12 Haziran 1933 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

12 Haziran 1933 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

we 12 Haziran 1933 AKŞAM Sahife 9 Tesmn No, 62 12 Haziran 933 — : ” Radyo > z mw” sö | bir bilye Çok zengin adam İ 1.2 e gezi. me 8,31 ramofon. ASYADAN Kepek BİR GÜNEŞ DOĞUYOR Yazan; İSKENDER FAHREDDİİ ere (Sülün N ün yanından lere tan akseden bir baykuş sesi ikisinin di kulaklarını imi Sülün, bir akşam çadırında yal- nız otururken, dışarıda dolaşan bir ayak sesi işitti. Yerinden fırladı. Babasının duvarda asılı olan sarıldı. , Sülün de (Yıldız) gibi a NN ir bir kadın Deme karar vermi: ündenberi ii ik an- Gi Babi yayı ile Eni ve mai avına çıkıyor, akşam üstü ocağına eli boş dönmüyordu. Kapi dışında dolaşan adam da kimdi? , Eğer bu adam kendisine fena- lık yapmağa gelmişse, hemen üze- rine atılarak, elindeki hançeri düşmanının ira a Yavaşça kapı; Dışarıda dalaşan in kendi- sine doğru yürümeğe başlamıştı. Sülün aşın sütliyordu. gi inen biri Sülü- nü gö, i gelmişti? Bern) ın senil ağzını aça- yürüyen gölge ondan — ... Korkma.. Benim! Genç kızın tüyleri ürperdi. X 2 yavaş yükselen bu sesi tanımışi b yem 'gün.. Kimi arıyorsun? Diyerek kapının önüne çıktı. Sülünün çadırı etrafında dola- şan adamın aksak Ergün olduğu anlaşılmı Şimdi e gölge biribirine yak- Taşmıştı. © Ergün: — Seni arıyorum, Sülün! Se- ninle konuşmağa geldim. Benden korkma... Yanıma gel.. Beni dinle! Dedi. Sülünün hançeri elinde parlı- rdu. Ergün biraz daha sokuldu: — (Buran) dun bu akşam yeni bir haber aldım, dedi, biraz daha kuvvet lâzımmış Sülün bu sözleri işitince Ergü- nü içeriye almıştı. Bapsiy duvara asarak: — i amma, onlar giderken çok kalalaliki kalabalığı korkutacak k yük bir kuvvet mi çıkmış. rgün, gelen o söyledik- lerini birer birer anlattı: — (Çong- Ti) pe uğradığı | in inlileri ayak! m bi du : «Türkler geliyor, a kesecik ve malınızı yağma bana ağır bir vazife «Kıratlılarla git, le bir- Vi üzere yola çıkmalarına ça- hş!» diyor. Sülün başını iki tarafa salladı: — Çetin bir iş. (Tonguı lâ- gözlerin yn Bu teklifi ka- bul eder mi acaba..? — 0 gece kabilenin ileri ge- Jenlerile bu işi görüştük. Herkes: «Sülün, Tongurun anasına gitsin, yalvarsın; barışıklık teklif etsin; ötesi kolaydır» dedi. Ben de sana eldim, yurdumuzun tehlikeye ee istersen bu işi ya- parsın! — Tongur için inatçı bir adam diyorlar. Yıllarca kabilemize ok atan bir kabile reisini ben nasıl ola getirebilirim? — Tongur kabilesinin toprak- larını büyültmek istiyordu. Kabi- leler arasında barışıklık olunca göl kıyılarına inebilir.. Karşı ya- kadaki yaylaya yerleşmeleri: di ar o yaylaya inmel da yı leşmek için bizimle yıllarca d. üştüler. Şimdi bu teklifimizi Tongur reddetmiyecektir sanıyo- rum. i — an gibi genç bir kızın yanına gitmesi doğru malar? ikizler ine me top- mı? Ergün, le behemehal elde etmek ve yiğitlerini “cenge göndermiek ii il muş — etti: en akıllı ni lal e ile birlikte yarın mutlaka yola çıkacaksın! Yurduna iyilik yapmak ve yarar- lık göstermek ide dedikle- — Burana lâyık bir kadın ol- mak için bu fırsatı kaçırmıyaca- gım. ğım... Dedi. Sonra Ergüne döndü: Peki.. Bilgütay hazırlansın... Sani Tongura ri gideceğiz. Fazla bir sey söylemi a vinç| il yanın yrılırken, m akseden biz beyi a i ikisini kulak larını tırmalıyordu. (Arkası var) 000 Kazanamadı! Meşhur Derbi at yarışları geçen hafta Londrada yapılmıştır Yas şta kazanmak için bir kadın, uğur addettiği yapma bir kedi ile sahaya gelmiştir. Kadın, ke- disine ve bir şey kazanama- mıştır. giliz liralık mü- kalalırdın “birini Marsilyada bir fransız ailesi kazanmıştır. Resmi mizde e > isile sahada gö İ yalinde, biran Seniha sordu: — Acaba, örme söylediğini adar zengin m Mediha, klan e Güya bu hesabı bulun rveti kavra- mak ister şekilde biri işaret yaptı. — Öyle zengin, öyle zengin ki, | ne yapıyor? Ne bekliyor? tasavvur edemiyeceğin derece- — Belki birini bekliyor. de... - dedi h i dal endamını ötekinin müdevver €ş- kâline tercih - ediyordu. Ah, ne olurdu? O da bu suvarede bulun- muş olsaydı... “Genç kız, sordu: — Acaba burada kendi kendine . Bir ü el başına oturan adamı süzdü ve tek- rar etti: —o ağ zengin ha?... O ka- aşma dan ka. lın ensesi, kısa ke: silmiş saçları görünüyordu. Bu saatte, pastahane çok tenha idi. Sinemadan sonra, Seniha, ar- Güzel kız, âdeta öfke: hissetti. boya acaba nasıl bir kadın- dı?... Buadam, koca servetile, her edi i elde edebilirdi... ine baktı, yüzünü göremediği Miz. o bile, onun olmağa razı değil miydi? Yüzüklerinin a olduğunu, elbisesinin O küçül tel makasından çıktığını m an düşünmeğe başladı. Bu zengin adam, iki kadını da afallatmıştı. derecede ki, biri, genç koca- ARİN çay i içme ve li ol temettü etmek için buraya gir- mii ii ç saat gene, an- nesinin babasının hükmü altına girecel gil miydi? aşı Mediha da, kocasının evine döne- cekti. Genç kadın devam etti: Buraya geldiğimizi kocama söylemiyeceğim. Öyle hesabidir ki, bunu bile çok görür. Kız, dalgın, sordu: — Evli mi? — Çıldırdın mı, ayol?... nasıl evli olmaz Kocam yır, hayır. Ep lane h bekârlığı kız bulmadı- Zından ileri gelmiyor. Anlıyorsun ya... Herkes İçen nde... Çok iyi anlıyordu. Hattâ başile «Evet!» işaretler yapıyordu. Ha- içinde, neler can- lanmadı... Yaşile mütenasip olmı- yan GL SA bir servet hayali göz- lerini bürümüştü. Nazarlarını Me- düne çevirerek: srelika“b vr vee iri Sen bu adamı | tanı; or musun?... - diye sordi Kadın, il telâşı önün- de, kendine fazla ehemmiyet biz mesini ii ir tavırla, anlattı gelmiş. Kâtil n son derece memnun kalan patron, karısile kendisini o akşam evlerinde veri- e: n, şekerim, ne âlemdi, ne âlemdi! Tüyler, fraklar... Evlendiğimdenberi, ilk defa böyle bir debdebe gördü Hâlâ göz- lerim kamaşıyor. —E, peki, bu Zee adam ora- da ne yay — Yanımda duruyordu. Bir e kere yan süne bana baktı. Seniha, bu sözleri işitince, gayri ihtiyari isyan etti... Mediha ev. liydi. Genç bir na vardı, Daha ne istiyordu. E ınların genç kızların bakam yemeğe ne sa- .. Bekâr erkek. eri onlara bırakmak lâzım değil miydi?,.. Arkadaşı Mediha, filha- kika güzeldi, Amma, ne tatsız şeydi!... Yanyana | gittikleri za- inan, herkes, Senihanın ince uzun lara, saadet yolunu iyordu. Saadet yolu onlar için, bu şişmah- ca, yaşını almış adamdı. Artık ara- larında samimi arkadaşlık e 2 silinmeğe başladı. Adeta rekabete giriştiler. İçleri birileri in kusurlarını görüyor- lar. pa da öksürdü. Çantasını yere düşürdü. lüzumundan fazla yük- sek sesle çay ısmarladı ve zengin adam, başını çevirdi. Güzel kıza ve şirin kadına lâkaydane baktı. Mediha, âdeta hiddetlenerek: bak! Beni tani- .. Selâm vermedi! - dedi. eri bili vermişlerdi: Bu tlak bir kadın . zengin adam mul Zira bu mak için insanın Sişık klanı vi zımdır. Fakat beklediği acaba kimdi? Hayallerinde “bir roman canlandırdılar. Behemehal, bu, ta- kamil — lk aile kadınıdır... i i Yahutta ac - Berri ie egytu ie 0 5 Hik; 19,45. 20,30 Zeki bey. 2030 Ee x0 Safiye a ii ağ .30- n.-22 itibaren ajans hı ve 0-13,30 gramofon, 18- 8,45 #lâ iel orkestra: Beethoven e E ise de rture Loenore ie | taisie Mi ter Cinder, D'Ambrosie Napulitenalle, 18,45-19,30 alaturka saz, 19,30-20 Gi- tar solo - ) Bükreş (394.2 -S) ii Avrupa ki 21 oda'musikisi, 21,30 konfe- iman (39 m.) — 18 konser, 19,15 bk mal ZU sark, 21720 rağ GİS) ör bkulğ 19.30 şaka, 23 çan msi, İZİ Paris (3282. m.) — 20,30 21 ii 21,30 senfanik konser, ndra (355,9 m.) — 20,50 orğ, 2 BO be fif musiki, 23,30 keman, dans musikisi, 6 m.) — 19.25 alman Prag (488, radyo neşriyatı, 20, 10 li 20,25 konser, 21, dan nakil, 20 bir ee Kipi Bunu pek merak ettiler. Seniha dedi ki: — Geleni görmeden yerimden larını çıkardılar. hissi aralarında me Yekdi- inin noksa tamamlamağa çalışıyorlardı. El günü, ilk fır- satta, önlerine gelene: — Haberiniz var mı? Şu zen- o ein filân filânla...» - diye tacaklardı. e esnada kapı açıldı. Bir kadın nı lâkin basit gen taze bir ig liç» ti. Yüzü Erkek, onu el ii ik rinden .. rladı: ımdolsun, gelebildin! di. - el ümidimi kesmi timi Erkeğin hararetle söylediği bu ler iki kadını da hayrete dü. şürdü. Şimdiye kadar kendilerine çevrilmiş olan bir tek erkek yü- zünde bile bu çılgınca aşk ve ümit- sizlik ifadesini görmemişlerdi. erakla dinlemeğe başladılar. Adam, diy. ki — Niçin buanı almadın?... Ha- va serin!,.. Yoksa bir kürk -de- mi takmadın?... Beğenmiyorsan kuyumcuya gidelim... Başka bir şey alalım, — Beşis beni "ekler! Gere kalmışlardı. Artık bura- çmak, bu biribirine uygun Müş an Çiftin yanından uzaklaş- tiyorlardı. Zenginliği ku işer hayatta onlara d İ İl | di Mönü. görüp bir binsin tes” i

Bu sayıdan diğer sayfalar: