7 Eylül 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

7 Eylül 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Eyi 1949 AKŞAMDAN AKŞAMA Bir tepsi meyva karşısında duydu- ” gum nikbinlik (| Eminönü meydani Mamak Ne ucuz ve ne nefis şeftali. an lari. er... Yediniz mi7... Ba cine bu şene| Bundan sonra su top) m. b sene Um ene "tlanış? si miyataği temin ediliyor — Yerli mi? —— — Tabii yahu... ... Çilek, portakal, armut, a m Sl z ae bosa zirnat | ha yapılan kreme terleri het de bir fabrika mabsolü ml” e e ein i... Bir zeki mühendisin ü , Sebebini tahkik ettik; ndan Üreorlrn wş gibis e çıktılar... Nasıl oluyor? Evvelden| “|; Şimdi asfalt döşenmeğe başlan- iİ mıştır. Yeni bir yağmur yağdıktan sonra meydanın bu gekilde sularla dolmıyacağı temin edilmektedir. ————— --Basyekilimizin hem- Vİ ar ban SİYASİ dün defnedildi 58 yam Şamli Yemin be Cenazede vekiller, vali, vilâyet, belediye ve parti etkânı bulundu Vetatını dün bocasürle kaydettiği- miz Başvekil Doktor Refik Saydamır hemgiresi bayan Vastiyenin cenazesi dün saat 11 de Üsküdarda Zeynep Kâmü hastanesinden kalı ; Cenazede — Başvekiiimiz, şehrimizde bulunan Vekliler, vali, vali muavin- leri, Vilâyet, Belediye, Parti erkânı, şehrimizdeki mebuslar, emniyet mf dürü vesair bir çok zevat hazır bu- lunmuştur. Cenazeye bir çok çelenk- ler gönderilmişti, Hastanede yapıaln teskiyeden sona tabut cenaze otomobiline konarak Erenköyüne nakledilmiş, cenaze na- mazi Erenköyü camiinde kılındıktan «. « diyeİsonra merhume Sahrayıcedid kabris- büyükan-| tanına gömülmüştür. Merhumeye Allahın rahmetini di- ler, Başvektilmize ömrü ve a menni ederiz. —— Gümrüklerdeki pa yakında ithal edilecek Muhtelif sebeplerle (o gümrüklerde kalan malların ithaline başlanacağı Için gümrükler idaresi, bu malların bir mikdar ve nevilerini tesbit etmekta- dir. Gümrüklerde bekliyen 25 bin ça- yorum; yüz yıl paziyetleri bilirdi, Hafızasile natr Üzerlerinde benekler, lekeler hasıl oldu. Halbuki vallahi benim taze- liğimde böyle değillerdi... Yorgun Yütçü beygiri yanında zinde Macar katanası gibiydiler... Hem şu İstan- balda Akça armudu ile Mustabey armudu giki bir iki cin mi vardı Yalmız?... Onlardan daha güzelle ri, daha nefisleri cins cinsti,.. Lâtif rayihalı olanlarını mı istersiniz, ak tın gibi pırıl pırıllarmı mı, duda- ğınla ısırsan eriyiverenlerini mi? (İsimlerini sayar, sayardı. Ne ya- zık ki zaptetmemişim!) Diğer muyvaların da ayni vazi- yette olduğunu uzun uzun anlatlık- tan sonra: nin yaşayışı nasılmış... Zavallı siz ler... Acaba daha ne facialar göre- ceksiniz!... ... 4— Ah eski zaman...» Bu, yalnız büyük teyzeme hâs hasret feryadı mı?... Meyrutiyette, | yaz kahrönin ithali için Vekiletten beklenen içinde emir, önümüzdeki hafta gelecektir. Emir gelir gelmez ler derhal ithal edilecektir. geçen harpte, Mütarekede, hattâ Cümhuriyetin ilk senelerinde, bütüm milletin sinesinde ayni enin coştu, | sostu kabardıydı. Hattâ yenilik ta-| raflıları matbuatta sütun sütem inti- şar eden sfalânca şey eskiden “ne| İyiydi. mevzuundaki yazılara hayli kızmağa barlamışlardı. Milletin irtis | can sevkedildiğine kani olurlardı. İliraf etmeli; o zaman doğruy- du: Yaşayısımızda cidden yokuş Kömür narhı işi pazarte- si günü görüşülecek Flat murakabe komlayonu pazartesi günü tekrar toplanarak kömür narhı işini görüşeceklir. Komlâyonun Oo günkü içtlimaında kömüre narlı koy- ması ihtimali vardır. Miağı bir iniş vardı. Fakat şu beş ei, on senedir, evvelâ düzlüğe girdik. Üsküdar tevkifhanesin- derken yine yokuş yukarı yüksel deki hâdise meğe başladık. Emeğimizden bir feyiz ve bereket fışkırıyor. Teyze- EİN imrene imrendire anlattığı © yemişlerin de bu arada bir ba'sü ba'delmevtini görüyoruz. (Dirilme kendiliğinden olmamış” * buna bir asri zirmat ve ücaret Tihmiyeti sebebiyet vermiştir. Başka Masele) Bizim mesil artık, dedelerimiz, ni- erimiz gibi: «Ak neydi o gür- leri diyemez. Umumi bir bakışla »“lihazır, maziden muhakkak ki idir. Oman icin gözlerimiz, istik- har Sevr bulunuyor: O, beheme- »İ daha iyi olacakı.. Üsküda: müddeitumumiliğinden: 3/9/940 tarih ve (7857) sayılı ga- getenizin ilk sahifesinde yazıldığı gibi ceza evimizde evvelki gün hiş bir hâdise çıkmamıştır. Ceza evi- mizin gerek mevkuf ve gerek mah- küm kisminda tam bir disiplin mev- Yannızde adları geçen dört mah- küm 30/9/940 günü kumar oynar İarken gardiyan Mehmet Ali tara- dairesine davet olunmuşlardır. Bun- lardan birisi gardiyanın emrine kar- #1 mukavemet gösterdiğinden cebir kullanılarak koğuşundan gzel ) i kür Füllerinden dolayı ayni ği e eğme dez-|“ his makamımızdan alnan k5- «aşan *8-İtezla sehtekf disiplin cezalarile tecziye olunmuşlardır. ğin VA Nü) — Yapılar öyle iyi işler var ki bay edep» iştikçe «Neden bunları daha ön- vk Memlik)? diye adetâ hayıf- (Yolcu sal İmasaların etrafında şık kadın sında bir miodupı| Yemeklerin fransızca isimleri ve bir talih- izlik - Romanyalı garsonlar - Bir müptedinin ve) hatası - Lokantanın Rez ie Deniz yolcu salonunun Birim gazetecilik tuhaf meslek- tir, Bu mesleğe girince gördüğünüz vazitelerden bamları hakikaten kül tetli, bazıları da eldden pek 1Atif olur.| Meseld dün yarı işleri müdürümüz be- ni çağırarak şöyle dedi: — Galatada yeni yapılan yolcu sâ- lonunun lokantasından son zamanlar- da çok bahsedildi. Fakat bu lokantanın nasıl bir yer olduğu, nasıl yemek yen- diği, buraya kimlerin gelip gittiği hak- | kında birşey yazılmadı. Siz yarın Öğ- Ie yemeğinizi lütfen ba lokantada yi- yiniz!» İşte bir vazife ki, görülecek Iş gık bir lokantaya gidip orada güzel bir öğle yemeği yemek ve bu esnada biraz da ttrafa bakmaktan ibarettir. ımca derhal sokağa fır. yiniz, ilk işim gazete- nin kütüphanesine girmek oldu. Çün- kü burada hiç bir garsonun türkçe bilmediğini, muhakkak fransızca kö- nuşmak.. Sazım, geldiğini işitmiştim Gerçi onlam fransızca olarak «getir, güsür!» emirlerin! verebilirdim. Fakat yemeklerimizin fransızca mukahilteri hakkında hiç malâmatım yoktu. Ms. selâ orada bir rkamıyarık» yemek /s- tasem erentre fendu» mu diyecektim? Onun için derhal, içinde yemek liste- leri bulunan bir kadın mecmuası bul- dum; yemekleri Şemseddin Sam! iü- gatle karşılaştırdım. Tatlı tuzlu beş on yemek İsmi öğrendikten sonra kül- türümü kâfı addederek yola çıktını. Yolcu salonu lokantası Galata yolcu salonunun lokantasına | binanın sokak işindeki kapısından gi- riliyor, Bu kapıdan girince karşınıza çıkan üniformalı bir kapıcı lokantaya gitmek istediğinizi anlar anlamaz der- bal asansörü gösteriyor. hiç yorulmadan lokantanın bulundu. ğu Bü kata çıkmış oluyorsunuz. estiyere şapkamı bırakıp salo- na dahil olduğum zaman hafif bir tnuaikl başlamış bulunuyordu, Cidden güzel bir salon. Yemek masalarının tarzı tertibi, mobilyenin çeşidleri, ta- kımlar hakikaten zevk eseri. Bina bo- yunca uzayan lokanta hemen hemen | denizin üzerinde gibi. kekler oturuyor. Saçları traş olmuş, beyaz ceketleri temi, fından görülmüş ve baş gardiyanlık | ge öteki masalara çeki. Oturdum. Önü-' talonları ütülü garsonlar boyuna gi- dip geliyorlar, Ben, etrafa İyi bir yer atıyormuşum hissin! verecek şekilde salonu gezdim. Nihayet denize bakan aydınlık bir kö- deki masaya oturmak üzere san» dalyoyi çektiğim zaman derhal yanı- ma gelen bir garson İyi bir türkçe İle| «meşguldür!» dedi. Garsonun türkçe| konuştuğunu görünce birdenbire yol- onu İokanta- Telsiz kulesi .. öğle yemeği tedkikler bitmek üzere üz İ koymuştu. İkinci yemeği getirdiği za- iİmen Yolcu salonundaki Galata cek telsiz kulesi için yapılmakta olan tedkikler bitirilmek üzeredir. Mühen- sekte vereceğin! tesbit etmişlerdir. Bu mahzurun önüne göçilerek Istasyor, başka bir yerde kurularak telefon tertibatile stloma bağlanacaktır, ma Maarif Vekilinin tedkikleri Şehrimizde bulunan Maarif Vekili bugün de tedkiklerine devam edecek» her cihetçe güzelliği Vekil dün öğleden sönrü İstanbul Parti binasına gelerek, fen ve edehi- yat fakültesi dekanlarile muallim mektebi müdürünün Içtimama riya- set etmiştir. Bu toplantıda, Üniversite vaziyeli ve öğretmen mektebi İşinde mesleki mesainin nasl olabileceği mevzuubahs edilmiştir. e stanbul kütüphaneleri içinden bir görünüş Yakında üniversiteye me Heteleri getirdikten sonra cebin- w den defterini çıkardı. Not etmeğe bağlanacak, çalışma tarzı amade bir tavırla emirlerimi sordu. kararlaşacak Talihsizlik —— İstanbul kütüphanelerinin İstanbul Üniversitesine bağlı birer timi teşsk- kül haline getirilmesi için ayrılan heyetler çalışmalarını bitirmek Üze- redir. Kütüphaneler kısa bir zaman sonra Üniversiteye bağlanacaklardır. Vekâlet, bundan sotra şebir kütüp- banelerinin ne suretle çalışacaklarını açılma saatlerini tesbit edecektir. Üzerinde daha as yemek ismi bu- Tunduğu için tabidot listesini terçih et- tim, Yemekler fransızca idi. Hissettir- meden kartın diğer tarafına bir göz atınca orada da türkçeleri bulundu- gunu gördüm amma artık bozmamak icap ediyordu 'Talihsizliğe bakın ki, bir saat evvel kütüphanede gözden geçirdiğim ye- meklerden hiç biri tabidota dahil de- Bildi. Yalnız Iki yemeği tanıyordum: Tmambayıldı ve tencere kebabı. Bun- lar tercüme müşkülütı yüzünden türk. Karilerimizin çe o yazılmışlardı Hakları vardı l <İmambayıldısya «L'imam s'est &va- ktı noul. demek hakikaten gülünç, me up arı Fakak bir sürü yemek ismi bulunan şu İsteden tutup da türkçe yemekle. ri s ek tuhaf olacaktı. l Isi çalgıcının seyahatleri esnasında | yabancı memleket lokantalarında uğ- radıkları müşkülâta düşmemek mak- sadile «Muületenin «kefal» olduğunu büdiğim için, listeden bir «Mulet â la pâcheur) gene yabanci olmadığından bir (Roast - beef A Vangials), biraz da (frulta) emrettim, İçki olarak su- yu terelh ettiğimi bildirdim. Nazik gürson bürmetle eğllerek bir kuş gibi uzaklaştı, Biraz sonra orkestra Strauss'tan bir vals çalarken bizim (Muletâla pöc- r) geldi bu bir nevi haşlanmış ke- 15. Balık hakikaten taze ve leziz- Ecnebi mekteplerin bir derdi Babam, lisan öğrenmem için beni İtalyan mektebine koymuş- u. Tahsilimi orada yaptım. Fakat çıkınca gayet acayip bir vaziyet- te kaldım. Zengin olmadığın için müstakil bir Hcarethan açamıyordum, Bir tüccarın yanın. da çalışmak meeburiyetindeydim, Fakat muhasebeyi net öğrendiğimden bu bilgiden istifa- de edemiyorum. Cebir, fizik, kim- ya, bep italyanca! Fakat muba- sebenin de bu dilden olmasına ni- çin meydan verilmektedir? Ben'm vaziyetimde pek çokları var, Bu, €cnebi mekteplerinin umumi me- selesidir. Dikkati celbederim, Yeşilköyde Doğru sokak 6 No, da Yusuf Adnan Uyguroğla Yemeği yerken salon yavaş yavaş kalabalıklağıyor, dört beş kişiden mü- rokkap nileler boş masaları dolduru- yorlardı Feci bir yanlışlık Yemeğimin bittiğini gören garson erhal seğirterek tabağı ve çatal bi- kaldırdı. Demin bana «meşgul- dür!e diyen garson bir hizmette bulun- mak üzere önümdeki boş tabağın iki kenarına yeni bir çatal biçak koydu, Fakat müthiş bir yanlışlık yapmış, ça- tahı tabağın sağına, bıçağı soluna geldi, Henüz mektepte öğrendiği fran- sıze We Parise ayak basan arkadaşım bir lokantada dostlarile yemek yedik- ten sonra hesap İstemek Üzere garso- Bu çağırdığı zaman ona «hösape kar- şılığı olarak: — Arthmâtigyel demiş, Mamafi burada ehssape da diyehi- lirsiniz. Yolcu salonu lokantasında ibuna benzer komik hâdiseler xuhur jedeceğin! zannetmiyorum, Gatsunla- rn pek terbiyelico hizmet ettikleri muhakkak. Anlaşma müşkül da mübalâğa edilmiştir. Pekâli türkçe man bunu derhal farkeden üstad Ru- garsonu benden af dileyerek yanlışlığı tashih etti Biraz evvel benimle türkçe konuşma- ya kalkan garson herhalde Rumenle. rin yarında yetişen bie yerli müptedi olacaktı. Nihayet gene orkestranın ruhnü- vaz nağmeleri arasında olmuş bir şef- tali #fe bir salkım ri çavuş üzümün. den mürekkep buzlu efrultelerimi de | YİYEDİlİrSİNİZ. yedim, kahvemi içtim. Yolcu salonu lokantasile İstanbulun eldden kazandığın; Hesap gürel bir lokanta ' cu salonu lokantası diye başka bir ye- re geldiğimi zannederek şaşırdım. Çok şükür hemen koşan baş garson fran- #rca Kelimelerin en tatlılarile benli Hiraf etmek lizımdır. Salon güzel, mlm istemeğe karanİyemekler gayet İyi ve ucuz, hizmet rdiğim Gu birkaç sene evvel| mükemmel, lokan Fransaya giden bir yer aşi a da bir lokantada kırdığı pot ildir. B. açıktı, «. Fakat neden dün Bir (Et meşheri) açmayı düşünmedi de bugün böyle bir sareye baş vuruyor?... yolcu salonunda İnşa edile- Ora» İmükemmel şeklinde devam ettirme-| Verilecek Sahife 3 Alacaklıya, borçluya dair.. Bir alacaklı » borçlu kavgası. Adamcağız bilmem kaç yıl evvel verdiğ: 97 lirayı istemiş. Borçlu pa- rayı vermeyince knlen İayamat kopmuş. İşte kimbilir kaç asırdanberi yer- disler, rıhtımda, çalışan vapur ve yi. | Yüzünün ber tarafında milyonlarca man vinçlerinin telsiz çalışmalarına / defn oynanılan insanlık komedile- rinden biri. Ne zaman gazeteler. den birinde böyle bir alacaklı - ve- receli davası okusam aklıma bir hikâye gelir, Adamın birinin hiç kimseye borç para vermek âdeti değilmiş, Fakat bu zat gayet de zengin bir tüccar- mış... Kendisine; — Nasi zengin oldun? diye sordukları zaman hemen cevap ve- rirmiş: — Veresiye vörmedim.. Borç para vermedim... İ Bir gün bu zengin tüccarı ba- takçılığı ile tmeşhur bir adam ge miş: İ — Aran demiş bana 100 lira bor; ver... Zengin kıza bir düşünceden son- Ta sormuş: — Peki bu 100 lirayı alıp he yapacaksın ? — 100 lira ile çok kazançlı bir iş yapacağım. Bu işde bana 20 lira i ş il Tİ ii ni İsi E Li ER, Hi il yerim... Hakiknten de fena usul değil... Hikmet Feridun Es *00040000900000 KÜÇÜK HABERLER k Dün İsviçreye 40 bin kilo; Muna, 15040 kilo; Yugoalavyaya ? bin kile < Bulgaristana 2500 kilo bal- mumu; Iraka 1000 kilo tütün satıl. mıştır. & Gar tüccarı Petraki isminde biri noksan vezinli şönekelerle ga? satmak Suçlle adliyeye verilmiştir. Petrakinin muhakemesine asliye altıncı ceza mahkemesinde bakılacaktır. # Tepebaşında Tirii (o aparlımamı kapıcın Refahiyell Celât; dün oda. sında ölü olarak bulunmuş, keyfiyet. ten zabıta haberdar edilmiş, seseğ konuşur, türkçe ilsleden yemeğinizi Muhafaza altıma alınarak müddelu- mümiliğe malümat verilmiştir. Adliye doktorlarından B. Nuri Beler hadise yerine giderek cesedi muayene etmşi ve ölümü şüpheli gördüğü ei- hetle bir defa da morgça otopsi ya- pılmasına lüzum göstermiştir. Bunun üzerine cesed. morga kaldırılmıştır, rapora göre bu öl esrar anlaşılacaktır.” e A —Ne O yapsın bayım, dün plâjlar kapanmak üzecel,.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: