17 Mart 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

17 Mart 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ramazan içinde bir gün Abdül- hamit Ayasofya camiine gelmiş, umuma mahsus maksurelerin birin- de oturmuştu. Mütercim Rüştü ve Mithat paşalar ile biraz konuştu. Zihinleri teşviş edilmiş hocalar bunu miigei Şurada, burada (sadrıazam di pese, paşa En kâfirdir; ööliyik rı karşısına almış, arkasına Fes gömleği giymiş, camide mü- eçit vereme e lice tap ve neşredilen bi da şu yolda şiddetli hücumlarda bulunulmuştu; (Mibnet deryasında görünen dal, i d rili arita dürüsttür. afı kalp ile leşi koru- nup harita mucibince hareket et- sek.o zaman karaya , gemi yi kırarız. Biz sair sem sl tanata teşrik edersek bu hal bü- tün memalikin elden çıkmasına sebep olabilir. diğe tbüyetindek milyo: nı devletini: işleri sie ror res Himdierden eclis kaç is içeri muhtelif ecnasa hükü- t dizginini teslim etmek de- imi e dar da bir müsa- m nedir? B Bani iddineden e Müslüman zengin oluy. leri ere ve Si mi biyer Kanunu leri Babiâlide, liner ii e a ai mmm Yazan: SULEYMAN KANI — Tercüme, iktibas hakkı mahfüzdur — Mithat paşa ile Cevdet paşa arasın- daki ihtilâf, sadrıazamın tereddüdü e tertibine taraftar olanla” Tefrika No. 254 cek şayialar, yersiz havadis ve ri- n başında bulunarak nihayet vayetlerle â âmmenin nazarlarını fikrini yürütmeğe muvaffak ol- | kendilerine celp ve imale maksa- muş bulunan ve mecelle cemiyeti | dına itmek ediyorlar. Devlet ve siye vi ifa ile bu mi başaran t kai nunları, peeileke t asa- sinde de elbette söz sahibi ola- | dilinden masun olan bazı zevat caktı. O ilmiyece kadıaskerlik de- | haklarında neşriyata cüret edi- recesine çıkmıştı. AAbdülâ za- | yorlar. manında Koz na - Bu sebeple matbuat idaresi in- that pa- şa ile araları hiç te iyi değildi. Hüseyin Avni paşayı: Abdülâzi- zin halinde «fesat başı» Bi n ve mide ında; hi da nn al de kul- lanan Cevdet paşa Mithat paşa; ü haa ve bir işin so emiri Pap Kanu- esasi lâyihası tetki olunu- e Adliye nazırı Cevdet paşa iba- rede bir kaç kelimeye itiraz etti. Mithat paşa: — Avrupa kanunlarına senin aklın ermez! Dedi. Cevdet paşa hiddetten ateş e Basi vekıl a edecek Feke on, on beş kelime fran- sızca lügat öne münhasırdır. Bir kunduracı Fransız lisanında senden dürüst tekellime mukte- dir vabını verdi. Meclise sıklet seri “Hele Müterci im Rüşi a iki tarafa da mül ilâyimane sözler söyledi de paşaları teskine muvaf- fak oldu. Lâyiha erme Se ile ka- vel 1876); takdim olundı Mith sam iradesini hemen almak isti; Abdülhamit ise bu inde ar ihti- Jâflı ve mi bir meselede ace- le bir tmaktan tehaşi edi- yor, vin ve ekin yoklamağı tercih eyl Mahaller alti hatti ha- ile kanunu esasi lâyihasını hazır- Mıyı “ Abdül ölhamit mabeyin başkâtibi Sait paşadan da bir lâyiha istemiş, oda Fransız kanunu esasisine gö- re böyle bir lâyiha yazmıştı; bu lâyiha dahi müzakerat esnasında nazarı dikkatte bulunduruldu. ihayet encümen tetkikatını bi- tirdi. Mithat paşa encümence hazır- İnnan lâyihayı bir kere de Süley- paşa riyasetinde Ziya, Ke- mal, Abidi: kk: dikten sonra vükelâ meclisine sev- etti. et paşa o sırada adliye ne- zaretinde bulunuyordu. Âli paşanın (Kod ama esas ittihaz ederek çıkarmak isi > medeni mi yerine şeri aslaşdan alınacak ahkâm ile bir adişah ile mutlakiyet taraf- vükelâ ve .nüdeı kalesinden dolayı, kanunu esa- si lâyihasının padişaha im edildiği gün, iki ay müddetle ta- til olu: ik Beş ada ata 1 li bir li yapıldı: inden b (İstanbul gazeteleri: AZI ları müteaddit tembih ve rla- bar etmiyor, düçar oldukları azal ih olmuy: lı r- de hakların- i muamelelerde bulun- mücazattan müteni lar. Matbuat idaresi da :şiddeti mağa mecbur kalıyor. Bu gazete- ler memleketin e e fevkalâde ahvali nazarı dikkate almıyorlar. Zihinleri LE ede- Dünya piyasalarında buğday fiati düşüyor tibah göstermiyen bu gazetelerin uu musırrane hareketlerine karşı a derecede ei mücazat tertip etmek gibi elim Padişah âmiyane tabir ile (tav- şana kaç, tazıya tut!) siyasetini takip-e: rdu, «Kanunu esasinin maz: anlatmak istiyenle- rin de fikirlerini almak üzere lâ- di; h şanın hususi fikir ve mütaleasını mai istedi, mik ni tari ehe ısrar şal Rüştü paşa â; ci Mah- mut ledi eee — Eğer harici teklifat sırasın- da böyle bir şey gösterilmek mec- buriyeti olmasaydı nu esasi- ye muvafakat etmekliğimin ihti- mali yoktu. Demişti, Bu söz Mütercimin ka- Yazan: Evet hakiaten öyle; iyi bir ei değil dedi. Sonra, şöyle bir düşündü: — Saat kaç. — Dördü on geçiyor. — O halde hemen hareketi. virip üz atık meli için Tensğarim büzmüy Fer sat bekliyen atmacalar gibi yan- yeniden bir daha 1. — Her ci hazır mı? — a, hemen hareket ediyoruz.. Nerede ise zaten şafak ata aha biz yolda iken et- raf Mere. Eğer dergi tu- tulursak döneriz. Nihayet bize lâzım olan üç saattir. Yedide av det etmiş a Şimdilik uvvetli bir rüzgâr Kumral bir ita o o de- di ki: — Maamafih rüzgâr bu halde de kalsa yine bizim ne: ceği miz dumanı dağıtabilir zannedei rim, — Evet m ez ehemmi- yeti yok. Ben si di. ğim zaman ark mertebe bi- ribirinize yaklaşır ve öyle itle neşredersiniz, ineceğim yer dar arızalı değil. e yere | konabiliriz?.. A o ya kafasını e Tarafa doğru çevire! yanıl şında ral genç bir main ıktı: bal — öyle değil mi İrfan. Şöyle | be: Esat Mahm nunu esasinin ilânında ancak bir || | ““g. si 2 ği göz Boyama laik nden başka dayazial,, ize sergi bir şey işeme istemediğini izhar | öm “ve ezik ai kit eteaşiğ vs sil hakikaten özlediğiniz gi mü-İ kısa bir Batak ile ölabilecekti! iade aba ayl Böyle i öyle mülâhazalarla kanunu vir ll esas itibarile ve açıktan zaşlan Bürüt sillğu yöledin ediler bulundu ve resmen ka- bul dtmiş “oldüğu' lâşilinnm bazı maddelerine bu noktadan itiraz a B (Lâyihada hükümdarın vazife- sini tadat eden maddeler padişa- m: fuz ve iktidarı ise tahdit kabul etmez! Diyerek bu md miktesllik| maddelerin tay ve ihracını tavsi. tabirini del kisi gibi 'padişah ta hap ve nasbını iltizam eyledi. (Arkası var) dar dü: i vaziyet karşısında mekte mem- leketlerde buğdayı işine verilen ehemmiyet main ziyade arlınıştır. e haberlere göre Roman: ki buğda; kiki için, buğday koru komiserliği tekrar faaliyete il lamışi cuklar, sikli başma! Hareket ediyoruz. Zabitler hep beraber tayyarele- re doğru koşarlarken birdenbire başçavuş hyakırdı: dan, yanında erkânı harp rel olduğu halde otomobilden il Adnana doğru yürüdü, gülerek: — a iiilşimeisize deki Es eke) lemeden gidecektiniz e ek... Böyle elik, olur Adnan kaputunun — kalan düğmesini ilikliyerek yaklaştı. — Paşam rasat kuvvetli bir rüzgâr ır çıkması ihti- | mali olduğuna dair bir rapor gel- de ihemen hareketimizi tacil ettik, — Ne sie çıkacakmış?.. Şima! | , bu si-| zi bozabilir. Derek ! tn ilân kopmadan hemen yol- mak: istediniz m mi? — Evet raki ecem harp reisine ve E tu, — Size çok teşekkür ederim. Ordum ve şlarım sizinle iftihar ederler. Çok mert çocuk. sunuz. e gözlerinin içine kadar kızarmıştı. aşam, ibzal buyurduğunuz iltii fat larınızla naçiz şahsımı ihya eyliyorsunuz. Berdan kahraman kumandanın N kadar lütuflan değil — Vi — Oğlum kumandanın, senin, lamak istediğin işin ehemmiye- tehlikesini müdriktir. Sa- na teşekkür için serdedilen sözler azdır bile.. ğe Paşa İnka a yledikten sonra her nedense birdenbire mevzuu değiştirmek istedi: — Aç bakayım şu kaputunu, hakikaten li benzedin imi, bir görelim!.. Adnan kaputunu çıkardı. Her- iz gayri ihtiyari gülmeği ili Mei? reisi: n paşam e m AF Hkn ylilrine benzi n da ili ve gü- lü ör. Gocuğun, nerede? — Tayyarede paşam! — Oinir igiy allah “ağkina gör relim!.. koşup tayyareden go- cep! sandığına benziyen bu ağır an postunu sırtına ge- çirdi. Kafasına m Ahundla- rının ığına benzi; muazzam bir külâh giydi, nihayet ayakları- ma da mahut çarpa! bu halile iki tarafa yalpa rak gelip kumandanın önün durdu. Herkes gülmekten Yi ordu.. BE dedi ki: lu manzaranla senden e kimsenin hatı önün rından mez. Çok kol ez ahşaba. ceksin zannederi: e m; yalnız lisan a Adnana doğ- vu ilerledi olan “herşey gocuğa selini değil: mi? — vir. Adnan sağ tarafta gri bekliyen zabilere baktı — Paşam müsaade Wi artık hareket del; serin se ei aydınla: Kumandan ölüme Ne m vi haydi baka yolum ğı istikamete ie — dürüldü. Adnan haykırdı: şına marş marşl.. Zabitler tayyare tırman- dılar. Akal otörler e ladı. Adnan: kolunu ikidefa ses altı küçük ta kkke, filo Sikiöleili spare ir ii Bu sırada dağların tepe leri yavaş yavaş aydınlanıyordu. (Arkası var);

Bu sayıdan diğer sayfalar: