3 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

3 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(ANADOLUY öl Yıldızı Nakleden: *« xh/Â Müfreze kumandanı ölünün başına #x doğru eğildi ve ölünün çehresini — Aramızdaki mesafe azami 3 kilometredir. Biz de ise şu tepenin ar kasından çıkacaklar, arkadaşlar mev zi aldılar. — Güzel! Sen evvelâ nöbetçilere gİt, ve müfreze — ıslıkları işitmemiş ise bizi görmediler demektir. B'na- aleyh ateş ederek harbe sebebi- yet vermesinler. Sonra çadırları çar- çabuk toplayın, Nureddinin sahrada iltica etmiş olduğu yer, Afrikanın hava cereyanlarına tutulmuş. rüzgü- rın sürüklediği kumlarla şurada bu- rada muvakkat tepelerin vücud bül- duğu bir harp mevzit idi. Nureddin burada uzun zamanlar kalamazdı. Çünkü rüzgür mevsimleri gelince *emiten kaçmak müşkül olurdu. hasnaleyh muhtemel büyük tehlika- den kendini ve efradını — korumak $in, o müthiş fırtmaların — zamanı Be'mneden oradan ayrılmağa ve baş- var! Diyerek bağırdı. Müfrezenin bütün efradı ölünün başına toplanmıştı. Cesed eşkiyalar- dan birisin'ndi. Müfreze kumandanı ölünün başma döğru eğildi. Ve ölü- nün çehresini dikkatle kontrol etme- . Ölümü intaç eden kurşun eşkiyı çehresini tanınmaz bir hale get'rmiş- ti Göğsünde derin bir yara vardı. Derhâl bir kibrit yaktılar. Ve ışığın yardımiyle bozulmuş olan çehresin- den hiç kan akmamış olduğunu yör- düler. Müfreze kumandanı ölünün iki yarzaşma da dikkatle — baktı —Acayip! - dedi - bozulan çeh- resinden hiç kan akmamış.. O &nda neferlerden biri: — Kumandan - dedi - müsaade bu- yurün. Bu adam göğsünden almış ol- İduğu yaralardan ölmüştür. Çete bu ölüyü kaçırmıyacağaını hissedince hü- ka taraflara iltica etmeği — düşünü-| Yördü. Maamafili şimdilik o tepecikler. den istifade etmeği kararlaştırmıştı. çadırlar toplandı, her şey hazirlan- di ve kendisi de başta olmak üzere derha! müdafaa hattı tesis edildi. Birdenbire müfrezenin piştarları Köründü. Nureddin — derhal namlıyı Yevirerek pusuda beklemeğe başla- Ü. Nasıl olsa efradı s'lâh sesini işit- eden ateş etmiyeceklerdi. Tehlike İşraeti kondi silâhından çıkacak olan, rşunla verilecekti. Müfreze eşkiya- 'arda toplanmış olduğunu far- Ketmemiş olacak ki ihtiyatsızlıkla İlerliyordu. — : Sahranım hiçb'r tarafında en ufak i bile görünmüyordu. Bekliyen e$i İse vfak kum tepelerin” arkalarına saklanmıştı. Binaenaleyli &y ışığından mahfuz idiler. İlerleyen Müfreze oldukça kalabalıktı. Nureddin bulunduğu yerden müf- Tezenin harekâtını adım adım takip tdiyordu. Nihayet silüh menzili: tirmeğe başladı. Müfrezenin başın- da birisi duruyor ve en önde geliyor- u. Nuyeddin dipçiği omuzuna yerleş *rip vişan alırken: — Ey haksızlığı sevmiyen büyük Allahım - dedi - müfrezenin başında Gdüran şu adam Ömer paşa ise kurşu- Tum boşa gitsin. O adam beni öldür- Mek için uğraştığı halde ben onu aksız olarak öldürmek istemiyorum. İ bu günahtan koru Allahım! Vo, ateş etti. Nureddinin ateşini, da bulunan diğer eşkiyanın Yayhm ateşi takip etti. Eşkiya taki 9 çıktığı halde şayanı hayrot bir. '#tle yürüyen müfreze efradından Tühim bir kısmı — yere yuvarlandı. f:nımı küme halinde ilerliyen di- Müfreze efradı derhal develer- n indi ve dağılarak muhtelif mev- Kişa Aldı ve mukabil ateşe başladı. bir müddet içinde sahranın o ; Rfl kanlı bir müsademenin sahnesi Tak'bata Ççıkan müfreze oldukça balabalık Ve küvvetli İdi. Binüen- Heyh dağılınca harp sahnesini mu- *"*ı kudretine malik olduğunu ve. NÜY imha edebileceğini zamanın- RW Nureddin ona göre ted- OBÇ Umağa başladı. Fakat Nureddin ederek tedbir almağa uğraşır- B lar, sağdan, soldan, ve “Aheden yağmur gibi yağıyordu. Müsademenin bütün şiddetiyle de- | ettiği b'r anda Nureddin birden-| gülünç M Bir aslık işaretiyle <ateşi kesa viyeti meydana çıkmasın diye, çeh- vesine de bit kürşun sıkmış.. Nitekim silâhlarını bile almamışlar.. Nefer, ğakinin yerde duran #ilâhı- nı aldı. Silâhin kabzesinde güm! işlenmiş çiçekler vardı. Kumandan silâh; eline alır almaz gözleri şimşek gibi parladı. — Çocuklar, çete kumandânı Nu- reddini öldürdük! Bu silâh onundur, Kıhemı da yerden ahn, onu da göre- lim! İşte, ismi üzerinde yazılı.. Bir de tarih var. Anlaşıldı. Eşkiyalığa çık- tığı günün tarihi, Çete relsi öldük- ten gönra mesele kalmadı. Esasen onu öldürmek için yola çık- mıştık. Kafasını — Kahireye götüre- ceğiz. Binaenaleyh bi'riniz kafasmı kessin ve tuzlayın; çünkü bize loldu: Üç ölü ve beş yaralımız ivar. Ne ise, maksad hasıl olmuştur, mesele buradadır. Ertesi gün Mısır matbuatı müfre- zenin ihraz ettiği muvaffakıye sitayişle bahsederken Nureddin'n ü- lümünü de kılişesi ile beraber naş- —-00: oğa |© dikkatle kontrol etmeğe başladı Epe rediyordu. Günlerce devam eden bu yazıların verdikleri netice Mmalüm- |dur. Müfreze kumandanı «Nüreddi. in kafasını getirdi>. diyo ÂAziz pu- şadan bin lirayı kopardığı gibi iki rütbe terfi etti, amâahda altın madalya ile taltif olundu. Nureddin çetesi böylece dağıldı tan sonra ağızlarda doluşan dediko- dularda sona ermiş ve kısa bit za- man içinde hâdiseler tarihe karişa- rak her şey unutuldu: Nureddinin — öldürüldüğü ve çetn. sinin dağıtıldığı haberi Avrupada Lâ- t'fe ile beraber yaşıyan Salâhaddinin kulağına kadar varmıştı. Fakat Sa- lâhaddin ve Lâtifenin — Nureddine ona istırap vermemek için hüdisevi Rünlerce gizledi ve ona haber ver.|? medi. Salâhaddin memnün deği kend'sini öldürmek emelinde bulun: duğunu pek âlâ biliyordu. Buna rağ- men Salâhaddin Avrupada karısiyle yerleşmiş, mükemmel, müreffeh bir hayat geçiriyordu. Binaenaleyh — Nureddinin hayatı artık kendis'ni alâkadar etmiyordu. Nitekim; Nureddinin - katlinden bile müteessir olmuştu. Aradan uzun bir müddet geçtikten sonra, bir gün Sa- lâhaddin d'lber karısiyle akgşam ye- moğini yerken memleket bahisleri açıldı. — Ne olur - dedi - birkaç gün için nun Üzerine Salâhad! ğ ni anlı k fırsatını elde Lâtife, seni bugünlerde çok düşünceli görüyorum! Ayni zamanda hep Kahireden bahsediyorsun. Halr- lısın, biz'm memleketimizin hayatı, Avrupa hayatına nazaran daha zevk- Di daha basit ve daha tabildir. De mek ki burdan memnun değilsin. — Arkaaği var — Mektup İıarbi de- vam ediyor Almanlar da İngilizlere mektuplar göndermeğe kalktılar, fakat. 'den Almanya ile bir harbe girişme-İmuzda, Sırbistanın cevabından so| yi nasıl tasavvur ettiklerini bildirme-İya, birdenbire buhranın alabileşeği B. King - Hal Alman vatan- İdaşlarına göndermiş olduğu pek ma- kul, pek mutedil mektuplar tabii üçüncü Rayh devlet adamlarını çi- leden çıkarmiştır. Bu basit fakat kor- kulu olan hakikat silâhına karşı ken- ciz hissetmişlerdir. Bunun- let ve Hamburg civarında Lockes- tedt'de oturan Kessemier isminde etmişlerdir. Komik fikir, mânasız fikir. Çün-. W King * Hali Almanlare İngil ırda bulunabilecek :ı—ı:u -mukabil, B. Keşaemeier'in'giltere ile bütün müttefik lerini rica ediyordu. Acıklı bir ildönümü Günü gününe tam yirmi beş se- | — Arşidükün katli 28 haziranda olmuştur, Bu tarihle 23 temmuz ara- sında, <buhran» zahiren tabil bir sı yir takip etmektedir. Gerçi, bazı yasi mümessillerimiz Saray Bosna cinayetinin Avusturya Macaristan- da yapacağı reaksiyonlarla meşgul aİniz Çetine âmiz derhal en kötü ihtimali tah- min etmiştir. Diğer yerlerde, bugün bize ehemmiyetsiz görünen mesele- ler hemen ayni şekilde mütalca edi- mişl 2 — Fransız, Rus, İngiliz diple- masileri 5 ve 6 temmuzda Berlinde l Alman müzakeresi ve Almanyanın Sir- tana karşı şiddetli bir harekete gi- cişmek müsaadeşini Avusturyaya verdiğini haber alınamışlardır. 7 tem muzda Avusturya - Macar nazırlar meclisinin Sırplara karsı «tedip se- feri> ne karar verdiğini de öğreneme işlerdir. «Berlin - Viyanas iç mü- zakereleri sırrı sıkı bir surette muha- faza etmişlerdir. 3 — 23 temmuz akşamı Avustur. 'ya - Macaristanın Sırbistana verdiği ültimatomun ve Almanyanın ken- disine müzaharet ettiğinin neşredi mesi umumi telâşı mucip olmuştur. 4 — Bununla beraber, ben kendi besabıma, hattâ o tarihte bile, Ber- lin ve Viyananın, ne olursa olsun, umumi harbi çıkarmak — kararında olduklarını sanmıyorum. anıyorum ki: A) Avusturya - Macaristan Sır- bistanı ezmek için bir kuvvet hare- ketine girişmeği eskidenberi istiyor ve bu sefer, Almanyadan' müsaade almış olduğu için tam zamanı oldu: unu düşünüyordu. B) Avusturya - Macaristan br halline münhasır kalaca almaktar Sana kani e C) Almanya da bundan emindi Esasen Rusyanın ciddi bir müdaha Ko Hakamanryacağı (t rapekmın V at dolebişiylal sabhdağl ve bitkin bir halde olduğu sanılıyor du. İngiltereye gelince, bir Balkar döğüşmesinin onu bitaraflıktan çı- karacağı tasavvur edilmiyordu. İki imparatorluk tehlikesince Sı bistanın hakkından gelebilecekleri, ve bu suretle Balkanlarda, 1912 hâ- diselerini tamir edecek ve nüfuzları | " ni takviye edecek parlak bir muvaf- fakiyet kazanabileceklerini samıyor lardı. Gerçi bir umumi harp farziye- sini kabul etmişler ve hattâ bunun neticelerini hesaplamışlardır. Fakat buna inanmamışlardır. Bu o kadar doğrudür ki 28 tem- şümuldan endişeye düşen ve İngil- Bu mektuplardan biri işçi parti-İterede görülen bazı alâmetlerden te- i şeflerinden ve Avam Kamarası imebusli dilerini di. Lordlar kamarasına gönderilmiş la beraber mukabele etmek istemiş-|olmasına rağmen geldi. Bu da nazi istihbarat servislerinin — fişleri pek yolunda olmadığını gösterir. B. Mo: bu kendisine göndermiştir. mdan R. C. Morrisona ge!— lâşlanan Almanya bir adım geri mıştır. Alman devlet adamları ih: lâfın şümulünü tahdid etmiye çalış- 3 mışlardır. R j for-|Alman askeri makamları li birini İngiliz vatandaşlarına <husu- rison; B. Kessemciere nezaketini ia- lumıı'l.ıı.ı.ıık'ip ınııiy':r. KEL &1 mektup> lar göndermiye memur|deye müracaat etmiş ve şu mektü-/rine ağır basıyorlardı. 29 onların üze- temmuzdan| ibaren, Berlinde, Viyanada «harp «Parlâmentonun her iki meclisin|Partisi> vaziyete hâkimdi. Kimseyi ngil-|bütün âzaları ve bütün İngiliz vatan- |dinlemiyordu. terenin Tuh? hali hakkında her türlü|daşları bir yabancı memlekete karşı| Corad Von Hoetzendorf ve Molt- vaziyette ol-|yapılacak müstakbel tecavüzün h mwm teşvik ve tehyiç ediyor- n 1. Grey teklifini: çarın tavassu- ifşa edecek hiç bir sırtı yoktur ve İn-|manya ile harbe girmelerini intaç|tunun reddedilmesi bu yözden oldu. gilizlere söyliyebileceklerinin hepsi- ni onlar esasen bilmektedirler. Bu edeceğini tamamen müdriktirler. 25 temmuzda Rusyanın 13 fir- Biz harpten nefret ederiz. Fakat|kayı seferber etmiş olduğu söylene- mecbur etmiştir. şahsiyet kalemi eline alma-|sizi idare eden adamın siyaseti bizi|cek. Fakat bu bir ihtiyat tedbir 'dan çok evvel, Londra ve vilâyet ga-'bu kararı vermi: izeteleri üçüncü Rayh hayatından|Felâketi önlemek Genişliği ve yavaşlığı itihariyle, k tek ümid Hit-|mi de olsa, bir seferberliğin ke başladı. xutn.:ı ateş etmek-|hiç bir şeyi meçhul birakmıyan ve|lerin şiddet siyasetini bir mantık ve|her memlekette başka şa; #ediyordu. Eşkiya is9 mu-|bazan fahrt Hitler propagandası ya- enternasyı le etmeden kumlar üzerinde yı-|pan mektuplar ve haberler neşret- îh tirmesidir. Bu olmadığı takdirde, ği iedbirler diğerinin mukabil ted- “Bibi âürünerek firara yüz tut- Teze kumandanı, çetenin fira- mişlerdi. emirlerine itaat ederek (Çünkü ken-İcen defa olduğu gibi hemen bütün Ataşin — kesilmesiyle anladı veldisi Dr. Göbbelsin adarmıdır) Herldünyaya karşı harp etmek mocburi-|larının mesuliyetleri, harp istemiş ol 1 hukuk siyasetiyle de-|cereyan edecekti. Fakat . biz, eminiz k iaramızda|birler değerinin mukabil — tedbirler Buna tağmen - propagandanın|harp mükadderdir. Ve Almanya ge-|almasını intaç ediyerdu. Avusturya - Alman devlet adam- #Üngü tak emrini vererek hü-/ Kesgemcler bir cok İngiliz sahsiyet-| yetinde kalacaktır. Fakat İtalyanın | malarından ziyade kör gururlarında " Keçt. O anda yandan yürüyen : #fradından birinin ayağına Şârptı ve nefer: lerine dört sayfalık bir sirküler - mek | müzaharetin #Sulhçu ve ma-|süpheliyiz, cünkü Muasolini, ğ #um> Almanya hakkında nazi neka-|leketinin mağlünlar tarafında harhe n! — Burada bir ölü menhıüir!m — Dayamı 10 npncw salifade — | Içw göndermiştir. mem- mazhar olacağından |hiffetlesade ve tahminlerindeki | tada mündemirtir. UZAK ŞARK korsanları ve bu Japonların gösterdikleri — faaliy Üüzerine son günlerde sık sık adı ge- Ççen tenubi Çin sahilleri, — şimalde Kvantung vilâyetini çevirmekte, tek- mil Fukiyen larını ve Şek'yang vi ni cenubu kısmımı çerçevesi içine almaktadır. Bu sahil, Formoza boğazının karşı yakasını töşkil etmekte olup, cenup- ta Svataydan başlıyarak, Amoy ve Fukiyenin merkezi olan Fuçav üze- r'nden şimalde Vençav İimanına kadar varmaktadır. Bu sahiller, yüzlerce hatia binler- ce yıl kendi halinde yaşamış, Çinin tarihinde biribirin! tak'p etmiş olun birçok — değişiklikler, buralardaki sulh ve sükünu ihlâl edemem 'tşir, Dünyanın en sakin bir parçasını teşki) eden bu yerlere dair jilk haberi garbe getiren, 1280 tarihlerinde Şen- anşav şehrinin civarını ve dolayıs'le Amay havalisini dolaşmış olan Mar- ko Polodur. Sonradan, 1405 ten 1425 yılına ka. dar Ma Pin ile Şeng Ho adında iki amiralı ilk defa — olarak Hind Okyanosununa seferler — yapmışlar- dır. Bu iki amiral bugünkü Fuçavı ziyaret etmişler ve Formoza boğazın, geçmek için bin bir macera dolu bir. seyahat yapmışlardır. Bu sahillere Avrupalıların ilk mü- dahalesini vapanlar — ve dolayısiyle ezeli sükünu bozanlar Portekizliler lmuştur. Portekizliler Amoyda ka- r çıkmışlar ve şimdiki Şangşav şehrinin etrafını ve bu süretle Amo- yun hinterlandından ufak bir parça- yı işgal etmişlerdir. Portekizliler bu. ralara 1547 den 1549 yılma kadar l topu topu iki yıl hâkim olabil- mişlerdir. Formoza boğazının diğer karşı ya- kasındaki tarihi hâdiseler de müvü- zeneyi bozamamıştır. Formoza ile Fukiyen sahili arasındaki Peskado- res adaları, 1622 de Holandalılar tarafından işgal edilmiş, fakat onlar da iki yıldan fazla bu adalarda tu- tunamadan geri çekilmişlerdir. Formozanın, eski devirlerde Çin. lilerin Lin - Şiu adını verdikleri bu- günkü Ta'vandaki hâdiseler de Çi- nin ana topraklarına tesirli olama. mıştır. Formozada 1662 den 1688 yılına kadar geçici bir suretlte bir krallık idaresi kurulmuştur. 1895 tenberi bu ada Çinin elinden tama- 'yle çıkmıştır. Bu ada Peskadores dalariyle — birlikte o tarihten beri japonların malıdır, Formozanın gerp sahillerinde, Fu- kiyenden gelmiş olan Çinliler yaşa- maktadır; adanın içerler'nde ve şark tarafında, Maleya adalarında göç etmiş olan ve gayet iptidaf şartlar içinde yasıyon kabileler vardır. Afyon harplerinden sonta, bu sa- hillerde gerbest limanlar tesis edil- gtir. Svantav 1860 ta, Furav 1861 Çinin cenup sahille- — rinebir bakış Bu sahilierde yaşıyan eski zaman (SAHİFE sahillerin ticareti FORAAOSA Hİ de, Amoy 1662 de serbest Himan ol müş ve dış âlemle sıki bir ticaret İimünesebetine girmi: olan tarafları da pek azdı jSahil boyu hemen hemen baştan aşa- a dağlıktır; nüfusu gayot seyrektir. |Yol, yok denecek kadar azdır, Buna |mukabil önlerinde birer da küçük adaları olan hadsiz hesapsız körfaz. leriyle doludur. Hang-Kongun sima- HEnde bulunan Bias - Bayda kötü şöh- İretini işte bu coğrafi vaziyete borç- İladur, Bia - Bay, — zamanı İuzun yıllar Çin korsanl, olmuştur. Burada — konaklıyan Çin korsanları, hüviyetlerini be den sahil boyunda işliyen buzan da büyük yolcu vapurlarına biniyor ve yoleular arasına karışıyör- lardı. Vapur sahilden açılınca, tayfa , Üü ve yolcuları hapsett kten soni Mmenin başına geçerek Bi İtu körfezini — boylı Baya geldikten sonra barlarındaki eşya ve mal karaya çı- karılıyor, yolcuların bütün dünyalık- ları alınıyor ve içlerinde gözlerine kestirdiklerini de istedikleri tarma parasının koparın yanlarında alıkoyuyorlardı. Bu ara. da, direğinden dibine kadar soyulan vapur yoluna devam etmesi için ser. best bırakılıyordu. Bunları tedip için gönderilen se- fer heyetleri, onların karşısmda en ufak bir muvaffakıyot gösteremiyor- lardı. Tedip heyeti karaya çıkınca, binlerce karsan, — hinterlanda veya adalara çekil!p gizleniyor, bütün a- rama ve taramalar boşuna gidiyor- du. Bias - Bay sahillerinin — baskın halinde bombardımanı da para ete miyordu. Çünkü, korsanlar kondile- Tine mahsus ve fevkalâde mükemmel işliyen haber alma ve İşaret verme sistemi sayesinde, herhangi bir harp gemisin'n yaklaştığını vaktinde ha. ber aldıkları için, bombardıman bas- kın mahiyetini kaydediyordu. Çinin cenup sahillerindeki ticaret çok canlı ve bir taraflıdır. Buralara ithal edilen ma! ve eşyaya mukabil yapılan ihracat hiç mosabesindedir. Bu büyük Vmanalar, yalnız birer ie- tihlâk merkezleri değil ayni zaman- da tekmil hinterlandın pazarlarıdır. Maamafih bu hinterlandın fakir ol duğuna delâlet edemez. Buralarır dağlık ve kayalık ve dolayısiyle vol. kan'k bir karekterde oluşu, bu yer. lerde birçok — maden cevherlerinir bulunduğunu göstermektedir. Bütür sahil boyunca, bir sürü köylerde de- niz suyundan tuz kazanılmaktadır. |Tuz İnhisarı, Çin hükümet'nin en bü. yük gelir kaynaklarından biridir. — Devamı 10 avncu sahifade — ei vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: