3 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

3 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pane o Kayseri bez fabrikası Fabrika, Kayseri muhitinde büyük bir canlılık uyandırdı Fabrikada 200 den fazla usta, 1400 işçi, 1200 çırak çalışıyor, bir de mektep açılmıştır Kayseri (Hususi) — Kayseri, bugün, haklı olarak Türkiyenin en ya fabrikasını koynuna almak- öğünmektedir. Altı aydan beri fair çalışmakta olan fab mleketin istihsal kapasi- 2k öç faydalı hizmettet başka Kayseri şehri ve muhiti için de ne kadar hayırlı bir unsur oldu- ğu herkes tarafından teslim edil mektedir. Fabrika işlemeye başlayalıdan beri, yalnız Kayseri ve köylerin- den iki binden fazla işçi burada iş re gerek bunların ve gerekse emurların şehire bıraktıkları pa- ra Kayserinin iç pazarını birden bire canlandırmış, li de- ğerlenmesine sebeb Fabri SSL lerine Beniz ği kidestoden ayıklanmakta, sonra Efleri düzeltici ve muvazileştirici mekinelerden geçmi dan sonra uzun ve rlak ler haline giren ia iplik Sanki. ir kaç mi n geçtikten sonra acai e ğe konulmaktadır. u ipliklerin bez Halid getiril- ektedir, ie put bezi çeşidi zena a lar. Dokuma kan bezler icab ederse ii sağlam ve kusursuzlukları ayrı ma- mam kontrol edildikten son- zunlukları edilmek üzere ambalaj edil lisli tedir, Bütün bu istihaleler son derece arızaya uğrayarak duranları işlet- mekten ibarettir. Bir de pes bezlerde, desenlerin tanzim susunda işçi ve ustalara iş dün mektedi: Kali bugün 200 den fazla 400 den tep kısmı vardır ki, burada yüz- Kayseri bez fabrikası lerce küçük talebe hem ufak tec- rübe makineleri öğrenmekte ve het dan, dershanlerde nazari dersler görmektedirler. Bu küçükler için, fabrikanın geniş yemek salonun- da sabah, öğle ve akşam yemekle- Ti parasız kadar fabrikanın kı (Devamı on ikinci sahifede) olarak yedirilmektedir. İmıyan Sual: “Kimin anahtarları ?,, Cevab: “Kral Edvardın anahtarları!,, Londra kulesinde her akşam yapılan merasim gardiyan anahtarları götürüyor Meşhur Londra Kulesinde altı yüz senedenberi her gece ei verir: «Anahtarlar!» Kimin anahtarları?, — Kral Edvardın anahtarları!, — Kral Edvardın anahtarlari geçebilir, her şey yolundadır!. Baş de artık yeni kralın ismi ür a cevap ii Londra kulesi — Allak kral Edvardi muha- e ve muhafızlari | faz pini der. Muhafız kıta- ilerileği ve ye mnsikesk kimi ası: Amin | dedikten » sonra anak nin tarları Tali üzere dururlar. eşine ksa ku- mandanı: sym âm dur!» kuman- dasını yerir. di ileri gider ve il çıkararak: na teslim ederler ve bu dakikadan itibaren k Tİ 7 kası Si > zinde olüncay ii TİYATRO TETKİKLERİ Şehir tiyatrosu Faustu oynamağa başlıyor Bu gece İstanbul Şehir tiyatro- rin tem- yulmaz, rde hem sevinç, hem de endişe uyandı. Bu ara bükenler de oldu rasını mi oynıyacâ» ğ d İı ve «Şehir tiyatrosunda temsil edilecek olan Faustun rası ile alâkası yoktur» denince ortaya şöyle bir sual atıldı: Bazı eserler vardir, ki oku» yanlar veya seyredenler: dık, d . Pal bile Ma bir felse- halk kavrar ve nasıl mai duyar? Bu sual bundan kırk sene evvel sorulmuş olsaydı, artık bizzat Al- manların bile trajedisinden ziya- de operasına kulak verdikleri bu ağır eserin aliemelde oynanami- yacağına kail olarak, cevap veri- di. Fakat bugün, böyle bir sual varid bile olamaz, çünkü sah- neye hâkim olan müellif değil, re- e 5 Bug dünyanın her yerinde halli eek müellif ve aktör değil, rejisör çekiyor. Fransada, falan eseri filân Pe ve de koydu; Alm: anya neye koyan şu gene e vada, yi. eser bu rejisör ta- rafından monte edilmiştir dendi. ği zaman, a halk, eseri; 'de Faustun Ertuğrul Muhsi ından sahneye konmasının büyük Vi ve değeri vardır. «Sahne demek EE demek- tir» pers kökleşi i ve ger- çekleşmesi büyük bir eni atro ihti- oi Bu ihtilâl 1895 de İngilte- pati ii bir haya aşılandi. Sahnede ârlar esti, ay doğup battı, bulut iie göründü, lalkılarin ıslığı duyuldu, yağmur yağdı, gök gürledi, ayak sesleri yüne e halka kuru lâfla ruhiye sunulmaktan vaz pl o haleti ruhiyeyi uyandıran bütün âmiller sunuldu. Imanya «tiyatro tiyatro için- dir, ne edebiyat ve ne de felsefe için sie ir» düsturunu güttü. Sahne önündeki sıra lâmbalar Dimi partere | bir merdiven da: 21 vva boyi değil, hakiki madde ile kuruldu. Orman sahiden ağaç, ev sahiden beton oldu. Plastik dekor yaratıl dı. Nihayet omakineleşen Sovyet Rusya «Konstrüktivisto ometodu sahnede tatbik etti. Aktörü bile sahnede şuurlu bir makine haline getirdi. Kırk bir senedenberi sa ei nelerinde gerçekleşen lâl unsurlarının iyi ve uygun m vü di Favstu sahneye koyan Ertuğrul Muh rını kendi görgü ve bilgisi ile me” ğrul Muhsi: ceden Ertu in bizim s8 nemize nakletti, a br raktığı imkân vesinde biZ# o ihtilâl #ikirlriei bir muhasi#” lasını verdi, vap Rejisörün sahnedeki otokrasii muhtelif ihtiyaçlardan doğmuf tur, Fakat bizce bu ihtiyaçların © belli başlısı — agir silidir. Bugü: meml& ket edebiyatı derik rod lar veremiyor. Londr Göteyi Berlin İZ iri ibse! eni Paris yevskiyi sahne: koymağa met b eserin oyuncusu gi "ai teksti aynen, kelime kelime a: makla da mükellef değildir. a söze hacet yoktur» tezi meyd ne otokrasisi, tiyati” sanatın fevkinde © İsli e etti, Resmi, heykeliraşiği musikiyi kendine bende yaptı. Re jisör eline, sahnenin hududunu af bir eser elınca, he tı ve sa mıyacal zanhitekif ışıklara, resme, heyk traşiye, musikiye, raksa sar! ari 4 kütleyi sıkıntıdan boğacağı #5 hakkak olan ai lal di on me halinde seyirciye beğendire, seve seve dim sas Bizce: «Faust - sahneye koy Ertuğrul Muhsin» demek, Fav* e # deceğiz demi elti, Bulutlarda” levler Yasaya ortalığı sis be 0 Tanaci sali güzel bir iki dme lara zev recek, şarkı dinler” cek v i def Ceza» da «Hamlet» de «Karam! kardeşler» de sanatkârların par kâtında tebellüre başlıya: n «kof trüktivist» metodunu Fast? p aha kuvvetle göreceğimizi yorum .Faustu Muhsinin en metli talebeleri oynuyor. Reji «biomekanik» oyununu, Yy: al viyetin, harekâtın hendesile yl öeiyelaş büyük bir kaya muvaffakiyetlerini evvelden "ii min edebiliriz ve bütü # Seniha Bedri Göknil gibi va ğerli bir mütercimin kalem yi çıkan tercümenin de zevkle leneceğine kaniiz. ie Faustun Türk sahnesinde adi sili büyük ve mutlu bir hadis Selâmi ii

Bu sayıdan diğer sayfalar: