor.. Hemen hemen bütün ev halkı ondan korkuyor.. Çünkü ne söylei i Boş .. Onun günü çiflik. Geçen gün el erkenden kalktım.. O hazırlan- ıştı.. Aramızda kısa bir muha- vere oldu: — Çifliğe Sas pe mi? Beni de beraber alsan Kaşlarını çattı : — Teşekkür ederim.. Her za- man bana böyle iltifat etmezdin. pre ya çifliğe gidelim diye arddm da aldırmadın bile.. > vi şimdi?.. Aksiliğe bak ki ugün de nişanlıma gidiyorum.. ği değil.. böyle söyleyerek (adeta A a fırladı za ar ir avare ma doğru bir kre yem esti, bir otomo- bile atlayınca ver elini Bahçeköy... Nuri görünce adeta — Vay efendim, siz. em düşer ayete Diye sitem etti. İki üç meden sonra bahis vs dol âli mete intikal tti... İbtiyar yili epi düşündük- aa sonra: — Onusiz pek üzdünüz Nedim bey.. Dedi.. Sualini anlamamazlığa! geldim, daha doğrusu hakikaten pek de anlıyamamıştım ya.. Ne gibi efendim?. Dedi Nuri 7 eski bir av ez rken: sile, — Farima —— misiniz?. Uzun bir tereddüt d devresinden sonra: — Nedim bey... bedbaht.. Biraz durakladı, sözlerinin ne tesir yaptığını anlamak için uzun Fahamet çok uzun eğ baktı.. Ben sözüne itiraz etti — Val ll bi bilmem ama.. Ken- disi gayet mesut görünüyor.. Bir kere ği erkekle nişanlandı.. Bu kâfi değil mi?. eselenin hariçten manzara- sı bu.. Fakat Fahameti benden iyi bilen yoktur. O Nafiz beyi hiç sevmedi.. Ve sevmiyor da.. isimi sever zl — nüyordu. ayet garip el söyli - yorsunuz Nari bey. mechul m da kim ie undu, ağzını açtı ri bey bir illa “EE fakat ik sezi söyleyemedi, sadec olan anlar!. denki iktifa etti. di Meme la türlü akıl erdiremediğim esra gi hareket- lerinin o manasını dakikada anlayıvermiştim.. Nuri beye mec- hul erkeğin ismini söylemesi için fazla ısrar a O sözüne devam — Fihn et ağam vE Nedim bey.. Fakat erkek gek hercai.. arm ai

Bu sayıdan diğer sayfalar: