21 Ocak 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

21 Ocak 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 6 Carihten Yapraklar | Rüya ve kur'alarla se- | Şehislâm, atlas keseyi uzattı ve padişah elini sokarak kur'a ile çilen sadrâzamlar. yeni sadrâzamı seçti. Gazi Hasan Paşanın kim ol- duğunu ve nasil yükselerek sadrâzam olduğunu yazmıştım. Bir ciheti unutmuşum: Devrin sultanı üçüncü Selim onu nasıl sadrâzam yaptı? * Hasan Paşadan evelki sad- — râzamın adı Hasan Paşa idi. Fakat o, kethüda Hasan Paşa idi. Sadaretinin son günlerde — enerjisini, maneviyatını, nüfu- Zunu, şöhretini kaybetmişti. Sultan da öyle bir sadrâzam istiyordu ki, hem asker olsun, hem de diplomat.. Bir gün Şehislâmla sadaret kaymakamını çağırttı, iradesini — bildirdi. Selimi Sâlis işi sağlama| bağlamak - istiyordu. Devrin kalbur üstünde bulunan Paşa- larının ismini birer liste halin- de padişaha uzattılar. Padişah, Tistelere şöyle bir baktı, siyah sakalını kaşıyarak sordu: — Bunda avakıbi devlet mavzuubahistir. İyice düşün- dünüz mü? Ya bu zat veya şu zat, yani yavsiyekerdeniz olan Paşa kullarımdan her- hangi biri sâadrâzam olur da vazifesinde liyekat göstermezse ne dersiniz? Şeyhislâmla — kaymakam, soğuk soğuk terliyerek biribi- rine baktılar. Öyle ya, aşağı yukarı, padişah onların kelle- lerini bir teminat olarak işaret etmek istiyordu. Her ikisi de söyliyecek söz bulamadılar. Padişab; — Öyleyse - dedi- Şehis- lâm efendi, sen bir kere isti- hareye var, bakalım, âlemi menamda (uykuda) ne rüyalar göreceksin? Şeyhislâmla kaymakam, ra- hat bir nefes alarak huzurdan dan çıktılar. Artık yeni sadrâ- zamı seçmek için, niyetle uyu- mak ve bir rüya görmek lâ- zımdi. Yani sadrazam, rüyada intihap edilecekti. Faraza, bir mide bozukluğu, bir ruh buh- ranı, herhangi birini paldır küldür sadarete kadar çıkara- caktı. Kaymakam, kendi hesabına ortalığı sükünet bulmuş görü- yordu. Fakat Şeyhislâm için vazi- yet öyle değildi. Bir rüya görüp birşeyler yumurtlamak Tâzımdı. İyi amma, ya bunun da sonu fena çıkarsa! Birkaç gün sonra, padişah tekrar Şeyhislâmı davet etti. — Gel bakalım -dedi- Şey hislâm efendi!. İstiharenin ne- ticesi ne oldu? Kimi tavsiye eylersin? Şeyhislâm, — cevabı. daha evelden hazırlamıştı. Oturduğu kaba minderin üstünde biraz doğruldu: — Şevketlüm, mehabetlüm -dedi- kulunuza bugünlerde bir hastalık mı arız olmuştur, yok: 'sa herhangi bir günahım mı varkim, âlemi menamda rüyalar| dahi görmez oldum.. Selimi salis; — Vah vah “Dedi- tabibi Zatı şahanem üç gecedir isti- hareye varıyorum ve sadrâza- mımı da seçtim, Selimi salis, keyifli keyifli güldü. Kolay değil, rüyasında sadrâzamı intihap etmişti. — O da -Diye ilâve etti- İsmailiye ser muhafızımız Gazi Hasan paşadır. Tez varıp 'ser- çukadarım Hüseyin ağa kulu- mu huzuruma getirsinler ki Hührü sadareti Hasan paşa kuluma göndereyim! İşte böylece, bir rüya oyunu ile Gazi Hasan paşasadrâzam olmuştu. Tesadüfün şu cilvesine ba- kınız ki, Tekfur dağında, ana- lığına bugün büyük adam olacağını söyliyen Hasan, ger: çe sadrâzam olmuş, fakat an- cak bir sene yaşıyabilmişti. Sadrâzam olarak Şumnu'ya geldiğinin birkaçıncı gününde sadaret kethüdası Süleyman Raşid (Efendi) ile sadaret mektupcusu Emin (Efendi)nin binek taşında kafalarını be- denlerinden ayırtan bu kor- kunç ve insafsız adam bir rü- ya ile eriştiği sadrâzamlığın haşmet ve ihtirasına doyma- dan ölmüş ve hâdise, Gazi Hasan paşanın kendi ahval ve meşrebine uymak üzere; — Fal tutmuş! Diye yapılmıştır. Padişah, şimdi yeni bir sadrâzam isti- yordu. Gene şehislân Hamit Efendi zadeyi çağırttı: — Gazi Hasan paşa kulu- muz rahmete kavuştu. Yerine bir liyakatlısını getirelim, Dedi. Şehislâm, kendisine teveccüh edebilecek işi evel. den kavradığı *için, hazırlan- mıştı. Artık ne tavsiye, ne de rü- yal. Başka bir çare, bir selâ- met yolu bulmuştu. Padişah sözünü bitirir bitirmez; — Benim nurlu, uğurlu, gu- rurlu arslanım - -Dedi- bu işi mübarek eliniz halledecek.. — Anlamadım. — Kulunuza bir mühlet ve- rirseniz anlarsınız. Padişah güldü, peki, dedi., Biraz sonra şehislâm, gene kalbur üstü zevatın isimlerini ayrı ayrı listelere yazmış ola- rak geldi. Padişah şehislâma bakıyor: du. Hamid Efendi zade, liste- leri bir âtlas kese içine koydu ve yaklaştı: — İşte padişahım, iş şimdi mübarek elinizin uzanmasına kaldı. O elin seçtiğinde hata olmaz. Mahzı isabet ancak bunda tecelli eyler. Bu teklif padişahın hoşuna gitmişti: — Aferin şehislâm Efendi *Dedi- sen fazilette de, zekâ ve zarafelte de yekta imişsin. Uzat bakalım keseyi! Parmaklarını kâğıtların üs- tünde biraz dolaştırdı ve çekip okudu: Koca Yusuf paşal Şehislâm, eğilerek ilâve etti: — İşte padişahım, talihi ANADOLU Vapur ihti- yacı için bir Toplantı yapıldı — Başı 3 üncü sahifede — sulünün sevki gibi en hayati bir işimiz üzerinde rol oynı- yabilecekleri ve oynadıkları artık tamamen anlaşılmıştır. Ge- çirdiğimiz vapur sıkıntısının hiçolmazsa bu şekilde açık bir dersi ile karşılaşmış bulunu- yoruz. Çaresini de uzun uza- dıya izaha hacet yoktur. Türk bayrağını taşıyan ve milli sermayenin mali olan vapur lâzımdır. İktısadiyatını, ziraatını, teşkilâtını millileşti- ren bir devletin gidebileceği yol «hem de bu şerait altında- ancak bundan ibaret olsa ge- rektir. l.l Epi zamandanberi mevcud vapur ihtiyacı henüz tamamen temin edilememiştir. Son za- manlarda İzmir'e gelerek alâ- kadarlarla temaslar yapan İs- tanbul deniz ticaret müdürü Müfid Necdet'in tetkikatı hiç- bir faide temin etmemiş, ec- nebi vapur acentaları İzmir'e fazla vapur göndereceklerini vadettikleri halde fazla vapur getirtmemişlerdir. Dün, Türkofis müdür vekili Rahmi'nin riyasetinde ve va- pur acentaları ile ihracatçılar; liman reisinin de iştirakile bir toplantı yapmışlar, ihracatçı- larla acentalar vaziyeti görüş- müşlerdir. Acentalar merkeze yazarak izmir'e fazla vapur | uğratılmasına — çalışacaklarını tekrar vadetmişlerdir. Türkofis, bu toplantı hak- kında her iki tarafın noktai nazarını ihtiva eden bir rapor hazırlıyarak İktısad Vekâletine gönderecek ve bu husustaki düşüncelerini de bildirecektir. İzmir limanının darlığı mes'elesi » Başı J inci sahifede Onun için Alsancak'ta Dev- let Demiryolları idaresine ait deniz üzerindeki ahşap ve bir kilometre uzunluktaki iskeleye müvazi olarak bu iskelenin sağ veya solunda betonarme bir iskele inşası tasavvur edil- mektedir. Devlet - tarafından limanlarımızın inşası ve mev- cut limanlarda bazı ıslâhat yapılması için tetkikler yaptı- milirken İzmir - limanının vazi- yeti de nazarı dikkate alınmış ve ccnebi vapurlarının, Al- sancak'ta yeni — yaptırılacak betonarme iskeleye yanaşarak yük ahp vermeleri muvafık görülmüştür. Bunun için evvelemirde is- kelenin inşa ettirileceği yerin derinleştirilmesi lâzımdır. Ve büyük tarak makinelerile bu: rası temizlettirilecektir. İzmir için hayatt ehemmi- yeti haiz olan bu mühim iş üzerinde tetkikler yaptırıla- caktır. Betonarme iskelenin inşasından sonra Türk bayra- ğını taşıyan vapurlar, şimdiki menderek - dahilinde rıhtıma bordadan yanaşarak — yolcu alıp vereceklerdir. GTREKYTEL AM PT TU K TC ASN BN Ve bunu mütecakip Koca Yusuf paşa sadaret mührünü alıp işe başladı. Yani rüya ile seçilmiş bir sadrâzam yerine, kur'a ile seçilmiş bir sadrâzam retli konuşmalar oldu — Başı | inci sayfada — bitaraf müşahidlerin gözü ömünde müdhiş bir cinayet işlenmiş, iki kişi öldürülmüştür. Heyet, bu hâdiseyi hususi bir ehemmiyetle kayd ve teebit eyle- miştir. İstanbul, 20 (Husost muhabiri- mizden) — Sancak'ta bulunan ba- zi Ermeni'lerin, Fransız'lar tarafına geçerek hareketlerde — bulunmaları, İstanbul'da — bulunan Ermeni'leri asabiyete — sevketmiştir. — İstanbul Ermeni'leri, bugün bir toplantı yaparak Sancak'ta bulanan ve Türk. ler aleyhine hareket eden Ermeni- leri tel'in etmişlerdir. İstanbul, 20 (Husust muhabiri: mizden) — Cenevre'de bulunan Hariciye Vekilimiz dokter Tevfik Rüşdü Aras, alâkadar devletler ri- celile temaslarına Başlamıştır. Ya- rın (Bugün) — milletler — remiyeti konseyi toplanacak ve Sancak mes- elesini müzakere edecektir. Doktor. Tevfik Rüşdü Aras, 15 gıbatta Atina'da bulumacak ve Balkan devletleri konseyi içtima- mda Türkiye murahhas heyeti reisi olarak iştirak edecektir. İstanbul, 20 — (Hususi) Fransız oloritelerinin, Taşnak- larla Çerkes'leri aleyhimizde hârekete teşvik etmesi, İstan- bul Ermeni mahafilinde alâka uyandırımıştır. Ermeni patriği, bundan evel gazetelere verdiği beyanatı tek- rarla, Sancak'da Türk kardeş- lerinden ayrılmıyan Ermeni'le- rin hareketlerini takdir ettiğini, bütün Ermeni'lerin Türk'lerle beraber hareket etmesi lâzım- geldiğini söylemiş ve Taşnak- | ların Ermeni'ler namına söz söylemeğe salâhiyetleri olma- dığını ilâve eylemiştir. Ankara, 20 (Hususi muha- birimizden) — Fransa'nın Suri- ye fevkalâde komiseri, Anka- ra'ya gelmiş ve Paris'e gitmek üzere İstanbul'a hareket et- miştir. Cenevre, 20 (AA) — M. İvon Delbos Romanya dışiş- leri bakanı M. Antonesko'nun şerefine bir ziyalet vermiştir. Milletler. cemiyeti konseyi İskenderun işleri raportörü M. Sandler de gece Fransız ve Türk heyetleri şerefine bir zi- yafet verecektir. Meksika, 19 (A.A) — Mil. letler cemiyetine alâkasını gös- termek için Meksika hükü- meti cemiyet enezdinde vüsi salâhiyetli bir. murahhas bu- lunduracaktır. Paris, 20 (Radyo) — Dün Fransız murahhasları Cenev- re'ye gitmezden evel M. Blu- mun riyasetinde — toplanmış- lardır. Bu içtimada M. Delbos, M. Viyenot ve M, Masiyi'den baş- ka harbiye bakanı M. Dala- diye, hava bakanı M. Kot, bahriye bakanı M. Gazniye Park hazır. bulunmuştur. Bu içtimada Cenevre'de takib edi- lecek hattı hareket görüşül- Müştür, Cenevre, 20 (Radyo) — M. Delbos, M. Ruşar, M. Vigero, M. Berar, M. Mosiyi, M. Baz- devan, M. Mollez beraberinde olduğu halde Cenevre'ye vasıl olmuştur. Londra, 20 (Radyo) — İn- giliz kabinesi M. Baldvin'in riyasetinde - toplanmıştır. Bu içtimada dahili mes'eleler ö- rüşülmüştür. Kabine, milli mü- dafan teşkilâtı hakkında ka- rarlar vermiştir. Eden'in bulunduğu — trende Şili hükümetinin İngiltere se- firi de vardır. Şili sefiri Ulus? lar sosyetesi konseyine Şili hariciye bakanı namına riyaset edecektir. Ankara, 20 (AA) — Ga- zeteler Antakya-da Türk'ler tarafından yapılan 60,000 ki- şilik büyük tezahürata mukabil 11 kânunusanide mahalli hü- kümetin tertibile yapılmasına yeltenen nümayiş hakkında aldıkları tafsilâtı neşrediyorlar. Suriye'lilere yaptırılan bu nümayiş bütün gayretlere rağ- men muvaffakiyetsiz olan ve bin müşkülâtla bin kişi top- lanabilmiştir. Bunlara hükü- met tarafından hazırlanan bay- raklar dağıtılmıştı. Hükümet Türk'lerin içtimama karşı gös- terdiği büyük müşkülâta mu- kabil Suriye'lilere azami yar- dımda bulunmuş, Türk'lerin tezahüratı esnasında fotoğraf alınmasına müsaade etmemiş- ken bu muvaffakıyetsiz top- lantı filme alınmıştır. Gazeteler -İskenderun şeh- rinde ve köylerindeki Türk- lerle Kürtlerin Sancaktaki şid- detli tazyik dolayısile hükü- mete müracaatla bu tazyike artık bir nihayet - verilmesini istediklerini yazıyorlar. Müşahid heyetle görüşen Türk'lere tercümanlık yapan- lar takip ve tevkıf edilmek- tedirler. Roma, 20 (Radiyo) — İtalk yan gazetelerinin aldıkları son haberlere göre Sancak'ta çı- kan son hâdiseler üzerine Fransız'lar Türk unsuruna fo- toğraf kullanmayı yasak etmiş- lerdir. Son nümayişlere iştirak eden Türk'lerin adedi 60,000 idi. Bu muazzam vaziyeti tesbit ettirmemek için fotoğraf çek- mek yasak edilmiştir. İstanbul, 20 (Hususi muha- birimizden) —Cenevreden ge- len haberlere göre Sancak mes'elesinden dolayı Türkiye, Fransa arasında baş gösteren ihtilâfın — halli için Romanya hariciye nazırı M. Antonesko tavassutta bulunacaktır. İstanbul, 20 ( Hususi ) — Fransız Başbakanı M. Leon Blum, Sancak mes'elesini ya- kından tetkik etmeğe başla- mıştır.. Bu tetkikatı yaparken M. Blum; bu işin hukuki cep- hesini bırakarak siyasi cephe- den bir hal çaresi bulmağa çalışmıştır. M. Blum'a göre; 1921 An- kara — muahedesile — Sancak Türk'leri hakkında gösterilen teminatı, Milletler cemiyetine devredilmek suretile idare edi- lebilir ve bu işi Milletler ce- miyeti üzerine alabilir. Bu su- retle İskenderun limanından Türkiyenin istifade edebilmesi temin olunacaktır. M. Blum; pek eski olan Türk - Fransız dostluğuna fev- kalâde bir ehemmiyet vererek Sancak mes'elesinin her iki taraf için de müsaid bir şe- kilde halline çalışmıştır. M. Blum, tarafımızdan teklif edilen konlfederasyon şeklinin kolay tatbik edilmeü bir şekil olduğunu beyan ile bu husus- taki düşüncelerini de — ilâve 211 037 Sancak mes'elesi hak- Radyo fabrikası kında Cenevrede hara- Kuruyoruz Parti grı:iıunda Konuşmalar.. — Başı Tinci sahifede — Ankara, 20 (AA) — C. H. Partisi kamutay grubu dün 19/1/937, öğleden sonra An- talya Saylavı Dr. Cemal Tun- ca'nın Başkanlığında toplandı. Söz alan Hariciye Vekil Vekili Şükrü Saracoğlu San- cak mes'elesinin Cemiyeti Ak- * vamda müzakerelerine başlan- mak üzere olduğunu ve şim- dilik yapılacak başka beyanatı olmadığını söyledi. Bundan sonra söz alan Ma- nisa Saylavı Refik İnce, Radyo tesisatının ehemmiyetinden bah- sederek buna mütcallik - ka- nunla siyasi müsteşarlıklar ih- dası hususundaki projenin ne zaman intaç edileceği suali üzerine; Nafıa Vekili Ali Çe- tinkaya: Radyo tesis tı hakkında Ve- kâletin mesaisini izah ettikten sonra Tü:kiye'nin yakında kuv- vetli bir istasyona sahip ola- cağını bildirdi. Bunu müteakip Başvekil İs- met İnönü, Parti arkadaşları- nın radyoya verdiği alâka ve ehemmiyetten pex ziyade mem- nun — kaldığını ve hükümetin radyo işini mühim bir mes'ele olarak ele almış bulunduğunu söyledikten sonra memleket dahilinde birisi Ankara'da ol- mak üzere mütecakiben birkaç istasyon merkezinin kurülaca- ğını ve bu suretle radyo ma- kinelerinin köy odalarına ka- dar teşmil edileceğini beyan ederek - istasyonlarımız - tesis edildikten ve radyo — makine- leri sanayiine geçildikten sonra memleket dahilinde kendi dü- şündüklerimizi emniyetle ya- pabileceğimizi ve ©o zamana kadar gümrük tarifelerinin in- dirilmesinin de zaruri bulun- duğunu ilâve etti. Siyasi müsteşarlıklar ihdası hakkındaki projeye gelince, Parti grubu - kararile projeyi ihzara memur edilen grup reis vekili Hasan Saka'nın müte- hassıs arkadaşlar ve vekiller ile temas ederek - hazırlamış olduğu projenin bir hafta zar- fında grubta müzakere edile- bileceğini ümid - ettiğini bil- | dirdi. GESTİ TUT YD NN Uluslar sosyetesi konseyi bu defa dokuz devlet tarafından — doğrudan — doğruya - hariciye bakanları — tarafından - temsil: edilmek suretile takviye edil- miştir. Maamafih bu vaziyet fevkalâde bir mahiyet arzet- mez. Sadece, mühim — bazı mes'eleleri lâyık olduğu ehem miyet dahlinde halletmek için: dir. İptidaf maddelerin taksi- mi ve İspanya mes'eleleri de müzakere edilecektir. j Konsey, yarın akşam üzeri açılacaktır. Türkiye mümessili Dr. A Cenevre'ye saat 21 de miştir. t Sancak mes'elesi raportörü İsveç hariciye bakanı M. ler üç gündenberi. — Ulu: sosyetesi merkezinde b maktadır. j Fransız murahhas heyeti gelmis olması hasebile bu$

Bu sayıdan diğer sayfalar: