22 Ekim 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7

22 Ekim 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şar) SÜREKLİLİK. Müşterek mikyaslı kesirlerin, adetleri bağlamadığı gibi süreksiz- liği de ortadan kaldırmadığı izaha sığabilir. Bir al mikyası üzerindeki bölümler, ne kadar birbirine yakın olursa olsun, müşterek mikyaslı ke- sirleri gösterirse de hiçbiri uzunluk mefhumunu tercüme edemez, göste- remez. Bunlar, istediği kadar çok ve sık olsun, nihayet uzunluğu ara- larında sıkıştırmış olur. Mikyas bö- HATIRALAR İÇİNDE ŞEHİR Senin bu şehirde yaşadığını bilmek Ve bir gün evleneceğini, bü şehirde... Leylekler cenuba gitmeden evvel Mavi gözlü bebeklerin olacağını... Söylememiştim utancımdan : Küçük saksıdaki beyaz karanfilin İhtiyar manolya ile öpüştüğünü... Ay ışığında, Nasıl kendimden bahsederdim ! Bilmem hâlâ onu suluyor musun ? Bir tatil dönüşü söylenen türkü, Hatıralarına itiraftan evvel. Deniz özlenebilir, ancak Gurbet yalnız şiirde güzel... Yüzüne bakabildiğim ilk an, Elinde titreyen elim; Ben ki beyaz karanfil de değilim! Bomboş şimdi.. Avare başım, Ayrılamıyor fakat bu şehirden ; Mavi gözlü bebeklerini görmek, onları sevmek için, mem müsaade edecek misin ? İskender Fikret AKDORA lümleri, adi ev bölmeleri gibi olup ayrı ayrı ve bir arada hiçbir keyfi- yet vâhidini temsil edemez; buna mukabil bunlar birbirine bağlı ol- duğu için esas itibarile de süreksiz- liği ifade eder. Bu taktirde metre üzerindeki bölümler, bir sıraya di- zilmiş ve birbirinden incecik perde- lerle ayrılmış sonsuz kompartıman- lara benzer. Bütün müşterek mik- yaslı ifadeler bu bölmelere dahildir. Bu mikyas üzerinde gelişi güzel bir noktayı ele alsak, bu nokta, şüphe- siz ki, bir fasıla üzerinde bulunur. Bu noktanın bir bölme üzerinde bulunması ihtimali, sonsuza karşı bir muayyen, yeni bir fasıla doğu- racaktır. Fakat ne de olsa, müşterek mik- yassız kemiyetler, fizikanın hâkimi- dir. Fizika ölçülerinde adi kesirler nadir görülür. Çünkü bunlar, sonu olmıyan sıhhate delâlet eder. Biz, fizikada âşâr hanesini, kabul edilen sıhhat derecesine göre yürütürüz. Taktir edilebilen, sayılabilen her süreksiz vâhit, bilgimize yaptığımız bir ek, bir ilâvedir. Misal olarak ışık hızını ele ala- lım : (Maksvel) in, ışık hizile elektrik ve (manyetik) çarpımları arasındaki nisbetin (1) olduğunu keşfetmesile fizika âleminde yeni ve mühim bir şube açılmış oldu. Nitekim telgraf, telefon ve radyo bu keşfin netice- sidir. (Dalton) un muhtelif cevherlere ait kemiyetler arasındaki kimya münasebetinin tam veya kesirli adet- lerle muayyen adetlere bağlı oldu- ğunu keşfetmesile de maddenin (atom) nazariyesi doğdu ve bu hadiseden (atom) fizikası meydana geldi. Bütün atom ağırlıklarının müş- terek mikyaslı sayılardan ibaret ol- duğuna dair meşhur faraziye ise, her 53. SÜREKSİZLİK Prof. Salih Murat UZDİLEK şekilde madde zerrelerindeki gurup teşekküllerinin esaslı ve tabii bir İN ZİS 2ZIE2 LALA Zr 7 a) NE ZİN ig N Çocuk ve alet prensibe dayandığı hakikatını mey- dana koymuştur. Bir (molekül) ün serbestlik de- recelerinin küçük adedi ve (molekül) (atomik) olabileceğini ihtar etti. tom-ağırlıklarını yedişerlik-ai guruplarına bölen (Mendelf) serisi de sayıların dene başka bir misal teşkil e (Faradi) ağ elektriğe ait madde kemiyetinin de sayılara bağlı oldu- ğunu keşfetmesi, elektriğin de (ato- mik) olduğunu meydana koymuştur. Böylece, attığı ilk adımda sü- reksizliği, ikinci adımda sürekliliği, üçüncü adımda yine süreksizliği, dördüncü adımda tekrar sürekliliği görmeğe başlıyan müsbet bilgiler gözü, keza sayılara bağlı bir tec- rübe ve müşahede pilânında, henuz karar kılacağı nihai merhaleyi kes- tirmemiş bulunuyor. u davanın, bugünkü müsbet bilgilerin ruhu zaviyesinden terkibini ve mütemayil olduğu hakikat kut- bunu gelecek yazıya bırakıyorum. 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: