23 Ekim 1933 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

23 Ekim 1933 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p— » içeriye © böyle na sü- , Vallahi bir nevi ivenleri nın sesi icığım... Rıhtımi 23 Teşrinievvel 1933 ——— isi Genç maiyet zabiti, (Abija) yı iğfal ederek ormana götürmüştü. Yahudi kızı hâlâ Semiramisin ölümünden sediyordu. Halbuki öldürmeğe a mam u.. YAHUDİ DEN ÖLÜME SÜRÜKLİYEN AŞK! Genç ma Hi zabiti sabahleyin “erkenden sevgilisinin odasına git- mişti. Mutun kafasında yeni ÖZ hamur ve e hareli kalem: tuşmuşi yapmak e- vut istikbale ei kavuşmak istiyordu. Abija henüz yatağından kalk- mamıştı. Mut telâşla i içeriye gi Yahudi dilberi genç al ira- desini kıracak kadar güzel ve ca- kadar erken neden e n? Diye sordu. Mut yapacağı işin plâninı bazır- Tamıştı. Tereddütsüz cevap verdi — Yoas bizi ormanda bekliyor; bija! Haydi, çabuk kalk, giyin.. Yoasın ikimize söyliyecek mühim sözleri varmış. Abija sevinç ve hayret ifade aber göndermiş.. Kendisini. görmedi im. Mabetten vi bir adam Yoasın bizi or- su ie bandz beklediğini söy iyledi. Abija yatağından kalktı — Sen ormana gitmeğe e r vermişsen, ben tereddüt etmeden arkadaşlık payas iz iz ihkayaz papel rin e sana Hayır... — Yoas en büyük saadet müj- delerini daima ormanda verir. Bu haber beni çok sevindirdi. Şimdi hemen iz miyiz? — Evet.. Yoasın bize ne söy- lemek in ei an evvel anla- mak ii a hazır. lattım. lü örer bil iler dizginleri Mutun elinde idi. Arabada yanyana konuşarak gidiyorlardı. — Yollarda kimseler yok, Mut! em ix ne kadar tatlı.. Ne ılık bir — re anlar ne kadar azgın. Dizginleri çekmekten kollarım ko- pacak. — Keşki yanımıza bir timarcı alsaydık... — Ben omuzumun dibinde sen- den başka bir kimsenin nefesini — Ziyanı yok.. Böyle güzel bir sabah eetikreid verdiği zevk, insana bütün yorgunluğunu unut- turuyor... Ormanın methaline özi Mutun kal bi o zeri çok ça ın heyecanını hissetmekte güçlük çekmiyecekti. Akis 1 can duyduğunu ekimi see Necabet daktilolukla yazıhane- Idiği vakit on yedi yaşında NDER FAHREDDİN E > z 5“ 5 E 5 2 5 wa g 3 < a a Bs i Mut, sevgilisini âtip > pa P : AKŞAM Sahife TN Tefrika No. 69 23 Teşrinlevvel 933 Cu. öv Radyo Ü bir hikâye | Çın - Çın ! 2 Kapiler pazartı İstan 18-18,30 izmofoni Odeon! 11728 - di O. 4967 - Kolombiya | — Pek İeyman. İyi di Süleyman miri bakıyordu. b KL Sü- Sonra gülmeğe başladı Necabet a | devametti: — Anlıyorum, küçük Muazzezi dürnüyenn. —— düpü- or: Ne isterse: 1, Ser- be: ai aa bi e kar- u gülünç “bir mevkie” sokrha, İstediğim bundan ibar. Çi z Süleyman sigarasını attı, oda- nın içinde dolaşmağa bad — Çın - ği dedi, sen ne yapacaksın ası fazla beklettiğimizi | larında makinenin çın as öt sarin ihtiyar adamcağız | tüğü sık sık işitiliyodru. bir an evvel bulalım için, kendisine çın - çın İçer — e isek ipad yi ar verdile vadi yeni uyanan kuşlar. önlü sene çalıştı. in bak, Mut! Burada seninle bir ay | âdeta şefi oldu. Fakat herkes beraber yaşamayı ne kadar iste- lesi üşfik geyel rim, bilsen..!” samimi ut gülüms Yazıhi on gelen genç; edi: — Manzara sok güzel. Ağaçlar, vadiler, kuşlar. akat, bir ay az Her şey sevimli. rel elm? e a Fakat Abija sağ kolunu genç zabitin dale diye abası ti- omuzuna attı: carette mal e a o da tahsi- — Bizi bu güzel yerlere bir ay- — bır. sl bir iş aramağa dan | fazla ai rlar mı? | mecbur olm kerre biri- Benimle - ölünceye kadar - | binerine Makara bahseder- banker yaşamak istemiyor mu- | lerdi. Bu tatlı mevzudu. sun? Süleyman yirmi idi. On sekiz yaşında kızlardan pi iramis hayatta kaldıkça ei bir ıncanın | pek hoşlanırdı. ikim ömrü bir kari ee daha kısa olacak. Onu | küçük Muazzez i. ortadan kaldıracağını söylemiş- | çapku in Kendisini hem tin... İki gür ün evvel verdiğin sözü wmeli idi. unuttun m Necal Di az flört yapmıştı. Mut ei kanlılığını muhafa- | Yalnız e kerre ciddi bir pol zaya çalışarak başını salladı: tutulmuştu. — «hiç eyman — Hayır unutmadım.. Onu ilk a rast lele ve fırsatta ie ölmi mesut olmamı- za, , hattâ laleli irki yok. O bizi kıskanıyor, Mut! Sen onu öldürmezsen, o bizi öldürtecek. Maiyet zabiti bu sözlerden mü- teessir olmuş gibi görünerek ken- i kendine mırıldandı: inosu avucunun içine alan bir k kadından her şey beklenir... Onu bir kaç gün ia öldürece- ordu. hülyalar- m rafındaki er- n fakir ve kı- eN çın bu hayat- iyidir diyordu. v kekler ken lıksız: li tan ölüm daha Süleyinedi kâkikihalarla gülüşeri hu, Lâkırdı değiştirmek içi tayyare piyangosunda yalbaği ile ramiyesini kazanmayı hülya eder- ğin Günün birinde Necabet sahi- den zengin oldu. Adanada ei Ba bir halasirm. öç dei Ormanın içine girmişlerdi. Atlar kişniyerek ve hızlı hızlı | sesiz w liyordu. mıştı. Artık yazıhaneyi bıraktı, Gi büyük kayznın w gibi de Süleyman bir gün onu ziyarete gittiği zaman, le giydi- vaplarla mütevazi bir halde limmiş oyuklarından çukura dökü VA we Pe Abijaya hazin bir matem havası besteliyor | buldu. Hiç değişmemişti. gibi, sie aksediyordu. | Süleyman, dedi, düşünü İlkini do möneieşin. m ki kocasız bir kadın milyon: rıda ol: rahat edemiyecek. ER başında durmuş | Kierkesin gözü onun üstünde; Bi i is takım dedikodulara maruz kal Son girdiği harpte > ufak ak için evlenmek ileri Yaranın — ıztırabından başka. bir | pür, itiraz etme, beni dinle, Ak z i ıztırap duymıyan Mut, yirmi yedi lina gelenlere varacak değilim, senelik ap bu kadar muz- | Çünkü fakir iken beni sevmemiş. tarip olduğunu, bu derece heye- | yerdi. Artık hiç bir zaman beni | istediğim gibi ereikizrili inan- abadan atladı. BAN, yun ir simi .. Ve iki Süleyman, ben sesinle SAN aş ağzına gi mek istiyorum. Sen iyi bir aile: — Yon: NİZ İşte biz gel. | den, iyi huylu bir ge, id Öte: dik... den beri belli etmeden seni sevi- Diye bağırdı. yordum zannetme. Seni bir kar- Bu esnada Abija da arabadan | deş gibi bilirim. Onun için se- yere a inle evlenmeyi düşünüyorum, Mi etanetini kaybetmemek | Bu yalnız bir gösteriş ni sin nğlesıkdiken dişlerini sıkı- | den ibaret olacak. Sen beni hi- yor, kin ve ihtirasını uyutm ak is maye edeceksin. Ben ie cn yen şefkat lı si i li kalbinden silmeğe çalışıyordu. e Abija merakla sordu: — — Şal bırak kuzun Çın, çin! Dye Mv yok. Acaba yaman kal geç mi lm Vakit çak erken > konuşur gibi tatlı Biz araba ile h Mut vahudi dilberinin kolundı yoldan geldik. O yi gelecek. Dev Hem de ihtiyar ve ve alır lm) sü bön deği na bakarak içini çektiz — Mut, biraz yavaş gidelim! letiyor. ie uzun fıstık ağa a oturalım, | cinin dibinde oturalım, olmüz mi? (Arkası var — Şu süyun başını Mut! Bak, ne güzel şırıldıyor Bi- ihtiyar oldum, Sü- Bundan sonra a İk olmyacağımı. Geli 5 Hattâ bir okşanma ihtiyacını bile > fi SEZ 45- DS ders Ski olanlar i ün li va ir Nureddi br 3072 gramofon: 2394 - Kolombiya DT. 4 i EG. Mi 22 Anadolu ajansı, borsa has beri, ayan 2.30-13,30 gramofon, 16- 18,45 ii stra; Flotow, o Ouverture, Martha, Lahâr, Potpoami Eva, Millöc- her, Valsc, Carlotta, Popy, 18,45-20 alaş turka saz, 20 aji beri leri, ği ükreş ( 942 ) orkestra, 19,15 şarkı, de ike 20,20 gra- mofon, 21,10 piyano, 21,45 şarkı, 23“ Romen musikisi. m ve e üze yano, 20 şüun, 20,40 şi 23 rel cazbant. , Roma (441,2 m.) — 18,15 konser, e oi id 5 45 konser. a (14 m.) — 19,20 ha- fif Bineen 20, > e 21 opera, 23,10 kafekonser. Viyana (518,1 m.) — 18,20 piyano, 20,50 radyo jürnal, 23,15 havadis, 23,30 ki mn. ni a çiliklerle meşgul ol. vi ün. Üç ay ça- ç Razı olursan evleni- Evlendiler. pi aha- te çıktılar. Doğru, Nisi örneğe gittiler. hin üstü Grandotele geldi- ler. Orada kendilerine telgrafla bir utmuşli - rı gun düştük! bet birden bire — Bir rica « edeceğim ba leyman, de: di, koş büyük a me bir söliyid çek. Zavallı me- raktadır. Süleyman bir şey eoytia Necabetin elini iii koşa koş aşağıya des otelde ilk e year gece Necahetin «orevuar» diye başka . ven ayrılmaktan sıkılmamak telgraf bahanesini düşürmüş iş ek masına ihtimal verdi. bah, bir biline atlıyarak isede or plâja milan Kumlar mayi haline gel- altın gibi parlıyordu. > vi mavi mayosile denize doğru saat yanyana yü; ler. kali üstüne yattılar. din başını karısı- nın karnına di ei ye 'Çın ne kadar sakindi! Ne- :es bile labne denilebilirdi. Eli- ni ensesine koymuş, yastık yap- aştı. Birden bie Süleymai — Beni öpebilir misin? dedi Bir tecrübe iceri eşin Süleymanın gözleri açıldı. # Öğle yemeğinde Süleyman pek az bir şey yedi. Necabet şam- panya içmek istedi. larını birinden ayıran kü ük pembe salona s güneşi do- ii ül bir dini çalı- "Söym dans edelim, dedi. Biliküe, hş dans etmedik. Hemen valse başladılar. Arada — durüyorlardı. Süleyman Necabeti > aklarınâ doğru een bet hafif bir hay- m ile mel odasının kapr- a doğru kı “ Elerint yöre kapamiışti Sü- yman ine kadar kızarmış HH rn gör li, le Çi niçin Veremle mücadele 29 eN Cumbu riyet ımı Vere: ela Bayr. lücadelesine yari günü Razetlerimizi hüsnü kabul “ediniz. en miyete âza yazılınız. nasıl i sabah, Necabet Süley- mana lm mektuplar arasında Muazzezin m gördi Bire titremeğe yordu. Yürej Hiç bir şey enli gibi taraçaya çıktı, ü kadar araların- da bir ME ze hüküm sürdü. Gece, oturdu. Necabet lay görün. meğe çalışarak: — Mukavelemizde yle bir şey yok, dedi. Zavallı Süleyman- cığım, mektuplarını yalnız oku- yabilirsin. — Burada zavallı kimse yı. bedi ının bül; i büyük aşk ile âdi arzı k tatlı his- siyat deri yer 1 e baki idi. Fakat ğü. , Süleyman ısrar etti: — Haydi , fi gidelim, lim, bi mu?

Bu sayıdan diğer sayfalar: