29 Ocak 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

29 Ocak 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Künunusani 1936 Brezilyada görülmemiş bir vaka Bir koca, karısına dos- tunun kalbini tava yaparak yedirmiş Karısını da öldüren koca halk tarafından zak ında genç bir in sl evlenmiş- si izin verme- md e iptidaları koca- sına sadık bir kadın iken bu taz yer Haier bıkmış, Perezden dost tut- am etmiş, Perez hiç bir şeyden ikkerde ol men hissiyatını beli e bir tuzak kurmağı kararlaştırmış- çeri gü le bir- ilac all Mele çıkmıştır. Bir aralık bi girmişler, ada v ikame çekerek Negrita Agilhaa e olarak — le tür, Perez bunu kâfi bıçağını Mr eş sahibini göğsünü açmış, kalbini çıkarmış- tır. Perez kalbi bir kâğıda evine götürmüş, karısına: — Bu akşam bir sürpri- zim zi Mutfağa girip güzel bir pPişireceğim.,. o Diyerek it iğ girmiş, Agilhaanın de bini tavada kızartarak karısın ikram etmiştir. Kadın bilmeden unu yemiştir, Perez karısına dostunun kalbi- ni yedirdikten sonra: — Şimdi yediğin ne misin?.. Diyerek meseleyi mış ve erir çekerek: — Sıra geldi, haydi baka- sararak idi, bilir anlat- ir çok yerlerine batırmıştır. Ka- dın bir kaç dakika içinde ölmüş- üç gün sonra ormanda Agilha- anın cesedinin bulunması üzerine mesele meydana çıkmıştır. Kati- lin Perez olduğu anlaşılınca jan- casının ağızını ei hikâyeye 5 z | Her şam ör ike | Mektuplaşarak sevişenler | — Ne derlerse desinler, bir hi- kâye demek muharrir demektir. Bir roman okuyan kimseler ora- daki hikâyeye bakarak muharriri- nin ahlâkı, hayatı hakkında mana- lar çıkarırlar. Ben ne zaman yeni bir roman neşretsem birçok mek- tuplar aldım . Vakayı, vaka . Iı Çünkü karısının yüzüne bakıyor- La g — Onları sen yazmadın mı? li. ayır, — O halde kim yazdı?. — Çabuk söyle kuzum, merak ediyorum. yorum. — Mektupları kuzenim Atıfet ların ç genç kızları terem üstad...» diye “e yazdı. Selma sonr: varır, bibi. im benim ilki yük. sima eği vi va loral m gel de Lu Miahsni kar a düşmüş bir 2 iri ela m a vardı. Kendilerinin yanın- lar arasında neşeli bir hayret uyan-| da oturuyordu. Güzel değildi. Fa- dırdı. ei e — Vay Diye barlar Herkesin gö- zü Selmaya dönmüştü. Selma ko- Eve Gi zaman, Rasım rdu — Solma neden öyle lâ- kırdımı kesi benim? Bizim allik” tanışmış ve seviş- miş olduğumuzu dostlar bilse di me zararı ii senin mek- tuplarını o kadar m ki, ka- bi olsa Bal esse Bence onların iki v yeri vardır. Hem benim hayatımı p ok dukları ei itibari ile hem ede- bi bir harika emmi itibarile! Sen bu m. a benim roman- larımı, vaka Mari romanla» etmişindir ki, bugün mekke özenenlerin hiç biri bunu yi mazlar, içinde oldu- ğu belli idi. Kayak kollarını ko- casının boynuna atarak: — Çok! ela dedi, içimde bir e idi, Lâkırdı açılmış iken, ba- si Kira m Bu mektupları yazan ben değilim!, Rasım birdenbire ayağa kalktı. dir. Fakat daha içeriye girer gir- mez Negritanın kokmağa ln mış cesedile Bu Se um halk Gi büyük bii yecan uyandırmıştır. Derhal li bir kaç yüz kişi, jandarma kordonunu kırarak eve irmiş, Perezi oyakalıyarak li etmiştir. t yeri okumuş ve zeki bir dı. Rasimin romanlarını teke okuyorlardı. Atıfetin aklına agi m devuya gitmesini Selmadan rica etmişti. — Sonrasını. biliyorsun, dedi. İlk görüştüğümüz gün bana fazla bir alâka göstermeğe başladın. Sen de benim pek hoşuma gittin. ektupları benim yazmadığımı itiraf rope bir türlü kendim- de bulamadım. Sonra, eve dönün- ce, lab ri sali söyledim, Se- Fakat nı seni seviyor- ii görü: en ne za- eve dönsem kendi Mm dım. Kendimi son derecede kaba» atlı hissediyordum. asim bir şey söyle :meden, oda- nın içinde dolaşmağa başlamıştı. — Rasime — Darıldın mı ba- na? Yüzüme £ böyle fena bir ummeala bulun- ün bunu seni çok sevdiğim Rasim karış! mer göğ- süne bastı, Son ir kadehi m Sağa Boğazı yandığı his- ii ves Di sabah, kahvaltıda, konu- orlardı: — Atıfeti sonra hiç görmedin &| NS i Sin da sırada mektuplaşırız. Hattâ son mektubunda bana bir mektep, hocasile nişanlandığıni yazıyordu. e 2 bir ziyaret etsek nasil .i in tıfet ez a Selma; ve kocasını göfünce kıpkırmızı kesildi. Fakat derhal kendisini topladı, güler yüzle onları içeri al dı, Kumral, zayıf, gözlüklü, tam mektep hocası tipinde bir kızca- gızdı. Ee mİ ile lâkırdıya dal- dığı n, Rasim ği e Gönde: mektuplardaki ve fin hayranı kalmış öldüğami i inceliğin öyledi. Ee gözlüğünün altından pek fazla büyümüş gibi görünen göz. lerini kaldırarak: i — Ya! dedi. Selma size anlat- tı mı bunu? Geçmiş imdi bana Nuh tufanı kadar eski görü- nüyorlar. — Neden böyle?. Atıfet st ceyap Yermeğe vakit bak Atıfete b Mr karar kre Fakat tesi günü bunda sebat ei dum. — Ey sonra?. ır, Bizim ara- Mi iş çok ilerlediği zaman, bü- cesaretimi topl Atıfete il şeyi hikâye ettim, Zavallı kız- cağız, çok müteessir oldu. Koştu odasına kapandı. Ertesi sabah o- dasından sıktığı vakit bizden gide-| yerin dibine geçecek kadar utan- madan, un nişanlısı idi. Ge misa- Girlerine nişanlısını takdim etti. Gürbüz, güler yüzlü bir gençti. Rasim genç kızın şimdi maziyi u- . nutarak bu kadar mesud görünme- sindeki hikmeti anlıyordu. İzmitten ei. ettikleri zaman, Selma soruyordu: i m? Mek- m eyi bağrn inle seni alt üst ll genç kı- zı ın mı? Ah siz muharrirler, > hep yeni şey ararsınız, bir hikâye mevzuu çıkarmı rmağa uğraşırsınız!. Hikâyeci miele inni etmiş, ek Fahreddin d insanlara, d m ve yaşa: ii diye söylenirken, mezarlığın ii Mo ima prensin yanında otu- vee Araba bize bir fenalık ımı Pacaklar' rk korkudan göğsünü tmuştu, ei eye bir adam girdi. Ve arkasın, duran rahibin Yüksek sesi — 8 — Haydi, sen de onları k mon a ei sık sık - istiyor. Göğe uçanların sayısı çoğaldı. Demir kapı i: ivice kapanmıştı. ile, L ÇOCUKLARI darmalar Perezin evine gitmişler- Tefrika No. 45 rbanlık adam Keüp zarı önüne geldiği zaman, e MİR sında gölge gördü: e ölüler canlanmış. Diye mırıldanarak bir taşın ar- asına saklı i, Mikeri. nos yeni gelen adami umıştı. tanımı Titanaya al a — Pren: nın sicile rai bağıran bu adam mıydı? — Ki mbilir?1- Şimdi pe Ve uşağın mezarlar arası fazla heyecana ks; GL için kısık bir sesle a — Nut. Nut Uşak korkudan titremeğe Baş ladı.. Mikerinos, a e a nu görünce y en Kesin saya, Nut! sunuz, prensim?. Mikerinos uşağın önünde dur- uz — Senin tanıdığın gökyüzü ye- rin pr midir?!. Bırak bu saç- ma Bi göğe çıktığı- ma" sen iğ inandın Nu ii saf bi. adamdı. Gan pren- ğini nasıl düşünebilirdim?. erinos başını salladı: var, Nut! Bunu ben Emi Beni de ka senin gibi tuzağa iz r, Ar- kamdan ne ini ii ba- kalım? Nut, yavaş yavaş mezarlığın tir Gid iki... ; — Biz şimdi gökte miyiz, pren- sim? Hisseli kendini alamamıştı. di me — es SİZİ ak uçtu sani- yor. Buna inanmayan kimse kal- madı. Demek ki, sizi kayn ka- Gözlerine inanamıyordu.. padılar?!. vo Kp — ye gördün mü?.. , Kar- ordudatı enli ii aklını m pe iz var — Ordunuz Firavuna teslim ol- "Die reyi lu, prensim!. Ve n kolundan tutarak Ya Meri kandilin ii götürdü: teslim olmadı.. beş yüz ki- abette bağıran sen miydin? | gilik maiyetile al mm — Evet prensim, ben idim!. — İşte merd ve sözündi n lüzum gö; ? | biradam. Boy de Perez Baka Rahiplerin eline düşeceğini, zulüm beklerdim. şii —oO,b liğind Pı mi?. için, Kar- — Bir in al ve işkence göreceğini, hapsedilece- dı.. prensese kavuşmak ii naka pere mech--” — Ne di » PpiGmevec kavuş- akar. ni slim Sal Memeli mak için mi? yle ya.. ii göğe uçtu di ik prenses Naca ile evlenmek o istedi. — Naca buna muvafakat etti mi?. — Kendisini göremedim. ikili etmiş diyorlar. Mademki birlikte döndüler.. elbette evlenecekler, Nut bu yide sol içi boş bi: içinden başını kaldıran bir giye gördü.. bei rak ii çekildi ve bağırdı: Bir ölü diriliyor, prensim!, ile kahkaha; Bi z .. korkma. burada ike ei bir ölü yok. O da ses enim gibi canlı bir insan- ır, ışığın altına gelen Miketi. nosun te tanıdı: — Titana.. senin burada ye prensin bu genç kadını se ? il ami z seni de yalancı b sikke li buraya attılar, d ğil mi (Arkası vi Atıfete eski han ini tarafta duri m $ yla ik rülaleğe ğ am Mimi istifade ede- > A iti i

Bu sayıdan diğer sayfalar: