November 1, 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

November 1, 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YE eN m Teşriiseni 1887 AKŞAM Sahife 9 (m BİR ZİYARETİ) Müalimler, Şaziye kocası Hasana: — Aman Hasan, dedi, Ferhadla kâ- Tsi Nadide İstanbula gelmişler... onlar Evlendi evleneli bir kerecik olsun gö- Tememşitik. Madem ki, artık İstanbu- İR geldiler. Gidip bir görelim şunları. bakalım ka a atına alışmışlar mi alışmamışlı ai Neden ik öesikişme miami lar?.. dedi, biz o; gres ini Ferhadla İn Nadide ii hani Aradan seneler geçti, ln siir. Şaziye > etkene gidelim... dedi, onlar bi; an daha yeni evli sayılır. Hal- gide Kalktılar. e mekle bindiler, ini!.. Nini... e ile Hasan | biribirlerine bak- tılar, Ferhad ol at verdi: — Ben lar erd hep Nini diye — el an!. ğ ve tai İki kadın karlar Na- dide Hasanın, kocasının ellerini sıktı, Ev sahipleri yeni evlileri salanlarıni aldılar. Nadide: ME “koridorda g - Şaziye... ımnun oldum... Sİ- ze ii Me Diyerek bir arâ- ben nde sana yardım edeyira... pi çim etti. ilya rm kalan Şaziye koca- — Zn olacağım, deli olacağım... de- eğer Beyoğlu caddesin len geçerlerken Na- er .Şu m bakın.. emel dünyada dide kaldırım zir de yürüyen ie er- | ne kocalar rISININ. m keği kocasına Ye bağı da «Nini» öğe drif ri Si — Ferhad.. ni aşağı, Nini yukarı... id Otomobili dada kei ça- | liyim.. Yas ğe e böyle bir andılar. EL sıkışmad önül | 8öz işittim mi Hasan gilmeneğe çalıştı: —Biz dı Nadide ev- Sana ben na- demi?. diye sordular, ab derim... Senin ismin Nadide Ferhad — Evde, bı e gideriz., diyerek otomobile e Mn otomobil biraz ilerleyince Fer- m had tej ismim Şaziye değil mi? Şişi imi; misin?. — Şişi bir tuhaf... e gibi birşey... Kocasile münakaşa, Ze Hatibler ! PASTIL FOR Sizin en iyi dostunuzdur İris FÜR Mütemadi faaliyetle yoru- lan, soğuk algınl İND göğüs nezlesinden, öksü m mustarib olan Hani udd: KAPTAN PAŞA GELİYOR Tarihi ender F. “Düşmanlar, bizden Deniz Romanı — Tdrika No.45 — 3 öc almak için fırsat bekliyor. Bu fırsat karşısında Istanbula dönmek istiyenler harpten korkuyor demektir!,, — Bizim, korkacak bir vaziyette olmadığımızı bütün Büy biliyor. — Ya Venedikliler' — Oh... Onlar daha çok sinmiş bir haldedirler. (OPapaya gelince, ü Grej «Gü irinde sürkler Romaya sarkarlar!> oendişe- sile Vatikandaki hazii a) maliyet vurmuştur. meydanda dururken, mevsimsiz endişelerle eek ie termek size. yakışım O dakikaya ie za key len Tı sükünetle dinliyen $alih reisin pale tükenmişti. Birdenbire yüksek — Arkadaşlar! Ben kırk yıldır de- niz üstünde gezen ve saçını dalgalar arasında ağartan eski bir denizci- dünkü ugünkü düşman, düş- mana benzemiyor. İspanyollar ve Ve- nı ler Lepanto harbinden büyül ders almışlardır. e yı > ve gun görünce, sanıyorsak aldamınız. Bizden Tağanteii dayak yiyen düş- manlarımız elbette günün birinde öç almak en Gi Bahusus di her gün körü uyuduğun! çi ken ln le- bi burada biraz dura- | nin gözüne karşıdaki 2) çereleri, vor mt bei Kam Peyaz gül alacağım.. o | ilişti. Çayı beriiiri kanama İk rini, nes borul pa edavi beyaz gül Ik sever etmek baha nesile ya çıkan Fer- Yerhad olamabilder inerek çiçekçi ö . Şaziye otomobi ilde lamıştı. Şaziye kocasına fısıldadı: pl ç Tİ | Lİ Kendisi; b & Eğe >— Görüyorsun ya! ei ğe ko-| Koca görsün... Ay çıldıracağım.. ben ne ye Altı senedir . bir gün | zavallıbir Küdinmişim... Bütün elinde iel > ebe ile evine | hlıj şimdi ğini görm ma bir m ed > sağl meme e Ferhad O gece ülelim...» diy: “Teşrinisani ye linde koskocaman z gül mi tikleri ei Firbiicie Seli ederek an — Öğle LE 1230: Plâk- il slamoble döndü ü gi döndük Türk musikisi, 12,50: MR 1305: tün süre; güzelliğini görünce bi (Bir yıldız) la plâk neşriyatı, 14: SON. Yük bir ei dh yerimiz 1630: Plâkiz dans adi Ü j musikisi, Konfe; Ali Kâmi Ak- İm amy ei bie eke nl Akba ey li a ema len geçerken Ferhad gene : Bayan Nine tarafından, 20; Rıfat büyük bir telâşla; azm İm Ve arkadaşları tarafından Türk musikisi a AKBA m biz öğe — Ah, dedi, sizi sıkıyo, bili la Tre ve halk şarkıları, zak BN B e Biraz fmdan arabca i ma V am duralım... Nadideye e iy arkadaşlafı tarafından Türk musikisi le alacağım... O ke e ipne al ları (Saat ayarı), 21,15: Radyo si ya . Eaydedil ilir. “Ünder Sig ve he- hik rai kzn a is” Ajanı ve had bö; yle » liyerek otomobili İğ sep makine a ermesi Şİ nca paberleri ve ertesi gümün prog tn. ve mz Şekerci dükkâ- İğ P9:£* şe sia anin An karada Mİ 25) ilolar, opera ve operet par: sat v çala! Giz arak son derece sinirlenmiş: hai de ibret al... Elâlemin. öğ ii sana örnek olsun. ül; dönerken behim. m sa ink e ma v ge * ürük el- mi ME ginüla aim » der İ Bak her. karısını nasıl en Ken akın vi amma... diye söze Tiğ rha sizi Me ttim Tim Sam Na Kadeye b o sam çok un olur. “Ş durdu ve Ferhad tek- Bini Tar indi, ini dedi. Çı Idıracağım... Herke- Dabi küçüğüm... Daha güzelim... e iğ Fakat e e da lili çaktı. Fakat bük geli A iş ei maş ça- Beyleri gi Mai iliğun istediği Şi kir D önü rhadın apartım; neme durmuştu. Hep aka in- Perhag N çal e e Gü iç Kullanmaktır. j parlatır, üzel Yüz in ilk şart güzel diş Güzel Diş İçin ilk ve en esaslı şart da RADYOLİN Mikrobları ve 1 öldürür. dişleri fırçanın giremediği yerlere kadar En Mükemmel, En Hoş, En iktisadi Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra günde 3 defa dişlerinizi fırçalayınız. 13 üncü oğla gibi e pa papas P: palık makammda oturdukça, her ür denizde kan ve barut koku- Jarı m Elimizde esir bu- 1 r Greçyanonun e lerini eri muyuz? O bize: pınızı boş UL ir satta içeriye gi: > deme- miş midir? s3 üncü Greguvarm söz- bir e yın! evvel e) er göndel beyi rde: «Türkleri yen- mek fırsatını çok yakalı eldeede- ceğiz. olunuz!» diye bağı yordu. İnanımz dü uyumu- Ali pi Benim söylediklerimi ei reis etrafile anlattı. Bu vaziyet karşısın- da tekrar: (İstanbula dönel Mİ âi- yener elişi kori reka demektir! üm yük. * *. yollarında... ri sonra emi Bn çök ei bu sefer donanmanın nere- > ven tı Türl izcileri i paşanın emrile - e iri Doğan reis hâlâ dönmemişti. paşa Doğanı çok merak ediyo: ğanın ne düşmezdi. Bu nl ka Li ni de- güven keges il Doğanı bir yerdi Tarsa, ve gemiye karşı a m harp etmeğe deği cn e izini bulmağa gitmişti. Salih rej Doğanın iki gündür dönmemesi herkeste derin bir endişe uyandır- mıştı. Zayıf bir ihtimal ile Doğan rej- sin Rodosa döndüğü tahmin edili- rd Korsanların oraya ese 'umuluyor. — Karşımızda (Korsanlar kr w ge , Fi böyle mânasız bir. hare- kette bulunur mu? Başka nereye gidecek? EE — ipl adaları di m Alva rTonun Misinada ne işi var? vi reis susutu. Aydın — Neden cevap vermiyorsun? Diye hayli Hüsrev duymuyormuş gibi day. randı: yolda mi geçireceğiz? z — Onu sen benden iyi bili: — Nereden bileyim bend... iü ket e emri Er Yola iye paşa ile içtiğiniz Sa m giti aş söylemiştir e bette! m Vallahi haberim ge img canım, inkâr Haydi Ge- — denizde mi b Yok- üsrev reis dümenciye bir göz a ile dümen kırdırdı. Geminin başı e Hüsi İs: — Besini duymuyorum. Dalgalar artıyor. Diye bağırdı. İki geminin arası epice açılmış üsrevin anlamıyacak dar görgüsüz değildi. Kendi li ne söylendi: — Hüsrev cevaj yn Dirt m yok mu' ve acı Sesler işiterek pa. Jar. Salih yz e vik rağ —Ne İk eyi in var?

Bu sayıdan diğer sayfalar: