1 Ekim 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

1 Ekim 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeti de o derece yerinde ki, bir içe sizin kadar gencim, Yalnız İZ NELER S-BVr iki gençlik sizden fazla oyaşamışım. Fakat sizlerle benim ne alâkam var? Gençlik kuvvet ve kudretimden t hiçbir şey kaybetmiş değilim.» "Hakikaten doğru İdi ve verile- Yal Allık sürmek boşanmaya sebeb olur mu? Amerikada Niveersey'de adamın biri den şikâyet ederek boşanma Aşmıştır, Hâkim şikâyetin s8- ipini sorunca müddel zeveesinin al- > Pudraskullandığını ve kendisi- bundan hoşlanmadığını ve sun! iatalar Je güzelleşip sonradan bun- Sy #ilindikten sonra çirkinleştiğini miştir t hükim bu sebepleri talâka Görmek istememiştir. Müddel davam kanununu ileri sürmüştür. Hâkim kendisine uzatılan kanunu okuduğu zaman şaşırmiştir. Çünkü, bu kanu- nun bir maddesinde gunl vasıtalarin evli kadınlara süslenmek ve güzelleş- mek memnt olduğu ve bu maddeye göre allık ve pudra ve suni diş ve saç boyası kullanmak caiz olamıyacağı ve aksi takdirde kocasından tefriki icap edeceği yazılmıştır. Hâkim bu kanunun meriyetten İs- kiri el bir sdam olduğundan yüz 610! | kat edilip edilmediğini tahkik için mu- €vvel Nircersey hükümetinin bir hakemeyi vakti ahara talik etmiştir. Şarab fıçısı sihnda can pekeh busız 1 Macaristanda Szered civarındaki bir Köyde, hursizin biri kendi elile cezası- Ül bir köylü kendi bağına iy! bak- yarlığında, çalışkan komşularının İğiarındaı topladıkları üzümden Yaptıkları şaraplara göz dikmiştir. Bir gece fırsat bularak yanındaki Şüsünun bodrumuna girmiş, bir Ye in yuvarlayarak çıkarmış kat hırsız, görülmek ve yakalanmak korkustle hareket ettiğinden bodrumun merdiveninden aşağıya in- dirmekta olduğu fıçıyı tutamamıştır. Fıçı hırsın aşağıya doğru sürüklemiş ve duvara sıkıştırmıştır. Yere düşen hırsız köylünün başı fıçı fle duvar ara- sında kalarak ezilmiştir. Sabahleyin komşuları hirsin çaldığı fıçınn altın- da can vermiş olduğunu ibretle gör- *endi bodrumuna getirmiştir. Fa-'müşlerdir. Sumerler, başka çek ve senedleri kullanıyorlardı! hara» eski Babilin bulunduğu ha- de hafriyat yapmakta olan İsviç- tey xelog Aimler gayet mihim a, tesadüf etmişlerdir. Babilliler hag icin haltı mıhi İle senedler ve Diar kiremld gibi lvhalara yazi- Makta si vi eyer asarı atika mütehassısları a kların altından çıkardıkları ba- adele deşlire ettikleri zaman irin birer banka senedi olduğu- dem ticaret vasıtası zannettiğimiz banka ve çek usullerin! Babilliler pek #yi biliyorlarmış, Sened ve çeklerin al- tına imza yerine parmak İzi koyduk- larından sahtesini yapmağa imkân bi- rakmamışlardır. Bulunan çek ve senelerin çoğunda parmak izleri gayet vazıh bulunmak- tadır. Bu yeni eserler bugün Avrupa- ya mahsus zannettiğimiz medeniyetin Babililer ve Sümerler arasında mev» cud bulunduğunu bir daha isbat et- a “ğrenmişlerdir. Meğer ki birim mo- | miştir, Mektepler açıldı Bas tarafı 1 inci sahifede) kipa, ve Şilede Karabeylide mektepleridir. dinden beşka fazla talebüsi olen Yaş <Plerden mühim bir kısmına #übeler, Taksim erkek Orta #tahine semflar ilâve edilmiştir Kimkapı ortamektebi için Kum üzapez mekebi satın alınmış. a Fıstıkağacında yeni bir mektep inşa ettirilmiştir. eğlu ortamektebinin fazla eği e ani semtte kirslanan kız Bişi, tep şubesile takviye edil Aa Sarıyerde istimlâk edilen bi- teh; © Edirnekapıda birer ortamek- : yds açılmıştır. de, mektep kadrolarda yeni ti, ,**tkik edilmiş ve bu mekteple- Mwallimlerinden bir kısmı evle yakın olan meki emiş m jipe mekteplerdeki açık mu iy ere üniversite omezunlarile ler <hliyetmameliler | ücretli ve Rüy muallim olarak tayin edil- rai yardımcı muallimler de Meali inde ibka edilmişler, asli ad kadrosuna tayin — olmiima- me, *r. Hiçbir lise mezunu yar- Ba, Muallim tayin olunmamıştır. getle mekteplerde münhal L kalmamıştır. Manrif müdürlüğü talebenin in- zibat ve disiplin işlerine de bu sene fazla ehemmiyet vermiştir. Bu sene sinema, kahve, gazino, vesair yerlere talebenin devam © etmemesi için sıkı kontrol tertibatı o alınmış- tır. Mektep idareleri de bu hususta sıkı tertibat alacaklardır. İstanbulda eylül devresinde lisele- rin son sınıflarında yapılan irmtihan- lari 1090 talebe girmiştir. Bunlar- dan 629 talebe kazanmış, 461 ta- lebe muvaffak olmamıştır. Devlet ortaokul imtihanlarına da 2034 ta» lebe girmiş, 1629 talebe kazanmış, 405 tnlebe muvaffak olamamışlır. Bu sene ortaokulların talimatna- mesinde hiçbir değişiklik yapılma- maştar, ———— Kuduz köpek isırdı İzmir 30 (Akşam) — Selvilimes- çit mevkiinde 1011 inci sokakta Mehmed oğlu 13 yaşnda Lâtifi, ku- duz olduğundan şüphe edilen bir köpek ısırmıştır. Azgın heyvan, za- vallı çocuğun başını, yüzünü ve ba- caklarını yara içinde bırakmıştır. Çocuk, kuduz tedavi yurdunda te- davi, köpek de müşahade altına alınmıştır. yoktur. Onların bu gaflet uykuların- dan uyanmalarım dilerim. velilerine hitab etti (Baş tarafı 1 inci sahifede) madıktan başka kendi yaşayışlarını anzim bakımından da mühimdir ve zaruridir. Köylerimizde ve pek çok kasaba ve şehirlerimizde erken yatıp erken kalkmak, bir Türk #tiyadı ola- rak esasen mevcuddur, Fakat büyük şehirlerimizde vaki olan gece topl maları, uzun saatler süren mizafir! ler, çocukların çalışmalarına ve fi rahatlarına engel olan ve devam) muntazam çalışma imkânlarını onla- rn elle len alan kötü ve zararlı Adetlerdir. Bunlar — misallerin! şah- sen bilirim ve sizlerin aranızda da benden daha İyisini bilenler vardır ki — bir çök gençlerin, ancak silele- rinin servet, mevki ve otoritelerinden istifade ile tufeyli bir hayata düşme- ierine sebep olmuştur. Evlâdiarını içki sofrasının veya oyun masasının yanında bulunduran» lardan, ber türlü lâübali, açık konuş- ma ve hareketlere çocuklarmı muha- tap Klanlardan Türk vicdanının na- ml nefret ettiğini söylemeğe hacet Maarif Vekili li Maarif Vekil, İstiklhi mücndelesin- | de vatan uğrunda can vermiş olan-| ların bu mücadeleyi kendilerinden sonru gelenlere en müsaid yaşama ve | çalışma muhiti birakmak için yaptık» larım işaret ettikten sonra sözlerine şöyle devam etmiştir: eBilmeliyiz ki, dünyanın içine düş- töğü büyük mücadele, lâfla, yaygara ile, dedikodu ile değil, bilgi ile, mele- ke tle vr işe kalbolabilecek kudrette- ki fikirle karşılanabilir. Bir taraftar okulu giden çocuklarının bu düşün- çelerle beslerken, diğer taraftan tar- lada, stölyede, dükkânda her türü faydalı “işlerde onların çalışmalarına mâni olmayınız. Size haber vermeğe mecburum ki, memleketimizde büro faaliyeti isteyen neviden kadroların nisbi dolgunluğuna mukabli, yeni ih- Hiyaçlarmı doğurduğu teknik meşlek- lerin kadroları çok boştur. Bu itibarla işe ve tekniğe giden faaliyetleri ara- yıp tercih etmekle çocuklarız için daha emin bir yarın hazırlamış olur- sunuz. Osmanlı devrinin ulötüfe yi- yicileri gibi Wç beş kuruş maaş alıp dalgacı ve tenbel bir hayat sürmek Arşunu İle ve sadece bu düşünce ile yakit öldüren diploma düşüklerine bu imkân hiç bir suretle verilmiyecek- tir ve verilmemelidir. Bizim nazarımızda bakikatlerin iki şudur: Herkes ve her şey vatan İçin. Bu prensipten hareket edince, evde ve mektepte yetiştirici nesle düşen başlıca vazifenin, şefkatli, fakat mü- 2amehasız bir inzibat olduğu derhal anlaşılır. Seciye ve irade, bütün di- Ber rubi melekelerin nözum olduğuna göre, evlâdiarımızı ahlâklı, harsketleşi sağlam, yiğit, canını millet ve mem- deketi uğruna fedadan çekinmez ye- tiştirmek, hepimizin istikbal huzurun- da hesabını vereceğimizi biran unut-| mamumız iktiza eden kutsal bir ödev- dir. Sözlerimi bitirirken bir çok köyle rimizde, çocuklarını okutmak İçini okul ve boca bulamıyan aziz v daşlarımı sizlere hatırlatmalıyım. Fa- kat onların da içleri rahat olsun, Y£iDi Şefimizin büyük bir millet davası olarak eline aldığı bütün Türk çocuk-| larını okutma işi, bu sene B. M. Mec-| Hslmizin kabul ettiği köy enstitüleri kanunu ie Cümhuriyet hükümetinin başarıcı elinde bu yıldan iiberen ha- kikat sahasına çıkmış bulunuyor, Kendime ve size geniş yürekle ve tam iman ie tebşir edebilirim ki, bütün | köylerim'zin okullarına kavuşacakları| yıllar artık uzakta değildir. Evlâdla- rını gönderecek okul bulan babalar ve ânalar, bundan mahrum olanları dü- şünerek Türk mektebinin, Türk ho- casının ve Türk maarifinin kadrini ve kıymetini bilmeli ve çocuklarımızın terbiye vazifesinde bize yardım etme- Mdirler, Türk vatanın istikbali evlâdları- muzın elinde, evlâdlarımızın istikbali ise onları yetiştireceklerin ellerinde- dir. Bu büyük mesuliyet, vazifelerim!- zin istikametini! tayin ediei en büyük rehberdir» — —— Kadın mahkümlar Adana mensucat fabrika- larında çalıştırılacak Adana 30 (Akşam) — Ankara, İstarbul ve İzmir gibi büyük vilâ- yetlerimiz ceza evlerindeki (Okadın mahkümlar Adanada toplatılacak ve bunlar Adana mensucat fabri- kalarnda çalışacaklardır. Bu hu- susta Adliye Vekâleti mahalli müd- deumemiliklere emir vermiştir. bakmakla Tayyare ve paraşütçüle- rimiz Ankaraya döndüler Ankara 30 (A.A.) — Cenup vi- Wiyetlerinde hava gösterileri oyap- mak üzere geziye çıkmış olan Türk hava kurumu tayyare ve paraşütçü- lerinden mürekkep filo, bugün öğ- Jeden sonra şehrimize dönmüş ve Etimesut tayyare meydanında hava kurumu erkân: terafizidan karşılan- tnaştar,, Hava kurumu gençleri bu gezi- lerinde 2500 kilometrelik bir uçuş yapmışlar, Adana, Mersin, İsken- derim, Antakya, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır, Elizik, Malatya ve Kayseriye uğramışlar ve buralarda uçuş ve paraşütle atlayış gösterileri CA vE İlerin mikdan İstanbulda Bizde hayvan sevgisi fazlalaşıyor Istanbulda en çok güvercinler artıyor Kedi, köpek miktarıazaliyor. Nâj kurbanı hayvanlar.ne İngiltereden kalkan bir vapur Amerikaya birçok çocuk ve kadın gelirmiş. Fakat bu arada Amerika- ları pek şaşırtan bir şey olmuş. Va- purdan bir sürü kedi çıkmış... Mu- barebe sahası içinde (bulunan bu hayvanların hayatların kur- tarmak için onları vapurlarına alıp Yeni dünya topraklarına çıkarmış” lar... Şimdi bütün dünya gazeteleri İngilizlerin bu hayvan sevgisinden bahsediyorlar. İngilizler gibi bizde de öteden beri hayvan sevgisi pek fazladır. Bir kere eski evleri düşünseniz e... Könaklardaki Sarmanları, Tekirle- ri, Zertopları, Altınları gözünüzün önüne gelirin... Hattâ bir zamanlar İstanbulda hayvan meraklıları arasında sincap, maymun, küçük ayılar bile besli- yenler varmış. Gene bizde yüze yüzden farla kediler besliyenlerin hikâyelerini sik sık öşitiriz. Bilhassa kadınlarımızın hayvan- lara kars sevgileri pek fazladır. Bizim halkın en çok teveccühünü kazanmış hayvanlar arasında gü vercinler başta gelir. Yenicami ve Eyüp camileri av- Tularında © güvercinin hayır erbabı tarafından nasıl beslendiği günün ker saatinde görülebilir. Beyazıdda- ki kütüphane yanında bulunan — tabir caizse — güvercin darülâ- cezesi de bunun güzel bir misalidi Güvercin odarülücezesi!... Evet Beyazıdda hasta, topal, kör güver- cin burada halk tarafından mi- kemmel surette beslenir. Hayvan sevgisi denilince akla ge- len isimlerden biri de İstanbuldaki hayvanları himaye cemiyetidir. Dün hayvanları himaye cemiyetinin ba- şında bulunanlardan bir zat bize şunları anlatir: — Halkımızın bayvanlara karşı sevgisi fevkalâde fazladır. Hayvan sevgisi seneden seneye azalmıyor, fazlılaşıyor. Zaten dünyanın her medeni memleketinde — hayvanlara İkarsı sevgi artmaktadır. Eğer bu dünya harbi olmamış ol- saydı insanlar hayvanlarla hiç şüp- hesiz daha alâkadar Fakat bugün Avrupa memleketle- rind: insanlar, daha ziyade kendi canlarının kaygusuna düşmüşlerdir. — Memlekette hangi hayvanların neslinin çoğaldığını tahmin ediyor- sunuz? — Tahminime nazaran güvercin- fazlalaş” maktadır. Çünkü güvercin saydı ka- nunen memnudur. Halk da bunla- ra karşı her fırsatta şefkatini la güvercinlerin çoğaldığını tahmin ediyorum. Esasen güvercin de ko- yakın, hattâ | olacaklardı. | ve| sevgisini göstermektedir. Bu itibar: | ” laylıkla üreyebilen bir hayvandır. — Kediler de çoğalıyor mu der- siniz? — Bilâkiş... Ben kedilerin azal dığma kaniim. Çünkü belediye bun- ları toplayıp toplayıp bize getiri: yor. Ve biz de bunları hissetmiye- cekleri bir şekilde imha ediyoruz. Bu barla İstanbulda kedilerim ço- Zalması ihtimali akla gelmez... İ — Peki bu surette wyda ne ka- dar kedi imha ediyorsunuz? — Ayda 700 kediye kadar imha ettiğiniz oluyor. Maamfih bu ra İkama halkın bize getirdiği kediler İdahil değildir. Bunlar yalnız bele- diyenin getirdiği kedilerdir. — Bu rakamın haricinde imha edilmek üzere size kedi getirildiği oluyor mu? — Tabit değil mi? Eskiden halk İarasında garip bir âdet vardı. Me- selâ birisinin kedisi doğurdu. Dö yavrusu oldu. Birini alır, üçünü sokağa atardı. Şimdi yavaş yavaş bu sokağf kedi atmak âdeti asında aza- lyor. Bunun yerine sokağa atılacak kedileri bize getiriyorlar, biz de on- ları insani bir şekilde, acısız, İzti- rabuz imha ediyoruz. — Köpekler? — Öldürülmek üzere getirilen köpekler daha azdır. Ayda 100 - 150 kadar bir şey... — Zannederim son zamanlarda İgetirdiler. Şimdi & vasitğsı rede'tedaviiediliyor? çam er ihalk arasında, bilhassa kadin arasında hayvanlara karşı (se fazlalaşınış. Çünkü ben kendi hesaş bıma kaç defa sokakta mesel dopdolu bir arabayı genç bir kar dının durdurduğunu ve arabaciya bir hüviyet varakası göstererek: “— Bon hayvanları bimeye cehibi yeti âzanndanım... Bu zavallı bey; girlere niçin bu kadar yük yüklet- tin? diye izahat istediğini gördüm. — Evet... Kadınlarımız arasın. da, bizim cemiyete girenlerin o bir kısmına geryi fanl âza ünvanını ves ririz. Bunlar sokakta oyasgeldikleri vakalara müdahale o edebilirler, Hayvanların eziyet (o görmelerine mâni olurlar. Arabaları durdurtabi- sirler. Bunlara icap ederse ceza ke- silir... — Bugün hayvan hastanesinde ne gibi vakalar var?... — Hastanede bazı vesaiti nakli- ye yazalım hayvanlar var... — Demek nakil vasıtaları artik hayvanları da yaralıyor? — Evet... Hastanemizde bir otomobilin kendisine çarparak yas raladığı bir vgir var... Bu otos mobil kazazedesinin sıhhati iyi gö” mektedir. Bir de şimendiler kazasında kar- nından ve beynuzlarının ortasından yaralanan bir koç , Bu zavaliş- yı «hayatımdan d yek» diye dir. * İstanbul güreş birinciliği Güreş.klübü birinci, Beşiktaş ikinci oldu İstanbul güreş birincilikleri müsa- bakaları bitmiştir. Kati neticeler çu- bakaları bitmiştir. Derece kazanan klöpler şunlardır: 14 puanla Güreş klübü birinci, 12 puanla Beşiktaş klübü ikinci, 6 puan- 1 Kasımpaşa klübü üçüncü. Derece kazanan güreşçiler: 56 kiloda Hakkı (Beşiktaş) birinci, 56 kiloda Fehmi (Güreş) ikinci, 86 kiloda Salâhaddin (Demirspor) üçün- cü, 6i kiloda Halil (Güreş) birinel, &i kiloda Mancl (Kurtuluş) ikinci, 61 Kiloda Muzaffer (Beşiktaş) üçün cü, 66 kllodn İzzet (Kasımpaşa) bi- rinci, 66 kiloda Rifat (Beşiktaş) ikin- ci, 66 kiloda Hasan Karadeniz (Güreş) Üçüneü, 72 kiloda Kandemir (Kasimı- paşa) birinci, 72 kiloda Faik (Galata- saray) ikinci, 72 kiloda Zeki (Güreş) üçüncü, 79 kiloda Rızık (Beşiktaş) birinci, 79 kiloda Mehmed All (Güreş) Ikinci, 79 kiloda Dimliri (Kurtuluş) Üçüncü, #7 kiloda Büyük Mustafa (Güreş) birinci, Ağirda Samsunlu Ahmed (Beşiktaş) birinci, Ağırda JMehmed Kurdan, (Güreş) ikinci, Japonya mihver devletlerine kati şekilde iltihak etti, Bu şark imparatorluğu dört büyük adadan müteşekkildir: Nippon (ya- hut Hondo), Sikok, Ku - Slu ve Yeso. Bu ana vatandan maada Japonyaya | şip! tabi birçok diğer adalar ve memle- ketler mevcuddur: KuriMler, Formos, Kore Ib... Japon sahilleri Ansalıdır. Toprak çok daplı, erazi volkaniktir. Bik sık zelzeleler olur; ortalığı sular basar, Uzak Şark imparatorluğunun top- raklarında altın, gümüş, bakır, demir, kümür rasderleri bulunur. İpekçilik, kâğıdçılık, abanoreuluk ilerlemiştir. Her türlü sanayi mevcuddur. Memle- Yet, hayvanst cihetinden de zengin- dir. Yüksek kuvvet Mikado denilen im- paratora aiddir. Bu hükümdar nazır. İap vasıtasile memleketi idare eder Parlâmento İki kısma ayrılmıştır: Ayan ve mebusan. İmparatorluk «Ken» denen eyeletiere ayrılmıştır. Mesaâha 417,000 kilometre murabbaı nüfus 70 miyon, merkez Tokyodur, . Yaponyanın hakiki tarihi, yedinci asırda Yoritomo'nun gtnerel ( ş0- gun) olmas'le ve bu görerallığı ir tarikile evlâd'arına İntikal etttem 16 başlar. O tarihten itibaren Mikadolarla 40- gunlar srasirdâ bir mücadeledir baş- ladı, Netlccde Mikadolar (bizim eski gibi) ruhani bir rels mevkii- GUNUN ANSIKLOPEDİSİ JAPONYA ne de girdiler. Askeri kuvvet tamami. le şogunların ©line geçti. Bunlara Avrupalılar etaykune diyorlardı Japonyaya hıristiyanlık on altıncı asırda girmiştir. Fakat hâkim din itolum kaldı. 1868 de «daimice» dö! nen asilkadeler şogün sleyhine kıyam ettiler. O da Mikadoya tebalyet ete mek mecburiyetinde kaldı. O tarihten itibaren Japonya Avrupa medeniyes time ve fikirlerine intibaka başladı. Japonlar iö9£ de Çini, 1904 - 1005 harbinde de Rusyayı mağlüp citiler. Brâzllerini bu sayede genişletlileri 1914 umumi barbinede İngilizlerle, Ayni saftâ iştirak edip Kino - Çex ve' Şarki Moğolistan Alman müstemlekes. lerini benimsediler. Mikronezi'de kü çük bir müstemleke elde ettiler, Sonra Mançuriyi kendi renklerine boyadı Şimdi de Çini ve Uzak Şarkın diğer can damarlarını ele geçirmeğe çaba- Yyorlar, —3 Çivi ihtikârı yapan biri cezaya çarptırıldı Manisa (Akşam) — Tevfik i- minde birinin çivinin kilosunu yüz kuruş üzerinden sattığı tesbit edile miş ve yapılan cürmü meşbut üze rine mahkemeye tevdi edilmi Tevfik beş yüz lira ağır para ce zasına çerptirlmiş ve iki sene de isadan. uzaklaştırılmaşına karar Ma verilmiştiza,....

Bu sayıdan diğer sayfalar: