9 Haziran 1933 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

9 Haziran 1933 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e — 9 Haziran 1933 AKŞAM Sahife 9 — Tetfrika No. 60 ASYADAN İ nir GÜNEŞ DOĞUYOR Â 9 Haziran 933 Yazan; İSKENDER FAHREDDİN Sülün, Çetinin anasına: “İşte yurdunu seven bir ana, “yurdunun kurtuluşu uğrunda oğlunun ipini bile çekmekten çekinmez!,, diyecekler dedi ve çadırdan çıkardı.. tin) in anası ezile büzüle üilünün yanına gitti. o Oğlunun bayat bitiminde son dileği kendis sini görmek olduğunu söyledi. — Bu iyiliği bana yapacaksın, yavrum! -dedi- düşün ki ben yarın Sülün, evvelce (Çetin) i çok se- viyordu. Fakat, şimdi onu bir kedi gibi sinmiş görünce iğrenmişti. Genç kız, diği erkeği, mert olmasını isterdi. (Çetin) i de, evvelce kendisine öyle görün- üğü için sevmi n senin yerinde olsam, çödni <Oğul!s'd İemem.. Ona yi- yecek götürmem.. Hatırını s sor- mam.. Teselli etmem.. Çünkü o, Türkün ei emi altına al- mış, yurdumuzu düş a satmak istemiştir. Teli apre ediği ii ri biz nasıl affederiz? işti, A saçlı kadın ed s5 Yöntaniş Gikinçek Die aba edecek. Haydi, yü- yü- Bej Gözlerim bu yi geri çevirme! ize öle sam, bana bakacak kimsem yok. Si ak nl kadının kalbini Baiieliiği korl Yola çıktılar. Genç kız, evikdü en ayrılırken, eline pişmemiş bir ceylân yavru- su almıştı. Çetinin yattığı çil geldikleri zaman, ihtiyar kadın sordu: — Bu vam kime getirdin? — Çetiz Ak e mi .şaşaladı bunu ne: EE pişir- o ye hayvanı oğlum nasıl Şiyli — Yavrum, ln cevap vermeden içeriye girmi Mk lardı. Dışarıda gittikçe artan bir fır- tına vardı. Sülünün arkasından ihtiyar ka- -dın da içeriye ye Çetin, bir yılan gibi, toprağın Jüstünde kıvrılmış yatıyordu. Sülün, kendisini ve yurdunun vaa güya nihayet yakayı ele ve nin kahrama- nın bim acımı — Çeti ve örmek istemiş- di: kapıda deolaşıyor- â e» si nu! iyor: Sevgilisinin sesini işitince sar- un geleceğini ummuyordu. Başını yavaşça kaldırdı. Sülün, hissiz bir kaya parçası gibi, ayakta duruyordu. Ona acıdığını belli yaram için games yere indirmişi ül gre affet, Sülün! Beni sen Diyerek, genç Li ayaklarına sanıldı ve ağlamağa başladı. Sülün, bir an için (Buran) ın hayalini gözünün önünden geçir- di. Sonra, yerde sie e ayak- larına söle bu korkak ve ya- lancı yiğitin sonunu düşündü. Kendi kendine: — Bir kedi ile bir aslan ölçülür mü? Dedi. Merhameti galip geldi.. Elini uzattı.. Saçlarını okşadı.. Sülün sel inde ttuğu çi. ceylân yavrusunu yavaşça bir ke- ge “bii aktı. hküm olan bir adam- la fazla ie > istemedi. Onu al Çetin yanına — ceylân yav- rusunu görünce müteessir olmuştu. Bunu a pişmeden getir- menin sebebini biliyorum, Sülün! edi - Benim yırtıcı bir yaban öküzünden farkım ve e yü- vurmak istiyorsün! Hakkın ; Ba alçak ve di ygusuz bir kedim yavrum! Sakın beni af- az birdenbire arkaya çekildi. Başını yerlere vurarak, kudurmuş bir sırtlan gibi Molleldirlğeğı adı. Sülün, ak saçlı göz ei siliyordi a, a tali him Oğlu- nu ies e Fakat, gö- rüyorsun ki, onu afftmiyen biri ie me ee ndisi. O şimdi kendi utanıyor. m peg prese mume” sopaya çek- meğe müstahak bir adam olduğu- sulünliybes Be Sera fazla dök. tirmemek için, onun ipini bir an evvel çekmeli. İhtiyar kadın bitkin bir halde, 2 yere düştü. (Sülün) kolu- irerek, arr dışarıya doğru ei ERME in . ölümden oi © ve oğlunun bugün asılmasını isti ie kadın, genç kızın hay- retle yüzüne baktı — Onu ve bein bu işkence- den kurtarmak ii oğlumun üç gün evvel skini isterim. Doğ- ru söylüyorsun.. Bu fena bir fikir değil. Fakat, ini benim bu di- leğimi işitirse: «Ne kalpsiz ,ne duygusuz ana!» diyerek yüzüme rami mi? — Yurttaşların bunu işitince, birer > “ elini sağl er ve: «İşte yurdun ana, yur- dunun mi erbri oğlunun ipini bile çekmekten çekinmez!» diyecekler.. Adını, dünya durduk- anacaklar... Senin gibi temiz ye bir in böyle alnı ka- ra iyi ruhi lu evlât doğar mı? He ydi, gözlerinin yaşını şil... Bağrının üstüne bir taş bas.. Ve onu unut! SL EN var) (A “Sokakta üç aylık bir çocuk bulundu rayda Kâtip Muslihiddin mahallesinde sokakta dün gece üç he bir erkek çocuğu bulunmuş» uk Darülâcezeye götürül- S ede NN tahki- kata başlanmıştır Her akşam bir hikâye Ali odaya girerken — Müsaade var ği diye sor- du. Yeri sir hafifçe çevirerek cevap V — Elbette girebilirsin bu me- rasim neden icap etti? — İnsan seni çalışır irem an rahatsız edip Me a z de. — in ki ie lemeiti hiç sevmem. eat ve kimya lâboratuva- rında cins cins küvetler ve lar dolu bir masanın başın- da hesaplar yapmakla meşguldü. Sırtında uzun beyaz bir gömli vardı. Ali yavaş yavaş ileriledi. Celi- en ihtiramkâr bir hayranlıkla arak masaya yakın bir san- sn yerleşti: — Seni ne zaman besaplarla er oluşund: ne barıyor, hem zil- let yayar — Alayı ÜL Yoksa kapı dı- şarı ederim. — Alâ.. Her halin hoşuma gi- diyor. Sen müstakil, hattâ hür bir vaziyet olm Kendini ilme ver- din. Sonra.. Tahmin ediyorum ki bu sete kitaplar sana kâfi gelmiyor. — Ne demek istiyorsun? Genç kız bu suali sinirli bir ta- vurla sormuştu. — Demek istiyorum ki bir sen kendi dikildi bir das evlenmek vaziyetinde kalacaksın. — Belli olmaz. Ji: — Oh.. Vallahi sana imreniyo- —Di — Billâh se: Celile gözlerini delieimizsiz dike mişti. Bakışlarında endişeli bir hal mr Mi eğ el. bir hal var Ali... — Gen: erine tavrın- daki parkı bırakarak kıza yakla dei Çok ümitsiz bir haldeyim Celile. — Fakat nen var acanım — Sep evleniyor... sen onu seviyordun önüm — Gm. gi mezsin o benim için ney- e Nedir.. Bilemezsin büz Celi- — Öyle ise işin evlenmesine müsaade ediyorsun Benden vaz geçemiyeceği- ni zannetmiştim. — Zan mi etmiştin? Demek sev- gilini kendine bağlıyacak hiç bir harekette bulu! ıştın? — Bekliyordum.. Bir kaç yyül ettiğim ay refa- hı temin edebileceğimi zannedi- ordum. Önüme bir e — bide: « diye geçe — Onu tanıyorsun.. Ne güz mahlük! Sen de bana hak ei yav ya?. — — Şimdi bir azap e aş .. Dertlerimi sana söyler m de kime sl — Genç kiz kendi id niyormuş gibi hafif bir Gi Derdini bana döküyor, "Kimyager kızile vurdum duymaz delikanlı Aman Yarabbi! - diye mirıldandı. Sonra sesini tti: yükseltti — Bu da geçer Ali.. utamıyacağım.. rl lde Celile.. — Senin yaşında her şey unu- tulabilir. — Yü pek derin Celile.. çekiyorsun değil mi? Hayır sık gel ve iy üni ondan bahset.. Ve bilir.. Bel- ye m bir ba mesele tesadüf » Bırak! Zaman yapaca- yiz yapsın. Ali ister istemez bu nasihati yerine getirdi. Ve zaman yapa- cağını yaptı. Celile diken günden güne sakinleştiğini görüyor, onun yine yeli yavaş hayata alışmak istediğini | gz ttâ bir un eskisi bi rn bir biç k için vaka gibi olduğunu da farkediyordu. Ve yine günler geçti, nihayet bir sa- zamanki gibi karşı karşı- ya oturdukları zaman Ali: — Sana bir kompliman yap- mağa mecburum. dedi - her saniye biraz daha değişiyorsun.. i? Evvelâ yaz lâboratuvar gömleğini sırtın- ş ğ pis” iliyor musun gündüz dolaşan bir honlağa ber Bemar. .. Saçlarının tuvaleti- ni de delici görüyorum. aba kimyagerlikten vaz geç- meğe mi karar verdin Celile? Si sordun?. .. Günden güne güzelle- pl m Genç kız kıpkırmızı kesildi: — Komplimanlarını sana iade etmeliyim. Görüyorum ki sende -değişiklik — Vücudumda m1? — Hayır. — ye imi farkına vardın. unu anlamamak için kör ik var. EN iüzumdi 1. — Evet Celile.. Haklısın.. Ben- de bir değişiklik var.. Çünkü Ce- lile ben seviyorum ve.. Beni se- ven var Celile. — Sahi mi? — Ah.. Celile onu tanımış ol- | saydın. Celilenin bir saniye evvel ku- laklarının memelerine kadar kı- zaran yüzü bir anda sapsarı ke- olacağım.. Onu ne müreffeh ya- şatacağım.. — Kocası zengin mi? — Bunu sormağa neden lüzum gördün. — Fakir bir adam galiba?.. — Beki. — Ah. Ali.. Senin bedbaht ol mamanı o kadar istiyorum ki. — Bu sefer eminim dedim ya.. banal şeye — — Ya muvaffak nemi — Canım niçin böyle söylüyor» sun?, Neden muvaffak olamıyar cakmışım... Bugünkü maç |. Apollon takımı bugün Beşiktaşla karşılaşıyor derz maçları tertip heye- va — Apollon Yunan takımı 9 bas ma günü öğleden evvel il ve 17,30 da ilk maçını icra edecektir. Umumi buhran nazarı 9 haziran cuma Istanbul : 18-19 gramofon, 19-20 he mem en me see aye 20- rip alaturka saz (tanburacı Osman van), 20,30-21 lar va 12.30-13.30 ramelen. 18- 18,40 Zeki bey İN ir vi gramofon, 0 fransızca ders, ajans ha- e GT) — 18 miynein kestrası, 20 müsahabe, 21 opera. fon, © 30 son ve 2245 Çiriş (488 6 m.) — 19,25 Alman Mi rının tebliği, 20,10 gramofon, ,15 a 23'son haberler. Roma (441,2 çel —2i1 Bi iie 21,45 konser, 23,55 ime. (1412 — iesl8) sirnak 3 9 gramofon, 20,30 haberler, 21 sen- pi konser, 23 son havadis, 23,15 dans havaları, Viyana (518,1:m.) — 18 müsahabe, 18,20 konser, 18,55 aki 20 rad- yo jurnal, 20, 15 askeri muzika, 21,20 va Pie 23 son haberler, 23,15 gramo- haziran cumartesi gramofon, 22 ajans, borsa haberleri, Ankara : 12,30-13,30 rimel on, se 18,45 flârmonik orkestrası: Beethov 2 em Snmekemle 18,45-19, 30 ga saz, 19,30-20 “dans musikisi, haberleri. Bükreş (394,2 m.) — 18 muzik, 21, bei 22 orkestra. Paris (328,2 m.) — 20,05 gramo- fon, 21 şüun, Zal aa musikisi, 22,10 Londra a yl — di konser, 22 oda dans musikisi. Prağ ,6 e) — 19,30 rn rad; 20, i, 22 Os- trandan nakil, 23,1 ünden nakil, rası, (550,5 m) — 19,30 ofon, 20,30 komedi. 22,45 hava- — çiğa m 'arova (141,2 m.) — 19 hafif mü ia Mk e 24 dana measiki. Viyana (518,1 m.) — yo jurnal, 20,25 opera, 403 jurnal, 23,20 dans musikisi, kalım Ali. Zamana bırakalım... Zaman yapacağını yapar, Nakili £ (Hatice Süreyya)

Bu sayıdan diğer sayfalar: