8 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

8 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balıkesirin uyanık bir köyü Pamukçu zeybekleri ve Bengi oyunu Köyde tertib edilen ziyafetler, yüzlerce kişinin bir arada yemek yemesi ukçu zeybeklerinin ip ettikleri ziyafette sıra ile dizilen kazanlar, e Bengi oyunu, yukarı . (Akşaı Sokak kenarlarında (Haney) de- nilen taş binalar göze çarpıyor. Köyde beş sınıflı ve tam kadrolu bir de iile mektep vardır. Kö umhuriyet ayaz nim) il “ii len bi ynakta h me siki ni Feri Slm Uğurlu sayılan bu balıklara de- kunmak yasaktır. Geçen sene bu balıklardan birini yakalamak is- . teyen bir ği mükemmel bir da- yak yemi am köylüleri hiç su katıl- ş halis ocuklarıdır. iri see e vidi hangisi- la Balıkesir valisi köylülere bir nutuk söylerken nin yüzüne bakılsa yanaklarından kan fışkır. hissini veriyor. Ka- dınlar, erkekierden daha açık göz ve çalışkandırlar. Erkekler, tarla- da çift ve ekim gele sine evin idaresini yapan, iş içi Balıkesir pazarına ei dır. arat işlerindeki. bale Sğallerinin YU tp kler İten ri em aba yiğit ve serbest tavırlı yap- mıştır, Pamukçunun en büyük hususi- yeti bengi denilen zeybek oyunla- rıdır. Bütün Pamukçu erkekleri, milli bir anane halinde babadan oğula kalan bengi rakıslarile şöh- ret kazanmışlardır. Kendine göre bir pese tarzi bye bu zeybek raksın: gürleri var- dır. Köy ai bir grup ha- Düğün evinde feci bir yıkılma oldu Enkaz altında bir kızcağız ile iki kadın ağır surette yaralandı Evvelki feci bir yıkılma vakası ü kadın muhtelif mk si lanmıştır, Vaka etrafında aldığı- mız malümat şudur: Merdiven köyünde Nazenin so- kağında oturan bay Nusret kızına güzel bir nişan merasimi yapmağa karar vermiş ve bir çok ahbabla- rını evine davet etmiştir. n evvelinden davet i gece ber semi odada oturan davetli bayanlar da oyun tertib etmişlerdir. ece yarısına ğru oyunun hararetle devam ettiği bir sırada şiddetli bir çatırdı olmuş ve bu o- da birdenbire yıkılmıştır. Gürültü ilk başladığı zaman odada bulu- nanlardan bir çoğu kaçmağa mu- vaffak olmuşlar, misafirlerden bir kısmı da yıkılan oda ile beraber yuvarlanarak kendilerini evin alt a bulmaları erhal polise haber ve- iy aka kazma, kurek ge- tirilerek yıkılan kısmın enkazı kak dırılmıştır. Enkaz altından üç ka- a çıkarılmıştır. Bunlardan ba- miemmi adında bir Ey iğ bü- yük ğaç arasına s Kal Sim ehil surette Mn Bayan Lemi halinde tie kaldırık mer n başka Müveddet adın- DX ii ii kadınla Sevim adında bir kızcağız da ağır surette yara- lanmışlardır. Zabıtanın ilk tahki- binanın ıkık de- katında esasen eski olan fazla ağırlık ve sarsıntıdan y diği anlaşılmıştır. Tahkikat vam ediyor. linde uzun müddet İstanbul vi Ankarada kalarak kendilerini sevdirmişlerdir. Ara sira Balıkesir Halkevinin vermiş olduğu merelere de iştirak ederek uzun, uzun Miele r. Be: nları yalnız erkekle- re münhasır değildir. Kadınların da kendi aralarında oyunları var- dır. Bu oyunu erkekler oynama- dıkları gibi hniei başka bir yerinde de b Dü müsa- lr kadınla- üğü. rın giyiniş leri deği r. Kadife üzerine ez işlemeli ee ve cepken yunlarına altın dizilerinden ye denilen ger Mi takarlar. Başlarında inci güzel bir manzara teşkil eder. Pamukçunun m ileri biri de kendi ai ında terti tikleri ve iie gi denilen umumi ziyafetlerdir. Bu Hayır işi- gücü yettiği ikimiz ğinden ibaret olan bu ziyafet! var köylerden de akın, akın gelen olur. Bir yaz günü köyün meyda- nına kırk kazan yanyana dizilir. Yemekler pişip kotarıldıktan son- ra kadın ve erkek yüzlerce kişi sofraların başına geçip adamakıl- lı karınlarını doyururlar. hayırla anmak ve dolayısile diri- ler arasında bir yardım ve bir dostluk zemini hazırlamış olmak e eee bu ziyafet bit- tikten kanlıları bengi oyunlarını oyna- dıktan sonra merasime nihayet verilir, Geçenlerde, Pamukçu zeybekle- ağn Deli Mehmetle konuştum. Lâf arasında: —- . nin en çok sevdiğin kim? diye sordum. Göğsüne vura, vura cevap ie — Ata onra ilâve etti: Bizim ataklarla beraber İstanbu- la Di Dolmabahçe sara- yında Atatürkün karşısında oyna- dık. O günü ömrüm oldukça unu- amir Deli Mehm. edin gözleri, o me- sut günün sevincile tekrar buğu- landı, KADIN KUŞE: al uçururken Küçük Ramazâf' su mahzenin& yuvarlandı aragümrükte. oturan yaam. et versin oradan ette yaralanmı ir halde taneye kaldırılmıştır. en eli beri v 5 3 > a 3 7 —e 3 EE Yesil Eleni hastaneye kaldı ai f bıta arabacı Hüseyini yakalıyarsk” | AŞK ŞKIN Yürürken Ma Gene geleceğim! Gene gele- ceğim! Beni bekle, PEY al buk döneceğim İstanbuld. aklarımın gürültüsü hak bey- nimde acı verecek surette ağalar ordu. Trenin yanında, açık bir kapı- nın önünde durduk, Yanımdaki şeylerin hepsini içeri koydurdum. Kondükör b biletlerimi ay ver- 'anyana duruyor, gözgöze hayr Hayret ve > sülük i için. de kalmıştık. Yoldular geçti, memurlar hay- kırdı. Trenin bütü rini karnının üstünde im GE Te Tekerleklerin gıcırtısını duy- dum. Tren zahmetle sarsıldı, Ele- nanın uzakta kaldığını, küçüldü- günü, gözden kaybolduğunu haya- len gördüm. Başımı ve ak 5 Mira çıkararak hay! e ön ve gelm ves ister gibi, yü idi, mi ritie Fakat elleri- miz birleşemedi. ekeledi i. Sana bir e: A. Sustu, va ğa başladı. Haykırıyordum — Söylet 8 Birdej vel aramıza uzun ve ka- ranlık bir mesafe gi Pencere- a küçüldü, miüpkeriliği, mala içine a bir cisim w | Gid GELEN siyahlığı her tarafı kapladı. Artık kendisini göremez oldum. m Sonuncu kısım 1 Beni İstanbula götüren tren san- ket ki hiç görmediğim memleketler. den geçiyor e Hulya içinde etrafa Si Ni ayet, 1 releri, azametli kubbeleri ile İs- ke öründü. Sabahleyin er- kı n Sirkeciye çıktım. Hava İsak ve lâtifti. Müthiş bir yorgunluk damarla- rımı ağırlaştırmış gibi, adımlarımı Tk Süyerdum Berhimin ici de trenin uğultusu elemli bir ak: Evet, İstanbula dönmüştüm. Fa- kat şimdi kendi kendimin gölge- — başka bir şey değildim. yalnız, ağacından düşmüş in bedi gibi kendimde bir ya- bancılık hissi vardı. Şimdi İstanbulda beni müteces- sis nazarlar, kapalı kalbler keli- yorlardı. Hiç kimseye, hatta Saffete bile geleceğimi r, vermemiştim. Çünkü ilk dakikada yalnız kalma- üş- farkında. deği az » Onun için, ote- ık çar oktu. İstasyonda müşteri karşılıyan otel sele yüzlerine bakı- disini tanıdım: ay sen misin? dedim. San- ki bir ahbap görmüş kadar sevin- dim. Adam sordu: — Madam yok mı — Hayır, sonra Elci Eşya- mi ni bana da bir otomobil bulun: Kali sokaklara yorgun bir merak ile bakıyordum. Uzak ha- rdu, Ken- kikata başlamıştır. tıralar zihnimde uyanıyo!l Gelip “gitmeleri, parçalana ları, elden ki ünyayı unutturdu. Öğle yemeğini otelde Akşam, Saffeti aramak için ğa çıkmak istedim. Fakat 8 z çıkar çıkmaz içimde o kai daf di kin bir acı duydum ki derhsl 4 ndüm, odama kapandi” evimizde gözlerimin önün? yordum. Yatağında, kar9! » Gözlerini beni odamın İz ere çevirmişt vaş yav m bar

Bu sayıdan diğer sayfalar: