21 Temmuz 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

21 Temmuz 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(SAHİFE 6) Harp Muhakkak Mı? Lisanda şiddetli davranmak, ekse- riya gizli bir tereddüdün işaretidir İnsan, harekette bulun Yazan: kilde kaybalduğu o buhran lerdenberi bütün mill işgal eden bir sual Dünya muhakkak bi: ru sürükleniyor?. Almanyanın her hâkim bi, emellerine başka ıuılu vasıl madığı takdirde, yeni bir bü dünya harbine sebep olacak mıdır? Bu suale şimdiki halde vap vermek kabil değildir. Hâdiseler sahi-| amayınca dilini zorlar Hanri Lemeri Esk; Fransız nazırlarından met görüyorum. Çünkü gizli bir tereddüdi san, bir harekette lini zorlar, bir alay ortaya dökı düşünelim : U:_l sand tli davranmak ekseriya kelimeler bulur, Esasen, isteyen bir tek mil- let yok ki harbin galip çıkan mem- (ANADOLU ) Harp Danzig Almanya, blöflerinde | son L neden ısrar ediyor eh Meb'usu Başkumandanın res- mini alarak meclisten lngiliz 4| Fen adamları “|Yeni bir hey'et se- Büyük Okyanus haritası üzeri de küçük bir ada vardır. Bu ada, ce- Arasında, devlet adamlar larında, gazetelerdeki larda bu süxale cev leketler için bile faydadan ziyado zarar getireceğine kani bulunmasın. Bunu herhalde Her Hitler herkesten evvel biliyor. Zira, muahedeleri ev- ahim |velâ gizliden gizliye, sonra açıktan hâdiselere karşı koş için bir açığa yırtığı sırada harekete geçme- gayret sarfediyorlar. Fakat, barışa | mi; Hüra u.lı'v :ni:ırd:kı[unkîmlu d;ı’lv / Jetmek isteseydi o zaman ederdi, çün- TU ŞN FR ER a Şöya Kaf SAĞAD o sıralarda demokrasiler kayıtsız lar. — ve yavaş hareket ediyorlardı. Hal- Diğer taraf t onlar dilerine bu kadar muvaf zandıran palavra ve hird le siyasetinden artık birşey ümid ode z fütuhat|fazlasiyle onun aleyhine çalı lduğunu |Hesap görmiye mecbur olacağı ra- k olması bunu gösteriyor. buki Almanya silâh itibari ':ııı çok üstündü. Bugün zaman eskisinden ikl mizl: hleri her gün biraz daha çoğalıyor, eflerin Jsan- | har miş değil ve | ana amnjyet vermiyor. Almanyanmımı Memeli, ftal biraz dahs kuvvetleniyor. v dahi- nin da| !! vaziyeti;. birçok arazi elde etme- Arnavutluğu işgalinden sonra dünya | n, hatta !i el Ka vaziyetinde mühim bir sükünet gö-|diği bu yen! n.em':ketlerdez rüldü. Fakat, herkea bunun müvak-| gittikçe fenalaşmakta, Bi hundıyor gittikeç müştülleşiyor. Öyle ki Al- Bu gerginliğin de mevzuu Danzigğ| Manyanın bu vaziyetten kurtarılması ölacak. Elv Führer gene gizli| için bir tek çare var: Ya dünyayı der- g'zl pişirilip kutarılı yahut da der- Diğer taraftan, Almar v sine r &İN iktısadi va- ım, hal siya: Almany değiştirmesi.. lenilmiyen şeyler hazırlamakta öt klküle törtünnnd olmuştur. Dediğinden vazgeçmiyen bi: leyiş hırsının yeni bir hamlesi fereye kadar varacak ve bundan ne| gibi bir netice h Dürüst bir adam olan Mi berlayn daha ge Fakat lik- " liğin büyük bir rolü olacak. rakipleri Almanyanın bu ün ten kurtulmasına müsaid bir va: şlardır. Onun için, Almanya! -İvahim olan dahilii vaziye n allak bulluk edece Teih etmesi pek akıl n, — ezasen i büsbü- bir. çareyi caktir. İşte, onun ir ki Almanya blüf yapmakta israr edip duruyor. Onun bu usulü ile o kadar ço in düşüncesi | Oldu ki böylelikle gene bir şey 7 .lı: edeceğini düşünebilir. r. Zira, den İngiltereden gelen davetler de g: eder y mi bir sulh arzusu tefsir edi- ci derecede yöor, Hnua. birlik ve k. içinde müzakere <değiştirmelere bahsediyor. Mister — Çemberla; gayet vazih olarak Şi hakikaten, milletleri —m rekabet hırsına bir son veri zımdır. Umumi vaziyetin icap ettire- cekği değişiklikler Milletler cemiy ti misakırım 18 inei maddesinin de| kabul ettiği birşi Fakat, bundan evvelki gibi, bu anlaşma teklifine de kavgacı | bir şekilde cevap verildi. Almanya, emparyalizminin yolunu kesmek teşekkül eden kuvvetlerle esir edile- bileceği kanaatini vermek istemiyor. Danzig eski müstemlekelerinin ve hayat sahası dediği temin edecek bir barışt. lü anlaşmayı kabul - edemiy söylüyor. Führer de daha evv rette ekendini aşağı mustarip olmadığını söylemiş ve Al-| manyanın 1918 de silâhlarını b | karak Amerikan cumhurr nun davetini kabul eti retle itidal gözterdiğ pişman olduğunu ileri sürmü Dr. Göbels te, bu. hem de ta- | rizkâr bir lisanla, iki kere tekrar et ti. Alman gazeteleri ingilterenin hüz- nüniyetle söylediği — sözleri alayla karşılıyorlar. Bütün bunlar, Almany yından dönmiyeceği, hiçbir şeyin döndürmiyeceği, ötekiler boyun eğmezlerse, harbin muhakkak olacağı kanaatini vermek için yapıe imkânından b ga-. tenil anın lehine anlaşması lduğu da — zannolunuş Meselü, Berlin yi Alman; $ temleke devletleri kendi asıl toprak- ları arasına dahil etmedikleri ve ken dileri için pek de Jüzüumlu olmuyan |m: bazı yerleri de verebilirler. Onun için, mukavemeti elden bı - olduğu eyin verilmesin tür- ceğini|ye olmadığını anladıkları zaman tecek ki, her halde mağlübiyeti ku- nek onlar için daha fena ola - (Lâ Tribune des Nations) , bu sü- onra B. Behçet Uz ÇOCUK Hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,80 dan bire kadar| Beyler sokağında Ahenk matbaası M. ŞEVKİ UGUR Dahili hastalıklar mütehasısı İkinci Beyler sokak No, 82 Telefon No. 3286 Hastalarını Sabahtan itibaren v "İzi işgal gün İte geçmesinde içine düştüğü ümitsiz- |* rı olmiya - İ& zı noktalar üze-| Vdi edilmiş ılvk Dan: MARLELİE ZARRA RAn çıkan etler Alm deceğini haber Maamafih bir aydanberi he terane işitildiği halde henüz bir ha- rekete şahit olunmamıştır. Fakat Danzigde Almanların ve bilhassa aâ kerlerin miktarının arttığı da her bildirlmektedir. alüm olduğu üzere Danzig ser- best bir şehirdir. Mesahası 1992 ki- ;| lometre murabbur ve nüfusu dört yüz bin kişidir. Vistül armağı ağzında bulunan Dansis sebri. Polonyanın. ekterle « rinden biridir. Diğer ciğer de Gay nia Himanıdır. de Napolyon ta- rafından işgal edilmiş olan T 18138 go ekı fından kadar Al - zig serbest şehrine hâkim Danzig serbest bir şehir olduktan a Volgstag meclisi — tarafınd intihaba başlandı. Meclisin n du yetmiş iki kişidir. Milletler mösyd v tandaşları arasında çıkacak her h: gi bir ihtilâfı halle memurdur. Hitler mevkii iktidara — geldikten sonra Danzig serbest şehrinde Nazi - lerin nüfuz!. e burada £ ler taraftarlarının idar Hitlerii gençlik arkadaşı Alber Fortere tev » Bugün serbeat şehir se- natosunun reisi olan Arthur Greiser Alber Forsterin idaresindedir. Bu şekilde Danzigde nazi propa - gandası ilerledikten sonı meselesinde naziler ekse zanmışlardır. Danzig mecli rd( iki tane Leh mebus bulunmakta i 4 |Fakat bumlardan da yalnızca Möayö Lendzion kalmıştır. O da resimde gü- rüldüğü gibi Polonya baş kumanda- nın Ryâz - Smiglynin resmini ko - luna alarak me en çıkmıştır. Danzigdeki nazi partisi fevkalâde faaliyetter Froster iş başına geldiği zaman par- tinin 300 azası vardı. Bugün Dar - ziğde nazi partisi azalarınm mevcu- | du 15.000 dir. Danzigdeki kah m- gi evde üç tane gamalıhaç ortasında Hitlerin büstü bulunmaktadır. Alber Froster sık sık toplantıla tertip ederek nazi rejiminin prapa - gandası! pmaktadır. Polonya Alman,; n Danzig üz rindok| tesirine şimdilik seyircid | Yalnız Polonya - Danzig hududun - da hücum arabalarına karğı manii lar yapmıştır. Gene her zamanki bi iki asker hududu beklemektedir. ver köca Polonya ve bütün sulh copli ği g “|yolunu şaşırtacak derecede tehlikeli | & (ameli 1930 senesinde Alber| samet itibariyle her ne kadar bir larının içindeki gizli mağaralarda İsaklı bulunan milyonlar değerinde Jaltın miktarı, insanı şaşırtacak dere- cede mühimdir. Adanın ismi Kokostur. Kokos adası, on altıncı, on ye- dinci ve on sekizinti asırlarda er korsanların altın ambarlı; yazifesini görmüş ve bu anbarların ine birinci defasında 125 mi dolar gibi £ tirilmiştir Tarihi sarahaten gösterdiği Kokos altın anbarlarını aramak için bir çok mühim seferler yapılmıştır. Ancak bu seferlerin he- men hiç birisi muvaffakıyetli bi ftırma yapmadan ya gerisin geriye dönmüş, ya da Okyanusun azgın dalgaları arasında kaybolup gitmiş- lerdir. Tekin olmıyan bir arazi Rivayet edildiğine göre Kokos adası tekin değildir. Orada insan ya- amaz. Kesif bir ormanlıkla kaplı | ZIMN danmine gTMEK oONUNU yüz” Üz göze almak demektir. Zaten koy bulunmadığı için gemiler orada vesikaların |de j nın etrafında — iyi “Juzun müddet barınamazlar. Şiddetli kasırgalar bazan aylarca devam etti- kalın sis tabakaları da insana bir hal alır. Ancak, bu yaban? arazide yeti- şen ormanlıklar görülmiye şayan bir şekilde güzeldir. Nadiren berrak olan havalarda, renklerin - biribirleriyle yarış edercesine yaptığı iltimalar ha- kikaten şâiranedir. Hzinelerin sahipleri 1658 tarihinde, gerek Avrupa, -|nerekse Amerika sahillerini müdhiş hücumlariyle yıldıran ve rasgeldik- leri sefineleri soyarak, limanları ya- karak azim servetler ele geçiren iki büyük korsan vardı. Bu korsanlardan birisi Davis, di- ğeri de Dampier idi. Her iki korsan |I evvelâ Leon, sonra da Nikarga ga- nimetinden kazandıkları iki yüz mil. yon dolarlık serveti bu adaya gelerek haftalarca devam eden bir kazma i müteakip toprağın içine |gömmüşlerdi. Kanlı kılıçh korsan - Benito da liki milyar iki yüz seksen milyon ,[ranklık bir hazineyi gene bu adaya gömmüş ve kendisi tekrar sefere çık- mıştı. Benito, sefer esnasında İngi Fakat bu iki askeri narkasında ko2z- bir| feriye teşkil ettiler | hemmiyet arzetmezse de sarp kaya- p  |bahriye kuvvetleriyle çarpışmak mec ış < ve nihayet bir eat de GaİR S dK SA nt avene: le harpte boğulup & kurtulan Tomp- hydı. O da, di- Bu kanlı ha son adlı bir ğer korsanlı Lima'nın milyarlar tutan muazzam servetini cebren kendi gemisine alarak bir sem ti meçhule, yani Kokos adasına gel- mişti. Tompson, bu vazifeden İngiliz bahriyelileri tarafı rar takibe maruz kaldı. Filhakika ik canlı olan bu ada: itün arkadaş- ları kılıçtan geçirildiği hakde İngiliz- lerden gene kurtularak Kokos ada mış ve ezcümle 1821 de sonra tek sına iltica etti 1844 de Tompson ağır bir hasta- hk neticesi öldü, Onun yanında Kea- ting adlı bir arkadaşı bulunuyordu. Keating, Tompsonun hazineler plâ- nını ele geçirerek Kokosdan külliyet- li mıxlmdn altın alarak Amerikaya Gene söylendiğine göre, Keating ölünceye kadar buradan Avrupaya ve Amerikaya milyonlarca altın ta- şıdı ve kendisi milyarderlere has bir hayat içinde yaşarken eceli mev'u- diyle öldü. Korsan hazinelerinin plânları Kokosa yapılan sefer heyetleri en len önce bu gizli hazinelerin plânları- mı elde etmiye calışmışlardır. Kea- tingin ölümünden sonra, hazinelerin NÜ | dolayısiyle z1 LEMMUZ 1939 Cuma Korsanlarııı Hazineleri Okyanustakı kucuk bir ada- da saklı bulunan milyonlar Milyonlar değerindeki altınları elde etmek için buraya yapılan tehlikeli seferler ve meş um neticeleri Kokos adasının korkunc ormanları plânı Gürzon Hov isii yelinin eline geçmi elinin eline geçmi T bır iş yapamıyacağını anlayınca p]a'nlnn tam yirymi yıl bu esraren- giz rdadn yaşadı ve kendisi Kosta Rika hükümeti tarafından adanin valiliğine nasbolundu. Bu çok zeki ve kurnaz adam, Ko« kos hazinelerinden bahsederken bir gün şöy anatta bulundu: Filhakika burada muazzam ser- vetler yatmaktadır. Ancak benim eli- me geçen plânlar tamamen - tahrif edilmi: Zaten bu plânların beş on tane —ııl.n leri de yapılmıştı. bu sözlere inanacak olur- sak Gislerin yirmi yıl içinde buradâ ne ile meşgul bulunduğunu kendi kendimize sormamız icab edecektir! Kokosa seferler Gislerin ölümünden sonra Koko* sa iki büyük sefer yapılmıştır. Bu se* ferleri Irlandalılar yapmışlardır. Morganın icra ettiği diğer bir 9&“ fer Kakos önlerinde gemilerinin y? ması ve gemide bulunanların ölme” siyle neticelendiği gibi, kaptan meş'um telâkki edilen bir kayan!f altında başını parçalamıştır. Morgan güç halle fırtınadan hif yatını kurtarmıssa da o da, esareni bir hastalığa tutularak adada ölmüf tür. 1896 da kaptan Şazapnelin, 1901 de vankuverde teşekkül eden heytt seferiyenin, iki yıl sonra Klod bir İngilizin, gene Arnoldgrey isif? li ikinci bir İngilizin seferlerini tal eden Boston'lu bir kadının K dahilindeki araştırmaları - tamat meş'um neticeler vermiş, ve :eff_ re iştirak edenler ya bir kaza hde, ya da hastalıkla ölmüşleri 7 hud da ümidsiz bir halda gerisin riye avdet etmişl, Kokos har clde etmik len paraların künü bir kaç önilyon doları MEME y dir. Son zamanlarda Vorsley itÜğe hir İncilizin riyaset ettiği heyeti ? gl at neler sarfad *iye Kokosa muvasalât etmietif- rede zoole ,mııd'”’ vi İle elrlerrik VA vda birlin ——ıı"" i sefer:

Bu sayıdan diğer sayfalar: